Sigorta ve Tazminat Hukuku

Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava

Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava - tahanci.av.tr

Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava ile ilgili belirsiz alacak davası nedir, kısmi dava nedir, kısmi dava belirsiz alacak davası farkı, dilekçe örneği, zamanaşımı, şartları, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması belirsiz alacak, dava dilekçesinde belirsiz alacak yazılmaması, hmk gibi sorularınıza istinaden hazırladığımız geniş kapsamlı makalemizle sizlerleyiz.

Kısmi Dava Nedir?

Kısmi dava, aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ve bölünebilir nitelikte olan bir alacağın veya hakkın talep edilmesidir. Bu tür davada talep konusunun tamamı için dava açma imkanı olmasına rağmen yalnızca bir bölümü talep edilmektedir. Talep konusunun taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir olmadığı durumlarda da kısmi dava açılmasına herhangi bir hukuki engel olmamakla birlikte hukuki yararın bulunması ve hakkın kötüye kullanılmaması gerekmektedir.

Kısmi dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:

(1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

(2) (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.)

(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.”

Buna göre, kısmi dava açılabilmesinin iki şartı olduğunu söylemek mümkündür. Bu şartlar; talep konusunun bölünebilir nitelikte olması ve aynı hukuki ilişkiden doğmuş olmasıdır.

Kısmi dava açılması halinde, dava dilekçesinde açıkça “kısmi dava” olduğunun belirtilmesine gerek olmayıp dava dilekçesindeki açıklamalardan alacağın talep edilen miktardan daha fazla olduğu ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” denilmesi kural olarak yeterlidir.

Kısmi dava açılmasında amaç esas olarak dava masraflarından tasarruf etmektir. Bu sayede davacı daha az harç öder, davanın aleyhine sonuçlanması halinde ise dava edilen tutar üzerinden vekalet ücreti ödenir.

Zamanaşımı bakımından ise, bu tür davada zamanaşımı yalnızca talep konusu miktar bakımından kesilirken, geriye kalan miktar bakımından ise işlemeye devam eder.

Kısmi davanın düzenlendiği HMK’nın 109. maddesinin 3. fıkrasından da anlaşılacağı üzere, kısmi dava açılması, açıkça belirtilmediği sürece talep konusunun geriye kalan miktarı bakımından feragat anlamına gelmez.

Belirtmekte fayda vardır ki, Yargıtay manevi tazminat taleplerinin kısmi dava olarak ileri sürülmesi halinde “hakimin takdir yetkisinin bölünemezliği” gerekçesiyle bu tür talepleri kabul etmemektedir.

Belirsiz Alacak Davası Nedir ?

Alacak miktarını tam olarak belirleyemeyen davacı, belirsiz alacak davası açma imkanına sahiptir. Belirsiz alacak davası, davacı için avantaj sağlarken usul ekonomisi ilkesine de hizmet eder. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen belirsiz alacak davası, HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalarda söz konusu olamayacaktır.

Belirsiz alacak davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:

(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.”

(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)”

Alacak miktarının tam olarak belirlenemediği veya belirlenmesinin objektif olarak mümkün olmadığı hallerde kısmi dava yerine belirsiz alacak davası açma seçeneği getirilmiştir. Bu sayede alacaklı, alacağının belirleyebildiği kısmı üzerinden harç yatırarak açacağı davada, karşı tarafın muvafakâtına veya ıslaha gerek kalmaksızın talep sonucunu değiştirebilecektir.

Davanın açıldığı tarihte uyuşmazlığa konu alacağın miktar/değerinin davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenememesi durumunda ya da objektif imkansızlığa dayanması halinde belirsiz alacak davası açılabilir. Burada önemli olan, davaya konu alacak miktarının objektif olarak belirlenemiyor olmasıdır. Alacak miktarı bakımından yalnızca taraflar arasında uyuşmazlık bulunması ya da miktarının tartışmalı olması belirsiz alacak davası açılması için yeterli değildir. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olduğundan davasını belirsiz alacak olarak açan kısmi davanın aksine bunu açıkça belirtmelidir.

Alacağın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğunda, tahkikat sona ermeden hakim tarafından davacıya iki haftalık süre verilir. Davacı bu süre içinde iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyerek değiştirebilir.

Alacağın belirlenebilmesi objektif olarak mümkün olmakla birlikte ispatı eldeki delillerle mümkün değilse yine belirsiz alacak davası açılmamalıdır. Zira belirsiz alacak davası açılabilmesi için temel husus alacağın objektif olarak belirlenemiyor oluşudur. Bununla birlikte bilirkişiye başvurulmasına rağmen dava açarken dava konusu miktar belirli ise yine belirsiz alacak davası açılmamalıdır.

Belirsiz Alacak Davası Şartları

Belirsiz alacak davası, davacının dava açarken alacağın tam miktarını belirleyemediği durumlarda başvurabileceği özel bir dava türüdür. Bu davanın açılabilmesi için bazı yasal şartların bulunması gerekir. Öncelikle alacağın miktarının ya da değerinin davanın açıldığı tarihte tam ve kesin olarak belirlenememesi gerekmektedir. Örneğin, işçilik alacakları, tazminat davaları veya haksız fiil nedeniyle doğan zararların miktarının baştan tespit edilemediği haller bu kapsamda değerlendirilir.

Bir diğer önemli şart, alacağın belirlenebilir nitelikte olmasıdır. Yani davacı, davanın ilerleyen aşamalarında deliller ve bilirkişi incelemesiyle alacağın miktarını netleştirebilmelidir. Belirsiz alacak davasında davacı, dava dilekçesinde asgari bir tutar belirtmek zorundadır; kesin miktar ise yargılama sürecinde belirlendikten sonra ıslah yoluyla artırılabilir.

Ayrıca davanın hukuki yarar ilkesine uygun olması gerekir. Davacı, belirsiz alacak davası açmak yerine belirli bir tutar talep edebilecek durumdaysa, mahkeme bu davayı reddedebilir. Bu nedenle davacı, gerçekten alacak miktarını objektif olarak belirleyemediğini göstermek zorundadır.

Belirsiz alacak davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, davacı dava açarken alacağın miktarını net biçimde belirleyemiyorsa, sonradan belirlenebilir hale geldiğinde talebini artırabilir.

Kısmi Dava Belirsiz Alacak Davası Farkı

Zamanaşımı bakımından farklar;

  • Belirsiz alacak davasında alacaklının alacağının tamamı için hak düşürücü süre ve zamanaşımı kesilecektir.
  • Kısmi davada ise sadece kısmi olarak talep edilen kısım için hak düşürücü süre ve zamanaşımı kesilecektir.

Islah Prosedürü ve Faiz Bakımından Farklar:

  • Belirsiz alacak davasının açılmış olması halinde; alacaklı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın ve ıslaha başvurmasına gerek olmaksızın dava açtığı sırada belirttiği talep miktarını bir dilekçe ile artırabilir. Bu artırdığı meblağa işleyecek faizin başlangıç tarihi ise varsa borçlunun temerrüt tarihidir. Dava tarihinden önce gerçekleşen bir temerrüt olgusunun bulunmadığı durumlarda ise dava tarihidir.
  • Kısmi davada alacaklının başlangıçta ileri sürdüğü talebini artırabilmesi için ıslah yoluna başvurması gerekir. Islah ile artırılan meblağa işleyecek faizin başlangıç tarihi ise ıslah tarihidir.

Davaların Açılabilecekleri Alacak Türleri Bakımından:

  • Belirsiz alacak davası sadece para alacakları için söz konusu olabilirken; kısmi davada böyle bir şart yoktur.
  • Kısmi dava açılabilmesi için, bütün alacağın aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bölünebilir nitelikte olması gerekmektedir.

HMK Madde 109

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesi (HMK m.109), kısmi dava kurumunu düzenlemekte olup, belirsiz alacak davası ile yakından ilişkilidir. Bu maddeye göre, alacak bir bütün hâlinde talep edilebilir nitelikte olsa dahi, davacı isterse yalnızca belirli bir kısmını dava konusu yapabilir.

Ancak HMK m.109’un en önemli amacı, davacının belirli bir kısmı dava konusu yaparak hak kaybı yaşamamasını sağlamaktır. Eğer davacı, alacağın tamamını dava açarken tespit edemiyorsa, bu durumda HMK m.107 devreye girer ve belirsiz alacak davası açılabilir. Bu iki madde arasındaki fark, alacak miktarının belirlenebilirliği noktasında ortaya çıkar.

HMK 109. maddeye göre kısmi dava açılabilmesi için, alacağın miktar veya değerinin belirlenebilir olması gerekir. Yani davacı, alacağın tamamını biliyor olmasına rağmen, stratejik veya ekonomik sebeplerle yalnızca bir kısmını talep etmeyi tercih eder. Bu durumda kalan kısım için ıslah veya ek dava yoluna başvurabilir.

Buna karşılık belirsiz alacak davası (HMK m.107), alacak miktarının dava açıldığı anda tespit edilemediği hallerde açılır. Bu nedenle, belirsiz alacak davası açılabilecek bir durumda kısmi dava açılması hâlinde mahkeme, davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddedebilir.

Belirsiz Alacak Davasında Islah

Belirsiz alacak davasında ıslah, davacının dava sürecinde alacağın miktarını veya değerini sonradan belirlemesi üzerine, talebini bu yeni belirlenen tutara göre artırması anlamına gelir. Bu durum, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca mümkündür.

Belirsiz alacak davası açıldığında, davacı dava dilekçesinde yalnızca asgari bir miktar belirtir. Çünkü dava açıldığı anda alacağın tam tutarı bilinmemektedir. Ancak yargılama sürecinde, bilirkişi raporu, hesaplamalar veya karşı tarafın beyanları gibi delillerle alacağın tam miktarı ortaya çıktığında, davacı ıslah dilekçesi vererek talebini artırabilir. Buna miktar artırımıyla ıslah denir.

Islah işlemi, davacının hak arama özgürlüğünü koruyan bir mekanizmadır. Bu sayede davacı, dava açarken eksik belirlediği tutarı sonradan tamamlayabilir ve alacağının tamamını talep edebilir. Ancak bu artırımın sadece bir kez yapılabileceği unutulmamalıdır. Çünkü HMK m.176 uyarınca taraflar, ıslah hakkını yalnızca bir defa kullanabilirler.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları

Hukuk Genel Kurulu 2023/485 E. ; 2023/971 K.

  • Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır.
  • Duruşmada beyanda bulunarak kısmi davayı belirsiz alacak davasına çevirmek mümkün değildir.
  • Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olduğundan davasını belirsiz alacak olarak açan bunu açıkça belirtmelidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/7816 E. ; 2023/12378 K.

  • Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilmez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere veya yargılama ile belirlenecek ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Hukuk Genel Kurulu 2020/13 E. ; 2023/431 K.

  • Kıdem ve ihbar tazminatının belirlenebilmesi; çalışma süresinin belirlenmesi, hesap raporu alınması, işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, anılan alacakların belirlenebilir olmadığı ve belirsiz alacak davasına konu edilebilecekleri sonucuna varılmıştır.
  • Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan değerlendirme sonucunda 15.12.2017 tarihli ve 2016/6 E., 2017/5 K. sayılı kararı ile “İşçilik alacaklarının çok çeşitli tür, nitelik ve kapsamda olması, somut olayın özelliklerine göre oldukça değişkenlik göstermesi, hatta aynı tür işçilik alacaklarında dahi somut olayın özellikleri itibariyle işçilik alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağı konusunda soyut ve genel nitelikte, her bir olayda geçerli olacak ölçüde bir karar alınamayacağından içtihadı birleştirmeye gerek olup olmadığı ön sorun olarak tartışılmış ve sonuç olarak içtihadı birleştirmeye gerek olmadığı” yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/5121 E. , 2023/9537 K.

  • Tamamen ıslah yoluyla dahi belirsiz alacak davası, kısmi davaya; kısmi dava belirsiz alacak davasına çevrilemez.

Hukuk Genel Kurulu 2023/485 E. , 2023/971 K.

  • Davacı belirsiz alacak davası açtığını dilekçesinde açıkça yazmak zorundadır, aksi takdirde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla” şeklindeki taleple açılan dava kısmi alacak davasıdır.
  • Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/5974 E. , 2023/10196 K.

  • Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 24.05.2019 günü yapılan toplantıda: “Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği” yönünde karar verilmiş olup, böylece ıslahta sadece miktarın artırılması yeterli olup, dava dilekçesindeki faiz istemi ıslahı da kapsayacağından, davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı gerekçesi ile ıslah ile artırılan alacak miktarlarının faizsiz olarak hüküm altına alınması hatalı olup bozma sebebidir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7981 E. , 2023/9679 K.

  • Belirsiz alacak davasında ilk talep arttırım dilekçesi ile arttırım yapıldıktan sonra verilen ikinci talep arttırım dilekçesi dikkate alınmaz.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2023/2137 E. , 2023/3747 K.

  • Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/5275 E. , 2023/11008 K.

  • Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.
  • Belirsiz alacak davalarında davacı vekiline kesin talep sonucunu belirtmek üzere süre verilmesi zorunludur.

Hukuk Genel Kurulu 2017/2234 E. , 2023/830 K.

  • Tüketici hakem heyetinin görev sınırlarında bir miktar ile açılan belirsiz alacak davası dava şartı yokluğundan reddedilmelidir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2023/2099 E. , 2023/3204 K.

  • Hayat sigortasına ilişkin taleplerde belirsiz alacak davası açılamaz.

Hukuk Genel Kurulu 2019/853 E. , 2020/907 K.

  • Açılan davanın belirsiz alacak davası mı; yoksa kısmi dava mı olduğu hususunda açıklık bulunmuyorsa hâkim, taleple bağlı olduğu için (HMK m. 26) öncelikle, HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, davacı tarafa bir haftalık kesin bir süre vermeli ve onun beyanı doğrultusunda açılmış olan davanın belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemelidir.

Yargıtay 9. HD nin Eski İçtihatı

  • Belirsiz alacak davasının şartları bulunmamasına başka bir anlatımla talep edilecek alacak miktarının davanın açıldığı anda tam ve kesin bir biçimde belirlenmesinin mümkün olmasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açılan dava, hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile usulden hemen reddedilmemelidir. ,

Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin kapatılmasından sonra Yargıtay 9. Hukuk Dairesi görüş değişikliğine giderek 22. Hukuk Dairesinin içtihatını benimsemiştir. Buna göre yukarıda yer alan görüşünü değiştirerek, miktarı belirli veya belirlenebilir nitelikte olan alacak bakımından belirsiz alacak davası açılması halinde hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava usulden reddedilmelidir. Açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davasının açılması halinde sonradan tamamlanabilecek bir hukuki yarar söz konusu değildir. Davanın açıldığı sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda sonradan tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırılık oluşturur.

Şartları olmadığı halde belirsiz alacak davası açılmışsa davacıya süre verilerek hukuki yarar eksikliğini tamamlama imkanı tanınmaz. Ancak tam tersi durumda yani şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında, yargılama sırasında alacağın belirli hale gelmesi halinde davacıya süre verilerek geçici talep sonucu kesin talep sonucuna dönüştürülür.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/7234 E. ; 2023/11693 K.

  • Belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar yoksa, dava reddedilmelidir.
  • Yargıtay 9. Hukuk Dairesi eski içtihatlarından dönerek kapatılan Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin görüşlerini benimsemiştir.

Hukuk Genel Kurulu 2023/453 E.  ;  2021/914 K.

  • Bu kıstaslar, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;
    i-Davacının kendisinden beklenememesi,
    ii-Bunun olanaksız olması,
    iii-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir.
  • Uyuşmazlık konusu istemlerin belirlenebilmesi için davalıda bulunan bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulması halinde, alacaklar belirlenebilir olmadığından belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Belirsiz alacak davası kısmi dava olarak açılabilir mi?

Açılan davanın belirsiz alacak davası mı; yoksa kısmi dava mı olduğu hususunda açıklık bulunmuyorsa hâkim, taleple bağlı olduğu için (HMK m. 26) öncelikle, HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, davacı tarafa bir haftalık kesin bir süre vermeli ve onun beyanı doğrultusunda açılmış olan davanın belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemelidir.

Kısmi Dava Nedir?

Kısmi dava, aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ve bölünebilir nitelikte olan bir alacağın veya hakkın talep edilmesidir.

Belirsiz Alacak Davası Nedir?

Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava” Makalemize 6 Yorum Yapıldı:

  1. Tuana dedi ki:

    6 kardeş ortak köyü evi. Bir kardeş belirsiz alacak davası açıyor diğer kardeşlere evi kendi yaptırmış gibi maddi olarak %80 diğer kardeşler sağlıyor. Diğerleri uzakta ldugu için parayı bu kardeşin eşine gönderiliyor 10 yıldan fazla geçtiği için makbuzlar silinmiş ve bankadan makbuz dökümü alamıyoruz ama diğer kardeşler tanıklar birbirine. Sonuç çıkar mı resımler var çalışırken ama delil yok düşman olduklarıyla şuan birlikte hareket ediyor .Bundan bir şey çıkar mı destek almak istiyorum

  2. Salih dedi ki:

    20 sene önce çati katına bir çikma kat yaptiran ve bu 3 katlı binanin tamamının tapusunun arkadaşım olup, arkadaşımın oğlu uzun süre bu çıkma katta babasının rızası ile oturmuş ve şimdi ise babasına: çıkma katin masraflarının kendisine ait olduğuna yönelik bir alacak davası açacagini babasina şahsen ediyor. çıkma katı her ne kadar arkadaşım yaptırmış olsa da, çıkma katın yapımında çalışan işçi veya ustalardan herhangi bir fatura alınmamıştır.

    arkadaşımın oğlu babasına:işçilerin beyanına dayanarak binanın masraflarini kendisinin yaptırdığını ispat edebileceğini ve işçi veya ustaların açılacak olan mahkemeye tanıklık yapacaklarını da dile getirmiştir.

    arkadaşımın oğlu ,babasına fiziki ve manevi yönden yakışmayacak hareketlerden dolayı çatı katina yapılmış olan çıkma kattan cikarildigi için şimdi babasına karşı böyle bir alacak davası açacağına yönelik
    sozlerle babasını kiskirtmaktadir.

    hukuksal olarak ,fatura yada resmi belgeler olmadan,belli kişileri tanık göstererek böyle bir alacak davası açması durumu mevcut müdür

  3. İlkay dedi ki:

    Benim babam annem ile boşandıktan sonra evlilik birliği içinde edinilmiş evin satışı ve payını almak için dava açtı ilk başta belirsiz alacak davası olarak açtılar, bilirkişi raporu sonucunda 2023 ocak ayında babama düşen pay 190bin olarak belirlendi ve bu tutarı ıslah ettiler, karar duruşmasında hakim hastalık sebebi ile gelmediği için duruşma ertelendi ve uzadı, bununla birlikte geçen zaman boyunca yükselen enflasyon sebebi sonucu babamın tarafı değer arttırım dilekçesi sunarak yeni bir bilirkişi raporu istediler. Dilekçe kabul edildi ve yeni rapor ile alacağı 437bin tl oldu. Belirsiz alacak davası olarak açtığı davada 190bin tl için ıslah edip sonrasında bunu arttırmak kanunda mümkün müdür? Usule uygun mudur?

  4. stj. av. dedi ki:

    ”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen belirsiz alacak davası, HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalarda söz konusu olamayacaktır.” bunun gerekçesini yazar mısınız ? yürürlük tarihinden önce açılmış davalar kısmi dava olarak mı kabul edilecek ?

  5. Süleyman ERTAN dedi ki:

    Tenzip zaptı bilgi girişi kabul ne anlama gelir? iş mahkemesi hukuk davalarında… Teşekkür ederim.

  6. Nazan Güngör dedi ki:

    Ölümlü trafik kazası sebebiyle manevi tazminat davasını belirsiz alacak davası olarak açabilir miyim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir