Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu TCK 244
Bu makalemizde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 244. maddesinde düzenlenmiş suçu özel olarak incelenecektir. Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Bilişim Alanında Suçlar başlıklı onuncu kısmında düzenlenmiştir. E-Devlet, Cimer Şikayet, UYAP gibi uygulamaların yaygınlaştığı, teknolojinin bu kadar geliştiği ve neredeyse her kurumun işlemlerini internet üzerinden yapmaya başladığı bu dönemde bilişim suçlarının üzerinde durulması gerektiği kanaatindeyiz.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu Nedir?
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu, bir bilişim sistemine yönelik hukuka aykırı müdahalelerle sistemin çalışmasının durdurulması, işleyişinin bozulması veya içindeki verilerin değiştirilmesi fiillerini kapsar. Bu suç, TCK 244 kapsamında düzenlenmiş olup, türk ceza kanunu 244. madde bilişim sistemlerini korumayı amaçlamaktadır.
Bilişim sistemleri; internet siteleri, e-posta hesapları, mobil uygulamalar, sosyal medya platformları veya özel yazılımlar gibi elektronik veri işleme altyapılarıdır. Bu nedenle, bir kişinin başkasına ait e-posta hesabına girip şifreyi değiştirmesi, bir şirketin veritabanına zarar vermesi ya da kamu kurumuna ait bilişim sisteminin çalışmasını engellemesi bu madde kapsamına girer.
TCK 244/2, verileri yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma fiillerini özel olarak düzenlemektedir. Buna göre, “bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren veya mevcut verileri başka bir yere gönderen kişi” cezalandırılır. Bu hüküm, hem bireylerin özel dijital alanlarını hem de kamu kurumlarının veya özel şirketlerin bilgi güvenliğini korur.
Dolayısıyla, 243 ve 244 madde nedir sorusu birlikte ele alındığında; 243. madde yetkisiz erişimi, 244. madde ise erişim sonrası sistemin veya verilerin zarar görmesini suç haline getirir. Bu yönüyle tck 244/2 cezası, bilişim suçları arasında en çok uygulanan hükümlerden biridir.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu 244. madde, suçun niteliğine göre farklı yaptırımlar öngörmektedir. Bu cezalar, failin bilişim sistemine hangi düzeyde zarar verdiğine veya eylemin hangi kurumlara yönelik olduğuna göre değişiklik gösterir.
- Sistemi Engelleme veya Bozma Suçu Cezası (TCK 244/1):
Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Burada failin amacı veya elde ettiği yarar önemli değildir; sistemin normal çalışmasının engellenmesi suçun oluşması için yeterlidir. - Verileri Bozma, Yok Etme veya Değiştirme Suçu Cezası (TCK 244/2):
Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren, erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren veya mevcut verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu düzenleme, TCK 244/2 cezası olarak bilinir ve bilişim alanında en sık uygulanan fıkradır. - Kamu Kurumları veya Banka Sistemlerinde İşlenmesi (TCK 244/3):
Eğer yukarıdaki fiiller bir kamu kurumu, kredi kurumu veya banka sistemine karşı işlenmişse, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu durum, suçun kamu güvenliğini de tehlikeye soktuğu kabul edilerek daha ağır yaptırımla karşılanmasını sağlar. - Haksız Çıkar Sağlama Durumu (TCK 244/4):
Failin bu fiilleri işlerken kendisine veya bir başkasına haksız menfaat sağlaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası uygulanır. Bu hüküm, “TCK 244/4” olarak anılır ve sistem manipülasyonuyla kazanç elde eden kişilere yöneliktir.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu Nasıl İspatlanır?
TCK 244 maddesi kapsamındaki suçların ispatı, genellikle teknik incelemeler ve dijital deliller üzerinden yapılır. Çünkü bu tür fiillerin çoğu, bilişim sistemleri, IP adresleri ve elektronik kayıtlar aracılığıyla gerçekleşir.
İlk aşamada, bilişim sistemine erişim sağlayan kişi ya da kişilerin tespiti için IP adresleri, giriş log kayıtları ve veri trafiği analizleri incelenir. Şüphelinin suç tarihinde sisteme giriş yapıp yapmadığı, sistemin sahibine ait hesaplarla etkileşimde bulunup bulunmadığı belirlenir. Özellikle türk ceza kanunu 244 madde kapsamındaki suçlarda, teknik delillerin yanında tanık beyanları ve yazışma kayıtları da dikkate alınabilir.
Ayrıca, mağdurun beyanı ve bilişim sisteminin kime ait olduğu da ispat sürecinde önem taşır. Failin sisteme izinsiz giriş yaptığı, verileri sildiği veya değiştirdiği teknik olarak tespit edilirse, TCK 244/2 veya TCK 244/4 hükümleri uygulanabilir.
Bazı durumlarda Microsoft, BTK (Bilgi Teknolojileri Kurumu) veya ilgili sosyal medya platformlarından alınan yanıtlar da delil olarak kullanılmaktadır. Ancak yalnızca teknik incelemeler yeterli olmayabilir; mahkemeler, şüphelinin sistem üzerinde fiilen kontrol sahibi olup olmadığını da değerlendirir.
BİLİŞİM SİSTEMİ NEDİR?
Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinin gerekçesinde bilişim sistemi ‘’verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir.’’ şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.11.2014 tarihli, 2013/448 esas, 2014/524 sayılı kararında; “…Bilişim sistemi TCK’nın 243. maddesinin gerekçesinde ‘verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağı veren manyetik sistemlerdir’’ şeklinde tanımlanmıştır. Aynı gerekçede, sistem içindeki bütün soyut unsurların veri terimi kapsamında olduğu da dile getirilmiştir.
Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Birliği Siber Suçlar Sözleşmesine göre “Bilgisayar Sistemi”, bir program çerçevesinde, otomatik veri işlemi yapan bir veya birden fazla birbirine bağlı veya ilgili cihaz ve cihaz grupları anlamına gelmektedir.
İlgili: Bilişim Suçları Şikayet
Veri Nedir ?
Bilgisayar verisi ise bir bilgisayar sisteminin belli bir fonksiyonu yerine getirmesini sağlayan uygun programları içeren, bir bilgisayar sistemi içinde işlem yapmaya uygun bir formda bilgi veya konsept ve bilgilerin sunumudur.
Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinin gerekçesinde veri kavramı için ‘’ Sistem içindeki bütün soyut unsurlar, fıkrada geçen “veri” teriminin kapsamındadır.’’ denmiştir.
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olmayan suçlardandır. Bu sebeple soruşturulması ve kovuşturulması re’sen takip edilecektir. Şikâyete tabi olmadığından bu suçta yapılması gereken işlem ihbardır. Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılacaktır.
Bu suçların davasına, suçtan zarar gören kişilerin katılması mümkündür. Mağdur, suçtan zarar gören gerçek veya tüzel kişiler kamu davasına katılabilirler (CMK m. 237).
ÖNÖDEME
Önödeme belirli şartlar dâhilinde kişi hakkında soruşturma aşamasında kamu davası açılmayarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı(takipsizlik),kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından kamu davasının düşmesi kararı verilmesine olanak sağlayan bir ceza hukuku mekanizmasıdır. Önödeme için gereken şartlar suçun yalnızca adli para cezasını gerektiren bir suç olması veya hapis cezasının üst sınırının altı ayı aşmaması. Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunda önödeme kurumuna gidilemeyecektir.
KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Korunan hukuki değer kanun ile korunan ve ayrıca ihlal edilebilen hak veya menfaattir. Kanun koyucu kişilerin rahatsız edilmeksizin güven içinde bilişim sistemini kullanmasını korumak istemektedir.
Kişilerin dijital ortamlarda ve bilişim sistemlerinde güvenle işlem yapabilmesi küresel dünyada zorunluluk haline gelmiştir. Bu zorunluluk sebebiyle korunan hukuki değer bilişim sisteminin güvenliğidir. Bilişim sisteminin güvenliği dolaylı olarak kişilerin verilerinin korunması, özel hayatın dokunulmazlığı gibi birçok önemli konuda kişilere koruma sağlamaktadır.
Açıklanan suçta birden çok korunan hukuki değer bulunmaktadır. Suç topluma karşı suçlar başlığı altında düzenlendiği için korunan hukuki değerler arasında toplum düzeni de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği gibi korunan hukuki değerler bulunmaktadır. Açıklanan menfaatlere bakıldığında genel olarak dijital alandaki özel alanın korunduğu söylenebilir.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçunun Unsurları
TCK 244 maddesi, seçimlik hareketli bir suç tipidir; yani maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmesiyle suç tamamlanır. Bu fiiller; sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme, değiştirme, erişilmez kılma veya sisteme veri yerleştirme gibi davranışlardır.
- Bilişim Sistemini Engelleme veya Bozma:
Bir sistemin teknik olarak işlemesini durdurmak veya kullanımını engellemek fiilidir. Örneğin, bir web sitesinin erişimini geçici olarak kapatmak, sunucusuna zarar vermek ya da sistemin normal çalışmasını aksatmak “sistemi engelleme” veya “bozma” suçunu oluşturur. - Bilişim Sistemindeki Verileri Yok Etme veya Değiştirme:
Kişinin yetkisi olmaksızın sistemdeki verileri silmesi, değiştirmesi ya da erişilemez hale getirmesi de suç kapsamındadır. Örneğin, bir kişinin e-posta hesabına girerek mesajlarını silmek veya profil bilgilerini değiştirmek bu fiile örnektir. - Sisteme Veri Yerleştirme veya Mevcut Verileri Başka Yere Gönderme:
Sisteme yeni veriler yüklenmesi ya da mevcut verilerin sahibinin rızası olmadan başka bir ortama aktarılması hâlinde de suç işlenmiş olur. Örneğin, bir çalışanın işyerine ait verileri kendi kişisel cihazına kopyalaması veya sahte belgeleri sistemde oluşturması bu kapsamdadır.
Türk Ceza Kanunu 244. madde, bilişim sistemlerini mala zarar verme suçunun özel bir görünümü olarak değerlendirmekte, ancak zarar meydana gelmese dahi bu fiillerin “tehlike suçu” olarak cezalandırılabileceğini kabul etmektedir.
SUÇUN UNSURLARI
MADDİ UNSUR
FAİL
Bir suçun faili kanunda sayılmış olan fiilleri gerçekleştiren kişidir. Bazı suçlar niteliği itibariyle herkes tarafından işlenebilirken bazı suçlar belirli bir sıfat ve niteliğe sahip kişiler tarafından işlenebilir. Yalnızca suçun hukuki tanımında yer alan özelliğe ya da yükümlülüğe sahip kişi tarafından işlenebilen suçlara özgü suç denir. Özgü suçlarda fiilin başkası tarafından gerçekleştirilmesi durumda suç oluşmamaktadır. Suçun kanuni tanımında ”Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi denilerek bu suçun özgü bir suç olmadığı, herkes tarafından işlenebileceği açıkça ifade edilmiştir. Bu suç tipinde fail sistemin işleyişini engelleyen veya bozan kişidir. İkinci fıkrada fail sistemdeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişidir. Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere suç ve ceza politikası gereği ancak gerçek kişiler suçun faili olabilir ve sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Bu anlayış Anayasada güvence altına alınan ceza sorumluluğunun kişiselliği kuralının sonucudur. Görüldüğü üzere tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanmamaktadır. Bu sebeple tüzel kişiler suçun faili olamazlar. Tüzel kişiler aracılığıyla bu suçun işlenmesi durumunda tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanabilecektir.
MAĞDUR
Suçun mağduru yukarıda belirtilen suç olarak sayılan fiillerden dolayı doğrudan zarar gören, haksızlığa uğrayan, ekonomik kaybına sebep olunan kişidir. Bu suçta mağdur, sistemi engellenen veya bozulan hakları tehlikeye giren kişidir. Failin eylemi ile birden fazla kişi de mağdur olabilir. Hak sahibinin birden fazla olması da mümkün olduğu için anılan seçimlik hareketlerden birinin varlığı halinde hak sahiplerinin tamamı bu suçun mağduru olacaktır.
SUÇUN KONUSU
Birinci fıkrasında yer alan bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi ve bozulması suçunun hukuki konusu bilişim sistemi iken; ikinci fıkrasında yer alan verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçunun hukuki konusu bilişim sisteminde yer alan verilerdir.
FİİL
Türk Ceza Kanunu’nun 244. maddesi iki farklı suçu düzenlemiştir. İlki ilk fıkrada yer alan bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak; ikincisi ise ikinci fıkrada yer alan bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek, değiştirmek veya erişilmez hale getirmek, sisteme veri yerleştirmek, var olan verileri başka bir yere göndermektir.
Yargıtay’a göre, sistemin işleyişinin engellenmesini, bilişim sisteminin verimli çalışmasının önlenmesi, icra ettiği faaliyet ve sahip olduğu kapasitesinin müdahale ile sınırlandırılması, yavaşlatılması ya da tamamen kilitlenme noktasına getirilmesidir.
İki fıkrada da seçimlik hareketler bulunmaktadır. Ayrıca her iki fıkra da fiillerin nasıl işleneceği konusunda bir tanımlama içermediği için serbest hareketli suçlardandır. Sonucu doğuracak hareketlerin nitelikleri belirtilmemiştir.
Kanun suçları tanımlarken bazen yalnız sonucu göstermekle yetinir. Yasal tanımda, bu sonucu doğuracak hareketlerin neler olduğunu ve niteliklerini belirtilmez. Bu çeşit suçlara serbest hareketli suçlar denir. Bu suçlar bakımından sonucu doğurmaya elverişli herhangi bir hareketin yapılması ve sonucun, bu hareket tarafından meydana gelmesiyle suç oluşmuş olur.
‘’Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu’’ kesintisiz olarak işlenebilmektedir. Kesintisiz suç devam eden suç olarak tanımlanabilir. Fail sistemi engellemeye devam ettiği sürece suç işlemeye devam eder ve engellemenin sona ermesiyle suç sona erer. Zamanaşımı bu andan itibaren işlemeye başlayacaktır. Dolayısıyla engelleme devam ettiği sürece fiil aynı fiil olmaya devam edecek, tek bir suça sebebiyet verecektir.
Kesintisiz (mütemadi) suçların en önemli özelliği suç tamamlanana kadar teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesidir. Kesintisiz suçların en tipik örnekleri kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve bilişim sisteminde hukuka aykırı kalmadır.
Üçüncü fıkrada, bu fillerin banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi hakkında işlenmesi halinde cezanın artırılması öngörülmüştür. İlk iki fıkranın nitelikli hali olarak düzenlenmiştir.
Dördüncü fıkrada, failin bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlaması ceza yaptırımı altına alınmıştır. Madde gerekçesinde de anıldığı üzere bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmaması gerekir. Fiilin dolandırıcılık, hırsızlık gibi suçları oluşturması durumunda bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilemeyecektir.
MANEVİ UNSUR
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu kasten işlenebilir. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. (TCK m. 21) Failin bu suçu işleyebilmesi için kusura sahip olması gerekmektedir. Kusurun olmaması durumunda failin cezalandırılması mümkün değildir. Ceza hukukunda ‘’kusursuz ceza olmaz’’ ilkesi geçerlidir. Kişinin kusuru bulunmamakla birlikte hukuka aykırı fiilin haksızlık teşkil edebilir fakat bahsedildiği üzere cezalandırılması mümkün değildir. Kusurun bulunmadığı hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu madde 223/3’e göre ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir. Failin kastı bilerek ve isteyerek hukuka aykırı olarak suçun kanuni tanımındaki fiilleri gerçekleştirmek olmalıdır.
Avrupa Birliği Siber Suç Sözleşmesinde ‘’Taraflardan her biri, kasten yapıldığında, haksız yere, bilgisayar verisinin yok edilmesi, değiştirilmesi, bozulması, silinmesi, veriye zarar verilmesi durumunda, iç hukuku uyarınca, bunun suç olarak kabul edilmesi için gerekli yasal ve diğer önlemleri alacaktır.‘’ belirtilerek kastın varlığı aranmıştır.
Doktrinde birinci ve ikinci fıkranın ihmali hareketle de işlenebileceği konusunda görüşler bulunmaktadır.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ HALLERİ
TEŞEBBÜS
Türk Ceza Kanununda teşebbüs 35. maddede düzenlenmiştir. ‘’Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.’’ denilerek açıklanmıştır.
Birini fıkrada ‘’bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ denmiştir. Engelleme ve bozma hareket değil neticedir. Suç neticesi harekete bağlı suçlardan değildir. Bu sebeple bu suçlara teşebbüs mümkündür. Ayrıca neticenin gerçekleşmesi aranmadığı için suç sırf hareket suçu niteliği taşımaktadır.
Sırf hareket suçlarında teşebbüs genelde mümkün olmamakla birlikte icra hareketleri bölünebiliyorsa suça teşebbüs mümkün olabilecektir. Kanunun lafzında da bahsedildiği gibi elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunda teşebbüs oluşacaktır. Failin ‘’elinde olmayan sebeplerle ‘’ örneğin, bilişim sisteminin güvenlik duvarını aşamaması sebebiyle bilişim sisteminin işleyişinin engellenememesi durumunda teşebbüs hükümleri uygulanabilecektir.
İŞTİRAK
Suça iştirak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesini ifade eder (TCK m.37).İştirak konusunda özellik arz eden bir durum bulunmamaktadır. Türk Ceza Kanunundaki özel hükümlere gidilecektir.
Suça iştirak, 5237 sayılı TCK’nın 37’nci maddesinde “Faillik”, 38’inci maddesinde “Azmettirme”, 39’uncu maddesinde “Yardım etme” ve 40’ıncı maddesinde “Bağlılık kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir.
TCK’nın 37’nci maddesinde, “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri fail olarak sorumlu tutulur” şeklinde bir düzenleme ile müşterek faillik açıklanmıştır.
Dolaylı faillik ise maddenin 2. fıkrasında ‘’Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur’’ denilerek açıklanmıştır.
İÇTİMA
İçtima kelime anlamı olarak toplanma anlamına gelmektedir. Ceza hukukundaki karşılığı ise birden fazla suç işleyen failin çeşitli sebeplerden dolayı tek ceza alması durumudur. Bu suçta zincirleme suç hali mümkündür. Zincirleme suç kanunda ‘’bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır’’ denilerek açıklanmıştır. Failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bilişim sisteminin işleyişini engellemesi, bozması veya ikinci fıkrada adı geçen bilişim sistemindeki verileri bozması, yok etmesi, değiştirmesi veya erişilmez kılması, sisteme veri yerleştirmesi, var olan verileri başka bir yere göndermesi durumunda zincirleme suç oluşacaktır. Yargıtay, sanığın, mağdura ait birden fazla bilişim sistemine erişimini bir suç işleme kastıyla engellemesi eyleminde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde karar vermiştir.
Failin bir fiil ile birden fazla kişiye aynı suçu işlemesi halinde aynı neviden fikri içtima oluşacaktır. Failin virüs, trojan, casus yazılımlarla birden fazla kişiye tek bir e-posta göndererek sistemi engellemesi ve bozması durumunda aynı neviden fikri içtima hükümlerine gidilebilecek ve cezada artırım yapılacaktır. Kanunun 43. Maddesinin 2. fıkrasında ’ ’ aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da birinci fıkra hükmü uygulanır ‘’ denilerek aynı neviden fikri içtima açıklanmıştır.
Kanunun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima ‘’ İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. ’denilerek açıklanmıştır. Farklı neviden fikri içtima olarak da bilinen fikri içtima konusunda somut olayın özellikleri değerlendirilerek karar verilecektir. 244. Maddenin birinci ve ikinci fıkrasının aynı anda ihlal edilmesi mümkündür. Sistemdeki bir verinin bozulması sebebiyle sistemin tamamının engellemesi durumunda farklı neviden fikri içtima hükümlerine gidilecektir.
Maddenin 4. fıkrası neticesi nitelikli hal olarak kabul edilmektedir. Bu suçun meydana gelmesi halinde 244. maddenin birinci ve ikinci fıkrası suçun unsuru haline geleceğinden dolayı yalnızca 4. fıkradan ceza verilecektir.
TEKERRÜR
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular, 5237 sayılı TCK’nın 58’inci maddesinde düzenlenmiştir. Tekerrür kelime anlamı olarak bir daha vuku bulma, tekrar, tekrarlanma anlamlarına gelir. Ceza hukukunda ise kişinin herhangi bir cezaya mahkûm edildikten sonra yeniden suç işlemesini ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu bağlamda kesinleşmiş bir hükümle mahkûm olan bir kimsenin, cezası infaz edilmemiş olsa dahi bu kesinleşmeden sonra kanunda öngörülen süreler geçmeden yeni bir suç işlemesi haline tekerrür adı verilir. Madde 58- (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun541 10, 11 ile 12’nci maddelerine göre, öngörülen cezanın üst sınırı beş yıl olduğundan bu suç için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu Cezası
Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu, TCK 244 kapsamında şikayete tabi olmayan suçlardandır. Yani mağdurun şikayetçi olup olmaması soruşturmanın başlatılmasını etkilemez; Cumhuriyet savcılığı bu suçu re’sen (kendiliğinden) soruşturur. Mağdur daha sonra şikayetinden vazgeçse bile dava düşmez, çünkü kamu düzenini ilgilendiren bir bilişim suçudur.
Bu suç için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde dava açılmazsa veya dava açılmış olsa dahi bu süre içinde sonuçlanmazsa, ceza davası zamanaşımı nedeniyle düşer. Zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren işlemeye başlar.
Uzlaşma kurumu, fail ile mağdur arasında uzlaştırmacı aracılığıyla anlaşma yapılmasını ifade eder. Ancak Türk Ceza Kanunu 244. madde kapsamında düzenlenen bu suç, uzlaşmaya tabi değildir. Çünkü bilişim sistemine zarar verilmesi toplumsal güveni de sarsan bir fiildir.
Bununla birlikte, mağdur dava süreci içinde davaya katılan sıfatıyla müdahil olabilir. Daha önce şikayet hakkını kullanmamış olsa bile, yargılama devam ederken davaya dahil olma hakkına sahiptir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve Cezanın Ertelenmesi
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu bakımından mahkeme, şartların oluşması halinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verebilir. HAGB, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının hukuki sonuç doğurmamasını ve belirli bir denetim süresinin iyi halli geçirilmesi halinde davanın düşmesini sağlar.
HAGB kararı verilebilmesi için:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması,
- Suçun cezasının 2 yıl veya daha az hapis ya da adli para cezası olması,
- Mağdurun uğradığı zararın giderilmiş olması gerekir.
Bu nedenle, türk ceza kanunu 244 madde kapsamında verilen cezaların niteliği dikkate alındığında, failin zarar verdiği sistem veya verilerle ilgili olarak mağdurun zararını karşılaması halinde HAGB kararı verilebilir. Özellikle tck 244/2 fıkrası uyarınca 6 ay – 3 yıl arası hapis cezası öngörüldüğünden, bu fiillerde HAGB uygulanabilir.
Cezanın ertelenmesi ise mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezasının belirli koşullarla cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilmesidir. Failin kişiliği, suçun işleniş şekli, pişmanlık göstermesi gibi unsurlar dikkate alınarak mahkeme bu imkândan yararlandırabilir.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu Yargıtay Kararları
TCK 244 maddesi kapsamında verilen Yargıtay kararları, bilişim sistemlerine izinsiz müdahalenin nasıl değerlendirileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Yüksek Mahkeme, bilişim suçlarında hem teknik delilleri hem de failin sisteme yönelik fiilini esas alır.
1. E-posta veya Sosyal Medya Şifresinin Değiştirilmesi (TCK 244/2)
Yargıtay, başkasına ait e-posta ya da sosyal medya hesabına girip şifreyi değiştirmek suretiyle erişimi engelleyen eylemleri “verileri erişilmez kılma veya değiştirme” suçu kapsamında değerlendirmektedir. Örneğin, failin mağdura ait e-posta hesabına girip yeni şifre oluşturması TCK 244/2 cezası kapsamında bilişim suçunu oluşturur.
2. Kamu Kurumuna Ait Sistemde Veri Değiştirme (TCK 244/3)
Bir kamu kurumunun ya da banka sisteminin zarar görmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı hükme bağlanmıştır. Yargıtay, okul not sistemine veya kamu kurumuna ait veri tabanına müdahaleleri bu kapsamda değerlendirmektedir.
3. Sisteme Veri Yerleştirme (TCK 244/2 ve 244/3)
Failin, hukuka aykırı biçimde sisteme veri eklemesi ya da sahte kayıt oluşturması da suçun unsurlarındandır. Örneğin, e-bildirge sistemine gerçeğe aykırı personel kaydı yapmak veya kurum veritabanına sahte bilgi yüklemek, sisteme veri yerleştirme suçu olarak kabul edilmektedir.
4. Haksız Menfaat Sağlama (TCK 244/4)
Eylem sonucunda fail kendisi veya başkası lehine çıkar elde etmişse, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası uygulanır. Yargıtay, bu tür durumlarda sanığın bilişim sistemini kullanarak maddi menfaat elde etmesini “haksız çıkar sağlama” olarak değerlendirir.
Bu kararlar göstermektedir ki Türk Ceza Kanunu 244. madde, bilişim sistemine yönelik her türlü izinsiz müdahaleyi koruma altına alır. 243 ve 244 madde nedir sorusuna cevap olarak, 243. maddenin sisteme yetkisiz girişi; 244. maddenin ise sistemin veya verilerin bozulması, silinmesi ya da manipülasyonu fiillerini cezalandırdığı söylenebilir.
Yargıtay uygulamalarıyla birlikte değerlendirildiğinde, türk ceza kanunu 243 244. madde hükümleri bilişim suçlarına karşı hem bireysel hakların hem de kamu düzeninin korunmasını amaçlamaktadır.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.