Nafaka Artırım Davası Kaç Duruşma Sürer?
Nafaka artırım davaları, boşanma davaları gibi uzun sürmemektedir. Boşanma davaları çekişmeli olarak gerçekleşmekte ve birçok önemli konu bu davalarda düzenlemek zorundadır. Nafaka artırım davası ise kamu düzeninden kaynaklanmaktadır ve kanun koyucu bu davanın daha kısa sürede sonuçlanması için düzenlemeler getirmiştir.
Nafaka Artırım Davası Ne Kadar Sürer?
Nafaka artırım davası, mevcut nafaka miktarının ekonomik koşullar, enflasyon oranları veya tarafların gelir durumundaki değişiklikler nedeniyle artırılmasını talep eden davalardır. Bu davalar, genellikle Aile Mahkemesi nezdinde açılır ve süreci etkileyen birçok faktör vardır. Ortalama olarak bir nafaka artırım davası 6 ila 12 ay arasında sonuçlanmaktadır. Ancak, mahkemenin iş yoğunluğu, delillerin toplanma süresi, bilirkişi incelemesi veya tarafların itirazları gibi etkenler bu süreyi uzatabilir.
Davada ilk duruşmada anlaşma sağlanması halinde süreç çok daha kısa sürede tamamlanabilirken, tarafların gelir durumlarını belgelememesi ya da tanık dinlenmesi gerekmesi hâlinde dava birkaç celseye uzayabilir. Bu nedenle nafaka artış davasının makul süresi her somut olaya göre değişmekle birlikte, mahkemelerce ortalama bir yıl içerisinde hüküm verilmesi hedeflenmektedir.
Bazı durumlarda nafaka yükseltme davası tek celsede dahi sonuçlanabilmektedir; özellikle tarafların gelir belgeleri tam, talepler makul ve anlaşma ihtimali yüksekse mahkeme kısa sürede karar verebilir. Ancak itiraz veya istinaf başvurusu yapılması hâlinde süreç birkaç ay daha uzayabilir.
Nafaka Artırım Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
Nafaka artırım davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu kanunumuzda dava süreleri öngörülememektedir. Ancak Davanın yargılama usulü kanunun 316. Maddesinde düzenlenmiştir.
Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler
MADDE 316- (1) Basit yargılama usulü, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında, aşağıdaki durumlarda uygulanır:
…
ç) Her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler.
….
İlgili maddede görüldüğü üzere nafaka artırım davası basit yargılama usulüne tabiidir. Peki bu ne anlama gelmektedir? Basit yargılama usulüne tabii davalar dava ve cevap dilekçesi üzerinden sonuçlanabilmektedir. Kanun koyucu kısa sürede sonuçlanmasını istediği davalar için bu yargılama usulünü uygun görmüştür. Taraflar mahkemeye cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi sunmamaktadır. Hakim uygun görürse dilekçeler üzerinden talebi değerlendirecek ve delilleri ve talepler üzerine yapılan açıklamaları yeterli bulursa duruşmaya gerek olmaksızın davayı sonuçlandırabilecektir. Bu durum ancak dilekçelerin yeterli beyanları, delilleri ve istekleri barındırmasıyla sağlanabilir. Talepler miktarın belirtilmesi gibi açık şekillerde belirtilmelidir.
Hakim dilekçelerin yani beyanların ve delillerin mevcut durum hakkında yeterli bilgi vermediği kanısına varırsa tarafları duruşmaya çağıracaktır. Bu duruşmalarda hakim, ekonomik olarak nafaka borçlusunun durumunun iyileşip iyileşmediğini, nafaka alacaklısının ise hala yoksulluk durumunda olup olmadığını tespit eder. Müşterek çocukların ekonomik durumu da bu duruşmalarda tespit edilir. Gerekli görüldüğü takdirde hakim, dosyada bilirkişi incelemesinden veya müzekkere yazma yoluyla ilgili kurum ve kuruluşlardan aldığı bilgilerden yararlanarak nafaka artırımına karar verir.
Bu duruşmalar genellikle iki veya üç kez gerçekleşmektedir.
Kural olarak duruşmalar arasında en fazla 1 ay olmalıdır.
İlgili Makale: Nafaka Artırım Davası Reddi
Nafaka Davasında Hakim Ne Sorar?
Birçok ayrı uyuşmazlığa ve duruma çözüm getirme zorunluluğunun bulunduğu boşanma davalarının aksine nafaka artırım davalarında tek bir talep mevcuttur. Bu talepli davalar basit yargılama usulüne tabii olarak çözümlenecektir. Basit yargılama usulünde tarafların mahkemeye tek dilekçe sunma hakkı bulunur. Kanun koyucular nafaka artırım davalarının kamu düzenine ilişkin olmaları sebebiyle hızlı sonuçlanmasını amaçlamış ve yargılama usulündeki aşamaları kısa tutmuştur.
Hakim, davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi üzerine tarafları duruşmaya çağırmadan da inceleme yaparak davayı sonuçlandırabilir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi için dilekçede beyan edilen taleplerin çok açık olması, taleplerin dayandırıldığı gerekçelerin çok açık, tutarlı ve makul olması, gerekçelerin dayandırıldığı delil niteliğindeki belgelerin hakimin görüşünü belirlemeye yetecek açıklıkta olması gerekmektedir. Bu koşullar sağlandığında hakim dilerse duruşmaya gerek olmaksızın davayı neticelendirir ve nafaka artırımına hükmeder.
Eğer ki, deliller yeterince açık değilse veya hiç sunulmamışsa, gerekçeler tutarsız ve dayanaksızsa, talepler hakimin anlayabileceği ve kabulüne hükmedebileceği açıklıkta değil ise, taraflar duruşmaya çağrılacaktır. Bu duruşmalarla hakim tarafların taleplerini tespit eder. Bu taleplerin gerekçelerini araştırır. Gerekli görürse bilirkişi incelemesine veya ilgili kurum ve kuruluşlardan müzekkere yazarak elde ettiği bilgilere başvuracak ve talepleri bunların ışığında değerlendirecektir.
Hakim, yukarıda belirttiğimiz delillerin ışığında talepleri değerlendirirken diğer delillerden de yardım alabilecektir. Bunlardan biri tarafların beyanlarıdır. Taraflara, güncel mali güçlerinin, yaşam şartlarının, giderlerinin belirlenebilmesi için sorular yöneltilebilir. Nafaka artımını talep eden nafaka alacaklısı davacının yoksulluk durumunun devam edip etmediği, bu durumuna sebep olan durumun hale mevcut olup olmadığı, geçimini hükmedilen miktardaki bu yoksulluk nafakası ile sağlayıp sağlamadığı duruşma sırasındaki hakimin yönelttiği sorulara vereceği cevaplar aracılığıyla tespit edilmeye çalışılır. İştirak nafakasının artırım talebinde ise çocuğun eğitim, gıda, sosyal, barınma masrafları, yaşına bağlı olarak bu giderlerin artıp artmadığı, bu giderlerin enflasyona bağlı artışı ise tarafların beyanı ışığında tespit edilecektir.
Tarafların bu ekonomik durumunlarının tespiti ve daha önce hükmedilen nafaka ile nafaka alacaklısının giderlerini karşılayamaması durumu tanık beyanlarıyla da delillendirilebilir. Hakim tanığa nafaka alacaklısının yaşam koşulları hakkında soru yöneltebilecektir.
Aynı şekilde nafaka borçlusu davalının da mali durumunun değişip değişmediği tanık beyanlarıyla tespit olunabilir.
Nafakanın, hem nafaka borçlusunun geliriyle hem de nafaka alacaklılarının giderleriyle orantılı olması sağlanacaktır.
Nafaka Yükseltme Davası Ne Kadar Sürer?
Nafaka yükseltme davası, mevcut nafaka miktarının ekonomik koşulların değişmesi, enflasyon oranlarının artması veya nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının çoğalması nedeniyle artırılması talebiyle açılır. Bu dava türü, Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi kapsamında değerlendirilir ve her yıl artan yaşam maliyetleri dikkate alınarak mahkeme tarafından incelenir.
Mahkeme, tarafların gelir durumunu, yaşam standartlarını, enflasyon oranlarını ve önceki nafaka miktarının günümüz koşullarında yeterli olup olmadığını değerlendirir. Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduktan sonra, nafaka miktarının artırılıp artırılmayacağına karar verilir.
Nafaka Artırım Davası Basit Yargılama Usulü
Nafaka artırım davası, Aile Mahkemelerinde açılan ve genellikle basit yargılama usulüne tabi olan bir davadır. Bu usul, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 316. maddesi kapsamında düzenlenmiş olup, davaların daha kısa sürede ve pratik biçimde sonuçlanmasını amaçlar.
Basit yargılama usulü, özellikle nafaka, velayet, kişisel ilişki gibi aile hukukuna ilişkin taleplerin hızla çözümlenebilmesi için tercih edilir. Bu kapsamda nafaka artırım davası da tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının açıkça ortaya konmasıyla, genellikle birkaç duruşmada tamamlanabilir.
Bu usule göre, mahkeme taraflardan dilekçelerini belirli bir süre içinde sunmalarını ister ve çoğu durumda ön inceleme duruşmasıyla birlikte esasa ilişkin duruşma da yapılır. Yani, klasik yargılama usulündeki gibi çok sayıda celse açılmaz. Tarafların beyanları, gelir belgeleri ve varsa tanık ifadeleri alınır; ardından hâkim karar verir.
Basit yargılama usulünün uygulanması sayesinde:
- Dava süreci 6 ila 12 ay arasında tamamlanabilir.
- Gereksiz usul işlemleri azaltılır.
- Taraflar için zaman ve masraf avantajı sağlanır.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.