Ceza Hukuku, Emsal Kararlar - İçtihatlar

Yargıtay: (Memnu) Yasaklanmış Hakların İadesi Kararı – İnfaz – 3 Yıllık Süre Hesabı

Yargıtay (Memnu) Yasaklanmış Hakların İadesi Kararı - İnfaz - 3 Yıllık Süre Hesabı - tahanci.av.tr

1. Ceza Dairesi         2017/1694 E.  ,  2019/5159 K.
(Yargıtay: Yasaklanmış (Memnu) Hakların İadesi Kararı – İnfaz – 3 Yıllık Süre Hesabı ) 

“İçtihat Metni”

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Kasten öldürme suçlarından sanık …’un, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 449/1, 51/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/09/2001 tarihli ve 20001/368 esas, 2001/311 sayılı kararını müteakip, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda sanığın lehe olan 5237 Türk Ceza Kanununun 81/1, 29/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2007 tarihli ve 2007/48 esas, 2007/78 sayılı kararının infazını müteakip, adı geçen hükümlünün yasaklanmış haklarının iadesine ilişkin talebinin kabulü ile yasaklanmış haklarınıngeri verilmesine dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/09/2016 tarihli ve 2007/48 esas, 2007/78 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;

Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile yasaklanmış hakların iadesine kararverilmiş ise de, yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan ”5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesikararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerektiği, somut olayda hükümlünün anılan mahkumiyet hükmünden dolayı 18/08/2007 tarihinde şartla tahliye edildiği, bihakkın tahliye tarihinin ise 17/08/2016 olduğu,  yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 3 yıllık süresinin geçmesi gerektiği hâlde henüz yasal sürenin dolmadığı nazara alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.07.2017 gün ve 94660652-105-07-6360-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

765 sayılı mülga Türk Ceza Kanununun 121-124. maddeleri ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 416-420. maddelerinde düzenlenen “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kurumuna ilişkin ne5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda herhangi bir hükme yer verilmemiş, ancak daha sonra 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 38. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 13/A maddesi olarak eklenmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir.

“Yasaklanmış hakların geri verilmesi” başlığını taşıyan 5352 sayılı Kanunun 13/A maddesi:
“(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
(2) Mahkum olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkum olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgahının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin kararvermesi gerekir.
(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet Savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adli sicil arşivini kaydedilir.
(7) Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır.” şeklinde olup, maddenin gerekçesi şöyledir:

“Maddeyle, 5352 sayılı Kanun’a 13/A maddesi eklenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi, özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, 53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması,uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.”

5352 sayılı Adli Sicil Kanununa eklenen 13/A maddesi ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği belirtilmektedir. Yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infaz edilmiş olması ve kişinin infazın tamamlanmasından itibaren üç yıllık süre içerisinde yeni bir suç işlememesi ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekecektir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğuna yer verilmemiş ise de, Türk Ceza Kanunu dışında, halen yürürlükte bulunan kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı süresiz hak yoksunluklarının mevcudiyetini koruması nedeniyle yoksunluğun giderilebilmesi amacıyla yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilecektir. Burada hükümlünün mahkumiyetinin, mülga 765 sayılı ya da yürürlükteki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu veya ceza öngören özel kanunlara dayanmasının bir önemi bulunmamaktadır.

5352 sayılı Kanunun 13/A maddesine göre, ister 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın,amme hizmetlerinden yasaklanma, memuriyetten mahrumiyet, seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma, yasal kısıtlılık altında bulundurulma, babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet, sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma, meslek ve sanatın tatili, işyerinin kapatılması ve benzerleri gerek bir mahkumiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla bertaraf edilmesine yasal bir engel bulunmadığından, anılan kanun maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün yasaklanmış haklarının geri verildiğinin bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü …’un, 17.07.2000 tarihinde işlediği kayınpederini kasten öldürme suçundan 765 sayılı TCK’nin 449/1, 51/1, 59. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanunun 31. maddesi uyarınca müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ve 33. madde uyarınca ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına kararverildiği, 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı TCK’nin yürürlüğe girmesi nedeniyle yasa gereği yapılan uyarlama yargılaması sonucu, lehe olan 5237 sayılı TCK’nin 81/1, 29, 62. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 19.07.2007 tarihli ve 2007/6299 esas, 2007/6069 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, hükümlünün infaz edilen hapis cezası ile ilgili olarak düzenlenen müddetnameye göre şartla tahliye tarihinin 18.08.2007, infazının tamamlanmış sayılacağı hak ederek tahliye tarihinin 17.08.2016 olarak belirlendiği, Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 18.08.2007 tarihli kararı ile 18.08.2007 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, hak ederek tahliye tarihinden sonra 07.09.2016 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından infaza konu 15 yıl hapis cezası ile ilgili olarak yerine getirme fişinin düzenlendiği ve yerine getirme tarihinin 17.08.2016 olarak gösterildiği, hükümlünün 23.08.2016 tarihli dilekçesiyle memnu haklarının iadesine karar verilmesini istediği ancak hükümlünün kasten öldürme suçundan almış olduğu hapis cezasının infazının tamamlanmış sayılacağı hak ederek tahliye tarihi olan 17.08.2016 tarihinden, talepte bulunduğu ve talebin kabulüne kararverildiği tarihe kadar 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A. maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin geçmemiş olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 02.09.2016 tarihli ve 2007/48 esas, 2007/78 karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Adli sicil kaydı nasıl silinir? sorusunun cevabının verildiği süreç içerisinde önemli bir aşama olan (memnu) yasaklanmış hakların iadesi kararının alınması işlemine ilişkin olarak yapılan bir hatalı işlemin kanun yararına bozma kanun yolu ile ortadan kaldırılışına dair kararı paylaştık.

