Ceza Hukuku

Kovuşturma Nedir?

Kovuşturma Nedir - tahanci.av.tr

Kovuşturma, ceza yargılamasında iddianamenin kabulü ile başlayan ve hükmün kesinleşmesine kadar süren duruşmalı yargılama evresidir. Başka bir ifadeyle Kovuşturma Nedir? sorusunun yanıtı; soruşturma sonucunda yeterli şüphe görülerek düzenlenen iddianamenin mahkemece kabulüyle birlikte sanık hakkında yürütülen, aleni, sözlü ve çelişmeli yargılama sürecidir. Bu aşamada mahkeme, iddia ve savunmayı deliller üzerinden tartışır; gerektiğinde yeni deliller toplar, duruşma düzenini sağlar ve sonunda mahkûmiyet, beraat veya diğer kanuni sonuçlara varan hükmü kurar. Kovuşturma; ceza muhakemesi hukukunun merkezinde yer alır, adil yargılanma ve maddi gerçeğe ulaşma hedefleri doğrultusunda tarafların eşitliği ve silahların eşitliği ilkeleriyle yürütülür.

KOVUŞTURMA VE SORUŞTURMA FARKI

Soruşturma ve kovuşturma aşamaları arasında pek çok ayrım bulunmaktadır. Bu farklılıkların anlaşılması, her iki aşamanın da işleyişine daha iyi bir bakış sağlayacaktır.

Bu farklar şu şekildedir:

Soruşturma, suç şüphesinin ortaya çıkmasından iddianamenin kabul edilmesine kadar olan süreci ifade ederken, kovuşturma iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar olan süreci kapsar.

Soruşturma genellikle Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülürken, gerekli olduğunda polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetlerinden yardım alınabilir. Kovuşturma evresi ise mahkeme tarafından yürütülür. Cumhuriyet savcısı soruşturma sürecinde tarafsız davranmakla yükümlüdür, ancak kovuşturma aşamasında iddia makamını temsil eder. Soruşturma genellikle hızlı, yazılı ve gizli bir şekilde yürütülürken, kovuşturma aşamasında sözlü bir yargılama ve açıklık esastır. Suçun tarafı olan kişilerin hukuki tanımları, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında farklılık gösterir. Örneğin, suç işlediği düşünülen kişi soruşturma aşamasında “şüpheli” iken, kovuşturma aşamasında “sanık” olarak adlandırılır. Şikayetçi ise soruşturma aşamasında “müşteki” olarak adlandırılırken, kovuşturma aşamasında “katılan” veya “müdahil” olabilir. 

Soruşturma sonucunda iddianamenin hazırlanması için Cumhuriyet savcısının yeterli şüpheye sahip olması yeterlidir, ancak kovuşturma aşamasında mahkumiyet kararı verilebilmesi için suçun şüpheye mahal vermeyecek şekilde kanıtlanmış olması gerekir.

Soruşturma ve kovuşturma aşamaları arasında birçok farklılık bulunsa da, en önemli farklar genellikle bu hususlardır.

Kovuşturma Evresinde Duruşma Hazırlığı

Kovuşturma süreci, savcılık tarafından düzenlenen iddianamenin mahkemece kabul edilmesiyle başlar. Bu kabulden sonra sanık için duruşma hazırlıkları yapılır. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma evresinde “şüpheli” olarak anılan kişi artık “sanık” sıfatını kazanır.

Mahkeme, kovuşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için çeşitli işlemler yapar. Bu hazırlıklar, uygulamada “tensip zaptı” denilen tutanakla kayda geçirilir. Tensip zaptında duruşma günü belirlenir, tarafların davet edilmesi için çağrı kağıtları çıkarılır ve gerekli işlemlerin yapılması kararlaştırılır.

Sanık, duruşmaya çağrı kağıdı ile davet edilir (CMK m.176). Tutuklu sanık ise cezaevinden mahkemeye getirilir. Ayrıca tanıkların, bilirkişilerin ve diğer ilgililerin duruşmada hazır bulunması için müzekkereler yazılır.

Sanık veya müdafi, kendi lehine tanık bildirebilir ya da delil sunabilir. Mahkeme, bu taleplerin değerlendirilmesi için davetiye çıkarabilir veya gerekli araştırmaları yapabilir. Böylece duruşma başlamadan önce hem iddia hem de savunma yönünden delil hazırlıkları tamamlanmış olur.

Kovuşturma Aşamasında Duruşma

Kovuşturma evresinin en önemli özelliği, yargılamanın duruşmalı şekilde yapılmasıdır. Duruşma, tarafların iddia ve savunmalarını ileri sürdükleri, delillerin ortaya konulup tartışıldığı ve hâkimin huzurunda yürütülen aşamadır.

Duruşmalar kural olarak aleni yapılır. Yani, toplumun her kesiminden bireyler duruşmaya katılabilir. Ancak kamu güvenliği veya genel ahlak gibi sebepler varsa, mahkeme kararıyla duruşmanın tamamı veya bir kısmı kapalı yapılabilir (CMK m.182). Özellikle 18 yaşını doldurmamış sanıkların yargılamaları, çocukların korunması amacıyla kapalı duruşmada yürütülür (CMK m.185).

Duruşmada;

  • Mahkeme heyeti, Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi ve gerektiğinde müdafi hazır bulunur.
  • Sanığın kimliği ve kişisel bilgileri alınır.
  • İddianamenin kabulü kararı okunur.
  • Tanıklar ve bilirkişiler çağrılarak ifadeleri alınır.
  • Sanığa, susma hakkı ve diğer kanuni hakları hatırlatıldıktan sonra sorgusu yapılır.

Duruşmalar, adil yargılanma hakkı çerçevesinde yürütülür. Taraflar, birbirlerinin açıklamalarına cevap verebilir ve deliller üzerinde karşılıklı tartışma imkânına sahiptir. Bu aşama, yargılamanın en canlı ve önemli bölümünü oluşturur.

Kovuşturma Evresinde Delillerin Tartışılması

Duruşmada tarafların beyanları alındıktan sonra delillerin tartışılması aşaması başlar. Bu aşamada ortaya konulan deliller, iddia ve savunma taraflarınca değerlendirilmeye açılır. Söz sırası, öncelikle katılan veya onun avukatına, ardından Cumhuriyet savcısına, daha sonra ise sanığa ve müdafiine verilir. Böylece her taraf, karşı tarafın ileri sürdüğü delillere cevap verme hakkına sahip olur.

Ceza muhakemesinde her şey delil olabilir. Ancak, hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller mahkemece dikkate alınmaz (CMK m.206-217). Ayrıca;

  • Delilin kanuna aykırı şekilde elde edilmesi,
  • Olayın aydınlatılmasına bir katkısının bulunmaması,
  • Sadece davayı uzatma amacı taşıması

gibi durumlarda delil reddedilir.

Delillerin tek tek tartışılmasından sonra, tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi aşamasına geçilir. Bu aşamada mahkeme, elde edilen delilleri bütünlük içinde değerlendirerek hükme esas alır. Son olarak, hükümden önce son söz sanığa verilir (CMK m.216).

Kovuşturma Evresinde Hüküm

Delillerin tartışılmasının ardından mahkeme, hüküm aşamasına geçildiğini taraflara bildirir. Bu aşamada önce Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıklayarak iddialarını ve sanığın cezalandırılması veya beraati yönündeki taleplerini dile getirir. Daha sonra sanığa ve müdafiine, esas hakkında savunma yapmaları için söz verilir.

Savunmaların alınmasının ardından, mahkeme son sözü sanığa verir. Sanık, bu aşamada kendi bakış açısını ifade ederek karar öncesinde son kez savunma hakkını kullanır. Ardından mahkeme heyeti müzakereye çekilir ve davaya ilişkin nihai kararı açıklar.

Ceza yargılamasında mahkemenin verebileceği başlıca kararlar şunlardır:

  • Mahkûmiyet kararı
  • Beraat kararı
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
  • Güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı
  • Davanın reddi kararı
  • Davanın düşmesi kararı

Bu kararlarla birlikte kovuşturma evresi sona erer. Kararın kesinleşmesiyle birlikte yargılama süreci tamamlanmış olur. Böylece, soruşturmayla başlayan ceza muhakemesi süreci, kovuşturmanın sona ermesiyle birlikte hüküm aşamasında sonuçlanır.

Kovuşturma Yapmakla Görevli Ceza Mahkemeleri

Kovuşturma, yalnızca ceza mahkemeleri tarafından yürütülür. Soruşturma aşamasının savcılık tarafından yürütülmesine karşın, kovuşturma aşaması mahkemelerin görev alanına girer.

Genel olarak kovuşturma yapmaya görevli mahkemeler şunlardır:

  • Asliye Ceza Mahkemesi: Daha hafif suçlarda yargılama yapar.
  • Ağır Ceza Mahkemesi: Daha ağır yaptırımlar gerektiren suçlarda görevlidir.

Bunların dışında özel görevli ceza mahkemeleri de kovuşturma yapabilir. Bunlara örnek olarak:

  • Çocuk Mahkemesi
  • Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
  • Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi
  • İcra Ceza Mahkemesi

Her mahkeme, görev alanına giren suçlar bakımından kovuşturmayı yürütür. Bu ayrım, yargılamanın doğru merci tarafından yapılmasını ve adil yargılanma hakkının korunmasını sağlar.

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK) Nedir?

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK), soruşturma evresinin sonunda Cumhuriyet savcısı tarafından verilir. Eğer toplanan deliller kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturmuyorsa ya da kovuşturma olanağı bulunmuyorsa, savcı iddianame düzenlemez ve dosya bu karar ile kapatılır. Bu durum halk arasında genellikle takipsizlik kararı olarak da bilinir.

KYOK kararı verildiğinde, şüpheli hakkında ceza davası açılamaz, dolayısıyla yargılama süreci başlamaz. Bu karar, şüpheliye ve suçtan zarar görene tebliğ edilir. Ayrıca, tebliğde itiraz hakkı, süresi ve başvurulacak merci de belirtilir.

KYOK kararının başlıca verilme nedenleri şunlardır:

  • Yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi,
  • Kovuşturma olanağının bulunmaması (örneğin dava zamanaşımı, şikâyet yokluğu, ölüm, genel af gibi haller).

Bu karar, şüphelinin adli siciline suç kaydı olarak işlenmez. Ancak suçtan zarar gören, karara karşı belirlenen süre içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

KYOK ile birlikte soruşturma sona erer ve dosya kapatılır. Yeni yeterli delillerin elde edilmesi halinde ise yeniden soruşturma açılması mümkündür.

KYOK Kararına İtiraz

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK), şüpheliye ve suçtan zarar görene tebliğ edilir. Tebligatta ayrıca, karara karşı itiraz hakkı, süresi ve başvurulacak merci açıkça belirtilir.

Suçtan zarar gören, kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde;

  • Kamu davasının açılmasını gerektirecek olaylar ve deliller,
  • Soruşturma sürecinde elde edilen ifadeler ve tanık beyanları,
  • Savcılığın verdiği takipsizlik kararının neden somut olaya uygun olmadığı

gerekçeleriyle açıklanmalıdır.

Sulh ceza hâkimi, yapılan itirazı değerlendirerek üç farklı şekilde karar verebilir:

  1. İtirazı reddeder → Bu durumda dosya kapanır ve aynı olay hakkında yeni delil olmaksızın tekrar soruşturma açılamaz.
  2. Soruşturmanın genişletilmesine karar verebilir → Savcılıktan yeni delillerin toplanması veya eksik işlemlerin tamamlanması istenir.
  3. İtirazı kabul eder → Bu durumda Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek dava açmak zorunda kalır.

Böylece KYOK kararına karşı itiraz, mağdurun haklarının korunması ve adil yargılama hakkının sağlanması açısından önemli bir denetim mekanizmasıdır.

KYOK Kararına İtirazın Sonuçları

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz üzerine, sulh ceza hâkimi dosyayı inceler ve karar verir. İnceleme sonucunda şu ihtimaller ortaya çıkabilir:

  • İtirazın reddi: Eğer sulh ceza hâkimi, savcının verdiği KYOK kararını hukuka uygun bulursa, itirazı reddeder. Bu durumda aynı olayla ilgili yeniden soruşturma açılabilmesi için yeni delillerin ortaya çıkması gerekir (CMK m.172/2).
  • Soruşturmanın genişletilmesi: Hâkim, karar vermek için mevcut delilleri yeterli görmezse, savcılıktan soruşturmanın genişletilmesini talep edebilir. Bu durumda savcılık ek araştırmalar yapar, yeni tanıklar dinlenebilir veya deliller toplanabilir.
  • İtirazın kabulü: Hâkim, KYOK kararını yerinde bulmazsa itirazı kabul eder. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, iddianame düzenlemek ve kamu davası açmak zorundadır.

İtiraz süreci, mağdurun yargı yolunu açabilmesi açısından önemlidir. Böylece, savcılığın takdir yetkisi denetlenmiş olur ve adalete erişim hakkı korunur.

Kovuşturma Nedir?” Makalemize 1 Yorum Yapıldı:

  1. Abdullah dedi ki:

    hocam benim bir millet vekili e küfür hakaret davam var nasıl sonuçlanır bundan önce hiçbir şekilde suç dosyam yok yeni mahkemeye cikacam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir