Evlilik Sözleşmesi
Evlilik sözleşmesi, eşlerin malvarlığına ilişkin hak ve yükümlülüklerini evlilik süresince ve evliliğin sona ermesi halinde nasıl uygulanacağını önceden belirleyen, resmî şekle tabi bir anlaşmadır. Uygulamada mal rejimi sözleşmesi olarak da anılan evlilik sözleşmesi, eşlerin birbirlerine yönelik kişisel davranışlarını düzenlemez; yalnızca malların yönetimi, tasarrufu ve tasfiyesi gibi ekonomik sonuçları düzenler. Taraflar, evlenmeden önce (nişanlılık aşamasında) veya evlilik devam ederken bu sözleşmeyi yapabilir; sözleşme yapılmadığında ise kanunen edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Eşler ihtiyaçlarına uygun olarak mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimlerinden birini tercih edebilir; sınırlı ölçüde içerik düzenlemesi yapabilir. Evlilik sözleşmesi, olası bir boşanmada mal paylaşımına ilişkin belirsizlikleri azaltır, ispat kolaylığı sağlar ve tarafların ekonomik planlamasını güvence altına alır.
Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Nedir?
Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilik birliği içinde veya öncesinde, Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü sınırlar çerçevesinde malvarlığına ilişkin düzenlemeler yapmalarına imkân tanıyan hukuki bir işlemdir. Bu sözleşme ile taraflar, evliliğin sona ermesi durumunda malların nasıl paylaştırılacağını, hangi malların kişisel mal sayılacağını ve hangi malların ortak mal kapsamına gireceğini belirleyebilirler.
Kanunda mal rejimi sözleşmesi olarak düzenlenen evlilik sözleşmesi, halk arasında daha çok “evlilik sözleşmesi” ifadesiyle anılmaktadır. Bu sözleşme, boşanma halinde mal paylaşımı sorunlarının önüne geçmek, tarafların ekonomik beklentilerini güvence altına almak ve ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları en aza indirmek amacıyla yapılır.
Ancak dikkat edilmelidir ki; evlilik sözleşmesi, eşlerin birbirlerine karşı olan kişisel yükümlülüklerini veya duygusal bağlarını düzenlemez. Yalnızca malvarlığına ilişkin hususları kapsar. Bu nedenle evlilik sözleşmesi, tarafların özel hayatına müdahale etmeyen, yalnızca ekonomik hak ve borçları düzenleyen bir hukuki araçtır.
Mal rejimi sözleşmesinin geçerliliği için resmî şekil şartı aranır. Yani sözleşmenin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması gerekir. Bunun dışında nikâh başvurusu sırasında da tarafların yazılı olarak mal rejimi tercihini evlendirme memuruna bildirmesi mümkündür.
Türkiye’de Evlilik Sözleşmeleri
Türkiye’de evlilik sözleşmeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Kanunun 202 ila 282. maddeleri arasında yer alan hükümler, eşlerin hangi mal rejimlerini tercih edebileceğini ve bu rejimlerin kapsamını ortaya koymaktadır.
Kanun koyucu, eşlerin farklı ekonomik ve ailevi ihtiyaçlarına uygun çözümler sunabilmek için dört çeşit mal rejimi öngörmüştür. Bunlar:
- Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Kanunda kabul edilen yasal mal rejimidir. Eşler evlilik sözleşmesi yapmazsa, kanunen bu rejime tabi olurlar. Bu rejimde evlilik süresince edinilen mallar, kimin üzerine kayıtlı olursa olsun ortak mal kabul edilir.
- Mal Ayrılığı Rejimi: Her eş, kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkını korur. Boşanma halinde de her eş yalnızca kendi malının sahibi olmaya devam eder.
- Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Mal ayrılığının özel bir türüdür. Evlilik sona erdiğinde eşler kendi mallarına sahip olmaya devam eder, ancak belirli bir tasfiye süreci uygulanır. Bu süreçte her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alabilir.
- Mal Ortaklığı Rejimi: Eşler hem ortak mallar hem de kişisel mallar üzerinde birlikte hak sahibi olurlar. Bu rejimde geniş kapsamlı bir ortaklık söz konusudur.
Eşler, mal rejimi sözleşmesi yaparak bu dört rejimden istediklerini seçebilirler. Eğer herhangi bir seçim yapılmazsa, edinilmiş mallara katılma rejimi kendiliğinden uygulanır. Bunun yanında, taraflar kanunda belirlenen sınırlar dahilinde sözleşmeye ek düzenlemeler de getirebilirler.
Evlilik Sözleşmesi Pratik Bilgi
Evlilik sözleşmesi, evlenecek olan çiftler tarafından evlilikten önce ya da evlilik birliği devam ederken yapılabilen, tarafların gelecekte karşılaşabileceği mal paylaşımı uyuşmazlıklarını önlemeye yarayan bir düzenlemedir. Sözleşme, yalnızca mal rejimine ilişkin hükümler içerebilir ve eşlerin kişisel ilişkilerini kapsamaz.
Bu sözleşmenin yapılması zorunlu değildir. Yapılmadığı takdirde eşler, kanunen belirlenmiş olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar. Ancak evlilik sözleşmesi ile eşler; mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejiminden birini seçme imkanına sahiptir.
Sözleşme hem evlilik öncesinde (nişanlılık döneminde) hem de evlilik sırasında yapılabilir. Evlenme başvurusu esnasında evlendirme memuruna yazılı olarak bildirim yapılabileceği gibi, noter huzurunda da düzenlenebilir.
Aşağıda, evlilik sözleşmesine dair temel bilgilerin özeti tablo halinde sunulmuştur:
| Konu | Açıklama |
|---|---|
| Çeşitleri | Edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı |
| Zorunlu mu? | Hayır, yapılması zorunlu değildir |
| Yapılmazsa ne olur? | Edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır |
| Nasıl yapılır? | Evlenme sırasında evlendirme memuruna yazılı bildirimle veya sonradan noterde |
| Ne zaman yapılır? | Nişanlılık döneminde ya da evlilik devam ederken |
| Nafaka kararlaştırılabilir mi? | Hayır, nafaka hükümleri evlilik sözleşmesinde yer alamaz |
| Şarta bağlı yapılabilir mi? | Hayır, şarta bağlı sözleşme geçerli değildir |
| Kimler yapabilir? | Ayırt etme gücüne sahip olan herkes |
| Ölüm halinde geçerli mi? | Evet, ölüm halinde de sözleşme geçerlidir |
| Mirası etkiler mi? | Dolaylı olarak etkiler, çünkü mal paylaşımına yön verir |
| Masrafları | Noter ücreti, kırtasiye giderleri ve varsa avukatlık ücreti |
| Sonradan değiştirilebilir mi? | Evet, tarafların yeniden aynı usulle sözleşme yapmaları gerekir |
| Tek taraflı değişiklik mümkün mü? | Haklı nedenlerin varlığı halinde hakim kararıyla mümkün olabilir |
Görüldüğü üzere evlilik sözleşmesi, taraflara büyük ölçüde hukuki güvence sağlar ve ileride yaşanabilecek uyuşmazlıkların önlenmesine katkıda bulunur.
Evlilik Sözleşmesini Kimler Yapabilir?
Evlilik sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 204. maddesi uyarınca, ayırt etme gücüne sahip herkes tarafından yapılabilir. Yani, sözleşme yapacak kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
- Reşit ve kısıtlı olmayan kişiler: Ayırt etme gücüne sahip yetişkinler, herhangi bir ek izne gerek duymadan kendi iradeleriyle evlilik sözleşmesi yapabilirler.
- Küçükler veya kısıtlılar: Eğer evlenecek kişi küçük veya kısıtlı ise, bu kişinin yasal temsilcisinin izni ve gerektiğinde imzası ile evlilik sözleşmesi yapılabilir.
- Ayırt etme gücü olmayan eşler: Eşlerden biri ayırt etme gücünü kaybetmişse, o kişi adına mal rejimi sözleşmesi yapılamaz. Ancak bu durumda, yasal temsilci mahkemeden mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesini talep edebilir (TMK m.206/2).
Önemli olan noktalardan biri de, evlilik sözleşmesinin kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmasıdır. Bu nedenle, iradi temsilciler (örneğin vekil tayin edilen kişiler) taraf adına evlilik sözleşmesi yapamazlar.
Ayrıca, evlenme sırasında mal rejimi tercihi yapılmamış olsa dahi bu, evlenmeye engel değildir. Taraflar dilerlerse daha sonra noterde evlilik sözleşmesi yapabilirler. Eğer hiçbir sözleşme yapılmazsa, eşler otomatik olarak edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar.
Dolayısıyla, evlilik sözleşmesini yapabilecek kişiler; ayırt etme gücüne sahip olan eşlerdir. Küçük veya kısıtlıların ise, ancak yasal temsilcilerinin izniyle bu sözleşmeye taraf olması mümkündür.
Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yapılabilir?
Evlilik sözleşmesi, tarafların iradesine bağlı olarak evlenmeden önce veya evlilik devam ederken yapılabilir. Bu noktada kanun, taraflara geniş bir zaman dilimi tanımış ve belirli bir süre sınırlaması öngörmemiştir.
- Nişanlılık döneminde: Çiftler henüz evlenmeden de mal rejimi sözleşmesi yapabilir. Bu durumda sözleşme, evlilik gerçekleştiğinde hüküm ve sonuç doğurur. Eğer evlilik yapılmazsa, nişanlılık döneminde yapılan sözleşme de geçersiz hale gelir.
- Evlilik başvurusu sırasında: Taraflar, evlenme başvurusu yaparken hangi mal rejimini tercih ettiklerini yazılı olarak evlendirme memuruna bildirebilirler. Evlendirme memurunun görevi sadece bu tercihi kayda geçmekle sınırlıdır; memurun sözleşmeyi onaylama yetkisi bulunmaz.
- Evlilik devam ederken: Eşler evlilik birliği içinde istedikleri zaman noterde evlilik sözleşmesi yapabilirler. Bu durumda sözleşme, imzalandığı tarihten itibaren geçerlilik kazanır.
Kanun gereği, mal rejimi sözleşmeleri ileriye dönük olarak etki gösterir. Yani evlilik sözleşmesi imzalandıktan sonra edinilecek mallar sözleşmeye göre tasarruf edilir. Daha önce edinilmiş mallar için ise eski rejim hükümleri geçerliliğini korur.
Özetle, evlilik sözleşmesi ne nişanlılık döneminde, ne evlilik başvurusu sırasında, ne de evlilik devam ederken yapılması bakımından bir sınırlamaya tabidir. Ancak geçerliliği için her durumda noterde düzenleme veya onaylama şartı aranır.
Evlilik Sözleşmesinde Şekil Şartı
Evlilik sözleşmesi (mal rejimi sözleşmesi), tarafların ekonomik haklarını ve malvarlığına ilişkin düzenlemeleri içermesi sebebiyle resmî şekle tabidir. Bu durum, hem tarafların iradelerinin korunması hem de ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi açısından büyük önem taşır.
- Noterde yapılma zorunluluğu: Türk Medeni Kanunu’nun 205. maddesi uyarınca, mal rejimi sözleşmeleri noterde düzenleme veya onaylama biçiminde yapılmalıdır. Başka bir makamın bu sözleşmeyi onaylama ya da tescil etme yetkisi yoktur.
- Evlendirme memuruna bildirim: Kanunda ayrıca, tarafların evlenme esnasında hangi mal rejimini seçeceklerini yazılı olarak evlendirme memuruna bildirebilecekleri düzenlenmiştir. Ancak evlendirme memurunun görevi yalnızca bildirimi resmî kayda geçirmekle sınırlıdır; sözleşmeyi düzenleme veya değiştirme yetkisi bulunmaz.
- Yurt dışındaki işlemler: Türk Konsoloslukları noter yetkisine sahip olduğundan, yurtdışında bulunan vatandaşlar da evlilik sözleşmesini konsolosluklarda yapabilirler.
- Geçerlilik şartı: Noterde yapılmayan veya şekil şartına uyulmayan evlilik sözleşmeleri hukuken geçerli kabul edilmez. Bu nedenle tarafların mutlaka usule uygun hareket etmesi gerekir.
Evlilik Sözleşmesi Yapılması Zorunlu Mudur?
Kanun koyucu, evlilik sözleşmesi yapılmasını zorunlu tutmamıştır. Taraflar, kendi iradeleri doğrultusunda böyle bir sözleşme yapabilir ya da yapmamayı tercih edebilirler. Bu noktada irade serbestisi ilkesi geçerlidir.
- Sözleşme yapılmadığında: Eşler herhangi bir sözleşme yapmazsa, kendiliğinden yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Bu rejimde evlilik süresince edinilen mallar, kimin üzerine kayıtlı olduğuna bakılmaksızın ortak kabul edilir.
- Sözleşme yapıldığında: Eşler, kanunda öngörülen rejimlerden biri olan mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimini seçebilirler. Böylece boşanma halinde malların nasıl paylaşılacağı konusunda belirsizlik ortadan kalkar.
- Hakim müdahalesi: Türk Medeni Kanunu’nun 197, 195 ve 180. maddeleri uyarınca, bazı hallerde haklı nedenlerin varlığı halinde hakim, evlilik birliğinin korunması için mal ayrılığına geçilmesine karar verebilir. Bu durumda, sözleşme yapılmamış olsa dahi kanun gereği mevcut rejim değiştirilebilir.
Evlilik Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?
Evlilik sözleşmesi, tarafların karşılıklı iradeleriyle kurulan bir hukuki işlem olduğundan, bazı durumlarda iptali veya geçersiz sayılması gündeme gelebilir.
- Tarafların anlaşmasıyla iptal: Eşler, ortak iradeleriyle evlilik sözleşmesini sonlandırabilirler. Bu durumda iptal edilen sözleşmenin yerine yeni bir mal rejimi sözleşmesi yapılabilir veya kanunen geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.
- Sözleşmeye aykırılık: Taraflardan birinin sözleşmeye uygun davranmaması halinde iptal talep edilebilir. Örneğin, mal ayrılığı rejimi kabul edilmişken eşlerden biri diğerinin malı üzerinde hak iddia ederse bu, sözleşmeye aykırılık teşkil eder.
- Şekil eksikliği veya irade fesadı: Noterde yapılmayan, usule aykırı düzenlenen ya da taraflardan birinin aldatma, hile, baskı gibi sebeplerle iradesinin sakatlanması halinde yapılan sözleşme iptal edilebilir.
- Evliliğin sona ermesi: Boşanma veya ölüm gibi hallerde mal rejimi kendiliğinden sona erer. Bu nedenle evlilik sözleşmesi de hükümsüz hale gelir.
Evlilik sözleşmesinin iptali için taraflar arasında anlaşma yoksa, mahkeme kararı gereklidir. Bu davalar, eşlerin son yerleşim yerindeki aile mahkemesinde açılır. İptal davası dilekçesinde, sözleşmeye aykırı davranışların veya geçersizlik sebeplerinin açıkça belirtilmesi gerekir.
Evlilik Sözleşmesinin Sonradan Değiştirilmesi Mümkün Müdür?
Evlilik sözleşmesi, niteliği gereği taraflar arasında yapılan bir sözleşme olduğundan, sadece iptal edilmekle kalmaz, aynı zamanda değiştirilebilir de. Eşler veya nişanlılar, kanunda belirtilen mal rejimlerinden birini seçtikten sonra, bu rejimin kapsamını belirli sınırlar dahilinde değiştirme hakkına sahiptirler.
- Malvarlığına ilişkin düzenlemeler: Eşler, Türk Medeni Kanunu’nun 221. maddesi çerçevesinde, hangi malların kişisel mal sayılacağını ya da edinilmiş mallara dahil edilip edilmeyeceğini belirleyebilirler. Örneğin, bir meslek veya işletmeden elde edilen kazançların kişisel mal kabul edilmesi kararlaştırılabilir.
- Mal ortaklığında düzenleme: Eğer taraflar mal ortaklığı rejimini seçmişlerse, bu rejimin kapsamını genişletebilir veya daraltabilirler. Ancak eşlerden birinin kişisel malları aleyhine olacak şekilde sınırsız değişiklik yapılamaz.
- Boşanmanın yan sonuçları: Eşler, boşanma halinde doğacak bazı sonuçları da mal rejimi sözleşmesine dahil edebilirler. Ancak bu tür düzenlemelerin geçerliliği, hakimin onayına bağlıdır (TMK m.184/5).
Bu noktada önemli olan, yapılan değişikliklerin kanunda çizilen sınırlar içinde kalmasıdır. Eşler, tamamen yeni bir mal rejimi yaratamazlar; yalnızca mevcut rejimler üzerinde belirli ölçüde düzenleme yapabilirler.
Eşlerden Birinin Talebi Üzerine Mal Rejimi Değişikliği
Kural olarak evlilik sözleşmesi, tarafların ortak iradeleriyle yapılır. Ancak bazı özel durumlarda, yalnızca eşlerden birinin talebi üzerine de mal rejiminin değiştirilmesi mümkündür. Bu husus, Türk Medeni Kanunu m.206’da açıkça düzenlenmiştir.
Aşağıdaki hallerde, eşlerden biri hakime başvurarak mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesini talep edebilir:
- Diğer eşin malvarlığının borca batık olması veya ortaklıktaki payının haczedilmiş bulunması,
- Diğer eşin, kendi malvarlığı ya da ortak mallar üzerinde yaptığı işlemlerle ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmesi,
- Diğer eşin, ortak mallar üzerinde tasarruf için gerekli olan rızayı haklı bir sebep olmaksızın vermemesi,
- Diğer eşin, malvarlığı, gelir, borç veya ortak mallara ilişkin bilgi vermekten kaçınması,
- Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun hale gelmesi. Bu durumda yasal temsilci de mal ayrılığına geçilmesini talep edebilir,
- Sözleşme yapılırken eşlerden birinin iradesinin hile, tehdit veya hata ile sakatlanmış olması.
Hakim, bu şartların varlığını tespit ederse mevcut rejimin değiştirilmesine karar verebilir. Böylece tarafların iradesi dışında, hukuki güvenliği sağlamak amacıyla olağanüstü mal rejimi olan mal ayrılığı rejimine geçilmiş olur.
Evlilik Sözleşmesi Hükümleri
Evlilik sözleşmesi hükümleri, tarafların seçtikleri mal rejiminin türüne göre farklılık gösterir. Genel olarak, sözleşme evliliğin kurulmasıyla veya eşlerin evlendikten sonra sözleşme yapmasıyla birlikte hüküm doğurur ve evliliğin sona ermesine kadar geçerliliğini korur. Ancak bazı istisnai hallerde, bu süre daha erken de sonlanabilir.
- Başlangıç ve sona erme: Evlilik sözleşmesi, evlenme ile ya da evlilik süresince yapılan sözleşmeyle yürürlüğe girer. Kural olarak, eşlerden birinin ölümü veya boşanma ile mal rejimi sona erdiğinde, sözleşme de geçerliliğini yitirir.
- Olağanüstü mal rejimi: Kanun, belirli hallerde (örneğin eşlerden birinin borca batması veya sürekli ayırt etme gücünü kaybetmesi durumunda) mevcut rejimin hakim kararıyla mal ayrılığına dönüşmesine izin verir. Bu hallerde sözleşmenin hükümleri kendiliğinden sona erer.
- Yeni sözleşme yapılması: Eşler anlaşarak yeni bir evlilik sözleşmesi yaparsa, önceki sözleşme ortadan kalkar. Yeni sözleşme, ancak yapıldığı tarihten sonraki mallar için geçerli olur. Önceki sözleşme ile düzenlenmiş mallar ise kendi hükümlerine tabi olmaya devam eder.
- Vazgeçilmez hükümler: Mal rejimine ilişkin bazı düzenlemeler emredici nitelikte olduğundan, eşler bu hükümlerden önceden vazgeçemezler. Örneğin olağanüstü mal rejimine ilişkin haklardan feragat edilemez.
- Nişanlılık döneminde yapılan sözleşmeler: Bu sözleşmeler, evlilik gerçekleştiğinde hüküm ifade eder. Evlilik gerçekleşmezse geçersiz hale gelir.
Mal Rejimi Değişikliğinin Üçüncü Kişilere Etkisi
Evlilik sözleşmesi yalnızca eşler arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda üçüncü kişilerle olan hukuki ilişkileri de etkileyebilir. Bu nedenle, mal rejiminde yapılan değişikliklerin üçüncü kişilerin haklarını zedelememesi büyük önem taşır.
- Üçüncü kişilerin korunması: Türk Medeni Kanunu’nun 213. maddesi, mal rejimi değişikliklerinden üçüncü kişilerin zarar görmeyeceğini hükme bağlamıştır. Yani eşler arasında yapılan sözleşme veya değişiklik, mevcut alacaklıların haklarını ortadan kaldırmaz.
- Borçlardan sorumluluk: Kendisine mal geçen eş, bu mallar nedeniyle borçlardan kişisel olarak sorumludur. Ancak söz konusu malların borcu karşılamaya yetmediğini ispat ederse, bu ölçüde sorumluluktan kurtulabilir.
- Alacaklıların hakları: Mal rejimi değişse bile, alacaklılar alacaklarını tahsil etmek için borçlu eşin malvarlığına başvurabilir. Dolayısıyla evlilik sözleşmesi, üçüncü kişilere karşı borçlardan kaçış aracı olarak kullanılamaz.
- Şeffaflık ve ispat kolaylığı: Mal rejimi sözleşmeleri noterde yapıldığı için resmî nitelik taşır. Bu durum, üçüncü kişiler açısından ispat kolaylığı sağlar ve sözleşmenin geçerliliği konusunda güvence oluşturur.
Mal Ayrılığı Sözleşmesi Örneği
Aşağıda örnek bir mal ayrılığı sözleşmesi metni yer almaktadır. Bu örnek, tarafların kendi durumlarına göre düzenlenebilir ve mutlaka noter huzurunda yapılmalıdır. Ayrıca hukuki güvenlik açısından bir avukattan profesyonel destek alınması tavsiye edilir.
…………………….. ile ………………….. arasında, …/…/….. tarihinde yapılacak evlilik akdi sebebiyle, taraflar Türk Medeni Kanunu’nun verdiği açık yetkiye dayanarak ve evlenme tarihinden geçerli olmak üzere aralarında mal ayrılığı rejimini kabul ettiklerini aşağıdaki hükümler çerçevesinde beyan etmişlerdir:
- Her birimiz, yasal sınırlar içerisinde kendisine ait olan kişisel mallarını yönetme, yararlanma ve tasarruf etme hakkına sahip olacaktır. Diğer eş, karşı tarafın kişisel malları üzerinde herhangi bir hak iddia edemeyecektir.
- Kişisel kullanım eşyaları, manevi ve maddi tazminat alacakları, bağışlar ve miras yoluyla edinilen mallar kişisel mal sayılacak, diğer eş bu mallar üzerinde hak sahibi olmayacaktır.
- Bir malın kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık çıkarsa, iddia eden taraf bu durumu ispatla yükümlü olacaktır. İspat edilemeyen mallar paylı mülkiyet kapsamında değerlendirilecektir.
- Her eş, yalnızca kendi borçlarından sorumlu olacak; diğer eşi borç altına sokacak tasarruflarda bulunamayacaktır.
- Her eşin meslek veya sanat icrasından elde ettiği gelirler yalnızca o eşe ait olacak ve diğeri bu gelirler üzerinde hak iddia edemeyecektir.
- Evlilik birliğinin giderleri, tarafların ortak katkısıyla karşılanacaktır.
- Sosyal güvenlik kurumlarınca veya özel sigorta şirketlerince yapılan ödemeler, tazminatlar ve benzeri kazançlar da kişisel mal kabul edilecektir.
- Mal rejiminin sona ermesi halinde, her eş kendi mallarını geri alacak; üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer eşin payını ödeme günündeki karşılığıyla vererek paylı mülkiyetteki malın kendisine devrini talep edebilecektir.
- Taraflardan birinin ölümü halinde, mal ayrılığı rejimine göre mallar yasal mirasçılara intikal edecektir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.