Memnu Hakların İadesi Neleri Kapsar?

Memnu hakların iadesi, mahkûmiyet nedeniyle kaybedilen bazı siyasal, mesleki ve medeni hakların yeniden kazanılmasını sağlar. Bu kurum, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uyarınca, TCK dışındaki özel kanunların mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarını ortadan kaldırır.

Memnu hakların iadesiyle yeniden kazanılabilen başlıca haklar şunlardır:

  • Devlet memuru olma hakkı,
  • Seçme ve seçilme hakkı (milletvekilliği, belediye başkanlığı vb.),
  • Bazı mesleklerin icrası (örneğin avukatlık, mali müşavirlik, noterlik, bilirkişilik gibi),
  • Kamu kurumlarında görev alma hakkı,
  • Şirketlerde yönetim kurulu üyeliği yapma hakkı,
  • Sürücü belgesi, ruhsat, silah taşıma izni gibi idari hakların kullanımı,
  • Dernek veya vakıf organlarında görev alma hakkı.

Ancak memnu hakların iadesi, mahkûmiyet kararını ortadan kaldırmaz; yalnızca bu karara bağlı olarak doğan yasaklılık hâlini sona erdirir. Ayrıca bazı özel kanunlarda (örneğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veya 1136 sayılı Avukatlık Kanunu) yer alan hükümler gereği, bazı suçlar bakımından bu hakların geri kazanılması mümkün değildir.

Memnu Hakların İadesi Kaç Günde Sonuçlanır?

Memnu hakların iadesi kaç günde sonuçlanır? sorusu, uygulamada en çok merak edilen konulardan biridir. Bu süre, başvurunun yapıldığı mahkemenin iş yoğunluğuna, dosyanın incelenme sürecine ve gerekli belgelerin temin edilmesine göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel uygulamaya bakıldığında, memnu hakların iadesi kararı ortalama 15 ila 45 gün arasında sonuçlanmaktadır.

Başvurunun hızlı sonuçlanabilmesi için, dilekçe ekine gerekli belgelerin eksiksiz sunulması büyük önem taşır. Bu belgeler arasında genellikle şu evraklar bulunur:

  • Mahkûmiyet kararının kesinleşme şerhli örneği,
  • İnfazın tamamlandığını gösterir belge (Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınır),
  • Adli sicil ve arşiv kaydı,
  • İkametgâh belgesi ve kimlik fotokopisi.

Eğer belgelerde eksiklik bulunmaz ve hükümlünün iyi hâlli olduğu yönünde mahkemede bir kanaat oluşursa, karar kısa sürede verilir. Ancak bazı durumlarda mahkeme, ek araştırma yapılmasını isteyebilir veya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan iyi hâl yazısı talep edebilir; bu hâlde süreç uzayabilir.

Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, mahkemeler memnu hakların iadesi talebini “dosya üzerinden” inceleyebilir. Bu durumda duruşma yapılmadan karar verildiği için süreç daha kısa sürer.
Özetle, memnu hakların iadesi başvurusu genellikle birkaç hafta içinde sonuçlanır, ancak yoğun mahkemelerde veya eksik belge nedeniyle bu süre 1-2 aya kadar uzayabilir.

Memnu Hakların İadesi Kaç Yıl?

Memnu hakların iadesi kaç yıl sonra alınır? sorusunun yanıtı, doğrudan 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi ile belirlenmiştir. Buna göre, mahkûm olan kişinin cezasının infazı tamamlandıktan sonra en az 3 yıl geçmesi gerekir. Bu süre dolmadan yasaklanmış hakların geri verilmesi için mahkemeye başvuru yapılamaz.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, 3 yıllık sürenin başlangıç noktasının “cezanın infazının tamamlandığı tarih” olmasıdır.
Yani, kişi koşullu salıverilmiş olsa dahi denetim süresini tamamlamadan bu üç yıllık bekleme süresi başlamaz. Yargıtay içtihatları da bu konuda nettir:

“Koşullu salıverilme tarihi değil, bihakkın tahliye tarihi esas alınarak 3 yıllık sürenin hesaplanması gerekir.”
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2023/9396 K.)

Memnu Hakların İadesi Emsal Kararlar

Memnu hakların iadesi emsal kararlar, mahkemelerin bu konudaki değerlendirmelerini ve Yargıtay’ın 3 yıllık süre ile iyi hâl şartına yaklaşımını göstermesi açısından büyük önem taşır.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2023/9396 K. kararında, cezanın infazından itibaren 3 yıl dolmadan verilen iade kararını bozmuş ve “sürenin bihakkın tahliye tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini” vurgulamıştır. Bu içtihat, 3 yıllık sürenin kesin bir bekleme süresi olduğunu göstermektedir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2023/21681 K. kararında, sanığın mahkûmiyetinde yasaklılık yer almasa da adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğuna karar verilmiştir. Böylece arşiv kaydı bulunan hükümlülerin de iade talebinde bulunabileceği kabul edilmiştir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2023/5023 K. kararında, hükümlünün denetim süresi içinde suç işlemesi halinde iyi hâl şartının gerçekleşmeyeceği ve memnu hakların iadesi talebinin reddedileceği belirtilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/2318 K. kararında ise, memnu hakların iadesi kararı alınsa bile zimmet, rüşvet, dolandırıcılık gibi suçların memuriyete engel olmaya devam edeceği açıkça ifade edilmiştir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2024/16196 K. kararında, cezanın infazından itibaren 3 yıl dolmadan verilen iade kararının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş ve karar kanun yararına bozulmuştur.

Bu kararlar birlikte değerlendirildiğinde, memnu hakların iadesi süresi 3 yıl, infazdan itibaren başlar ve bu sürede iyi hâlini koruyan hükümlüler, mahkemeye başvurarak yasaklanmış haklarının geri verilmesini talep edebilirler.

Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi

Yasaklanmış hakların geri verilmesi, cezanın infazı tamamlandıktan sonra kişinin TCK dışındaki özel kanunlardan kaynaklanan hak yoksunluklarını ortadan kaldırmak amacıyla mahkemeden talep ettiği bir hukuki yoldur. Bu kurum, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Kanuna göre, hükümlü hakkında cezanın infazının tamamlanmasından itibaren 3 yıl geçmesi, bu süre içinde yeni bir suç işlememesi ve iyi hâlli olarak yaşamını sürdürdüğüne mahkemece kanaat getirilmesi halinde, mahkeme yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verebilir. Bu karar, ileriye etkili olup geçmiş dönemi kapsamaz.

Yasaklanmış hakların geri verilmesi, kişinin devlet memurluğuna girme, milletvekili adayı olma, mesleğini yeniden icra etme veya seçme-seçilme hakkını kullanma gibi bazı haklarını yeniden kazanmasını sağlar. Ancak mahkûmiyet kararını ortadan kaldırmaz; sadece bu karara bağlı olarak doğan hak yoksunluklarını kaldırır.

Yargıtay içtihatlarına göre, cezanın infazı tamamlanmadan veya 3 yıllık süre dolmadan bu hakların iadesine karar verilemez. Ayrıca, infazdan sonra kişi denetim süresinde yeni bir suç işlerse, mahkeme iyi hâl şartının oluşmadığı gerekçesiyle talebi reddeder.

Adli Sicil Kanunu 13/A Maddesi

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi, yasaklanmış hakların geri verilmesini düzenlemektedir. Maddeye göre, 5237 sayılı TCK dışındaki kanunların belli suçlara veya cezaya bağladığı hak yoksunluklarının kaldırılması, bazı şartların gerçekleşmesine bağlıdır.

Bu şartlar:

  1. Cezanın tamamen infaz edilmiş olması,
  2. İnfazın tamamlandığı tarihten itibaren 3 yılın geçmesi,
  3. Bu süre içinde yeni bir suç işlenmemesi ve iyi hâlli olunmasıdır.

Bu koşullar sağlandığında, hükümlü mahkemeye başvurarak yasaklanmış haklarının geri verilmesini isteyebilir. Karar, mahkeme tarafından ileriye etkili şekilde verilir ve adli sicil arşivine işlenir.

Yargıtay Aşamaları

Yargıtay aşamaları, memnu hakların iadesi kararının verilmesinden sonra tarafların karara karşı başvurabilecekleri kanun yollarını ifade eder. Normal koşullarda yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı, bir ek karar niteliğindedir ve istinaf veya temyiz incelemesine konu olabilir.

Öncelikle, kararın verilmesinden sonra Cumhuriyet savcısı veya hükümlü bu karara karşı 7 gün içinde itiraz veya istinaf yoluna başvurabilir.

  • İlk derece mahkemesi: İlgili Asliye veya Ağır Ceza Mahkemesi’dir.
  • İstinaf incelemesi: Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerince yapılır.
  • Temyiz (Yargıtay) aşaması: Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı gidilen son aşamadır.

Yargıtay, dosya üzerinden inceleme yapar; yalnızca usul ve hukuka uygunluk denetimi gerçekleştirir. Kararda eksiklik veya hukuka aykırılık tespit edilirse, kararı bozabilir ya da düzelterek onayabilir.

Örneğin, Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2024/16196 K. kararında, infazdan itibaren 3 yıl dolmadan verilen memnu hakların iadesi kararını kanun yararına bozmuştur. Bu tür bozma kararları genellikle CMK m.309 kapsamında “kanun yararına bozma” yoluyla verilir.

Yargıtay: (Memnu) Yasaklanmış Hakların İadesi Kararı – İnfaz – 3 Yıllık Süre Hesabı” Makalemize 3 Yorum Yapıldı:

  1. murat dedi ki:

    HUKUK ÖRÜMCEK AĞI GİBİDİR GÜÇLÜLER DELER GEÇER ZAYIFLAR TAKILIP KALIR

  2. Ahmet dedi ki:

    İşlediğim suç ise gezmek amaçlı araç kaçırmak para cezası 20 sene geçmiş sözde adlı arşiv kaydım yok silinmiş pat yönerge ile Aihs ihlali karşına geliyor hukuk yok Anayasa ihlal
    Bir de yetmiyor siz memnu haklarınızın iadesini orataya çıkartıyorsunuz yok bu karar affa uğras süresi geçse falan filan yorum ile yasa yapılıyor p zaman mahkemeye erişim hakkı aldatıcı kdk diyor kararı tanı tanımıyor idare idare mahkemesi şimdi gs iptal istinaf dosyalara sıradan bakması gerek ben 2019 /3300 lerdeyim 2019 /4900 lü dosya da karar veriliyor biz de tik yok
    Bu karar ne memnu hakların iadesi için

    Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt’un, ‘terör örgütüne üye olmaktan’ tutuklanıp öğretmenlikten atılmış ancak 2009 yılında Mustafa Akaydın döneminde memurluğa geri alınmıştır. Bir ihbar sonrasında, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Devlet Personel Başkanlığının görüşüne binanen, bu personelin görevine son vermiştir. Açılan davada, Danıştay Başkanlığı, terör örgütüne üyelikten ceza almış olanların, memnun hakların iadesiyle göreve dönebileceğine karar vermiştir

    Ben herşeyden öte memnu hakların iadesi kararını bile göstermek zorunda değilim fakat aihs 6 ve 8 madde ihlali ile hukuksuz kayıt tutulup ortaya ifşa ediliyor aym iptal veriyor istinaf halen bekletiyor

  3. Ahmet dedi ki:

    Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt’un, ‘terör örgütüne üye olmaktan’ tutuklanıp öğretmenlikten atılmış ancak 2009 yılında Mustafa Akaydın döneminde memurluğa geri alınmıştır. Bir ihbar sonrasında, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Devlet Personel Başkanlığının görüşüne binanen, bu personelin görevine son vermiştir. Açılan davada, Danıştay Başkanlığı, terör örgütüne üyelikten ceza almış olanların, memnun hakların iadesiyle göreve dönebileceğine karar vermiştir … Dilenilen davada bu karar herşeyi kaldırır istenmezse kaldırmaz mahkeme erişim hakkı engellenir biz ne zaman mahkemeye erişim hakkını tanıyacaz

    Benim sözde adlı kaydım arşiv kaydım silinmiş fakat yönerge ile tutulmuş mahkemeye erişim hakkı aldatıcı hale getirilmiş kdk ya başvurdum haklısın denildi idareye göreve başlat dedi idare uymadı karara idare mahkemesi de idare gibi davranmakta şuan istinafta Allahdan Anayasa mahkemesi iptal etti gs yi de istinaf anlaranın kararını bekliyoruz orada da sıraya göre gidilmediğini görmek üzücü benim silinipte sözde silinmeyen kaydım para cezası kısaca dilenildimi bu karar herşeyi kaldırır dilenmedimi affa uğrasada gibi hakkın özünü ortadan kaldıran yorumla süreleri geçse de gibi yorum ile mahkemeye erişim hakkı engellenir bu nasıl bir adalet aym ve aihm ye gitmeden hakkını alamıyorsun aym ve aihm ‘nın ödediği tazminatlar rücu edilmedikçe hiç bir şey düzelmiyor Kamu denetçiliği diyor ki siz mahlemeye erişim hakkını engelleyemezsiniz idare tanımıyor idare mahkemesi tanımıyor aihs teoride var pratikte yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir