Ceza Hukuku

Müşteki Nedir? Müşteki Sanık Ne Demek?

Müşteki Nedir Müşteki Sanık Ne Demek - tahanci.av.tr

“Müşteki Sanık” kavramı çoğu zaman kafa karışıklığına neden olan bir kavramdır.

Kişiler bazı durumlarda suçun hem mağduru hem de faili olabilir. Bu durumda müşteki sanık kavramı ortaya çıkar. Örnek vermek gerekirse iki kişinin tartıştığı esnada karşılıklı hakaret etmeleri durumunda bu kavram ortaya çıkar.Müşteki şüpheli, soruşturma aşamasında hem suçtan zarar gören olup şikâyet hakkını kullanan hem de suç isnadı altında bulunan kişiye denir. İşte bu kişi yani kendisine suç isnat edilen kişi, mahkemeye yargılama aşamasına dahil olmadığı durumlarda “müşteki sanık” olarak adlandırılır. 

Müşteki sanık, kovuşturma aşamasında kullanılan bir kavramdır. Bir kişinin suçtan zarar gören taraf olmasıyla birlikte aynı zamanda zarar veren taraf olması durumunda ortaya çıkar. Yani bir kimse, hem mağdur durumundayken hem de suç işlediğine dair isnat altındadır. Söz konusu suçların aynı suçlar olması gerekmez. Aynı dosyadaki farklı suçlar da olabilir. Kişi bu durumda, hem mağdur haklarına sahip olurken hem de suçlamalara karşı kendini savunmak durumunda olabilir.

Müşteki Ne Demek?

Müşteki, ceza yargılaması esnasında suçtan zarar gören bir diğer ifadeyle suçta mağdur olup yetkili makamlara başvuran kişiyi ifade eder. Ancak her zaman  müşteki aynı zamanda mağdur olmak zorunda değildir.  Müşteki kelimesi şikayetçi anlamında da kullanılır. Cumhuriyet Savcılığına ya da ilgili kuruma başvurarak şikayet hakkını kullanan kişiye müşteki denir. Her suçun takibi şikayete bağlı değildir.  Takibi şikayete bağlı suçlarda müştekinin şikayet hakkı suçun ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aylık zaman içinde dolar. Başka bir deyişle zamanaşımına uğrar. Müşteki, takibi şikayete bağlı suçlarda bu süre içerisinde şikayet hakkını kullanmalıdır.  Müşteki gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. 

Şikayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu sebeple mirasçılar şikayet hakkını kullanamazlar. Ancak kişi hayattayken şikayet hakkını kullanmış ve kovuşturma aşamasına geçildiyse davaya katılan olarak müdahil olabilir.

Müşteki şikâyet hakkını kullanırken suçun işlenmesinde rolü olduğunu düşündüğü bütün şahıslar hakkında şikâyetçi olmuş olur.  Müşteki tarafından suç oluşturan fiili gerçekleştiren kişilerden bazılarının şikâyete tabi tutulup bazılarının tabi tutulmaması mümkün değildir. Müştekiye karşı birden fazla suç işlenmesi durumunda suç konusu fiiller hakkında tek bir şikayette bulunulabileceği gibi hepsi hakkında ayrı ayrı şikayette de bulunulabilir. 

MÜŞTEKİ ŞÜPHELİ NE DEMEK?

Müşteki şüpheli kavramının ne anlama geldiği kişilerin oldukça kafasını karıştırmaktadır. Kişinin hem mağdur hem de sanık olduğu durumlarda ortaya çıkan bir kavramdır. Savcılıkça yürütülen soruşturmada suçlu durumda olan kişi aynı zamanda mağdur durumda olup şikayetçi ise ve yargılamaya dahil olmadıysa müşteki şüpheli olarak isimlendirilir. Fakat bu kişi yargılamaya müdahil olursa müdahil sanık sıfatını alacaktır.

MAĞDUR VE MÜŞTEKİ FARKI

Mağdur suçtan veya haksız eylemden  doğrudan doğruya zarar gören taraftır. Müşteki ise bir suçtan zarar gören veya mağdur olan ve bu sebeple Cumhuriyet Savcılığına veya ilgili kuruma başvurarak şikâyet hakkını kullanan kişidir. Müşteki aynı zamanda mağdur olmak zorunda değildir. 

Müşteki suça konu olayı şikayet eden kişidir. Diğer bir ifadeyle şikayetçi anlamına gelir. Mağdur ise suça konu olayda zarar gören kişidir. Müşteki, suç işlenirken zarar görmemiş veya mağdur olmamış olabilir. Örneğin kişi tanık olduğu bir suç nedeniyle dava açmış ancak suçtan doğrudan zarar görmemiş yani suçun mağduru olmamış olabilir. Bu durumda kişi davayı açan taraf olması nedeniyle müşteki sıfatını alacaktır ancak zarar gören taraf olmaması nedeniyle mağdur sıfatını almayacaktır. 

MÜŞTEKİ UZLAŞMAYI KABUL ETMEZSE NE OLUR? 

Müşteki sıfatını taşıyan kişiler sıklıkla “uzlaştırmayı kabul etmezsem ne olur?” endişesini taşımaktadırlar. Öncelikle uzlaştırma kapsamındaki suçlara bakmak gerekir.

Uzlaştırma kapsamındaki suçlar;

  • • Basit ve kasten adam yaralama
  • • Kasten işlenen bir yaralama suçunda ihmalkâr bir davranışın sergilenmesi
  • • Taksirle adam yaralama
  • • Tehdit etme
  • • Konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi
  • • İş ve çalışma özgürlüğünün ihlal edilmesi
  • Basit hırsızlık
  • Dolandırıcılık suçu
  • • Güvenin kötüye kullanılması
  • • Bir suç eşyasının satın alınması veya hediye olarak kabul edilmesi
  • • Çocuk kaçırmak ve alıkoymak
  • • Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki gizli bir bilginin veya belgelerin açıklanması
  • • İcra ve iflas suçları
  • • Kişilerin huzurunu ve sükûnunu bozmak
  • • Hakaret Etmek (Kamu görevlilerine ve cumhurbaşkanına hakaret etmek uzlaşma hükümlerine tabi değildir.)
  • • Kişinin hatırasına, değerlerine hakaret etmek
  • • Haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek
  • • Kişiler arasındaki özel konuşmaları dinlemek ve kayda almak
  • • Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek
  • • Bir malı sahibinin izni olmadan kullanmak
  • • Birinin malına zarar vermek
  • • İbadethanelere ve mezarlıklara zarar vermek
  • • Hakkı olmayan yere tecavüz etmek
  • • Bedelsiz senet kullanmak
  • • Kaybolmuş veya bir hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf etmek
  • • Hileli iflas
  • • Taksirli iflas
  • • Karşılıksız yararlanma suçu işlemek
  • • Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi vermek
  • • Bilgi vermemek
  • • İmzanın kötüye kullanılması
  • • Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal etmek.

Uzlaşma sonucu müşteki uzlaşma teklifini kabul etmezse dava açılması için cumhuriyet savcısı iddianame hazırlar ve yargılama devam eder. Ancak kovuşturma aşamasındayken uzlaşma teklif edilmediği anlaşılır ve taraflar uzlaşmak isterse yine bu yola başvurulabilir. 

Soruşturma Aşamasında Müştekinin Hakları

Soruşturma, suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir. Bu aşamada müşteki:

  • Şikâyet başvurusu yapabilir, ek beyan sunabilir, delil gösterebilir.
  • Kolluğa, savcılığa, gerektiğinde mülki makamlara başvuruda bulunabilir.
  • Dosyaya erişim ve belge örneği isteme hakkını (gizlilik ve amaçla sınırlı) kullanabilir.
  • Avukat talep edebilir; belirli suçlarda baro tarafından görevlendirme mümkündür.
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edebilir.
  • Koruyucu/önleyici tedbir talep edebilir (örneğin uzaklaştırma niteliğindeki tedbirler, uygun şartları varsa).

İpucu: Şikâyetinizde olay anlatımı, tarih/saat, yer, tanık ve delil bilgileri ne kadar netse süreç o kadar sağlıklı ilerler. Ekran görüntüleri, kamera kayıtları, sağlık raporları gibi belgeleri gecikmeden sunun.

Kovuşturma Aşamasında Müştekinin Hakları

İddianamenin kabulüyle kovuşturma başlar. Bu aşamada müşteki (tercihen katılan sıfatıyla):

  • Duruşmalardan haberdar edilme ve duruşmalara katılma,
  • Tanık dinletme, soru sorma, beyan sunma,
  • Dosya tutanağı/evrakı örneği isteme,
  • Kanun yoluna başvurma (katılma kabul edilmişse bağımsız),
  • Tazminat için hukuk mahkemesinde ayrıca dava açma (örn. maddi/manevi tazminat) haklarına sahiptir.

Not: Aynı olay nedeniyle ceza davası yürürken, zararın giderilmesi için hukuk davası açılabilir. Ceza yargılamasındaki kesin hüküm, hukuk davasında ispat bakımından önem taşıyabilir.

MÜŞTEKİ MAHKEMEYE GİTMEZSE NE OLUR?

Müşteki sıfatını taşıyan kişiler tarafından sıklıkla “mahkemeye gitmem gerekli midir?” sorusu yöneltilmektedir. 

Müşteki sıfatıyla yakınan kişiler yahut onların vekilleri tarafından cumhuriyet savcılıklarına hitaben yazılan şikayet dilekçelerinin içeriğinde mutlaka müştekinin adresinin bulunması gerekmektedir. Aynı şekilde müştekilerin kolluk kuvvetleri veya cumhuriyet savcıları tarafından ifadelerine başvurulması amacıyla çağrıldıkları durumlarda müştekilere güncel adresleri sorulmaktadır ve ifade tutanaklarına eklenmektedir.  

Burada amaçlanan ise; soruşturma aşamasında gerek görülmesi halinde müştekinin yeniden beyanına başvurulması için veya ileride doğacak muhtemel ceza yargılamasında mahkeme tarafından müştekiye tebligat çıkartılması gereken durumlarda, müşteki tarafından bildirilen adres kanalı ile müştekiye ulaşmaktır.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 235. Maddesinde müşteki veya vekilinin bildirmiş oldurdukları adresin tebligata esas alınacağı düzenlenmiş, kendilerine yapılan çağrıya rağmen gelmeyen kişilere ise ikinci defa tebligatta bulunulmayacağı düzenlenmiştir.

5271 Sayılı CMK Madde 235 –

(1) Mağdur, şikâyetçi veya vekilinin, dilekçelerinde veya tutanağa geçirilmiş olan beyanlarında belirttikleri adresleri tebligata esas alınır. 

(2) Bu adrese çıkartılan çağrıya rağmen gelmeyen kimseye yeniden tebligatta bulunulmaz.

(3) Belirtilen adresin yanlışlığı, eksikliği veya adres değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle tebligat yapılamaması hâllerinde adresin araştırılması gerekmez. 

(4) Bu kimselerin beyanının alınması zorunlu görüldüğü hâllerde üçüncü fıkra uygulanmaz.

Bazı durumlarda müştekilerin beyanının alınması zorunluluk arz etmektedir. Mahkemeler tarafından müştekilere bu yönde tebligatlar gönderilmektedir. Müştekiye belirtilen adreste ulaşılamaması durumlarında mahkeme tarafından yeniden adres araştırma zorunluluğu yoktur fakat burada dikkat edilmesi gereken; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına mahkeme tarafından müştekinin dinlenmesine gereklilik duyuluyor ise mahkeme tarafından adres araştırılması yapılacaktır.

Usulüne uygun şekilde müştekiye tebligat yapılmasına rağmen müşteki mahkemeye gitmez ise mahkeme tarafından müştekinin zorla getirilmesine karar verilebilir. Müştekinin zorla getirilmesi polis marifeti ile uygulanmaktadır. Bu nedenle müşteki tarafından kendisine gelen tebligatta yazan açıklamalara uymaları önem kazanmaktadır. Kendilerine gelen çağrı kağıdına müştekilerin uymaması durumunda müştekiler polis marifeti ile zorla getirilebilecektir. 

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda bu durum aşağıdaki şekilde kanunlaştırılmıştır.

Zorla getirme

Madde 146

(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.

Kanun metninde açıkça görüleceği üzere, kendisine yapılan çağrıya rağmen gelmeyen şikayetçilerin zorla getirilebileceği belirtilmiştir. 

MÜŞTEKİNİN TARAF ROLÜ NEDİR?

Müştekinin yargılama başladıktan sonra davaya katılırsa müdahil sıfatını alır. 

Müştekinin duruşmaya iştirak etmesi, olayın aydınlatılması için mecburi ise müşteki ne olursa olsun duruşmada dinlenmelidir. Davetiye gönderilmesine karşın mahkemeye katılmayan müşteki, polis tarafınca zorla mahkemeye getirilir. CMK 158/1-2 maddelerine gore müştekinin şikayetinden vazgeçmesi de mümkündür.

MÜŞTEKİ CEZA ALIR MI?

Müşteki sıfatını taşıyan kişiler, ceza alır mıyım endişesi taşımaktadırlar ve bu nedenle müştekiler tarafından, ceza alır mıyım sorusu sıklıkla sorulmaktadır. 

Müştekiler, şüpheliler tarafından Kendisine yönelik Türk Ceza Kanunu tarafından açıkça suç olarak tanımlanmış fiiller yöneltilmiş kişiler veya suçtan zarar gören kişilerdir. Bu nedenle müştekilerin hukuken ceza almaları mümkün değildir.

Ancak bazı durumlarda kişilerin sadece müşteki sıfatı olmayabilir. Müşteki yargılama sırasında davayı takip etmek istediğini bildirebilir ve mahkeme tarafından da talebin kabul edilmesi halinde, müştekinin “suçtan zarar görme ihtimaline binaen” duruşmalara kabulüne karar verilir. Müştekiler bu aşamadan sonra artık katılan sıfatlarını almaktadırlar ve davanın tarafı konumuna gelirler.

Burada dikkat edilmesi gereken husus ise; kişiler bazı durumlarda müşteki sanık sıfatını almaktadırlar. Kişi aynı zamanda hem şikayetçi olmuş hem de kendisi hakkında şikayette bulunulmuş ise soruşturma aşamasında müşteki/şüpheli olarak tanımlanmaktadır. Müşteki/şüpheli hakkında KYOK verilmez ve hakkında cezalandırılmasına yönelik iddianame düzenlenir ise kişi artık müşteki/sanık sıfatını alacaktır. İşte bu durumda müşteki/sanık sıfatını alan kişinin ceza alma ihtimali bulunmaktadır.

Bu nedenle müştekiler ceza alır mıyım sorularını yönelttiğinde, kendileri hakkında şikayet olup olmadığına müşteki sıfatının yanında bir de şüpheli yahut sanık sıfatı yer alıp almadığı konusunu öğrenmelilerdir.

Şikâyet Süresi ve Usul

Bazı suçlarda soruşturma/kovuşturma şikâyete bağlıdır. Bu tür suçlarda genel kural, failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde şikâyet edilmesidir. Bu süre hak düşürücü etkiye sahiptir; yani geçmesi halinde artık “şikâyete bağlı” olarak soruşturma yapılamaz.
Şikâyet; savcılık, kolluk, mahkeme, valilik/kaymakamlık, hatta yurt dışındaysanız konsolosluklar aracılığıyla yapılabilir. Yazılı olarak yapılabileceği gibi tutanağa geçirilmek üzere sözlü de olabilir.

Sık hata: “Başvuru yaptım, bekliyorum.” deyip ek delilleri sunmamak. Delil ortaya çıktıkça ek beyan verin, CD/USB, e-posta çıktıları, mesaj dökümleri gibi materyalleri teslim edin.

Müşteki Sanık: Aynı Dosyada İki Sıfat Birden

Uygulamada bir kişi, bir olayda hem sanık (kendisine isnat edilen suç nedeniyle yargılanan), hem de karşı tarafın eylemi bakımından şikâyetçi olabilir. Bu durumda kullanılan ifade müşteki sanıktır. Peki müşteki sanık ne demek? Bu, aynı yargılamada veya bağlantılı dosyalarda kişinin hem şikâyet eden, hem de yargılanan taraf olmasıdır.

Müşteki Sanık Olmanın Sonuçları

  • Kişi iki ayrı rolle hareket eder: Kendi savunmasını yaparken, diğer taraftan karşı tarafın eylemine dair müşteki haklarını da kullanır.
  • Çelişki riski vardır: Bir dosyada söylediğiniz söz, diğer dosyada aleyhinize okunabilir. Bu yüzden strateji ve tutarlılık önemlidir.
  • Vekil ile izleme önerilir: Dosyaların birbirini etkilediği durumlarda profesyonel yardım süreç sağlığını artırır.

Müşteki sanık ceza alır mı?

Sık sorulan sorulardan biri de budur: müşteki sanık ceza alır mı? Cevap, sanık olduğu dosyada isnat edilen suçun ispatına bağlıdır. Müşteki olmak bağımsız bir ceza nedeni değildir; ancak iftira, yalan beyan, delil uydurma gibi eylemler söz konusuysa farklı bir cezai sorumluluk gündeme gelebilir. Yani “müşteki” sıfatı koruyucu bir zırh değildir; herkes gibi maddi gerçeğe aykırı davranışların cezai/zarar sorumluluğu olabilir.

Uzlaşma: Müşteki Kabul Etmezse Ne Olur?

Bazı suçlarda uzlaştırma müessesesi devreye girer. Uzlaşma, dosyaya özgü bir diyalog sürecidir; taraflar gönüllü olarak anlaşırsa kamu davası açılmaz ya da düşer. Peki müşteki uzlaşmayı kabul etmezse ne olur?

  • Uzlaştırma gönüllülük esasına dayanır; kabul zorunluluğu yoktur.
  • Kabul edilmezse, savcılık soruşturmaya devam eder; yeterli şüphe varsa iddianame düzenlenir ve dava açılır.
  • Uzlaşmanın reddi, ileride şahsi hakların (tazminat gibi) talep edilmesine engel değildir.
  • Bazı hallerde failin zararı giderme iradesi, cezada indirim veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi sonuçlara dolaylı etkide bulunabilir; ancak bu, uzlaşma yoksa otomatik değildir.

Pratik tavsiye: Uzlaşma teklifini değerlendirirken zararın giderilme şekli, taahhütlerin yerine getirilme zamanı ve ileride doğabilecek davalar açısından somut hesap yapın; kabul/ret kararınızı yazılı hale getirin.

Sık Sorulan Sorular (FAQ)

Müşteki uzlaşmayı kabul etmezse süreç biter mi?

Hayır. Uzlaşma gönüllüdür. Kabul edilmezse savcılık soruşturmaya devam eder; yeterli delil varsa iddianame düzenlenir ve dava açılır. Uzlaşma yoksa da tazminat talebi ayrı yoldan sürdürülebilir.

Müşteki ceza alır mı?

Sırf müşteki olduğu için ceza almaz. Fakat iftira, yalan tanıklık, delil uydurma gibi eylemler ayrı suçtur. Ayrıca haksız isnatlar nedeniyle tazminat sorumluluğu doğabilir. Doğru ve belgeli anlatım güvenli olandır.

Müşteki ile davacı aynı kişi midir?

Ceza davasında müşteki/katılan, hukuk davasında davacı terimleri kullanılır. Aynı kişi iki süreçte farklı isimlerle anılabilir; işlevleri ve hakları süreç özelinde değişir.

Müşteki duruşmaya gitmek zorunda mı?

Duruşma günü usulünce tebliğ edilmişse katılım beklenir. Geçerli mazeret yoksa zorla getirme kararı verilebilir. Uzak bir ildeyseniz SEGBİS ile dinlenme imkânı değerlendirilebilir.

Müşteki Nedir? Müşteki Sanık Ne Demek?” Makalemize 1 Yorum Yapıldı:

  1. Nuray dedi ki:

    ben davacı oldum ama mahkemeye gitmezsem polis tarafından cagrilirmiyim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir