Ceza Hukuku

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu - tahanci.av.tr

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, Türk Ceza Kanunu’nun tck 132 maddesi kapsamında, kişilerin aleni olmayan iletişimlerinin üçüncü kişilerce dinlenmesi, okunması, kayda alınması veya ifşa edilmesi hâllerinde oluşan, özel hayatın korunmasına yönelik bir suç tipidir. Suç; temel şekli yanında tck 132/2 (haberleşme içeriğinin üçüncü kişi tarafından ifşa edilmesi) ve tck 132/3 (kişinin kendi tarafı olduğu haberleşme içeriğini alenen ifşa etmesi) hükümleriyle nitelikli görünümler kazanır. Uygulamada e-posta, mesajlaşma uygulamaları, mektup ve telefon görüşmeleri gibi araçlarla yürütülen özel yazışma ve konuşmalar, bu koruma alanının odak noktasıdır. Takip ve başvuru süreçlerinde “tck 132 şikayete tabi mi” sorusu kritik önem taşır; çünkü şikâyet koşulu, soruşturmanın başlaması ve sürenin kaçırılmaması bakımından belirleyicidir. Bu makalede, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun kapsamı, suçun unsurları, seçimlik hareketler, ceza aralıkları ve uygulamadaki ayırt edici ölçütler, tck 132/2 ve tck 132/3 ayrımları üzerinden sistematik bir şekilde ele alınacaktır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Nedir? (TCK 132)

Haberleşmenin gizliliğini ihlal; iki veya daha fazla kişi arasında aleni olmayan iletişimin, üçüncü kişilerce okunması, dinlenmesi, kayda alınması ya da ifşa edilmesi ile oluşan, özel hayatın korunmasına yönelik bir suç tipidir. TCK 132 maddesi, suçun üç temel görünümünü düzenler:

  • Temel şekil (TCK 132/1): Başkalarının kapalı devre yürüttüğü yazışma veya görüşmeyi okuma ya da dinleme.
  • Kayıt suretiyle ihlal (TCK 132/1, 2. cümle): Bu haberleşmenin kayda alınması.
  • İfşa (TCK 132/2): Haberleşme içeriğinin üçüncü kişilere açıklanması.

Buna ek olarak, haberleşmenin tarafı olan kişinin, içeriği aleni şekilde açıklaması da ayrıca suçtur (TCK 132/3). Burada “aleniyet” şartı kritik olup; içeriğin belirsiz sayıdaki kişilerce algılanabilir bir ortama taşınması gerekir.

Suçun konusunu, telefon görüşmesi, e-posta, mektup, mesajlaşma uygulamaları gibi elverişli iletişim araçlarıyla yapılan ve tarafların gizli kalacağına dair makul beklenti taşıdığı iletişim oluşturur. Yüz yüze, aracısız konuşmaların dinlenmesi veya kaydı ise çoğunlukla TCK 133 kapsamındadır; bu ayrım uygulamada sık yapılan bir hata olduğu için özellikle vurgulanmalıdır.

Korunan hukuki değer, bireyin özel hayatı ile iletişim özgürlüğüdür. Fail yönünden özel bir amaç aranmaz; kasten gerçekleştirilmesi yeterlidir. Suç, çoğu durumda şikâyete tabi olup “tck 132 şikayete tabi mi” sorusunun yanıtı ilerleyen bölümde usul hükümleriyle birlikte açıklanacaktır. Kısacası, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu; okuma/dinleme, kayda alma ve ifşa ekseninde yapılandırılmış, tck 132/2 ile tck 132/3 hükümleri sayesinde hem üçüncü kişinin ihlallerini hem de tarafın aleni ifşasını kapsayan, geniş koruma alanlı bir düzenlemedir.

Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma (TCK 132)

TCK 132 şikayete tabi mi? Evet. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun tüm görünümleri (temel şekil, kayıt, ifşa ve tck 132/3 dâhil) şikâyete bağlıdır. Mağdur, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür; kaçırılırsa soruşturma yapılamaz.

  • Şikâyet süresinin başlangıcı: Öğrenme iki aşamalı olabilir. Örneğin fiil 01.03’te, fail 01.10’da öğrenilmişse süre 01.10’da işlemeye başlar.
  • Dava zamanaşımı: Suç için genel dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
  • Ceza zamanaşımı: Hapis cezasına hükmedilirse, infaz için 10 yıllık ceza zamanaşımı gündeme gelebilir.
  • Uzlaştırma: Suç, uzlaştırma kapsamındadır. Soruşturmada veya kovuşturmada önce uzlaştırma denenir; uzlaşma sağlanırsa dosya hakkında kovuşturmaya yer olmadığı ya da davanın düşmesi sonucuna gidilir.
  • Şikâyetten vazgeçme: Şikâyete tabi suçlarda mağdurun vazgeçmesi, etkin ve geçerli ise yargılama düşer.
  • Özel durumlar: tck 132/2 (üçüncü kişi tarafından ifşa) ve tck 132/3 (kişinin kendi tarafı olduğu haberleşmeyi alenen ifşa etmesi) bakımından da şikâyet koşulu ve uzlaştırma prosedürü aynen uygulanır.

Temel Şekil ve Cezası (TCK 132/1)

Temel şekil, üçüncü kişinin iki veya daha fazla kişi arasındaki aleni olmayan haberleşmeyi okuması ya da dinlemesi ile oluşur. Burada failin içeriği anlaması şart değildir; haberleşmeye erişip içerikten haberdar olması yeterlidir.

Cezası: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis. Suç, kural olarak şikâyete tabidir; mağdurun fiil ve fail öğreniminden itibaren 6 ay içinde şikâyet hakkını kullanması gerekir.

Örnek durumlar (uygulamadan tipik senaryolar):

  • Postadaki mektubun açılıp okunması veya zarf ışığa tutularak içeriğin öğrenilmesi.
  • İki kişi arasındaki e-posta trafiğine izinsiz erişip mesajları okuma.
  • SMS/mesajlaşma uygulamasındaki görüşmeleri, tarafı olmayan üçüncü bir kişinin ekrandan okuması.
  • Kapalı bir toplantıdaki özel yazışmaların yetkisizce görüntülenmesi.

Sınır çizgisi (TCK 132 – TCK 133 ayrımı):

  • Aracılı iletişim (telefon, e-posta, mesaj, faks, mektup) söz konusuysa tipik olarak TCK 132 uygulanır.
  • Yüz yüze, aracısız konuşmaların gizlice dinlenmesi/kaydı çoğu zaman TCK 133 kapsamındadır.

“İfşa” Suretiyle Haberleşmenin Gizliliğinin İhlali ve Cezası (TCK 132/2)

tck 132/2, haberleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişinin, iki veya daha fazla kişi arasındaki haberleşme içeriğini ifşa etmesini (açığa vurmasını, yaymasını, başkalarına iletmesini) nitelikli hal olarak düzenler. İçeriğin nasıl elde edildiği önemli değildir; hukuka uygun biçimde ele geçirilmiş olsa dahi bilerek ve isteyerek üçüncü kişilere açıklanması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.

Cezası: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Suç şikâyete tabidir; mağdur, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde başvurmalıdır.

İfşa sayılan tipik davranışlar:

  • Gizli bir e-posta yazışmasının çıktısını alıp başkalarıyla paylaşmak veya sosyal medyada yayınlamak,
  • Özel mesaj/SMS içeriklerini gruplara iletmek, ekran görüntüsünü dağıtmak,
  • Tarafı olmadığı telefon konuşmasının çözümünü/özetini üçüncü kişilere göndermek,
  • Kapalı devrede kalan mektup içeriğini yayın organına vermek.

Önemli ayrımlar (pratik şema):

  • Sadece okuma/dinlemeTCK 132/1 (1–3 yıl).
  • Kayda alma (ekran görüntüsü, kopya, aktarım) → TCK 132/1, 2. cümle (2–6 yıl).
  • Üçüncü kişilere açıklamaTCK 132/2 (2–5 yıl).
  • Haberleşmenin tarafı olan kişinin aleni açıklamasıtck 132/3 (aşağıda).

Kişinin Kendi Haberleşmesini Alenen İfşa Etmesi ve Cezası (TCK 132/3)

tck 132/3, haberleşmenin tarafı olan kişinin bizzat kendi tarafı olduğu haberleşme içeriğini aleni bir ortamda ifşa etmesini (yaymasını, açıklamasını) suç sayar. Burada fail, artık “üçüncü kişi” değildir; tarafın kendisidir. Belirleyici ölçüt aleniyettir: İçerik, belirsiz sayıda kişi tarafından algılanabilir bir ortama taşınmış olmalıdır (toplantıda hoparlöre vermek, sosyal medyada herkese açık paylaşmak, kalabalık bir WhatsApp grubuna göndermek gibi).

Cezası: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis. İfşa basın-yayın yoluyla yapılmışsa da aynı ceza uygulanır. Suç şikâyete tabidir; mağdur, fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet etmelidir.

Suçun unsurları (özet):

  • Fail: Haberleşmenin tarafı (mesajın/görüşmenin tarafı).
  • Konu: Aracılı iletişim (telefon, e-posta, mesaj, mektup vb.) yoluyla yapılan aleni olmayan haberleşme.
  • Hareket: İçeriğin alenî şekilde ifşası (yayma, ilan, açıklama). Sadece bir kişiye gizlice göstermek tipik olarak aleniyet doğurmaz.
  • Manevi unsur: Kast yeterlidir; özel saik aranmaz.

Uygulamadan tipik örnekler:

  • Tarafı olunan telefon konuşmasını kalabalık bir ortamda hoparlörden dinletmek,
  • Özel mesaj ekran görüntülerini herkese açık sosyal medya hesabında paylaşmak,
  • Tarafı olunan e-posta içeriklerini toplu e-posta listesine servis etmek.

Hukuka uygunluk sınırı (dar yorumlanır):

  • Rıza: Diğer tarafın açık rızası varsa sorumluluk doğmayabilir.
  • Zorunluluk hâli / meşru savunma benzeri durumlar: Ani gelişen ve başka türlü ispat imkânı bulunmayan saldırılarda, asgari ölçüde ifşa kabul edilebilir; ancak planlı, ölçüsüz ve delil yaratmaya dönük açıklamalar çoğunlukla hukuka aykırıdır.

Sık yapılan hatalar ve ayrımlar:

  • Aleniyet yoksa (ör. yalnızca bir yakına gizlice göstermek) çoğu durumda TCK 132/3 oluşmaz; olay özel hayatın gizliliği (TCK 134) bakımından ayrıca değerlendirilebilir.
  • Yüz yüze (aracısız) konuşmaların ifşası tartışmasında, esasen TCK 133 (kişiler arasındaki konuşmalar) gündeme gelebilir; haberleşme için aracılı iletişim şartı akılda tutulmalıdır.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU MADDE METNİ

TCK m.132-Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNUN ÖZELLİKLERİ

A) SORUŞTURMA USULÜ 

TCK m.132 de düzenlenen Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun soruşturulması şikayete tabidir. Suçtan zarar gören mağdur, fiili ve faili öğrendiği andan itibaren altı ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır.

B) KOVUŞTURMA USULÜ

TCK m.132 de düzenlenen Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun kovuşturulması şikayete tabidir.

C) UZLAŞMA KURUMU

Hukukumuzda kural olarak soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi suçlar uzlaşma kapsamındadır.Ayrıca TCK dışındaki özel kanunlarda düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına girebilmesi için ayrıca hüküm bulunması gerekmektedir. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu şikayete tabi suçlardan olduğu için uzlaşma kapsamındadır. Yargılamanın soruşturma veya kovuşturma evresinde uzlaşma ile sonuçlandırılması mümkündür.

D) KORUNAN HUKUKİ DEĞER

TCK m.132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda korunan hukuki değer geniş anlamda kişilerin özel hayatı dar anlamda haberleşmenin gizliliğidir. Nitekim bu suçun işlenmesi, Anayasada Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması bölümünde düzenlenen birçok anayasal hakkın ihlaline yol açmaktadır.Anayasanın 20. maddesinde  düzenlenen “Özel Hayatın Gizliliği“ maddesine göre herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir ve kimsenin özel hayatının gizliliğine dokunulamaz.Bu hak anayasada belirtlilen durumlar dışında kısıtlanamaz ve hakkın kullanılması engellenemez. Anayasanın 22.maddesinde düzenlenen “Haberleşme Hürriyeti” maddesine göre herkes dilediği kişiyle haberleşme ve haberleşmenin gizliliğini isteme hakkına sahiptir. Haberleşme özgürlüğü kişiye bir hak olarak tanınmakta; haberleşme özgürlüğünün sınırlandırılabileceği haller belirtilmek suretiyle anayasal güvence sağlanmaktadır. Haberleşmenin gizliliği hakkı aynı zamanda uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Unsurları

Konunun varlığı: Suçun konusu, en az iki kişi arasında aleni olmayan biçimde kurulan haberleşmedir (telefon, e-posta, mesajlaşma uygulamaları, mektup vb.). Tarafların, iletişimin gizli kalacağına dair makul beklenti içinde olması gerekir. Yüz yüze, aracısız konuşmaların dinlenmesi/ kaydı ise kural olarak TCK 133 kapsamındadır.

Fail ve mağdur: Fail herkes olabilir. Mağdur, haberleşmenin tarafı veya taraflardan biriyle haberleşen kişidir. Üçüncü kişinin müdahalesi TCK 132 maddesi bakımından tipiktir; ayrıca tarafın aleni ifşası da suç sayılır (tck 132/3).

Seçimlik hareketler:

  • Okuma/dinleme (temel şekil) – üçüncü kişinin içerikten haberdar olması,
  • Kayda alma – içerik anlaşılmasa dahi kayıt yeterlidir,
  • İfşa – içeriklerin başkalarına açıklanması (tck 132/2),
  • Tarafın aleni ifşası – kişinin kendi haberleşmesini alenen açıklaması (tck 132/3).

Aleniyet ölçütü (132/3): İçeriğin belirsiz sayıda kişi tarafından algılanabilir bir ortama taşınması gerekir. Sınırlı ve belirli bir kişiye gizlice göstermek çoğu durumda “aleniyet” doğurmaz.

Hukuka aykırılık: Rıza, kanun hükmü, hakkın kullanılması gibi hukuka uygunluk nedenleri varsa tipiklik bozulur. Ayrıca, bir daha delil elde etme olanağı bulunmayan ani durumlarda, saldırıyı belgelemek amacıyla asgari ölçüde kayıt yapılması bazı karar ve doktrinde hukuka uygun kabul edilebilmektedir; ancak planlı ve delil yaratmaya yönelik kayıtlar genellikle hukuka aykırıdır.

Manevi unsur: Suç kasten işlenir; özel saik aranmaz. Bilinçli taksir/taksir mümkün değildir.

Tamamlanma anı:

  • Okuma/dinlemede içerikten haberdar olunduğu an,
  • Kayda almada kaydın gerçekleştiği an,
  • İfşada içeriğin üçüncü kişilere ulaştığı an suç tamamlanır.

Teşebbüs–İştirak–İçtima: Elverişli araçlarla icraya başlanmış ve elverişsiz kalan hallerde teşebbüs gündeme gelebilir. Birden çok seçimlik hareketin gerçekleştirilmesi fikri içtima problematiğini doğurabilir; uygulamada çoğu kez en ağır yaptırım doğuran hareketten hüküm kurulur. İfşaya katılanların sorumluluğu müşterek faillik/yardım hükümlerine göre değerlendirilir.

Uygulamada ayırt edici ölçütler:

  • Aracın varlığı: Elektronik/posta/telefon gibi elverişli araç şartı.
  • Gizlilik beklentisi: Açık bir ortamda yapılan, duyulması olağan yazışmalar/görüşmeler koruma dışı kalabilir.
  • Aleniyet şartı: tck 132/3 için belirleyicidir.
  • İçeriğin niteliği: Özel hayata ilişkin olması şart değildir; iletişim olması yeterlidir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ HALLERİ

1)Suça Teşebbüs

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bir sırf hareket suçudur.Sırf hareket suçlarında hareket ile netice aynı anda gerçekleşmektedir.Kural olarak sırf hareket suçlarına teşebbüs mümkün değildir ancak fiilin özelliğine göre teşebbüs hükümleri uygulanabilecektir. Haberleşmenin gizliliğini ihlali suçunda da suça konu eylem parçalara bölünebiliyorsa teşebbüs mümkün olacaktır.

2)Suça İştirak

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda iştirake ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır.Suçun birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi durumunda iştirake ilişkin genel hükümler uygulanacaktır. Suça iştirak eden kişiler gerek fail gerek azmettiren gerek de yardım eden sıfatına haiz olabilir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli hali olan bu suçun kamu görevlisi tarafından görevin verdiği yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesinde özel faillik söz konusudur.Dolayısıyla bu suça iştirak eden kişi kamu görevlisiyse fail olarak sorumlu tutulabilecekken kamu görevlisi olmaması durumunda sadece azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.Öte yandan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda diğer nitelikli hal olan belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesinde de özel faillik şartı bulunmaktadır.Bu suça iştirak eden kişi de söz konusu meslek veya sanatı icra ediyorsa fail olarak aksi takdirde sadece azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulacaktır.

3)İçtima

3.1)Zincirleme Suç

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun aynı kişiye karşı farklı zamanlarda işlenmesi veya tek bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenmesi durumunda fail hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanır.Ancak burada önemli olan husus failin aynı kişiye karşı farklı zamanlarda aynı maddenin aynı fıkrasının ihlal edilmesi gerekmektedir, mağdurun haberleştiği tarafın aynı kişi olması gerekmez.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen TCK 132. maddesinin birinci fıkrasında suçun hem temel şekli hem de nitelikli hali düzenlenmiş olup failin önce suçun temel şeklini sonra nitelikli halini işlemesi durumunda da zincirleme suç hükümleri uygulanır.Burada önemli olan husus failin işlediği suçların aynı maddenin aynı fıkrasında yazılmış olmasıdır. Zira aynı maddenin ayrı fıkralarının ihlali halinde zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır örneğin failin önce haberleşmenin gizliliğini kayda almak suretiyle ihlal etmesi daha sonrasında bu içerikleri alenen ifşa etmesi durumunda her fiil ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

3.2)Fikri İçtima

Haberleşmenin gizliğini ihlal suçunda fikri içtimaya ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır.Failin suça konu eylemi, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra başka bir suçu da oluşturuyorsa genel fikri içtima kuralı gereği sadece cezası daha ağır olan suç kapsamında cezalandırılır

3.3) Genel Norm – Özel Nor

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun işlenirken Türk Ceza Kanununda daha genel norm niteliğinde başka bir kanun maddesi de ihlal edilmiş olabilir. Bu durumda haberleşmenin gizliliğini ihlal özel norm niteliğinde kaldığı için faile sadece bu suçtan ceza verilecek, genel norm niteliğinde kalan suçtan dolayı ceza verilmeyecektir.Örneğin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu aynı zamanda özel hayatın gizliliği maddesinin de ihlali anlamına gelmektedir ancak faile ayrıca özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan ceza verilmez.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarında görevli ve yetkili mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir.

YAPTIRIMI

TCK m. 132/1 gereği kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Failin bu gizlilik ihlalini, haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleştirmesi durumunda suçun nitelikli hallerden biri oluşur ve faile verilecek ceza bir kat artırılarak verilir.

TCK m.132/2 gereği kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

TCK m.132/3 gereği kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

NİTELİKLİ HALLER

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarına ilişkin nitelikli haller Türk Ceza Kanunu madde 137’de hüküm altına alınmıştır.Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle veya belirli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında arttırılarak verilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçunu düzenleyen 137.maddenin birinci fıkrasında bir diğer nitelikli hal olan gizlilik ihlalinin haberleşmenin içeriklerinin kayda alınması suretiyle gerçekleştirilmesi düzenlenmiş olup suçun bu nitelikli halini işleyen faile verilecek temel cezaya oranla bir kat arttırılacaktır.

YARGITAY KARARLARI

YARGITAY 12.Ceza Dairesi 2023/9404 E.  2023/9964 K.

“…Sanık …’ın yönettiği internet sitesinde yer alan haberde, … Valiliğinde özel kalem müdürü olarak görevli şikayetçi … ile … Gençlik ve Spor İl Müdürü olan diğer şikayetçi Haşim’in yan yana çektirdikleri fotoğrafının, “AÇIKLAMA ALSAK?” ibareleri ile birlikte yayımlanmasının ardından, sanıkla şikayetçi arasında geçen söz konusu fotoğrafın kaldırılması ile ilgili telefon görüşmesinin, sanık tarafından gizlice kayda alınmasından dolayı sanık hakkında TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan kamu davası açıldığı olayda;

Ses kaydının çözümüne ilişkin 14.01.2015 tarihli bilirkişi raporuna ve dosya kapsamına göre, sanık tarafından telefonla yapılan görüşme esnasında kaydedilen konuşmanın tarafları sadece sanık ve şikayetçi … olup, görüşmenin yüz yüze değil, telefonla gerçekleştiği de dikkate alındığında, sanığın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini kaydetmesinden dolayı TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile aynı Kanun’un 132/1. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarının yasal unsurları oluşmadığı gibi, sanık tarafından yayımlanan haberdeki fotoğrafın kaldırılması ile ilgili konuşmaların, şikayetçi …’in özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı gözetilerek, sanığın, CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken…”

YARGITAY 12. Ceza Dairesi 2019 / 10293 E.  2023 / 8676 K.

“Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde incelenen dosyada; sanıklara yüklenen ve suç oluşturduğu kabul edilen eylemlerin neler olduğundan bahsedilmeksizin sadece tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin ifadelerinin özetine yer verilerek sanıkların sevk maddelerine göre cezalandırılmasını isteme şeklindeki iddianamenin, eylemler açıklanmadığı için suç yükleme niteliğinde sayılamayacağı, dolayısıyla anılan belgenin hukuken iddianame niteliğini taşımadığı gözetilip, sanık …’nın, katılan … ile yaptıkları telefon görüşmesini gizlice kaydettiği ve ses kaydını boşanma davasına sunulmak üzere sanık …’a verdiği iddia edilen eylemleri ile ilgili olarak TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile aynı Kanunun 132/3. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal, sanık …’ın, katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi katılanların rızası olmadan kaydettiği, bu ses kaydı ile birlikte diğer sanık …’dan aldığı ses kaydını, oğlunun davacı sıfatını taşıdığı boşanma davasına sunulmak üzere davacı vekiline verdiği iddia edilen eylemleri ile ilgili olarak TCK’nın 133/2. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, aynı Kanunun 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ile 132/2. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından sanıklar hakkında usulüne uygun dava açılmasının sağlanması gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat hükümleri kurularak, CMK’nın 225/1. madde ve fıkrasına uyulmaması…”

YARGITAY 12. Ceza Dairesi 2019 / 10294 E.  2023 / 5671 K.

“…Belediye Başkanlığı tarafından …Meslek Yüksek Okulu yanındaki bir büfenin kiralanması için 10.09.2014 tarihinde ihale yapıldığı, o tarihte …Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğünde işçi olarak çalışan sanık …’in ablası …’nın vekaleti ile ihaleye girdiği, ihalenin tahmini bedelinin 725 TL olduğu, sanık …’in 2100 TL bedelle ihalede en yüksek teklifi vermesi nedeniyle ihaleyi sanık …’in ablası …’nın kazandığı, 12.09.2014 tarihinde saat 12:00 sıralarında, …Belediye Başkanı olan katılan …’in, sanık …’i makamına çağırdığı, sanık …’in de ihale konusunda görüşüleceğini düşünüp, cep telefonunun ses kayıt özelliğini açarak görüşmeye gittiği ve katılan … ile aralarında geçen konuşmaları gizlice kaydettiği, daha sonra, 22.09.2014 tarihinde ihale yetkilisi olan katılan …’in 2886 sayılı Kanunun 31. maddesine istinaden gerekçesiz olarak ihaleyi iptal ettiği, iptal yazısının da sanık …’e 24.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine sanık …’in, katılan … ile aralarında geçen konuşmaları içeren ses kaydını, diğer sanık …’e verdiği ve sanık …’ün de http://karabüknethaber.com isimli internet haber sitesinde “Resmen İhaleye Fesat Karıştırmış..! Bu Ne Cesaret. …Belediye Başkanı … İhaleyi Gireni Tehdit Etti. ‘İhaleden Vazgeçeksin’ İşte O Ses Kaydı..!” ibareleri ile birlikte söz konusu ses kaydını 25.09.2014 tarihinde yayımladığı; ayrıca, sanık …’in 26.09.2014 tarihli dilekçesine dayalı olarak katılan … hakkında tehdit kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmak suçundan adli soruşturma başlatıldığı ve soruşturma evresinde sanık … tarafından kaydedilen ses kaydındaki katılan …’in “Neden ihaleye girdin, ihaleye girmemen gerekiyordu, ya işi bırak ya da ihaleden vazgeç, sana ben ihale vermem” biçimindeki konuşmaları da gözetilerek, katılan …’e isnat edilen suçun işlendiğine dair delillerin mevcut olduğu kanaatini içeren bilirkişi raporunun düzenlendiği iddialarına dayalı olarak, sanık … hakkında TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal ve sanık … hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kamu davaları açıldığı olayda;

Sanık …’in, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken kaydettiği ve habere konu ihale ile ilgili konuşmalar, katılanın özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte olmadığı gibi, sanık …’in, katılanın tehdit kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmak suçunu işlediğine ilişkin iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle de davranmadığı; ayrıca, sanık … tarafından diğer sanık …’e verilen ses kaydına dayalı olarak hazırlanan haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olması, Belediye Başkanı olması nedeniyle kamuoyu tarafından bilinen katılanın, ses kaydına yansıyan ve geneli ilgilendiren konulara ilişkin açıklamaları hakkında haber yapılmasında, katılanı takip eden kitlenin onu daha iyi tanıması açısından meşru bir çıkar, kamu yararı ve toplumsal ilginin bulunması, haberde kullanılan ifadelerin, habere konu olaylarla fikri bağlantısının bulunması, haberin verilişinde ölçülülük ilkesinin ihlal edilmemiş olması karşısında, yayımlanan haberin, basının haber verme hakkı sınırları içerisinde kaldığı, haber verme hakkının, bilgi edinme, bilgiyi yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratmanın yanı sıra, habere ulaşmayı da kapsadığı dikkate alındığında, söz konusu haberin, sanık … tarafından kaydedildiği sabit olan ses kaydına dayalı olarak hazırlanmış olmasının, tek başına, eylemin hukuka aykırı olması sonucunu doğurmayacağı ve konunun kamuoyuna aktarılması sırasında hukuka uygun çerçevenin dışına çıkılmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir