Uygulamada muhtelif hukuk dallarına ilişkin pek çok soru gelmekte ve yine değişik hukuk dalları bakımından “avukata sor” “avukata soru sor”, “online avukata sor”, “sanal avukat soru sorma”, “avukata whatsapptan soru sor” gibi sorgulamalar yapılmaktadır. Biz de Tahancı Hukuk Bürosu olarak hizmet verdiğimiz alanlarla ilgili olarak aşağıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde bu bilgi ihtiyacını karşılamaya çalışacağız.
İletişim Bilgilerimiz
Tahancı Hukuk Bürosu, Ankara Çukurambar – Söğütözü semtinde bulunan merkez ofisi ile müvekkillerine avukatlık ve danışmanlık hizmeti sağlamaktadır. Ofisimiz, Ankara Metro güzergahı üzerinde bulunan Söğütözü metro durağına yürüme mesafesinde yer almakta olup, Eskişehir Yolu – Dumlupınar Bulvarı üzerinden geçmekte olan çok sayıda otobüsün de hemen duraklarının yanındadır. Öte yandan şehir dışından gelen müvekkillerimiz için de ofisimizin ulaşımı oldukça kolaydır. Ofisimiz, AŞTİ (Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi) ‘ye yürüme mesafesinde olup ortalama 10 dakikalık bir uzaklıktadır.
İletişim Formu
Aşağıdaki formu kullanarak bize ulaşabilirsiniz. Kısa bir süre içerisinde ilgili departmanımız sizi yanıtlayacaktır.
Avukata Sor
Ceza Hukuku
Kişilerin ceza hukukunda suç olarak tanımlanan bir kısım eylemleri işlemesi ya da bu kapsamda işlenmiş olan bir kısım suçların mağduru olmaları mümkündür. Bu gibi durumlarda ceza hukuku alanında tecrübe sahibi bir ceza avukatı tarafından hukukî yardımından faydalanmak önemlidir.
Çünkü ceza kanununda öngörülen yaptırımlar kişilerin özgürlüğünü sınırlayıcı (hapis cezası, tutukluluk, gözaltı vs.) nitelikte olup, bir kısmı itibariyle ciddi hak yoksunlukları (seçme ve seçilme hakkından, memuriyetten, velayet ve vesayet yetkilerinden mahrumiyet, sürücü belgesinin, iş ruhsatının geri alınması vs. gibi) içermektedirler.
Yine taksirle işlenen bir kısım suçların faili olmak da mümkündür. Sözgelimi trafik kazaları sebebiyle kişilerin ölmesine yahut yaralanmasına sebebiyet vermek bu kapsamdadır. Özel ceza kanunlarında düzenlenmiş bir kısım suçları işlemiş olmak ya da bu gibi suçların muhatabı olmak da mümkündür. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenmiş suçlar bu kapsamda sayılabilir.
Tüm bu durumlarda şüpheli ve sanıkların ifadelerinin alınması esnasında kendilerine hukukî yardımda bulunulması, duruşmalarda temsil edilmeleri, keşif ve sair işlemlere refakat edilerek sürecin hukuka uygun yürütülmesine nezaret edilmesi, delillerin tespit ve değerlendirilmesi aşamasında hukukî kriterlerin uygulanmasına dikkat edilmesi, süresi içerisinde usulüne uygun hazırlanmış dilekçelerle istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması gibi önemli hukukî yardımlar söz konusu olmaktadır.
Yine suç mağduru olan kişilerin haklarının korunması, usulüne uygun şikayet dilekçesi hazırlanması ve her aşamada temsil edilerek yasal haklarının korunması, yasada öngörülen koruma rejimlerinden (uzaklaştırma vs.) faydalandırılması gibi hususlarda önemli hukukî yardımlarda bulunulmaktadır.
Avukata Soru Sor
Borçlar Hukuku
Gerçek ve tüzel kişiler arası borç ilişkileri; tarafların özgür iradeleri ile serbestçe belirledikleri sözleşmeler, haksız fiil veyahut sebebsiz zenginleşme gibi sebeplerden kaynaklanabilmektedir.
Taraflar arasında yaygın uygulama bulan kira sözleşmeleri, kefalet sözleşmeleri, eser sözleşmeleri, vekalet sözleşmeleri, satım sözleşmeleri, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri gibi sözleşmeler kapsamında ortaya çıkan borçların ifa edilmemesi, ayıplı ya da kötü ifa edilmesi, sözleşmede tarafların iradelerin hata, hile, tehdit gibi sebeplerle ifsad edilmiş (bozulmuş) olması, taraflar arasında adil olmayan bir edim yükümlülüğünün (gabin) bulunması gibi durumlardan ötürü maddi manevi tazminat talepleri, sözleşmelerin fesh edilmesi gibi durumlar söz konusu olabilir.
Hukukî yargılama prosedürü taraflarca hazırlama ilkesine tâbi olduğundan bir başka anlatımla mahkemenin tarafların iddiaları ve sunmuş oldukları delillerle bağlı olması gibi prensipler nedeniyle dosyanın daha en baştan usulüne uygun olarak hazırlanması fevkalade önemlidir. Yine ileri sürülmesi gereken bir çok savunma vasıtası (def’i), ancak belli süreler içerisinde ileri sürülebilmekte olduğundan uzman bir hukukçunun yerinde müdahalesi fevkalade belirleyici olmaktadır. Bu sebeple borç ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda alacaklı ve borçluların her aşamada hukukî yardımdan faydalanmaları büyük önem arz etmektedir.
Ticaret Hukuku
Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku
Kişilerin ticaret kanununa tabi bir işletme işletmeleri durumunda karşı karşıya kalacakları bir kısım özel düzenlemeler vardır. Ticari işletme işleten kişiler hukukî anlamda “tacir” sayıldıkları gibi, yapmakta oldukları iş de “ticari iş” sayılmaktadır. Keza bu işlerle ilgili açılacak davalar “ticari dava” sayılmaktadır.
Tüm bu özellikler, borç ilişkilerinde kendine özgü bir farklılık yaratmaktadır. Özen borcu bakımından, faiz yükümlülüğü bakımından, görevli mahkeme bakımından, uygulanacak yasa maddeleri bakımından özetle tüm hukukî rejimi etkileyen önemli farklılıklar günde gelmektedir. Yine bu kapsamda tacir olmanın getirdiği yasl bir kısım mükellefiyetler, ticari mümessil, komisyoncu, acente gibi hukuki müesseseler hep ticari işletme hukukunun konusunu teşkil eder.
Şirketler Hukuku’na gelince;
İktisadi bir maksatla bir veya birden fazla kişinin bir sözleşme kapsamında teşekkül ettirdiği süreklilik özelliğini haiz tüzel kişilik sahibi müesseseleri, yani şirketleri konu alır. Hukukumuzda kollektif, komandit (adi komandit/sermayesi paylara bölünmüş komandit), limited, anonim şirketler ve kooperatifler bulunmaktadır.
Bu şirketlerin idareleri, temsili, kar payı dağıtımı, huzur hakkı, genel kurul ve yönetim kurulu toplantı ve kararlarının tabi olacağı esaslar, tasfiyesi, birleşme, devir ve ayrılmaları, iflâs gibi hususlar ile ticari faaliyetler kapsamında akd ve icra olunacak sözleşmeler hep kendine özgü teknik düzenlemelere bağlanmış spesifik konulardır.
Bu konuda profesyonel bir hukuki yardımdan faydalanılması son derece önemlidir, zaten uygulamada da şirketlerin hukuki temsili yetkin avukatlar tarafından yerine getirilmektedir.
Kıymetli Evrak Hukuku
Hukukumuzda poliçe, bono ve çek gibi önemli ödeme ve teminat araçları mevcuttur. Bunlar hukuken kıymetli evrak kabul edilirler ve bu evraka özgü bir hukuki rejime tabidirler. Ticari hayattaki güven prensibinin korunması maksadına yönelik olarak bu evrak bakımından ispat ve geçerlilik koşulları yönünden çok titiz bir yasal çerçeve bulunmaktadır. Bu evrakın ciro edilmesi, iptali gibi hususlarda özel düzenlemeler öngörülmüştür. Yine bu evraka bağlı borçlar için özel bir takip (icra) usulü söz konusudur.
Bu alanda açılacak davalar ve yapılacak takipler bakımından hukuki yardım alınması son derece öenmlidir.
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Sözleşme türlerinden biri olan iş akdi, bağlılık ilişkisi çerçevesinde taraflardan birinin iş görmeyi, diğerinin de buna karşılık belli bir ücret ödemeyi taahhüt ettiği sözleşme tipidir. İş ilişkileri genel olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Haksız yere işten çıkartılmış bulunan işçilerin işe iade davası açmaları, keza ihbar ve kıdem tazminatı için dava yoluna başvurmaları, hizmet süresinin tespitini talep etmeleri, sosyal güvenlik hakları bağlamında açılacak davalar, iş kazaları sebebiyle açılacak tazminat davaları gibi bir çok hususta İş Kanunu’nun spesifik düzenlemeleri çerçevesinde usuüne uygun olarak yapılacak başvurular büyük önem arz etmektedir.
Medeni Hukuk
Medeni Hukuk bir çok alt hukuk dalını bünyesinde toplayan bir üst disiplindir. Esas itibariyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Kişiler Hukuku
Medeni Hukuk’un gerçek ve tüzel kişiler hakkındaki hükümlerini düzenleyen bu özel kısmında bilhassa kişilik haklarına yönelik olarak gerçekleşen ihlâllerden ötürü açılacak saldırının önlenmesi, sonlandırılması, yine bu kapsamda açılacak maddi ve manevi tazminat davaları önem arz etmektedir.
Bunun yanında dernek ve vakıfların kuruluşu, işleyişi ve taraf oldukları davalar da genel olarak bu alana ilişkin hukukî bilgi gerektirmektedir. Bu alanda ortaya çıkan uyuşmazlıklarda da kişiler hukuku konusunda deneyimli bir avukatın hukukî desteği büyük önem arz etmektedir.
Aile Hukuku
Nişanlanma, evlilik, boşanma, mal rejimi sözleşmeleri, evlat edinme, babalık davası, soybağının reddi davası, velayet ve vesayetten kaynaklı hukukî sorunlar, nafaka talepleri, maddi ve manevi tazminat talepleri hep aile hukuku kapsamında kalan hukuki sorunlardır.
Bu kapsamda gerek aile mahkemeleri nezdinde açılacak davalar ve gerekse taraflar arasında hazırlanacak protokol ve mal rejimi sözleşmeleri bakımından uzman bir avukat yardımına ihtiyaç bulunduğu ortadadır.
Eşya Hukuku
Taşınır (araba, takı, tablo vs.) ve taşınmaz mallar (arsa, daire, dükkan vs.) üzerindeki mülkiyet ve sınırlı ayni haklar (irtifak, taşınmaz yükü ve rehinler) kapsamında açılacak davalar, zilyetliği koruyucu davalar (el atmanın önlenmesi, saldırının sonlandırılması vs.), tapu davaları vs. hep eşya hukuku kapsamında kalan dava ve uyuşmazlıklardır.
Bu alanda açılacak davalar, teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Yine bu kapsamda açılacak davalar ve yapılacak başvurular bakımından önemli hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri söz konusudur. Bu yüzden bu alanda tecrübeli bir avukattan alınacak hukukî yardım hak kayıplarının önlenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
Miras Hukuku
Yasal ve antmış mirasçılık hakları, ölüme bağlı tasarruflar (vasiyet ve miras sözleşmesi), miras paylaşımına ilişkin uyuşmazlıklar, bu konuda alınacak veraset ilamları, açılacak tenkis ve denkleştirme davaları, mirasın reddi gibi hususlar bu alan kapsamındaki hukuki meselelerdir.
Bu alanda açılacak davalar, teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Yine bu kapsamda açılacak davalar ve yapılacak başvurular bakımından önemli hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri söz konusudur. Bu yüzden bu alanda tecrübeli bir avukattan alınacak hukukî yardım hak kayıplarının önlenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
İcra ve İflas Hukuku
Cebri icra takibi haciz yolu ve iflas yolu olmak üzere esas itibariyle ikiye ayrılmaktadır. Bu kapsamda yapılacak ilamsız icra takipleri, ilamlı icra takipleri, kambiyo senetlerine özgü haciz usulü, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip, taşınmazların icra yoluyla tahliyesi gibi takip esasları hep bu alan kapsamında kalmaktadır.
Bu alandaki süre düzenlemeleri başka hiçbir alana benzememektedir. Süre ve usule ilişkin hataların çoğu zaman telafisi olmamakta ve büyük mağduriyetler yaşanmaktadır. Takip talebine süresinde itiraz etmek, itirazın kaldırılması yahut iptali için usulüne uygun ve süresi içerisinde gerçekleşecek yasal başvurular, tasarrufun iptali davaları, konkordato başvuruları gibi hususlar için teknik bilgi gereklidir. Bu alanda alınacak hukuki yardım çoğu zaman hayati önem arz etmektedir.
İdare Hukuku
İdare kamu gücüne dayanarak tek yanlı işlemleri ile kişilerin hukukî durumunda değişiklik yapabilme gücünü haizdir. Fakat idari işlemler karşısında bireylerin de süresi içerisinde idari yargı mercileri nezdinde iptal davası açmaları mümkündür. Keza gerek idari işlemlerden ve gerekse idari eylemlerden kaynaklanan zararlardan ötürü tam yargı davası açılmak suretiyle tazminat talebinde bulunulması da mümkündür.
İşte bu gibi durumlarda idari işlem ve eylemlerden etkilenen kişilerin idari davaları süresi içerisinde ve usulüne uygun bir şekilde açması önem arz etmektedir. Yine bilinen hususlardandır ki idari yargıdaki süreler hak düşürücü sürelerdir. Bu sebeple hak kaybına uğranılmaması bakımından bu alanda yetkin bir avukatın hukuki yardımından faydalanılması son derece önemlidir.
Vergi Hukuku
İdarenin kişiler hakkında tarh ve tahakkuk ettirdikleri vergiler ve bu kapsamda uygulanan cezalar sebebiyle kişilerin süresi içerisinde vergi mahkemelerine dava açma hakları vardır. Bu davalar hak düşürücü süreye tabidirler. Vergi mevzuatına gelince, bu saha son derece teknik bilgi gerektiren ayrıntılı hükümlerle doludur bu sebeple kişilerin maddi zarara uğramamaları bakımından hukuki yardım almaları son derece önemlidir.
Avukata sor, avukata soru sor, online avukata sor, sanal avukat soru sorma, hukuki soru sor – Tahancı Bürosu uzman avukatlarıyla yanıtlıyor.