Ceza Hukuku

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası

İftira Suçu TCK 267 - tahanci.av.tr

İftira suçu, TCK m.267 kapsamında; bir kimseye işlemediği halde hukuka aykırı bir fiilin isnat edilmesi ve bu suretle soruşturma/kovuşturma başlatılması ya da idari yaptırım uygulanmasının sağlanması olarak tanımlanır. Uygulamada, yalnızca adli suç isnadı değil, disiplin veya idari yaptırım gerektiren fiillerin isnadı da İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası başlığının konusuna girer. Suç, doğrudan ve özel kast gerektirir; fail isnadın gerçeğe aykırı olduğunu bilmelidir. Yetkili makamlara ihbar/şikâyet yoluyla veya basın-yayın aracılığıyla işlenebilir; maddi iftira hâlinde delil uydurma söz konusudur ve ceza artırımlı uygulanır.

İftira Nedir?

İftira, bir kimseye işlemediğini bildiği halde hukuka aykırı bir fiilin isnat edilmesi ve bu isnat sayesinde hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılması ya da idari yaptırım uygulanmasının sağlanması şeklinde tanımlanır.

Bu bağlamda, iftiraya konu olan isnat edilen fiilin mutlaka suç oluşturması gerekmez; disiplin cezası ya da farklı bir idari yaptırım gerektiren fiiller de iftira suçunun konusunu oluşturabilir.

İftira, genellikle ihbar veya şikâyet yoluyla yetkili makamlara yapılır. Ancak yalnızca şikâyet süreciyle sınırlı olmayıp, basın ve yayın aracılığıyla da gerçekleşebilir. Dolayısıyla, kamu otoriteleri nezdinde başlatılabilecek her türlü başvuru yoluyla iftira suçu işlenebilir.

Kişiye isnat edilen fiil, ya hiç işlenmemiş olabilir ya da isnatta bulunulan kişi tarafından işlenmemiş olabilir. Örneğin; bir kişi yalnızca basit hırsızlık eylemi işlemişken, şikâyetçi bu fiili silahlı soygun şeklinde bildirirse, sonradan eklenen ağırlaştırıcı unsur açısından da iftira suçu doğmuş olur.

İftira isnadının belirli bir kişiye yöneltilmesi gerekir. Bu kişinin adı açıkça zikredilmese bile, yapılan araştırmayla kimliği belirlenebilir nitelikte olması yeterlidir.

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası bağlamında, bu düzenlemenin amacı hem yargı mercilerinin işleyiş düzenini korumak hem de toplumun adil yargılanma hakkını güvence altına almak olarak görülmektedir.

Ayrıca iftira;

  • Şekli iftira: Soyut bir fiilin isnat edilmesidir.
  • Maddi iftira: İsnat edilen fiille birlikte uydurulmuş delil ve eserlerin de ortaya konulmasıdır.

Bu ayrım, ceza yaptırımı açısından da önem taşımaktadır.

ÖRNEKLER

-Birinin, hırsızlık yapmadığı bilindiği halde iftira atarak kişi hakkında hırsızlıktan suçundan sorumlu tutmak.

İftira Suçu Mevzuatımızda Nerede Düzenlenmiştir?

İftira suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kanun koyucu, iftira suçunu yalnızca basit bir yalan isnat olarak değil, aynı zamanda adalet mekanizmasının işleyişini bozan ağır bir fiil olarak ele almıştır.

Madde metnine göre:

  • Bir kimseye, işlemediğini bildiği halde hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Eğer isnat edilen fiilin maddi delilleri ve eserleri uydurularak iftirada bulunulmuşsa, ceza yarı oranında artırılır.
  • Mağdurun, isnat edilen fiil nedeniyle koruma tedbirlerine (gözaltı, tutuklama vb.) maruz kalması halinde ceza daha da ağırlaşır.
  • Mağdurun isnat edilen fiilden dolayı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesi halinde ise iftirada bulunan kişi 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Ayrıca mağdurun infaz sürecine başlanmışsa ceza yarı oranında artırılır.

Kanunun 267. maddesinde, iftira suçunun cezai sonuçları detaylı şekilde düzenlenmiş, özellikle adaletin yanıltılmasına yönelik fiillerin önlenmesi amaçlanmıştır.

Önemli bir diğer husus, iftira suçunda dava zamanaşımının başlangıcıdır. Maddeye göre, zamanaşımı mağdurun isnat edilen fiili işlemediğinin kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Böylece, İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası bakımından hem failin kastı hem de mağdurun uğradığı sonuçlar göz önüne alınarak geniş bir yaptırım sistemi öngörülmüştür.

İftira Suçunun Unsurları Nelerdir?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası kapsamında suçun oluşabilmesi için belirli maddi ve manevi unsurların bir arada bulunması gerekir.

1. Maddi Unsurlar

  • İsnat: Failin, mağdura hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Bu fiilin suç oluşturması şart değildir; disiplin cezası ya da idari yaptırım doğuracak bir eylem de yeterlidir.
  • Yöntem: İsnadın mutlaka yetkili makamlara ihbar veya şikâyet yoluyla ya da basın-yayın aracılığıyla yapılması gerekir.
  • Belirlilik: İsnat edilen fiil, belirli bir kişiye yöneltilmelidir. Kişinin adı açıkça belirtilmese bile kimliği tespit edilebilecek durumda olması yeterlidir.

2. Manevi Unsur

  • Doğrudan kast zorunludur. Fail, isnat ettiği fiilin gerçeğe aykırı olduğunu bilerek hareket etmelidir.
  • Bu suç, olası kastla işlenemez.
  • Ayrıca, failde özel kast aranır. Amaç, mağdur hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamaktır.

3. Fail ve Mağdur

  • Bu suçta fail herkes olabilir; özel bir sıfat aranmaz.
  • Mağdur da herhangi bir kişi olabilir. Kamu görevlileri, özel kişiler veya tüzel kişilikler iftiraya maruz kalabilir.

Sonuç olarak, iftira suçunun oluşabilmesi için, failin bilerek ve isteyerek mağdura isnat ettiği fiilin aykırı olduğunu bilmesi, bunu yetkili mercilere bildirmesi ve mağdur hakkında resmi işlem başlatılmasını amaçlaması gerekir.

Korunan Hukuki Değer

İftira suçu bakımından korunan hukuki değer konusu öğretide tartışmalıdır. Türk öğretisinde bu suçla korunan hukuki değerin karma nitelik taşıyıp korunan değerin hem adliye hem birey olduğu hususunda görüş birliği bulunmaktadır. Uygulamada ise Yargıtay, bir kararında iftira suçuyla birden fazla hukuki konunun bulunduğunu ve bu hukuki konuların korunduğunu kabul etmiştir. 

Suçun Takibi Şikâyete Bağlı Mıdır?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası kapsamında önemli noktalardan biri, bu suçun şikâyete bağlı olmamasıdır.

Yani;

  • Mağdurun şikâyetçi olup olmamasına bakılmaksızın, iftira suçu işlendiği iddiası ortaya çıktığında Cumhuriyet savcılığı tarafından re’sen soruşturma yapılır.
  • Suçun kamu düzenini doğrudan ilgilendirmesi nedeniyle, devletin adalet mekanizmasının korunması ön plandadır.
  • Bu nedenle, mağdur şikâyetçi olmasa bile savcılık, elde edilen ihbar veya deliller üzerinden soruşturma başlatabilir.

Dolayısıyla, iftira suçunda şikâyet süresi, şikâyetten vazgeçme veya uzlaşma gibi kurumlar söz konusu değildir. Bu özellik, iftira suçunu diğer bazı kişisel haklara karşı suçlardan ayıran önemli bir noktadır.

Suçu Kovuşturmayla Görevli Mahkeme Neresidir?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası bakımından görevli mahkeme, isnadın niteliğine ve uygulanacak cezanın ağırlığına göre değişmektedir.

  • Temel şekil (TCK m. 267/1-4): Bu fıkralarda öngörülen iftira suçları için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
  • Ağırlaştırılmış hâl (TCK m. 267/5): İsnat edilen fiil nedeniyle mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûm olması durumunda öngörülen ceza 20 ila 30 yıl hapis aralığındadır. Bu durumda yargılama Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılır.

Görevli mahkemenin belirlenmesinde, isnat edilen fiilin doğurduğu sonuçlar ve kanunda öngörülen üst sınır dikkate alınır. Böylece daha ağır yaptırımlar gerektiren iftira fiilleri, daha yüksek dereceli mahkemeler tarafından denetlenmektedir.

Suçun Yaptırımı Nedir?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası bakımından yaptırımlar, suçun işleniş şekline ve mağdur üzerinde doğurduğu sonuçlara göre farklılık göstermektedir.

  • Temel şekil (TCK m. 267/1):
    Bir kişiye işlemediğini bildiği halde hukuka aykırı fiil isnat eden kimse 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Delil uydurarak iftira (TCK m. 267/2):
    Fail, isnat edilen fiili desteklemek amacıyla maddi eser ve delil üretirse, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
  • Koruma tedbirleri uygulanması (TCK m. 267/3):
    Mağdur, isnat nedeniyle beraat veya takipsizlik almasına rağmen gözaltı ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbirine maruz kalmışsa, ceza yine yarı oranında artırılır.
  • Mağdurun gözaltı/tutuklanması (TCK m. 267/4):
    Mağdur haksız yere gözaltına alınır veya tutuklanırsa, fail ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun dolaylı faili olarak sorumlu tutulur.
  • Ağırlaştırılmış müebbet/müebbet sonucu (TCK m. 267/5):
    Mağdurun iftira nedeniyle bu cezalara mahkûm edilmesi halinde fail 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası alır.
  • İnfaz aşamasına başlanması (TCK m. 267/6):
    Eğer mağdur cezasını çekmeye başlamışsa, failin cezası yarı oranında artırılır.

Zamanaşımı Süresine Tabi Midir?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası açısından zamanaşımı süresi, diğer birçok suçtan farklı bir başlangıca sahiptir.

  • Başlangıç zamanı: Dava zamanaşımı, mağdurun isnat edilen fiili işlemediğinin kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Yani beraat kararı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı veya idari soruşturmanın düşmesi bu tarihi belirler.
  • Süre: Suçun temel şekli için 8 yıl zamanaşımı süresi uygulanır.
  • Nitelikli haller: Eğer iftira suçu daha ağır sonuçlar doğurmuşsa, zamanaşımı süresi de TCK m. 66 hükümlerine göre cezanın üst sınırına bağlı olarak uzar.
  • Kesilme ve durma halleri: TCK m. 67 uyarınca zamanaşımı süresi bazı usul işlemleriyle kesilebilir veya durabilir.

Dolayısıyla, iftira suçunda zamanaşımının başlaması mağdurun suçsuzluğunun ortaya çıkması şartına bağlıdır. Bu özellik, suçun yargı sistemine verdiği zarar dikkate alınarak düzenlenmiştir.

İftira Suçu Hangi Durumlarda Oluşur?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası kapsamında suçun oluşabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar şunlardır:

  • Failin, mağdura işlemediği bir fiili isnat etmesi gerekir.
  • Bu isnadın amacı, mağdur hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamaktır.
  • İsnat, mutlaka yetkili mercilere ihbar, şikâyet veya basın-yayın yoluyla yapılmalıdır.
  • İsnadın konusu yalnızca suç teşkil eden fiillerle sınırlı değildir; disiplin cezası veya başka idari yaptırımı gerektiren davranışlar da iftiraya konu olabilir.
  • Failin, isnadın gerçeğe aykırı olduğunu bilerek hareket etmesi şarttır.

Örneğin; bir kamu görevlisine işlemediği halde rüşvet alma fiilinin isnat edilmesi, ya da bir öğrencinin işlemediği halde kopya çektiği iddiasıyla disiplin kuruluna şikâyet edilmesi iftira suçunu oluşturabilir.

Bu nedenle, iftira suçu yalnızca bireysel hakları değil, aynı zamanda adalet mekanizmasının güvenilirliğini de doğrudan etkileyen bir fiil olarak değerlendirilir.

İftira Suçu Nasıl Kanıtlanır?

İftira Suçu TCK 267, İftira Suçu Cezası bakımından kanıtlama süreci, mağdurun isnat edilen fiili işlemediğinin ortaya çıkması ile yakından bağlantılıdır.

  • Beraat veya takipsizlik kararı: Mağdur hakkında yürütülen ceza soruşturması veya kovuşturma sonucunda verilen beraat kararı ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, iftira suçunun en güçlü kanıtları arasındadır.
  • İdari soruşturma sonuçları: Eğer iftira bir idari yaptırım gerektiren fiil üzerinden yapılmışsa, mağdur hakkında verilen idari yaptırım uygulanmasına gerek olmadığına dair karar da ispat için önemlidir.
  • Delil uydurma hâli: Failin, isnat ettiği fiille ilgili sahte delil oluşturması ya da olmamış bir olayı varmış gibi göstermesi, iftira suçunu kanıtlayan unsurlar arasında yer alır.
  • Tanık ve beyanlar: Mağdurun ve olaya tanık olanların beyanları, iftiranın gerçek dışı olduğunu ortaya koymada kullanılabilir.

İftira Suçu Yargıtay Kararları

T.C YARGITAY

8.Ceza Dairesi

Esas: 2019/ 5302

Karar: 2023 / 22931

Karar Tarihi: 15.12.2021

‘’…Gereği görüşülüp düşünüldü:

Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazın reddine, ancak;

5237 sayılı TCK.nun 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği; somut olayda, sanığın, silah firması yetkilisi …’yı telefonla arayarak, firmalarından çalınan silahların bir kısmının katılanın sahibi olduğu av bayisinde olduğunu söylemesi üzerine, … tarafından emniyete yapılan müracaat ile katılan hakkında soruşturmanın başlatıldığı, sanık … tarafından katılan … hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlayabilecek yetkili bir makama yapılmış herhangi bir şikayetin bulunmaması ve sanığın amacının katılan hakkında bir soruşturma ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak olmayıp eylemlerinin bir bütün olarak katılanı tahkir etmeye yönelik bulunması nedeniyle unsurları itibariyle oluşmayan iftira suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,….’’

T.C YARGITAY

8.Ceza Dairesi

Esas: 2023/ 1264

Karar: 2023 / 22167

Karar Tarihi: 06.12.2021

‘’…Gereği görüşülüp düşünüldü:

Resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.

İftira suçunun özel halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda; sanığın, 05.05.2015 tarihli hırsızlık esnasında yakalanmadığı sanığın bu suç soruşturması kapsamında kendi kimlik bilgilerini gizleyerek başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmadığının buna yönelik herhangi bir soruşturma evrakının veya belgenin düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; unsurları oluşmayan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,…’’

T.C YARGITAY

8.Ceza Dairesi

Esas: 2020/ 4673

Karar: 2023 / 20701

Karar Tarihi: 10.11.2021

‘’…Gereği görüşülüp düşünüldü:

Oluş ve tüm dosya kapsamında göre, 04.06.2006 tarihinde meydana gelen … adlı şahsın yaralanması olayı nedeniyle, hükümlü …’ın Sultanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17.04.2008 tarihinde tanık sıfatıyla beyanının alındığı, bu ifadesinde hükümlü …’ın kayınbiraderi olan … adlı şahsın yaralanması olayı ile ilgili olarak failin … adlı şahıs olduğunu beyan ettiği, yargılama aşamasında da bu beyanını tekrar ettiği, gerçek failin …’ın eşi olan … olarak belirlendiği ve yargılamanın bu şekilde sonuçlanarak … hakkında yaralama ve 6136 sayılı yasaya aykırılık suçlarını işlediğinin kabulü ile mahkumiyet kararları verildiği ve kararların temyiz edilmeden 04.09.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından kanun yararına bozma incelemesine konu edilen hükümlü …’ın eyleminin eşi …’ın amcasının oğlu olan … aleyhine yalan tanıklık kapsamında kalacağı, ancak …’ın TCK.nın 273. maddesinde sınırlı sayıda yazılı kişilerden olmadığı anlaşıldığından; sanığın TCK.nın 272/2. madde ve fıkrası gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde iftira suçundan hüküm kurulması,…’’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir