Ceza Hukuku

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu TCK Madde 236

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu TCK Madde 236 - tahanci.av.tr

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu TCK Madde 236, ihalenin sözleşme imzalandıktan sonraki uygulama/ifa aşamasında yapılan hileli davranışları cezalandıran özel bir suç tipidir. Bu suç; ihale kararının kesinleşmesi ve sözleşmenin kurulması sonrası, edimin hiç, eksik ya da sözleşme/şartnameye aykırı biçimde yerine getirilmesine rağmen kabul edilmiş gibi gösterilmesi veya başka nitelikte mal/hizmetin teslim-kabul edilmesi gibi fiillerle ortaya çıkar. Böylece kamu zararı, haksız menfaat ve piyasa güveninin zedelenmesi sonuçları doğar. TCK m. 236’nın koruduğu hukuki değer, kamu ihalelerinin dürüstlük ve şeffaflık içinde yürütülmesi ile kamu kaynaklarının etkin kullanımıdır. Uygulamada; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve ilgili yönetmeliklerdeki muayene–kabul düzenleri, suçun somut olayda değerlendirilmesinde belirleyici rol oynar.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu Nedir? (TCK 236)

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, ihalenin tamamlanıp sözleşmenin imzalanmasının ardından başlayan ifa sürecinde ortaya çıkar. Bu noktada ihaleyi kazanan yüklenici veya ilgili kamu görevlilerinin, edimi sözleşme ve şartnameye aykırı şekilde yerine getirmesi ya da hiç yerine getirmemesi, buna rağmen edimin kabul edilmiş gibi gösterilmesi suçun konusunu oluşturur.

Sayfa İçeriği

Kanun koyucu, bu düzenleme ile ihale sürecinde yapılan hileli fiillerle sınırlı kalmayıp, sözleşmenin uygulanma aşamasında da kamu yararını koruma altına almıştır. Zira sözleşme imzalandıktan sonra da kamu zararı doğurabilecek hileli davranışların önlenmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, ihale sürecinin hazırlık ve karar aşamasında işlenen fiiller “ihaleye fesat karıştırma suçu” kapsamında değerlendirilirken, sözleşmenin uygulanması sırasında yapılan usulsüzlükler “edimin ifasına fesat karıştırma suçu” olarak yargılama konusu yapılır.

TCK m.236’da düzenlenen bu suç, bağlı ve seçimlik hareketli bir suç tipidir. Yani kanunda belirtilen şekillerden herhangi biri ile fiil işlendiğinde suç oluşur. Failin kamu görevlisi olması bazı bentlerde şarttır; bazı hallerde ise yüklenici veya üçüncü kişiler de azmettirme veya yardım etme suretiyle sorumlu tutulabilir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu Mevzuatı

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, doğrudan Türk Ceza Kanunu’nun 236. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak suçun somut olaylarda uygulanabilmesi için yalnızca TCK’ya değil, aynı zamanda ihale hukukuna ilişkin özel kanunlara da bakılması gerekir. Çünkü kamu kurumlarının yapacağı alım, yapım ve hizmet sözleşmeleri belirli yasal çerçevelere tabidir.

Bu bağlamda dikkate alınması gereken başlıca mevzuatlar şunlardır:

  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m.236: Suçun tanımı, seçimlik hareketleri ve cezai yaptırımları bu maddede düzenlenmiştir.
  • 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu: Kamu kurumlarının yapacağı ihalelerde uygulanacak temel usul ve esasları belirler. İhale aşamalarının şeffaf, adil ve rekabetçi şekilde yürütülmesini hedefler.
  • 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu: Kamu ihalelerinden doğan sözleşmelerin nasıl kurulacağı, uygulanacağı, edimin nasıl yerine getirileceği ve muayene–kabul işlemlerinin nasıl yapılacağına dair düzenlemeler içerir.
  • 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu: Kamu kurumlarının mal ve hizmet alımı, satımı, kiralama, yapım ve taşıma işlerine ilişkin ihale süreçlerini düzenleyen genel kanundur.

Dolayısıyla, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun varlığı tespit edilirken yalnızca TCK hükümlerine değil, aynı zamanda bu özel kanunlardaki sözleşme, şartname ve kabul prosedürlerine de bakılmalıdır. Özellikle muayene ve kabul komisyonlarının yetkileri ile yüklenicinin ifa yükümlülükleri, bu suçun tespitinde belirleyici unsurlardır.

EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU (TCK MADDE 236) MADDİ UNSURLARI

A. Fail ve Mağdur

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu bakımından TCK’da herhangi bir özgü faillik durumu aranmamıştır. Buna göre herkes ilgili suçun faili olabilecektir. 

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu ile korunan hukuki değer, genel anlamda kamu kaynakları, ekonomi ve taahhüt altına alınan edimin ifa edileceğine duyulan güvendir. Bu sebeple suçun geniş anlamda mağduru toplumun ve kamunun bizzat kendisiyken, dar anlamdaki mağdur ise ihaleye çıkan kurum veya kuruluştur. 

B. Fiil, Netice ve Nedensellik Bağı

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu, TCK’da sırf hareket suçu olarak düzenlenmiştir. Sırf hareket suçları, meydana gelmesi için belirli bir neticenin gerçekleşmesinin zorunlu olmadığı, kanunda gösterilen icrai hareketlerden birisinin gerçekleştirilmesiyle vücut bulan suç tipleridir. Dolayısıyla TCK madde 236 bakımından herhangi bir netice aranmış değildir. Fail, kanun metninde gösterilen icrai hareketlerden birisini gerçekleştirmekle suçu işlemiş olacaktır. 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu, Türk Ceza Kanununda seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Seçimlik hareketli suçlar, meydana gelebilmesi için gerekli icrai hareketlerin kanunda sayıldığı suç tipleridir. 

TCK madde 236’da düzenlenen suçun işlenebilmesi, icrai hareketin hileli olarak yapılması şartına bağlanmıştır. Buna göre;

‘’ (2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır: a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi. 

b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi. 

c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi. 

d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi. 

e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.’’ hallerinden birisinin varlığı halinde ilgili suç meydana gelecektir.

Nedensellik bağı, icrai hareket ile gerçekleşen suç arasında kurulan ve faile isnat edilebilirliği ifade eden bağdır. Buna göre failin, icra ettiği eylem neticesinde meydana gelen suçtan sorumlu olabilmesi için uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Taahhüt altına girilen edimin, failin icrai hareketleri dışında bir sebepten ötürü imkansızlaşması halinde illiyet bağının kesilmesi gündeme gelecektir. Bu durumda failin icrai hareketleri başka bir suçun oluşumuna sebebiyet vermesi halinde ilgili suçtan sorumluluk söz konusu olacaktır.

EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU (TCK MADDE 236) MANEVİ UNSURLARI

Kast, Türk Ceza Kanunu’nun 21.maddesinde, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir. Bir diğer ifadeyle kast, öngörülebilir bir neticenin öngörülmesi ve istenmesi yahut en azından kabul edilmesi halinde söz konusu olacaktır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere kastın gündeme gelebilmesi için öngörülebilirlik, öngörme ve isteme yahut kabul etme unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. 

A. Öngörülebilirlik ve Öngörme 

Herhangi bir suçun değerlendirilmesinde ilk kıstas, herkesçe öngörülebilir olup olmadığıdır. Buna göre TCK kapsamında bir suçtan bahsedebilmek için öncelikle dış dünyaya yansıyacak hareketin veya neticenin aynı durumda bulunan, ortalama zekaya sahip, makul kişiler için öngörülebilir olması gerekmektedir. Bu kişiler için öngörülebilir olmayan durumların varlığı halinde ise illiyet bağının kesilmesi söz konusu olabilecektir. Örneğin; bir yaralı ambulansla hastaneye götürülürken ambulansa yıldırım düşmesi sonucu hayatını kaybetmesi halinde meydana gelen ölüm neticesinden ambulans görevlilerinin sorumlu tutulmasına imkân yoktur. Nitekim burada herkesçe öngörülebilir bir durum olmadığı gibi illiyet bağı da kesilmiştir. 

Kanun koyucu, kast unsuruyla işlenen suçlarda failin iç dünyasındaki kötülüğü, bu kötülüğün yoğunluğunu, suç işleme konusundaki kararlılığını, neticeyi bilmesini ve istemesini cezalandırmaktadır. Fail, kast unsuruyla suç işlerken neticeyi öngörmektedir. Dolayısıyla suçun bilerek işlenmesi halinde artık kast unsuru devreye girecektir.

B. Neticeyi İsteme

Türk Ceza Kanunu’nun 21.maddesi, kast unsurunun varlığı için suça ilişkin neticenin istenmesini yahut en azından kabul edilmesini aramıştır. Buna göre fail, suçu öngörmesinin yanında gerçekleşmesini istemekte en azından gerçekleşeceğini kabul etmektedir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunun Cezası (TCK 236)

Türk Ceza Kanunu m.236 uyarınca, kamu kurum veya kuruluşları ile kamu yararına çalışan kuruluşlara karşı üstlenilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

1. Hapis Cezası

Suçun temel yaptırımı hapis cezasıdır. Kanun, alt ve üst sınırı belirlemiş olup hâkim, suçun niteliğine, failin rolüne ve hileli hareketin kapsamına göre takdir hakkını kullanır.

2. Adli Para Cezasına Çevirme

Bu suçtan verilen hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Yani sanık, yalnızca para ödeyerek cezadan kurtulamaz.

3. Erteleme

Mahkeme tarafından verilen hapis cezası, ertelenemez. Fail, koşullar uygun olsa bile erteleme hükümlerinden yararlanamaz.

4. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

TCK 236 kapsamında verilen cezalar için HAGB kararı verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle sanıklar yönünden hüküm açıklanır ve kesin sonuç doğurur.

5. Ağırlaştırıcı Durumlar

Suçun işlenmesi sırasında kamu görevlilerinin haksız menfaat sağlaması veya rüşvet suçu ile birleşmesi halinde, sanıklar ayrıca rüşvet suçundan da cezalandırılabilir. Böylece cezai sorumluluk daha da ağırlaşır.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

A. Teşebbüs

Teşebbüs kurumu, TCK’nın 35.maddesinde, failin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasından sorumlu tutulması olarak ifade edilmiştir. Bu maddeye göre fail, teşebbüs aşamasında kalan bir suçtan meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on üç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak olup, diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilecektir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu, her ne kadar sırf hareket suçu olarak düzenlenmiş olsa da icrai hareketlerin bölünebilir olduğu hallerde teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Özellikle failin, edimini, taahhüt ettiği nitelik, nicelik, ifa süresi vb. şartlara aykırı olarak teslim etmeye çalıştığı ancak bunu elinde olmayan sebeplerle gerçekleştiremediği hallerde teşebbüs söz konusu olacaktır. 

B. İştirak

İştirak, bir suçun birden fazla fail tarafından birlikte işlenme iradesini ifade etmektedir. İştirakten bahsedebilmek için suça birden fazla kişinin katılımı olması ve bu kişilerde suç işlemeye ilişkin ortak bir irade olması gerekmektedir. Bu sebeple iştirak, yalnızca kasten işlenebilen suçlarda gündeme gelebilecektir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu birden fazla fail ile işlenmeye uygun bir suçtur. Edimin ifasına fesat karıştıran kişiler, edim taahhüdünde bulunanlar olabileceği gibi edimi kabul edenler de olabilir. Örneğin; bir ihale sonucunda edim taahhüdü altına giren kişinin, ilgili edimi taahhüt edilen şartlara aykırı olarak ifa etmesi veya hiç etmemesi ve ihale alıcısı kurumdaki yetkilinin usulsüz edim ifasını kabul etmesi halinde yetkili de fail olarak sorumlu tutulacaktır. 

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2023/13589 E. , 2023/4443 K. kararında ‘’2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK’nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nin 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında’’ şeklinde hüküm kurmuştur.

C. İçtimaı

TCK’nın madde 236/3 hükmünde, edimin ifasına fesat karıştırma suçu bakımından gerçek içtima halleri düzenlenmiştir. Gerçek içtima, bir suçun icrai hareketlerinin başka bir suçun oluşmasına da sebebiyet vermesi halinde iki suçtan da ayrı ayrı cezalandırılmayı ifade etmektedir. 

TCK madde 236/3 hükmünde edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişilerin, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılacağı öngörülmüştür. İlgili hükümde görevli kişilerin menfaat temin etmesi halinde rüşvet, irtikap vb. suçlardan doğacak sorumluluk gerçek içtima kapsamına alınmıştır. 

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2018/12719 E., 2020/11536 K. Sayılı kararında ‘’ Kamu görevlisi olan sanıkların, hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul etme şeklindeki eylemlerinin sübutu halinde edimin ifasına fesat karıştırma, edimin yerine getirilmesi aşamasında gerekli kontrolleri yapmama, istihkakları hatalı olarak düzenleme şeklindeki eylemlerinin ise görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,’’ şeklinde hüküm tesis etmiştir.

Muhakeme

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu şikâyete tabi olmayıp, soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılabilmektedir. Söz konusu suç için öngörülen ceza 10 yıl ve daha aşağısı olması ve 5235 sayılı kanunda belirtilen suçlardan da olmaması sebebiyle görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Ancak yukarıda da ifade edilen gerçek içtima halinde rüşvet, irtikap, resmî belgede sahtecilik ve 5235 sayılı kanunun 12.maddesinde sayılan diğer suçların da varlığı halinde görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir. 

Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, şikâyete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle Cumhuriyet savcılıkları, herhangi bir şikâyet olmaksızın resen soruşturma başlatabilir. Suçun mağduru kamu olduğundan, şikâyetten vazgeçme davanın düşmesine yol açmaz.

1. Şikâyet Süresi

Şikâyete tabi olmaması nedeniyle belirli bir şikâyet süresi bulunmaz. Suç işlendiği öğrenildiği anda savcılık doğrudan harekete geçer.

2. Zamanaşımı

Bu suç bakımından dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içinde dava açılmadığı veya açılan dava bu süre içinde sonuçlandırılmadığı takdirde ceza davası düşer.

3. Uzlaşma

Uzlaşma hükümleri bu suç açısından uygulanmaz. Fail ile mağdur arasında anlaşma sağlansa bile ceza davası devam eder.

4. Görevli Mahkeme

Edimin ifasına fesat karıştırma suçuna ilişkin davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Suçun niteliği ve cezanın alt-üst sınırları dikkate alındığında, ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girmez.

Özetle; bu suç şikâyete bağlı değildir, uzun bir zamanaşımı süresine tabidir, uzlaşma kapsamında değildir ve yargılama asliye ceza mahkemelerinde yapılır.

TCK madde 236 Önödemeye tabi midir?

Önödeme TCK’nın 75.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde düzenlemesine göre yalnız adli para cezasını gerektiren yahut üst sınırı 6 ayı geçmeyen suçlar önödemeye tabidir. Bahsedilen şartları taşımaması sebebiyle TCK madde 236 önödeme kapsamında değildir.

TCK madde 236 Uzlaştırmaya tabi midir?

CMK madde 253 hükmü uzlaştırma kurumunu düzenlemiştir. İlgili düzenlemeye göre soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı suçlar ile CMK madde 253’te katalog olarak sayılan suçlar uzlaştırmaya tabidir. Buna göre Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu uzlaştırma kapsamında değildir.

İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA SUÇU (TCK MADDE 235) İLE EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU (TCK MADDE 236) FARKI

İhaleye Fesat Karıştırma suçu ile Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu TCK’nın sırasıyla 235 ve 236.maddelerinde ve aynı bölümü altında düzenlemiştir. Bu iki suçta da korunan hukuki değer aynı olmasına rağmen suçun işlendiği zaman dilimi açısından farklılık bulunmaktadır. 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçu ise mevcut herhangi bir ihale sürecine ilişkin olmayıp, bu ihale sürecinden sonraki zaman diliminde taahhüt altına girilen edim hakkındadır. Dolayısıyla bu suçun söz konusu olabilmesi için tamamlanmış bir ihale bulunmalı, fail bu ihale sonucu taahhüt altına girip, edimin ifasına kanun metninde gösterilen şekilde hileyle fesat karıştırmalıdır. 

İhaleye Fesat Karıştırma suçunun işlenebilmesi için halihazırda geçerli bir ihale sürecinin bulunması gerekmektedir. İhale sürecinin sona ermesi, icrai hareketlerin gerçekleştirilmeden önce ihalenin iptal edilmesi gibi durumlarda İhaleye Fesat Karıştırma suçunun işlenebilmesi mümkün değildir. Söz konusu durumun varlığı halinde işlenemez suç gündeme gelecektir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu Yargıtay Kararları

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu uygulamada sıkça tartışılan ve Yargıtay’ın içtihatlarıyla şekillenen bir suç tipidir. Yargıtay kararlarında özellikle; suçun faili, seçimlik hareketleri, özel faillik niteliği ve kanıt değerlendirmesi ön plana çıkar.

  • Failin Belirlenmesi: Yargıtay, TCK m.236/2’nin (a) ve (b) bentlerinde yüklenicilerin de fail olabileceğini, ancak (c), (d) ve (e) bentlerinde yalnızca kamu görevlilerinin fail olabileceğini vurgulamaktadır. Yüklenici konumundaki kişiler bu bentlerde azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabilir (Yargıtay 5. CD, 2014/10272 K.).
  • Teknik Şartnameye Aykırılık: İhale konusu araç kiralama işinde, şartnamede belirtilen araçlar yerine farklı araçların kullanılmasına ilişkin dosyada, Yargıtay edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluştuğuna hükmetmiştir. Ancak bu fiilin failinin yalnızca kabul ve denetimden sorumlu kamu görevlileri olabileceğini, yüklenicilerin doğrudan fail sayılamayacağını belirtmiştir (Yargıtay 5. CD, 2014/10031 K.).
  • Resmî Belgede Sahtecilik Ayrımı: Yargıtay, bazı dosyalarda sanığın eylemini edimin ifasına fesat karıştırma değil, resmî belgede sahtecilik kapsamında değerlendirmiştir. Çünkü suçun oluşması için hileli kabul ya da hileli teslim şarttır. Eğer kamu görevlilerinin kandırılması sonucu sahte belgeler düzenlenmişse, bu durumda TCK m.204 kapsamında cezalandırma yapılmaktadır (Yargıtay 5. CD, 2014/6101 K.).
  • Görevi Kötüye Kullanma İlişkisi: Yargıtay, kamu görevlilerinin edimin ifası aşamasında kontrolleri yapmaması ve hakediş raporlarını yanlış düzenlemesi halinde, eylemleri hem edimin ifasına fesat karıştırma suçu hem de görevi kötüye kullanma kapsamında değerlendirebilmektedir (Yargıtay 5. CD, 2018/12719 E., 2020/11536 K.).
  • Suça Şeriklik: Yargıtay bazı dosyalarda, kabul işlemini yapan kamu görevlileri hakkında dava açılmaması durumunda, yüklenicilerin tek başına fail olamayacağını, ancak iştirak hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabileceklerini vurgulamıştır (Yargıtay 5. CD, 2023/5491 K.).

Yargıtay’ın bu kararları, özellikle suçun faili kim olabilir, hangi hallerde suç oluşur ve hangi durumlarda başka suçlarla birleşir sorularına açıklık getirmektedir.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunun Şartları

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, yalnızca kanunda öngörülen belirli şartların varlığı halinde oluşur. TCK m.236’da yer alan düzenleme ve Yargıtay içtihatları ışığında bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:

1. Sözleşmenin İmzalanmış Olması

Suçun işlenebilmesi için öncelikle ihale kararının kesinleşmiş ve buna bağlı olarak sözleşmenin imzalanmış olması gerekir. Zira ihale hazırlık veya ihale yapım aşamasındaki fiiller, ihaleye fesat karıştırma suçu kapsamında değerlendirilir.

2. Edim Aşamasına Geçilmiş Olması

Suçun konusunu, sözleşmenin ifa aşamasındaki edim oluşturur. Yani yüklenici veya ilgili kamu görevlileri edimin yerine getirilmesine dair faaliyete başlamış olmalıdır.

3. Hileli Davranış

Failin fiili hileli olmalıdır. Örneğin;

  • Sözleşmede belirtilen maldan farklı malın teslimi,
  • Eksik miktarda malın kabul edilmesi,
  • Süresinde ifa edilmediği halde zamanında yapılmış gibi kabul edilmesi,
  • Yapım işinde şartnameye aykırı malzeme kullanılması,
  • Hizmetin eksik ya da niteliksiz ifasına rağmen kabul edilmesi.

Bu davranışların ortak noktası, kamu zararına yol açacak hile içermeleridir.

4. Failin Niteliği

Kanun, bazı bentlerde yalnızca kamu görevlilerini, bazı bentlerde ise yüklenici ve kamu görevlilerini fail olarak düzenlemiştir. Diğer kişiler ise ancak azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabilir.

5. Manevi Unsur

Suç yalnızca kasten işlenebilir. Failin, kamu kurumunu zarara uğratacak şekilde bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Taksir, dikkatsizlik veya bilgisizlik sonucu gerçekleşen fiiller bu suçu oluşturmaz.

6. Menfaat Sağlanmasının Gerekli Olmaması

TCK m.236/3 hükmü gereği, suçun oluşabilmesi için failin menfaat elde etmesi şart değildir. Ancak menfaat sağlanmışsa, fail ayrıca rüşvet veya başka ilgili suçlardan da cezalandırılabilir.

İşin Teknik Şartnameye Uygun Olup Olmadığının Denetlenmesi

Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun tespitinde, ihale konusu işin veya hizmetin teknik şartnameye ve sözleşmeye uygunluğu büyük önem taşır. Çünkü suçun oluşup oluşmadığını belirlemenin en somut yolu, ifa edilen edimin sözleşmede öngörülen nitelik ve miktarlarla karşılaştırılmasıdır.

1. Teknik Şartnamenin Önemi

İhale sürecinde hazırlanan teknik şartname, edimin nasıl yerine getirileceğini ayrıntılı biçimde düzenler. Kullanılacak malzemenin kalitesi, miktarı, hizmetin kapsamı veya yapım işlerinde uygulanacak standartlar burada yer alır. Dolayısıyla şartnameye aykırı ifa, fesat karıştırma suçunun oluşmasına zemin hazırlar.

2. Denetim ve Kabul İşlemleri

Edimin kabulü, idare tarafından oluşturulan muayene ve kabul komisyonları tarafından yapılır. Bu komisyonlar;

  • Teslim edilen mal veya hizmetin şartnameye uygunluğunu kontrol eder,
  • Eksiklik veya uygunsuzluk varsa raporlar,
  • Kabul veya ret işlemini gerçekleştirir.

Eğer komisyon üyeleri bilerek ve isteyerek şartnameye aykırı mal veya hizmeti kabul ederlerse, TCK m.236 kapsamında fail sayılırlar.

3. Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay kararlarında, teknik şartnameye aykırı araç, malzeme veya hizmetlerin kabul edilmesi durumunda suçun oluştuğu; ancak failin yalnızca kabul ve denetimden sorumlu kamu görevlileri olabileceği vurgulanmaktadır. Yüklenici konumundaki sanıkların ise bu suçta doğrudan fail değil, azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumluluk taşıdığı belirtilmiştir.

4. Uygulamada Karşılaşılan Örnekler

  • Araç kiralama ihalesinde şartnameye uygun olmayan araçların teslim edilmesi,
  • Yapım işlerinde standart dışı malzemelerin kullanılması,
  • Hizmet alımlarında sözleşmede belirtilen niteliklere sahip olmayan hizmetlerin verilmesi,

gibi durumlar, şartnameye aykırılığın somut örneklerini oluşturmaktadır.

Edimin İfasına Fesat Karıştırma ve Görevi Kötüye Kullanma

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu ile görevi kötüye kullanma suçu kimi zaman aynı olayda bir arada gündeme gelebilir. Özellikle kamu görevlilerinin edim sürecindeki sorumluluklarını ihmal etmeleri veya hileli biçimde kullanmaları, her iki suçun da tartışılmasına yol açmaktadır.

1. Ortak ve Farklı Yönler

  • Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, ihale sonrası sözleşmenin uygulanması aşamasında hileli fiillerle edimin hiç veya eksik ifa edilmesine rağmen ifa edilmiş gibi gösterilmesini cezalandırır.
  • Görevi kötüye kullanma suçu ise kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket ederek kamu zararına veya kişilere haksız menfaat sağlamasına yöneliktir.

2. Birlikte Uygulama İhtimali

Kamu görevlisi, edim aşamasında;

  • Kontrol görevini yapmaz,
  • Eksik veya niteliksiz edimi bilerek kabul eder,
  • Hakediş raporlarını gerçeğe aykırı düzenlerse,

bu durumda hem edimin ifasına fesat karıştırma suçu hem de görevi kötüye kullanma suçu yönünden sorumluluk doğabilir.

3. Yargıtay Uygulaması

Yargıtay, birçok kararında; kamu görevlisinin hileli davranışlarla şartnameye aykırı mal veya hizmeti kabul etmesi halinde edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşacağını, ancak kontrolleri yapmama, hakedişleri yanlış düzenleme gibi fiillerin ayrıca görevi kötüye kullanma kapsamında da değerlendirilebileceğini belirtmektedir (Yargıtay 5. CD, 2018/12719 E., 2020/11536 K.).

4. Uygulamadaki Sonuç

Mahkemeler, eylemin kapsamına göre kamu görevlilerini hem fesat karıştırma hem de görevi kötüye kullanma suçlarından mahkûm edebilmektedir. Böylece kamu görevlilerinin sorumluluğu genişletilmekte ve kamu kaynaklarının korunması amaçlanmaktadır.

Resmi Evrakta Sahtecilik ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu ile resmî evrakta sahtecilik suçu çoğu zaman aynı olayda iç içe geçebilmektedir. Çünkü edimin ifası sürecinde yapılan hileli işlemler çoğu kez sahte belgelerle desteklenmektedir.

1. Suçların Ayrımı

  • Edimin ifasına fesat karıştırma: Sözleşme veya şartnamede öngörülen edimin hiç, eksik ya da niteliksiz yerine getirilmesine rağmen yapılmış gibi kabul edilmesidir.
  • Resmî evrakta sahtecilik: Kamu görevlileri veya yükleniciler tarafından gerçeğe aykırı belgeler düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kullanılmasıdır.

2. Birlikte Görülme Halleri

Uygulamada;

  • Eksik mal teslim edildiği halde teslim tutanağının eksiksiz gösterilmesi,
  • Niteliksiz hizmetin şartnameye uygun yapılmış gibi raporlanması,
  • Kullanılan araç, malzeme veya hizmete ilişkin sahte belgelerin hazırlanması,

durumunda hem edimin ifasına fesat karıştırma hem de resmî evrakta sahtecilik suçları gündeme gelebilir.

3. Yargıtay’ın Görüşü

Yargıtay, suç ayrımına özellikle dikkat çekmektedir:

  • Eğer kamu görevlileri hileli kabul işlemi yapmışsa edimin ifasına fesat karıştırma suçu oluşur.
  • Ancak yüklenicinin sahte belge düzenleyip kamu görevlilerini yanılttığı durumlarda, bu fiil çoğu kez resmî evrakta sahtecilik kapsamında değerlendirilir.

Nitekim Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2014/6101 sayılı kararında, sanığın kilometre saatleriyle oynanmış araçları sözleşmeye aykırı şekilde teslim etmesi olayında, suçun doğrudan resmî belgede sahtecilik olarak kabul edilmesi gerektiği, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir.

4. Sonuç

Her iki suçun kesiştiği nokta, hileli davranış ve kamu zararına yol açmadır. Ancak uygulamada mahkemeler, failin konumuna (kamu görevlisi mi yüklenici mi) ve eylemin niteliğine göre suç vasfını ayırmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir