Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası – TCK 299
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenmiş özel bir suç tipidir. Bu suç, devletin en üst makamında bulunan Cumhurbaşkanına karşı yapılan onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici fiilleri cezalandırmayı amaçlar. Türk hukuk sisteminde hakaret suçu genel olarak TCK m. 125’te düzenlenmiş olsa da, Cumhurbaşkanına yönelik olması halinde daha ağır yaptırımları bulunan özel bir suç tipi ortaya çıkar.
Cumhurbaşkanına hakaret, yalnızca sıradan bir kişiye yönelik yapılan küçük düşürücü ifadelerden ayrılır; çünkü burada doğrudan devletin başı hedef alınmaktadır. Bu nedenle yasa koyucu, bu fiilleri toplum düzeni ve devletin itibarı açısından daha tehlikeli kabul ederek bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörmüştür. Ayrıca, suçun alenen yani toplum önünde işlenmesi halinde ceza artırılmaktadır.
Bu yazıda Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası (TCK 299) konusu tüm boyutlarıyla ele alınacak; suçun unsurları, faili ve mağduru, şikâyet koşulları, sosyal medya paylaşımlarındaki yansımaları, savunma stratejileri, zamanaşımı süresi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yaklaşımı detaylı şekilde incelenecektir.
Suçun Maddi ve Manevi Unsurları Nelerdir?
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun maddi unsuru, hakaret oluşturan söz, yazı, hareket veya paylaşımların doğrudan Cumhurbaşkanına yöneltilmesidir. Bu unsuru oluşturan fiiller; onur, şeref ve saygınlığı zedeleyecek nitelikte olmalı, kişiyi toplum önünde küçük düşürmeye yönelik bir içerik taşımalıdır. Somut bir olgu isnat edilmesi, yakışıksız sözler sarf edilmesi ya da sövme şeklinde ortaya çıkabilir. Bu suç, sırf hareket suçu niteliği taşır; yani hakaret içerikli fiilin gerçekleşmesiyle birlikte suç tamamlanmış olur. Ayrıca, serbest hareketli suç özelliği taşıdığı için hakaret değişik yollarla işlenebilir.
Suçun oluşabilmesi için hakaretin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına yönelik olması gerekir. Görevdeki Cumhurbaşkanına yöneltilmiş olmayan, yani geçmişte görev yapmış kişilere yönelik hakaret fiilleri, TCK m. 299 kapsamında değil, TCK m. 125’te düzenlenen genel hakaret suçu kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla suçun mağduru yalnızca görevde bulunan Cumhurbaşkanı olabilir.
Manevi unsur ise kasttır. Bu suç taksirle işlenemez. Failin, söylediği ya da yazdığı sözlerin hakaret oluşturduğunu bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Burada genel kast yeterlidir, özel kast aranmaz. Failin “hakaret etmek istemedim” şeklindeki beyanı, eylemin niteliğine göre değerlendirilir. Ancak kasıt unsuru bulunmadığında, örneğin yalnızca ağır eleştiri amacıyla yapılan ifadelerde, suçun oluşmadığı savunulabilir.
Suçun Faili ve Mağduru Kimlerdir?
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun faili bakımından herhangi bir sınırlama yoktur. Bu suçu işleyen kişi herkes olabilir. Fail olmak için vatandaşlık, görev, yaş veya özel bir sıfat aranmaz. Dolayısıyla Türk vatandaşı olabileceği gibi yabancı uyruklu kişiler de bu suçun faili olabilir. Önemli olan, hakaret oluşturan fiilin bilerek ve isteyerek Cumhurbaşkanına yöneltilmesidir.
Mağdur ise yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıdır. Bu suçun mağduru, görevdeki Cumhurbaşkanıdır ve Cumhurbaşkanlığı görevi sona ermiş kişilere karşı işlenen fiiller TCK 299 kapsamında değerlendirilmez. Görevden ayrılan kişilere yöneltilen hakaretler genel hakaret suçunun konusuna girer.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, hakaretin Cumhurbaşkanlığı makamına değil, doğrudan o an görevde bulunan kişiye yöneltilmiş olmasıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, doğası gereği bireysel bir korumadan ziyade, devletin en üst makamının itibarını da güvence altına alır.
Suçun Takibi Şikayete Bağlı Mıdır?
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, genel hakaret suçundan farklı olarak şikâyete bağlı değildir. Yani mağdurun şikâyeti olmasa dahi savcılık tarafından re’sen soruşturma başlatılabilir. Ancak burada özel bir usul öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu m. 299 gereğince bu suçtan dolayı kovuşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanı’nın izni şarttır. Bu düzenleme, davaların keyfi şekilde açılmasını engellemek ve yargılamalarda belirli bir filtre oluşturmak amacıyla getirilmiştir.
Dolayısıyla, Cumhurbaşkanına hakaret edildiği iddiası üzerine savcılık soruşturma başlatabilir; fakat davanın açılması aşamasında mutlaka Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerekir. İzin verilmezse dava açılamaz.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işleyen kişi hakkında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu ceza, genel hakaret suçuna kıyasla daha ağırdır.
Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında, suçun alenen işlenmesi yani toplumun görebileceği veya duyabileceği şekilde gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın altıda biri oranında artırılacağı belirtilmiştir. Örneğin bir konuşmada, basın yoluyla veya sosyal medya paylaşımları aracılığıyla hakaret edilmesi, aleniyet unsurunu oluşturur ve cezayı artırır.
Bunun yanında, ceza yargılaması sürecinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), erteleme veya adli para cezasına çevirme gibi ceza muhakemesi kurumlarının uygulanması da mümkündür. Ancak bu hususlar, somut olayın özelliklerine, hakaretin ağırlığına ve failin sabıkasına göre hâkim tarafından değerlendirilir.
Sosyal Medyada Yapılan Paylaşımlar Bu Kapsamda Değerlendirilebilir Mi?
Günümüzde sosyal medya platformları, bireylerin en çok ifade özgürlüğünü kullandığı alanlardan biridir. Ancak yapılan paylaşımlar, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarını taşıyorsa bu durum da TCK m. 299 kapsamında değerlendirilir.
Özellikle Twitter, Facebook, Instagram gibi platformlarda yapılan yorumlar ve paylaşımlar, geniş kitlelere ulaşma özelliği nedeniyle “aleniyet” unsurunu da beraberinde getirir. Türk Ceza Kanunu m. 299/2’ye göre, suçun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza artırılmaktadır. Sosyal medyada yapılan hakaret içerikli ifadeler, belirsiz sayıdaki kişiler tarafından görülebilir olduğundan bu unsur gerçekleşmiş kabul edilir.
Dolayısıyla sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşımın, Cumhurbaşkanına yönelik onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici nitelikte olması durumunda, cezada artırıma gidilmesi söz konusu olacaktır.
Savunma Nasıl Yapılmalıdır, Hangi Haklara Sahibiz?
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanan kişiler, ceza yargılaması sürecinde belirli haklara sahiptir. Bu noktada savunmanın dikkatle hazırlanması büyük önem taşır.
Savunmada özellikle şu hususlar öne çıkar:
- İfade özgürlüğü kapsamında kalan beyanların hakaret değil, ağır eleştiri olduğu vurgulanabilir.
- Güncel Yargıtay içtihatları, Anayasa Mahkemesi kararları ve AİHM kararları incelenmeli, benzer olaylarda verilen kararlar örnek gösterilmelidir.
- Hakaret kastının bulunmadığı, ifadenin yalnızca politik eleştiri niteliğinde olduğu savunulabilir.
- Somut olayın özelliklerine göre, cezada indirim veya beraat talep edilebilir.
Bu süreçte, bireylerin savunma hakkı Anayasa ile güvence altındadır. Bu nedenle profesyonel hukuki destek alınması, savunmanın etkili yapılabilmesi için önemlidir.
Suçun Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, dava zamanaşımı açısından diğer hakaret suçlarıyla aynı süreye tabidir. Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçta 8 yıllık dava zamanaşımı süresi uygulanır.
Bu süre içerisinde yargılama yapılabilir, dava açılabilir veya ceza hükmü infaz edilebilir. Zamanaşımı süresi dolduğunda ise artık yargılama yapılamaz ve cezai sorumluluk ortadan kalkar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Bu Suça Nasıl Bakıyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ifade özgürlüğünün demokratik toplumlarda en temel haklardan biri olduğunu vurgular. AİHM, Cumhurbaşkanına yönelik hakaret suçuna ilişkin davalarda Türkiye’ye karşı çok sayıda karar vermiştir.
Mahkemeye göre, Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında verilen cezaların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü ile bağdaştırılması gerekmektedir. AİHM, kamu gücünü elinde bulunduran yöneticilerin, sıradan vatandaşlara göre daha fazla eleştiriye katlanması gerektiğini ifade etmektedir.
AİHM kararlarına göre:
- Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, genel hakaret suçuna kıyasla daha ağır cezalandırılması orantısızdır.
- Ceza yargılaması yerine, özel hukuk yolları veya daha hafif yaptırımlar tercih edilmelidir.
- İfade özgürlüğü sınırları içinde kalan politik eleştirilerin cezalandırılması, demokratik toplum ilkelerine aykırıdır.
Genel Olarak Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
Bu başlıkta, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçu, özet olarak incelenmiştir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, TCK m. 299’da ayrıca düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile Cumhurbaşkanının toplumsal değeri konusunda toplumun sahip olduğu duygu ve düşünceleri sarsan fiil ve sıfatların isnat edilmesi cezalandırılmaktadır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Madde Metni
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299-
- Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
- Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Maddenin düzenleme biçiminden anlaşıldığı üzere, cumhurbaşkanına hakaret suçu ile cumhurbaşkanlığı makamının fonksiyonları, işlevi, yerine getirdiği görevi değil, hukuksal bir kavram olarak cumhurbaşkanının “şerefi” korunmak istenmektedir.
Doktrinde birçok yazar, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu, uygulamada eleştiri niteliğindeki söz ve davranışların da hakaret olarak cezalandırılmasına neden olduğundan ceza hukukunun genel ilkelerine aykırı bir düzenleme olduğunu belirtmektedir. Anayasa’ya göre kişiye özel düzenleme yapılamaz. Buradan yola çıkarak Türk Hukukunda bir kesim Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, kişiye özel düzenleme niteliğinde olduğundan Anayasa’nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesine aykırı olduğu görüşündedirler.
Demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade hürriyeti sadece kabul gören veya zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. Bunlar demokratik bir toplumun olmazsa olmaz tolerans ve hoşgörüsünün gerekleridir.
Ne var ki; iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzeni cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle ceza yaptırımlarına bağlanmaktadır.
Bu doğrultuda Cumhurbaşkanına hakaret eylemleri de 5237 sayılı TCK 299. maddesinde yaptırıma bağlanmıştır. Suçun koruduğu hukuki yarar yukarıda da izah edildiği üzere Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığıdır. Bu suçun oluşumu için “Onun sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun düşünce veya duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin şeref ve itibari ihlal edici olduğu, toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunun tayininde ölçü bireyin özel duyarlılığı değildir. Bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez”.
Bir eylemin hukuk düzeni tarafından cezalandırılması ancak onu hukuka uygun kılan diğer bir anlatımla hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir nedenin bulunmamasına bağlıdır. İfade hürriyeti, basın özgürlüğü gibi bir hakkın kullanmasına ilişkin hukuka uygunluk nedenleri mevcut ise, hukuk düzeni tarafından kişi cezalandırılmayacaktır. Ancak, eleştiri hak ve görevi kötüye kullanmamalı, yazıda küçültücü, incitici, abartılı sözlerden kaçınılmalıdır. Sayılan ögelerden birinin olması halinde haber verme ve eleştiri hakkından söz edilmeyecek, eylem hukuka aykırı olacaktır.
Siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmak zorunda oldukları demokratik toplumlarda geniş bir kabul görmüştür. Ancak eleştiri kırıcı, şok edici ya da rahatsız edici olsa bile hakarete varmamalıdır, zira hiçbir kimse hakarete katlanmak zorunda değildir.
İfade hürriyeti bakımından eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre, kişilerin ifade hürriyeti ile mağdurun birey olarak onur ve şerefi arasındaki denge de gözetilmek suretiyle hakim tarafından belirlenmelidir. Kaba sövme hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilmemelidir.
Türk toplumunun önemli bir kesiminin kendilerini siyasi liderlerle özdeşleştirdiği, bu kişilerin yapılan ve kamuya yansıyan hakaretlerin kendilerine yapılmış gibi tepkilere sebebiyet verip toplumdaki kutuplaşmayı artırdığı, adi olaylarda dahi birçok öldürme ve nitelikli yaralama ile sona eren eylemlerin başlangıcında hakaret ve sövme fiillerinin olduğu gözetildiğinde, bu fiillerin yaptırımsız bırakılmasının demokratik toplum düzenini bozacağı gözden uzak tutulmamalıdır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Özellikleri
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun özellikleri şu şekildedir;
A. Soruşturma Usulü
Hakaret suçu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işleniyor ise şikayet bir dava şartı olmaktan çıkarılmıştır. Bunun temel sebebi ise kamu yönetiminin itibarının korunmasının kamu görevlisinin şeref ve itibarından daha evveliyatlı olmasıdır. Cumhurbaşkanına hakarette de evleviyetle bu husus göz önünde bulundurularak şikayet bir dava şartı olmaktan çıkarılmıştır. Adli merciler suç haberine ulaşır ulaşmaz re’sen soruşturulacaktır.
B. Kovuşturma Usulü
Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, şikayete tabi olmayıp re’sen gerçekleştirilir. Fakat bu suçu düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 299’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası gereğince “Bu suçtan kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine tabidir.” Yani soruşturma işlemleri sürdürülüp tamamlandıktan sonra mahkemede davanın görülebilmesi için Adalet Bakanının izni gerekmektedir. Nitekim;
“Sanık hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan Adalet bakanından izin alınmadan açılan kamu davasını kabul eden Asliye Ceza Mahkemesinin durumu fark edince derhal durma kararı vererek kovuşturma izni verilip verilemeyeceğini Adalet Bakanlığı’ndan sorması gerekirken bundan zühul ile yargılamaya devam ederek karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Yargıtay16. Ceza DairesiE: 2017/3601 K: 2018/2785 K.T.: 14.09.2018)
C. Gözaltı Hükümleri
Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu oluşturan fiil ve davranışlar hukuka aykırı olmakla birlikte nitelik itibari ile haksızlık derecesi failin hürriyetinin kısıtlanması ile ölçülü bulunmadığından yalnızca bu suçun sübut ettiği gerekçesi ile kişinin gözaltına alınması hukuka aykırı olacaktır.
D. Tutuklama Tedbiri
Tutuklama hükümlerinin uygulanabilmesi için CMK’nın 100’üncü maddesi gereğince, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması gerekecektir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında sayılan ve bir tutuklama nedeninin var sayılabileceğini ifade eden suçlar arasında TCK 299 Cumhurbaşkanına Hakaret suçu bulunmamaktadır. Buna rağmen sulh ceza hakimi şüpheli veya sanığın davranışları; delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme; tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hallerinden biri hususunda kuvvetli şüphenin vaki olduğu durumda tutuklama koruma tedbirine hükmedebilecektir. Ancak bu teoride mümkün görünmekle birlikte ölçülülük prensibi gereğince yalnızca hakaret suçunun işlendiği gerekçesi ile tutuklama tedbirine hükmedilmemesi gerekir.
E. Uzlaşma Kurumu
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu gibi cumhurbaşkanına hakaret suçu da uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir. Zira bu suçların takibi şikayete tabi olmayıp suçun mağduru kamudur. Dolayısıyla bu suçta uzlaştırma kurumu işletilememektedir.
F. Korunan Hukuki Değer
Hakaret suçunda korunan hukuki değer şeref ve sosyal saygınlıktır. Nitekim TCK 125’in gerekçesinde de hakaret fillinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değerin; kişilerin şerefi, haysiyeti ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı makamının şeref ve haysiyetinin toplum nezdinde korunması amaçlanmıştır.
G. Hakaret Suçunun Unsurları
Hakaret suçunun unsurları, maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar;
G.1. Maddi Unsure
G.1.1. Fail
Bu suç bakımından fail herhangi bir özellik arz etmemektedir. Herhangi bir kişi kadın veya erkek bu suçun faili olabilir. Ancak irdelendiğinde kanun koyucunun hakaret suçu bakımından tüzel kişilerin (şirket, dernek, vakıf vs.) tedbir sorumluluğunu kabul etmek istemediği sonucuna ulaşılmalıdır.
G.1.2. Mağdur
Bu suç için mağdur özellik arz etmektedir. Zira maddenin genel hakaret suçundan ayrı düzenlenme gerekçesi budur. Suçun mağduru ancak; seçilmiş, yemin etmiş ve halen görev yapmakta olan bir cumhurbaşkanı olabilecektir.
TCK’nın 299. maddesinde düzenlenen suç, Cumhurbaşkanına karşı hakaret eyleminde bulunulmasıyla oluşacağından, eylemin Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan kişiye karşı işlenmiş olması gerekir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra bu görevle ilgili olarak hakaret edilse dahi, TCK’nın 299. maddesi uygulanamayıp, TCK’nın 125, 130. maddelerindeki hakaret suçlarını oluşturacaktır.
TCK’nın 125. maddenin birinci fıkrasında ise suçun temel şekli, üçüncü fıkrasında ise nitelikli halleri düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 131/1. maddesi uyarınca, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret dışında kalan hakaret suçlarının takibi şikayete bağlıdır.
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunda ise, hakaretin yalnızca görevin yerine getiriliş biçimiyle ilgili olması şart değildir. Hakaret, kamu görevlisinin görevine veya görevin yerine getiriliş biçimine yönelik olabilir. Herhangi bir kamu görevine karşı duyulan düşmanlık sebebiyle o görevi ifa eden veya etmiş olan görevliye hakarette de illiyet bağının varlığının kabulü gerekmektedir. Ayrıca TCK’nın 299. maddesinden farklı olarak, görevin yapılması sırasında veya yapılmasından sonra görev nedeniyle işlenen hakaret ile TCK’nın 125/3-a. maddesinde düzenlenen suç oluşabilir.
“Belirtilen nedenlerle, mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olmadığından, eylemin TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği, bu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, mağdurun beyanı alınarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği yönündeki iddianamenin iadesi kararı ve dolayısıyla bu karara karşı yapılan itirazı inceleyen merciin verdiği ret kararı hukuka aykırıdır.”
(Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2017/987)
Dolayısıyla emekli Cumhurbaşkanına hakaret halinde TCK 299 uygulanmaz.
G.1.3 Fiil
TCK 299’uncu madde suçun oluşması için somut bir fiil veya olgu isnat edilmesini veyahut sövmeyi aramaktadır. Dolayısıyla suçun unsurunun oluşması için cumhurbaşkanına yöneltilen isnadın belirli olması şart değildir. Bu noktada mühim olan husus şudur; isnat edilen fiil veya olgu veya sövme “bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte” olmalıdır.
TCK 125’inci madde gereğince genel hakaret suçu için “Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.”
Ancak Cumhurbaşkanına hakaret suçu, genellikle Cumhurbaşkanının gıyabında (yokluğunda) işlenmektedir. Ancak, suçun gıyapta işlenmesi halinde sadece bir kişinin hakareti duyması yeterlidir. Genel hakaret suçunda olduğu gibi 3 kişinin hakareti öğrenmesi şartı, bu suçta aranmamaktadır.
G.2. Manevi Unsur
Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. TCK da ayrıca belirtilen suçlardan olmaması sebebiyle taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu da demek oluyor ki failin fiili işlerken kastı maddede öngörülen hukuki değeri ihlal ederek suçun unsurlarını gerçekleştirmeye yönelik olmalıdır. Saikin siyasi olması şart değildir. Cumhurbaşkanlığı sıfat veya vazifesiyle alakalı saike de lüzum yoktur.
H. Suçun Özel Görünüş Hâlleri
H.1. Suça Teşebbüs
5237 sayılı TCK’nın 35’inci maddesinde düzenlenmiştir. Suça teşebbüs, kişinin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunu ifade eder.
Teşebbüs aşamasında kalmış bir eylem için verilecek ceza, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasıdır. Diğer hâllerde ise verilecek cezadan, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hakaret suçu tehlike suçu olduğu için kural olarak bu suça teşebbüs mümkün değildir. Ancak örneğin, fail hakaret içeren bir mektubu postaya verse ve fakat bu mektup mağdura ulaşamadan mağdurun karısı tarafından açılsa ve imha edilse suçun teşebbüs aşamasında kaldığı söylenmelidir. O halde Cumhurbaşkanına hakaret suçunun da huzura eşit sayılan yazılı araçlardan biriyle işlenmiş olması haline münhasır olmak üzere bu suça teşebbüs mümkündür.
H.2. Suça İştirak
Suça iştirak, 5237sayılı TCK’nın 37’nci maddesinde “Faillik”, 38’inci maddesinde “Azmettirme”, 39’uncu maddesinde “Yardım etme”ve 40’ıncı maddesinde “Bağlılık kuralı”başlığı altında düzenlenmiştir. İştirak bu suç bakımından bir özellik göstermez.
H.3. Suçların İçtimaı
Cumhurbaşkanına Hakaret suçu zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. Örneğin bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı şahıs hakkında farklı zamanlarda hakaret suçu işlenebilir. Bu durumda ise tek bir cezaya hükmedilecek ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılacaktır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda da içtima hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum söz konusu değildir.
H.4. Tekerrür
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular, 5237 sayılı TCK’nın 58’inci maddesinde düzenlenmiştir. Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
Şüphelinin adli sicil kaydında sabıkası varsa ve silinme koşulları henüz oluşmamışsa, 5237 sayılı TCK’nın 58’inci maddesi uyarınca, tekerrüre esas sabıkası bulunduğu takdirde, tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
I. Hukuka Aykırılık
Suç ve cezalarda kanunilik ilkesi geçerlidir. Dolayısıyla suç ve ceza öngören kanunlardaki düzenlemelerdeki suçun unsurlarını meydana getiren fail cezalandırılacaktır. Bununla birlikte bir hukuka uygunluk sebebi yahut kusurluluğu ortadan kaldıran sebep bulunduğu takdirde, fiil ya hukuka uygun hale gelip suç unsuru oluşturmayacaktır ya da kusur yeteneği ortadan kalktığı ölçüde ceza verilemeyecektir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda hukuka uygunluk nedenlerinden herhangi birinin bulunması pratik olarak pek mümkün değildir.
J. Görevli Mahkeme
Cumhurbaşkanına akaret suçunun cezası, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir dolayısıyla Cumhurbaşkanına Hakaret suçu bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.
K. Yetkili Mahkeme
Çeşitli ihtimalleri Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiş olmakla ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, bu suçun kovuşturma aşamasını yürütecek olan yetkili yargı mercii esasen hakaret suçunun işlendiği yer mahkemesidir.
Ancak “Görsel veya işitsel yayınlardan dolayı yetkili mahkeme; yayın merkezi veya mağdurun(Cumhurbaşkanının) eylemi duyup işittiği yer mahkemesidir.” (CMK. m. 12/5)
L. Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezası / Yaptırımı
Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli şekillerinden hangisinin işlendiğine göre farklılık arz eder.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Temel Halinin Cezası (TCK 299/1)
Suçun basit şeklinde, Cumhurbaşkanına karşı hakaret fiilinin cezası 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Nitelikli Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Cezası (TCK 299/2)
Nitelikli hali olan Cumhurbaşkanına Alenen Hakaret Suçunun işlenmesi halinde ceza 1/6 oranında ayrıca arttırılacaktır. Örneğin, bir tv programında veya bir caddede veyahut sosyal medya üzerinden hakaret etmek Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun aleni bir şekilde işlenmesine neden olur.
Aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmadığı gibi şartta değildir. Ölçü ise hakaret konusu söz veya davranışın belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması hali olarak tanımlanmaktadır. Hakaret suçunda aleniyetin gerçekleşmesi için herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi şarttır. Tabii bu herkese açıklığın tabiri her geçen gün değişmektedir. Zira evden atılan bir mesaj sonucu sosyal medyada vuku bulan hakarette alenidir.
M. Hakaret Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl gözlenmesi ve sanık hakkında verilen hükmün bu süre boyunca hiçbir sonuç doğurmaması anlamına gelir. Zira kurumun isminden anlaşılacağı üzere henüz açıklanmış bir hüküm yoktur ortada. Sanık bu sürede yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki dava düşer ve herhangi bir sonuç doğurmaz. HAGB için kişinin uğradığı manevi zarar dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
İnternet – Facebook – Twitter – Sosyal Medya Üzerinden Cumhurbaşkanına Hakaret
“…Sanığın facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde kendisine ait hesap üzerinden Cumhurbaşkanı hakkında “…onbir yıldır hep çaldım yine çalarım”, “rüşvetimi alır yaşarım”, “evde istiflemişim bir kaç milyar dolar onları sıfırlayacak .. gibi bir oğlum var”, “ulusum korkma pensilvanyadaki canavar, çalsa da bir bildiği vardır diyen seçmenim var” şeklindeki herkese açık olarak yazılar paylaştığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin TCK’nın 299/1-2 maddesindeki şekli ile Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmaktadır.”(Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/6212 E. – 2017/953 K.)
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Selam, iyi çalışmalar. Ben vazife malulü emekli Emniyet Müdürü (Özel Harekat Müdürü) Bülent MUTLUYAZAR.
WhatsApp durumumda paylaştığım;
“Gerçek lider: ‘Ey kahraman Türk kadını, siz yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksınız.’
Mustafa Kemal ATATÜRK.
Çakma lider: Çürük, sürtük…’
Recep tayyip ERDOĞAN.
Başta belirttiğim gibi WhatsApp durumumda bu şekilde paylaştığım bu söz Cumhurbaşkanına hakaret sayılır mı? Hakkımda dava açılır mı??
Bilgilendirirseniz sevinirim.