Ceza Mahkûmiyetinin Memuriyete Etkisi
Ceza Mahkûmiyetinin Memuriyete Etkisi, kamu görevine giriş ve görevde kalma şartlarını doğrudan belirleyen kritik bir konudur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan genel yeterlilik şartları ile TCK m.53’teki hak yoksunlukları birlikte değerlendirildiğinde; hapis cezasının infaz süreci, kasten işlenen suçlardan doğan mahkûmiyetler, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması), cezanın ertelenmesi, memnu hakların iadesi ve adli sicil/arşiv kayıtları gibi kurumların her biri memuriyete kabulü veya memuriyette kalmayı farklı biçimlerde etkiler. Bu çerçevede, taksirli suçlar, katalog (yüz kızartıcı) suçlar, adli para cezaları ve görevden uzaklaştırma–iade süreçleri, idarenin takdir yetkisi ve yargı içtihatlarıyla birlikte ele alınmalıdır. Aşağıda, mevzuattaki temel ilkeler ve uygulamadaki ölçütler ışığında; infaz sırasında memuriyet yasağı, memuriyete engel suçlar ve cezalar, ertelenen cezanın etkisi, HAGB’nin sonuçları, memnu hakların iadesi ile adli sicil/arayüz kayıtlarının memuriyete yansıması sistematik biçimde açıklanacaktır.
Memuriyetten Çıkarılma veya Atılma Nedir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre memuriyetten çıkarılma veya atılma, devlet memuru olarak göreve başlama şartlarını taşımadığı sonradan anlaşılan ya da görev sırasında bu şartlardan birini kaybeden kişinin, memuriyet statüsünün sona erdirilmesi işlemidir (m.98).
Memuriyetten çıkarılma, yalnızca disiplin hükümleri çerçevesinde değil, aynı zamanda ceza mahkûmiyetine bağlı olarak da gündeme gelebilir. Örneğin, bir memur hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla hapis cezası kesinleşmişse veya kanunda memuriyete engel sayılan katalog suçlardan biri nedeniyle mahkûmiyet söz konusuysa, kişi memuriyet görevini kaybeder.
Bu bağlamda, makalede ayrıntılı biçimde; hapis cezası veya adli para cezası mahkûmiyetinin etkisi, cezanın ertelenmesi, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması), memnu hakların iadesi, adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi gibi kurumların memuriyet üzerindeki sonuçları ele alınacaktır.
Suçun İnfazı Sürecinde Devlet Memurluğu Yapma Yasağı
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi bakımından en temel kurallardan biri, hapis cezasının infazı süresince devlet memurluğu yapılamamasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 53/1-a maddesi, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kişilerin kamu görevinde bulunmasını yasaklamaktadır. Bu düzenleme uyarınca, cezanın infazı ister cezaevinde ister denetimli serbestlik veya koşullu salıverilme şeklinde yerine getirilsin, kişi bu süreç boyunca memuriyet görevini sürdüremez.
İnfaz süreci; cezaevinde geçirilen süre, denetimli serbestlik dönemi ve koşullu salıverilme dahil olmak üzere, cezanın bihakkın (tam) tahliye tarihi ile sona erer. Örneğin, taksirli bir suç nedeniyle üç yıl hapis cezasına mahkûm edilen bir memur; bir yılını cezaevinde, bir yılını denetimli serbestlikte ve son bir yılını koşullu salıverilmede geçiriyorsa, bu üç yıllık süre boyunca görevinden uzak kalmak zorundadır. Bu durumda, memurun yeniden görevine dönmesi ancak infazın tamamen bitmesiyle mümkün hale gelir.
Özellikle vurgulamak gerekir ki; infazın tamamlanmasıyla birlikte memuriyet yasağı kendiliğinden ortadan kalkar. Başka bir işleme gerek olmaksızın, kişi kamu görevine yeniden atanabilir veya görevine iade edilebilir. Bu husus, hem mevzuat hem de yargı kararlarında açıkça belirtilmiştir.
Eğer ceza taksirli bir suçtan kaynaklanıyorsa veya kasten işlenen bir suç olsa bile hapis cezası bir yılın altında ise, 657 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca memur hakkında “görevden uzaklaştırma” kararı verilir. Görevden uzaklaştırılan memurun durumu her iki ayda bir idare tarafından yeniden değerlendirilir. Denetim sonucunda, hapis cezasının infazı sona ermişse memurun göreve iadesi mümkündür. Bu uygulama, kamu hizmetinin sürekliliği ve disiplinin korunması amacıyla düzenlenmiştir.
Sonuç olarak, hapis cezasının infazı sürecinde memuriyet yasağı, ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi kapsamında en katı uygulamalardan biridir. İnfaz süresi bitene kadar hiçbir şekilde kamu görevinde bulunulamaz; infazın tamamlanmasıyla birlikte ise bu yasak otomatik olarak ortadan kalkar.
Memuriyete Engel Suçlar ve Cezalar Nelerdir?
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi denildiğinde en önemli konulardan biri de hangi suçların ve cezaların memuriyete engel teşkil ettiğidir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu bu konuda temel ilkeleri ortaya koymuştur.
Taksirli Suçlar
Taksirli suçlar, ceza miktarı ne olursa olsun memuriyete engel değildir. Örneğin, trafik kazası sonucu taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 5 yıl hapis cezası alan bir kişi, infaz tamamlandıktan sonra yeniden memur olabilir. Ancak, bu süreçte cezası infaz edilene kadar memuriyet görevini sürdüremez ve görevden uzaklaştırılır.
Kasten İşlenen Suçlar
Kasten işlenen suçlar bakımından farklı bir kural uygulanır. Bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alan kişi memuriyete kabul edilmez. Bu suçun memuriyet sırasında işlenmesi halinde de kişinin memuriyet statüsü sona erdirilir.
Ancak, alınan hapis cezası adli para cezasına çevrilirse, bu durumda memuriyet engeli ortadan kalkar. Örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl hapis cezası alan memurun cezası para cezasına çevrilirse, bu kişi memuriyette kalmaya devam edebilir.
Memuriyete Engel Suçlar (Katalog Suçlar)
Bazı suçlar vardır ki, cezanın miktarı ne olursa olsun memuriyet açısından sürekli engel teşkil eder. Bunlar “memuriyete engel suçlar” olarak adlandırılır. Bu suçlarda mahkûmiyet ister kısa süreli hapis cezası olsun, ister adli para cezasına çevrilsin, sonuç değişmez; kişi memur olamaz veya mevcut memuriyetine son verilir.
657 sayılı Kanun m.48/5 uyarınca memuriyete engel suçlardan bazıları şunlardır:
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309–316),
- İhaleye fesat karıştırma,
- Edimin ifasına fesat karıştırma,
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
- Kaçakçılık suçları,
- Hırsızlık,
- Dolandırıcılık,
- Güveni kötüye kullanma,
- Rüşvet,
- İrtikap,
- Zimmet,
- Hileli iflas,
- Sahtecilik suçları (resmi evrakta, özel belgede, parada, mühürde sahtecilik vb.).
Bu suçlardan herhangi birinden mahkûmiyet, memuriyetten çıkarılma veya memuriyete alınmama sebebidir. Dolayısıyla, adli para cezasına çevrilmiş olsa bile bu suçların varlığı, kamu görevini sürdürmeye engel olmaktadır.
Sonuç olarak, memuriyete engel suçlar, yalnızca hapis cezasının süresiyle değil, suçun vasfı ile ilgilidir. Bu nedenle katalog suçlardan birine mahkûm olan kişi için memuriyet statüsü artık mümkün değildir.
Hapis Cezasının Ertelenmesinin Memuriyete Etkisi
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi bakımından önemli konulardan biri de hapis cezasının ertelenmesi durumudur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre cezanın ertelenmesi, mahkûmun cezasını cezaevinde çekmeyip belirlenen denetim süresini dışarıda geçirmesi anlamına gelir. Denetim süresini kurallara uygun ve iyi halli olarak tamamlayan kişi, cezasını infaz etmiş sayılır. Ancak, erteleme kararı memuriyet açısından her zaman lehe sonuç doğurmaz.
1. Bir Yıldan Fazla Ertelenen Hapis Cezaları
Eğer ertelenen hapis cezası bir yıl veya daha fazla süreli ise, ilgili kişi devlet memurluğuna kabul edilemez. Eğer kişi zaten memursa, bu durumda memuriyetine son verilir. Yani cezanın ertelenmiş olması, memuriyete dönüşü sağlamaz.
2. Bir Yıldan Az Ertelenen Hapis Cezaları
Ertelenen hapis cezası bir yılın altında ise ve suç memuriyete engel katalog suçlardan biri değilse, bu durumda kişinin memuriyet görevi tamamen sona ermez. Ancak, denetim süresi boyunca görevden uzaklaştırma uygulanabilir. Denetim süresinin tamamlanmasıyla birlikte memuriyet görevi yeniden devam eder.
3. Memuriyete Engel Suçlarda Erteleme
Eğer ertelenen ceza zimmet, rüşvet, hırsızlık, sahtecilik gibi memuriyete engel suçlardan kaynaklanıyorsa, süreye bakılmaksızın memuriyet engeli doğar. Yani ceza ertelense bile, ilgili kişi memur olamaz ve memuriyet görevini sürdüremez.
Yargı Görüşleri
Danıştay kararlarına göre, 657 sayılı Kanun’un 48. maddesi kapsamında yer alan suçlardan dolayı verilen mahkûmiyetlerde, ceza ertelense dahi memuriyet hakkı ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle, memuriyete engel suçlardan dolayı alınan mahkûmiyet kararlarının ertelenmiş olması, memuriyet statüsünü korumaz.
Sonuç olarak, hapis cezasının ertelenmesi, cezanın cezaevinde çekilmesini engellese de memuriyet üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaz. Özellikle bir yıl ve üzerindeki cezalar veya katalog suçlara ilişkin mahkûmiyetler, memuriyetin sona ermesine neden olur.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Memurluğa Etkisi
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi kapsamında en çok tartışılan konulardan biri de Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kurumudur. Ceza Muhakemesi Kanunu m.231 uyarınca HAGB, sanık hakkında verilen ceza hükmünün belli bir denetim süresi içerisinde hukuki sonuç doğurmamasını sağlar. Denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza ortadan kaldırılır ve dava düşer.
HAGB’nin Genel Etkisi
Kural olarak, HAGB kararı memuriyete engel değildir. Çünkü ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet bulunmadığından, kişi memuriyet görevine devam edebilir veya memuriyete atanabilir. Bu nedenle, tek başına HAGB kararı verilmiş olması, memuriyetten çıkarılma sonucunu doğurmaz.
Disiplin Hukuku Yönünden HAGB
Her ne kadar HAGB ceza hukuku açısından mahkûmiyet doğurmasa da, aynı fiil disiplin hukuku kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin, cinsel taciz veya resmi belgede sahtecilik gibi fiillerde, HAGB kararı verilse bile disiplin hükümlerine göre memuriyetten çıkarma cezası uygulanabilir. Burada idarenin dayanağı doğrudan ceza mahkemesi kararı değil, fiilin “memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelikte” olmasıdır.
Yargı Kararları
Danıştay içtihatlarına göre, eğer idare yalnızca ceza mahkemesi kararına dayanarak memuriyetten çıkarma işlemi tesis etmişse ve bu karar HAGB ile sonuçlanmışsa, çıkarma işlemi hukuka aykırı kabul edilir. Ancak, idare 657 sayılı Kanun’un 125/E-g maddesi kapsamında, memurun işlediği fiili disiplin hukuku yönünden değerlendirmişse, HAGB kararı memuriyetten çıkarılmaya engel teşkil etmez.
Özel Düzenlemeler
Bazı meslek gruplarında HAGB’ye özel sınırlamalar getirilmiştir. Örneğin, polislik başvurularında adayın kendisinin veya eşinin, kasten işlenen suçlardan dolayı HAGB verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla hapis cezası almamış olması şartı aranır. Ayrıca zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, irtikap gibi suçlarda HAGB verilmiş olsa bile memuriyete girişe engel kabul edilmektedir.
Memnu Hakların İadesi Kararının Devlet Memurluğuna Etkisi
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi bakımından sıkça gündeme gelen hususlardan biri de memnu hakların iadesi kararıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunlukları, cezanın infazı tamamlandıktan sonra belirli bir süre geçmesiyle sona erer. Ancak bazı suçlar bakımından, bu süre geçse bile kamu görevine dönüş mümkün değildir. İşte bu noktada “memnu hakların iadesi” kurumu devreye girer.
Memnu Hakların İadesi Nedir?
Memnu hakların iadesi, ceza mahkûmiyetine bağlı olarak kaybedilen bazı hakların, mahkeme kararıyla geri verilmesidir. Bu haklar arasında seçme ve seçilme hakkı, vakıf veya dernek yönetiminde görev alma hakkı ve özellikle kamu görevinde bulunma hakkı yer alır.
657 Sayılı Kanun ve Memnu Hakların İadesi
Her ne kadar TCK m.53 kapsamında memnu hakların iadesiyle kişiye yeniden kamu görevinde bulunma yolu açılmış gibi görünse de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.48/A-5 bu konuda istisnai bir düzenleme getirmiştir. Bu maddeye göre;
- Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla hapis cezası alanlar,
- Affa uğramış olsalar bile zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve benzeri katalog suçlardan mahkûm olanlar,
memnu hakların iadesi kararı alsalar dahi devlet memuru olamazlar.
Yargı İçtihatları
Danıştay ve İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarında, memnu hakların iadesi kararının yüz kızartıcı suçlar yönünden memuriyet engelini ortadan kaldırmayacağı açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla, bu suçlardan mahkûm olanlar için memuriyet hakkı süresiz olarak ortadan kalkar.
Sonuç
Memnu hakların iadesi kararı, bazı hak yoksunluklarını ortadan kaldırsa da 657 sayılı Kanun’daki katalog suçlar bakımından memuriyete dönüş imkânı sağlamaz. Yani, kişi memnu haklarını geri almış olsa bile, memuriyet engeli teşkil eden suçlardan hükümlü ise kamu görevine atanması veya görevine dönmesi mümkün değildir. Bu durum, ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi açısından en katı düzenlemelerden biridir.
Adli Sicil (Sabıka) Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi
Ceza mahkûmiyetinin memuriyete etkisi açısından sıkça karıştırılan bir diğer husus da adli sicil kaydının silinmesi meselesidir. Türk Ceza Kanunu’na göre cezası infaz edilen veya belirli süreler geçtikten sonra mahkûmiyet kayıtları adli sicilden silinebilir. Ancak, bu silinme işlemi her zaman memuriyet hakkını geri kazandırmaz.
Adli Sicil Kaydının Silinmesinin Sınırları
Adli sicil kaydının silinmesi, kişinin sabıka kaydında artık görünür bir mahkûmiyet olmamasını sağlar. Fakat 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.48/A-5 kapsamında sayılan katalog suçlar açısından bu silinme işlemi yeterli değildir. Çünkü bu maddede, söz konusu suçlardan hükümlü olan kişilerin affa uğrasalar bile memur olamayacakları düzenlenmiştir. Dolayısıyla, sicil kaydı silinse dahi memuriyet engeli devam eder.
Yargı Kararları
Danıştay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, adli sicil kaydının silinmesi, yüz kızartıcı suçlar nedeniyle ortaya çıkan memuriyet yasağını ortadan kaldırmaz. Bu suçlardan mahkûm olan kişi, sicil kaydı temizlense bile devlet memuru olamaz.
Arşiv Kaydı ve Güvenlik Soruşturması
Adli sicil kaydı silinse bile arşiv kaydı bulunabilir. Arşiv kaydı da memuriyete girişte yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sırasında dikkate alınır. Özellikle katalog suçlar söz konusuysa, bu kayıt memuriyete engel olmaya devam eder.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Adli para cezası memuriyete engel midir?
Eğer mahkûmiyet, 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 maddesinde sayılan katalog suçlardan (örneğin hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik gibi) birine ilişkinse, verilen ceza adli para cezası olsa dahi memuriyete engel olur. Bu suçlar dışında, doğrudan verilen veya hapis cezasından çevrilen adli para cezaları kural olarak memuriyete engel teşkil etmez.
Devam eden bir ceza davası memuriyete engel midir?
Masumiyet karinesi gereği, devam eden bir ceza davası tek başına memuriyete engel değildir. Ancak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında bu durum olumsuz bir kriter olarak değerlendirilebilir ve atama yapılmamasına yol açabilir.
Arşiv kaydı olan memur olabilir mi?
Arşiv kaydının memuriyete etkisi, işlenen suçun niteliğine bağlıdır. Eğer kayıt, memuriyete engel katalog suçlardan kaynaklanıyorsa, arşiv kaydı silinse bile memuriyete engel devam eder. Engel olmayan suçlarda ise arşiv kaydı tek başına memuriyeti engellemez; fakat güvenlik soruşturmasında idare tarafından dikkate alınabilir.
5 yıl denetimli serbestlik memuriyete engel mi?
Denetimli serbestlik, bir cezanın infaz yöntemi olup başlı başına memuriyet engeli değildir. Önemli olan, denetimli serbestliğe neden olan mahkûmiyetin niteliğidir. Eğer bu mahkûmiyet memuriyete engel suçlardan veya bir yıldan fazla hapis cezasından kaynaklanıyorsa engel doğar; aksi halde tek başına denetimli serbestlik memuriyete engel teşkil etmez.
Memnu hakların iadesi memuriyete dönüş sağlar mı?
Hayır. 657 sayılı Kanun m.48/A-5’te sayılan katalog suçlardan mahkûm olan kişiler için memnu hakların iadesi kararı verilse bile memuriyet yasağı kalkmaz. Sadece katalog dışında kalan suçlar bakımından bu karar, yeniden memur olabilme yolunu açabilir.
Adli sicil kaydının silinmesi memuriyeti yeniden mümkün kılar mı?
Hayır. Sicil kaydının silinmesi, memuriyete engel suçlarda etkili değildir. Yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olan kişiler, sicil kaydı temizlense dahi memur olamazlar.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.
uyuşturucu kullanımından 5yıl kamu davası açılması erteleme aldım denetimi sorunsuz bitirdim 7.yargı paketindeki yılda en az 2kez olan tahlilleri de verdim son tahlilde pozitif sonuç çıktı ve hakkımda kamu davası açıldı ilk olayda dava açılmadığı için memuriyetime bir engel teşkil etmedi fakat bu ikinci olayla dava açılması memuriyetime engel teşkil edecek gibi görünüyor açığa mı alınırım hagb verilip tekrar denetim sürecine mi başlarım yoksa direkt ihraç mı olurum madde kullanmadım arkadaş ortamında her iki olay da dumana maruz kalmam sonucu gerçekleşti ve arada 3yıldan fazla bir zaman var bu 3yılda tüm testleri negatif vererek içmediğimi ispatlamışım bir kez dumana maruz kalmam sonucu gerçekleşen bir olay sonucu memuriyetten ihraç olmam bağımlı olmadığım halde kamu görevinden mahrum bırakılmam söz konusu. sicilim bozulmadığı takdirde yurtdışına çıkabilirim sanırım işlemlere başlasam davada hüküm verilmeden birkaç ay içinde yurtdışına çıkışımda engel olur mu şimdilik adli sicil kaydım temiz yurtdışına çıksam mahkeme ertelenebilir mi?
Merhaba,
Detaylı danışma hizmetimiz ücretlidir.
Mesai saatleri içerisinde 0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla
merhaba kasten yaralama hagb 1 yıl 3 ay ceza alan memur olabilir mi ? 18 yaş ve ilerde adlı sicil kaydı silinirse olabilir mi ?
selamün aleyküm değerli kardeşim 23 yıl hizmetim var ailevi durumlardan dolayı 1 yıl 10 ay hapis cezası aldım görevden alındım tekrar geri dönmem söz konusu olur mu kendim çocuk esirgeme kurumunda büyüdüm bu şekilde işe alındım emekliliğime 2 yıl kalmıştı çok üzülüyorum bu duruma yaşım 46. 2001 girişliyim
merhaba 2007 yılında telefonda karşılıklı hakaretten beni mahkemeye vermiş. mahkemeye 1 kere çıktık. o gündür bugüne seneler geçmiş unutuldu adli sicil ogretmenlik kayıtta lazım oldu adli sicil kaydım varmış benim haberim yok yıllardır hiç karşıma çıkmadı 2007 yılında 7 ay 15 gün hapis çıkmış hep ertelenmiş dava sorgulama yaptım hiç bir şekilde hapis,para cezası çıkmıyor. adli sicil silinmesi için e devletden dilekçe gönderdim avukatdan dilekçe yazdırıp postaladım 1 ay yakın herhangi bir gelişme olmadı dilekçe degerlendirme aşaması da yazıyor hocam hakaret ve 7 ay hapis benim öğretmen olmama engelmi ne yapılması gerekiyor ben yüz kızartıcı herhangi bir suç işlemedim
merhabe benim oğlum hırsızlıktan içeri girdi fakat. alınan bir şey yok. yyaklasik 3 ay dir içeride. 4 yıl 8 ay verildi. fakat bu durumda tahliyede olmadı dosyası intifa yollanmış. sonuç ne olur acaba
merhaba ben 2014 tck 109 maddesi gereğince 3 yıl 4 ay ceza aldım. isfinaf makkemesine gönderdik ve 2023 de bennim cezam onandı ve ceza evine girdim. 11 gün ceza yattıktan sonra denetim serbestlik ile çıktım. kendim milli sporcuyum gençlik spor bakanlığın açmış olduğu sözleşmeli antrenör e giremedim 7315 sayılı güvenlik soruştuma kanunan göre. benim memur olmam imkansız mı yoksa hukuki bir yolu varmıdır… şimdiden teşekkür ederim
merhaba askeri firar suçundan 10 ay ceza aldım ayrıca 10 ay da kamu hizmetlerinden yasaklılık verdi şu an hali hazırda atamam yapıldı saglik bakanlığına bu dosya atamama engel teşkil eder mi yoksa atama sürecini uzatır mi
merhaba Ufuk bey atanabildiniz mi acaba bende aynı durumdayım
Merhaba,
Detaylı danışma hizmetimiz ücretlidir.
Mesai saatleri içerisinde 0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
Saygılarımızla
merhaba,2008 resmi gazete memuriyete engel suçlar kategorisinde istismar ve saldırı suçları düzenlenmiştir.cinsel tacızden 9 ay ceza alan birinin memuriyete engelligi var mıdır.