Ceza Hukuku

Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek veya Gizlemek Suçu TCK 205

Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek veya Gizlemek Suçu TCK 205 - tahanci.av.tr

Resmî belgeler, kamu düzeninin ve kamu güveninin temel dayanaklarıdır. Bu nedenle TCK 205, gerçek bir resmî belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi eylemlerini ayrı bir suç tipi olarak düzenler ve iki yıldan beş yıla kadar hapis yaptırımı öngörür; fiil kamu görevlisi tarafından işlenirse ceza yarı oranında artırılır. Bu makalede; suçun konusu (gerçek ve hukuken geçerli resmî belge), seçimlik hareketleri (bozma–yok etme–gizleme), manevi unsur, nitelikli hâl, teşebbüs–içtima, ceza aralığı ve uygulama örnekleri sistematik ve anlaşılır bir dille ele alınacaktır.

TCK 205 Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 205. maddesi, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunu düzenleyen özel bir hükümdür. Maddenin birinci fıkrası şu şekildedir:

“Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Bu düzenleme ile kamu güveni korunmak istenmiştir. Zira devletin veya kamu kurumlarının düzenlediği belgelerin güvenilirliği, toplumun tüm alanlarında hukukî işlemlerin temelidir. Bir resmî belgenin bozulması veya gizlenmesi, sadece o belgeye değil, devletin otoritesine ve adalet sistemine olan güvene de zarar verir.

TCK 205’te düzenlenen suç, resmî belgede sahtecilik (TCK 204) suçundan ayrıdır. Çünkü burada belgenin aldatma kabiliyeti aranmaz; suç, gerçek bir belgenin maddî veya manevî varlığına zarar verilmesiyle oluşur. Bu yönüyle TCK 205, belgelerin korunmasını doğrudan kamu düzeniyle ilişkilendirir.

Resmî Belgeyi Bozmak Suçu Nedir?

Resmî belgeyi bozma suçu, bir belgenin fiziksel varlığına zarar vermeden, içeriğindeki bilgilerin okunamaz, kullanılamaz veya anlaşılamaz hâle getirilmesi durumunda oluşur. Yani belge, maddi olarak ortadan kalkmaz; ancak delil değeri ve hukukî geçerliliği ortadan kaldırılır.

Bu suçun oluşması için belgenin gerçek ve resmî nitelikte olması gerekir. Örneğin, kamu kurumları tarafından düzenlenen nüfus cüzdanı, ehliyet, tapu senedi, mahkeme kararı, tutanak veya ruhsat gibi belgeler bu kapsamda değerlendirilir.

Resmî belgeyi bozma eylemine örnekler:

  • Belge üzerindeki yazıların silinmesi, karalanması veya boyanması,
  • Belgeye yanlış bilgiler eklenmesi,
  • Üzerindeki mühür veya fotoğrafın tahrif edilmesi,
  • Belge üzerindeki bilgilerin okunamaz hâle getirilmesi.

Bu eylemler sonucunda belge, içeriği itibarıyla delil olarak kullanılamaz hâle gelir. Ancak, belgenin tamamen ortadan kaldırılması durumunda artık “yok etme suçu” söz konusu olur.

Dolayısıyla, resmî belgeyi bozmak suçu, belgenin varlığını koruyarak içeriğini geçersiz kılmak şeklinde tanımlanır ve TCK 205/1 kapsamında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Resmî Belgeyi Yok Etme Suçu Nedir?

Resmî belgeyi yok etme suçu, bir belgenin maddi varlığının tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu durumda belge artık fiziksel olarak mevcut değildir ve ondan yararlanmak, onu delil olarak kullanmak veya hukuki bir işlemde ileri sürmek imkânsız hale gelir.

Bu suçun oluşabilmesi için yok edilen belgenin gerçek ve resmî bir belge olması gerekir. Yani belge, devletin veya kamu kurumunun düzenlediği ve hukuki sonuç doğuran nitelikte olmalıdır.

Resmî belgeyi yok etme fiiline örnekler:

  • Mahkeme kararının, tutanağın veya nüfus cüzdanının yakılması,
  • Resmî bir belgenin yırtılması, parçalanması veya çöpe atılması,
  • Delil olarak kullanılabilecek bir belgenin imha edilmesi.

Yargıtay kararlarında, bir belgenin tamamen yok edilmesi halinde suçun tamamlandığı, ancak belgenin yeniden düzenlenmesinin mümkün olduğu durumlarda fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmiştir.

Örneğin, evlilik cüzdanı yırtmanın cezası, belgeyi yok etme fiiline girdiğinden dolayı TCK 205 cezası kapsamında iki yıldan beş yıla kadar hapisle sonuçlanabilir.

Bu nedenle, resmî belgeyi yok etme suçu, belgenin sadece içeriğine değil, fiziksel bütünlüğüne zarar verilmesiyle oluşur ve kamu güvenine doğrudan zarar veren ciddi bir fiil olarak değerlendirilir.

Resmî Belgeyi Gizlemek Suçu Nedir?

Resmî belgeyi gizlemek suçu, belgenin varlığına veya fiziksel bütünlüğüne zarar verilmeden, ilgili kişiler tarafından kullanılmasının veya ulaşılmasının engellenmesi durumunda oluşur. Bu durumda belge hala mevcut olsa da, hak sahiplerinin ondan yararlanması veya kamu görevlilerinin incelemesi engellenmiştir.

Bu suçta fail, genellikle belgenin kullanılmasını önlemek amacıyla belgeyi saklar, erişilmez hale getirir veya gizler. Ancak suçun oluşması için gizlenen belgenin gerçek bir resmî belge olması gerekir.

Gizleme fiiline örnekler:

  • Bir kamu görevlisinin, görevine ilişkin belgeyi kasıtlı olarak dosyadan çıkarması veya saklaması,
  • Bir kişinin, mahkemeye sunulması istenen belgeyi gizlemesi veya teslim etmemesi,
  • Kamu kurumu tarafından düzenlenen bir belgeyi başkasından saklama veya erişimi engelleme davranışları.

Yargıtay uygulamasına göre, resmî belgeyi gizleme eylemi belgenin varlığını korur, ancak belgeden yararlanma imkânını ortadan kaldırır. Bu nedenle gizleme, bozma veya yok etme fiillerinden farklı olarak değerlendirilir.

Resmî Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Unsurları

Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, hem maddi hem de manevi unsurlardan oluşur. Bu unsurların bir arada bulunması hâlinde suç tamamlanmış sayılır.

1. Maddi Unsur

Maddi unsur, suçun konusu, faili ve hareket biçiminden oluşur.

  • Suçun Konusu: Hukuken geçerli, yani gerçek bir resmî belge olmalıdır. Sahte veya geçerliliğini yitirmiş belgeler bu suçun konusunu oluşturmaz. Örneğin, iptal edilmiş bir nüfus cüzdanı veya hükümsüz kimlik kartı üzerinde işlem yapılması TCK 205 kapsamına girmez.
  • Fail: Herkes bu suçu işleyebilir. Ancak kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak bu fiili işlemesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
  • Hareket: Suç, üç farklı “seçimlik hareket”ten biriyle işlenebilir:
    1. Bozmak: Belgeyi okunamaz veya kullanılamaz hale getirmek,
    2. Yok etmek: Belgeyi fiziksel olarak ortadan kaldırmak,
    3. Gizlemek: Belgeye erişimi engellemek.

Bu üç hareketten birinin gerçekleşmesi suçun oluşması için yeterlidir.

2. Manevi Unsur

Suçun manevi unsuru kasıttır. Fail, belgeyi bilerek ve isteyerek bozmalı, yok etmeli veya gizlemelidir. Olası kast yeterli değildir; bilinçli bir irade aranır.

Failin amacı, belgenin kullanılmasını önlemek veya delil olarak değerini ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu amaç gerçekleştiğinde suç tamamlanır.

3. Hukuka Aykırılık ve Kusurluluk

Eylem, hukuka uygun bir neden olmaksızın gerçekleştirilmiş olmalıdır. Örneğin, yetkili bir merciin kararıyla imha edilen belgeler için suç oluşmaz. Failin cezai sorumluluğu bulunmalıdır.

Bu unsurların tamamının varlığı halinde TCK 205 cezası uygulanır ve fail iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Resmî Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Cezası

TCK 205 kapsamında düzenlenen bu suçun temel cezası, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Kanun koyucu, bu suçun kamu güvenine yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu kabul ederek cezayı oldukça ağır belirlemiştir.

1. Temel Ceza Aralığı

Madde hükmü açık biçimde şunu düzenler:

“Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu cezaya, suçun niteliğine göre alt sınırdan uzaklaşarak hükmedilebilir. Örneğin, belgeyi tamamen yok eden bir fail ile yalnızca kısmen gizleyen fail aynı oranda cezalandırılmaz; mahkeme eylemin ağırlığına göre takdirde bulunur.

2. Nitelikli Hâl – Kamu Görevlisi Tarafından İşlenmesi

Suçun kamu görevlisi tarafından, görevinin sağladığı yetkiyi kötüye kullanarak işlenmesi hâlinde ceza yarı oranında artırılır. Bu durum TCK 205/2 hükmünde açıkça belirtilmiştir.
Örneğin, bir memurun görevine ilişkin bir tutanağı yok etmesi veya mahkemeye sunulacak bir belgeyi saklaması, nitelikli hâl oluşturur.

3. Teşebbüs ve İştirak

Belgenin tamamen yok edilmeden yakılmaya veya yırtılmaya başlanması gibi hallerde suç teşebbüs aşamasında kalmış olur. Bu durumda fail, TCK 35 uyarınca indirimli cezadan yararlanabilir.
Ayrıca birden fazla kişinin fiile katılması hâlinde müşterek faillik veya yardım etme hükümleri uygulanır.

4. Cezanın Artırımı veya İndirimi

Mahkeme, failin kast derecesi, suçun işlenme biçimi ve zararın büyüklüğünü dikkate alarak cezayı alt veya üst sınırdan belirleyebilir.
Failin pişmanlık göstermesi veya belgeyi sonradan iade etmesi, cezada lehine bir değerlendirme yapılmasını sağlayabilir.

Resmî Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Görevli Mahkeme

1. Şikâyet Koşulu

TCK 205 kapsamında düzenlenen resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, şikâyete tabi değildir.
Yani mağdurun veya ilgili kurumun şikâyette bulunmasına gerek olmaksızın, savcılık resen soruşturma başlatabilir.
Bu durum, suçun kamu düzenini ilgilendirmesi ve kamu güvenine zarar vermesi nedeniyle getirilmiştir.

2. Dava Zamanaşımı

Bu suçun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis olduğundan, TCK 66/1-d maddesi uyarınca 8 yıllık dava zamanaşımı süresi uygulanır.
Yani fiilin işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde soruşturma başlatılmaz veya dava açılmazsa, ceza davası düşer.
Ancak zamanaşımı süresini kesen veya durduran hâller (örneğin yeni delil bulunması, failin kaçması vb.) dikkate alınır.

3. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Bu suç asliye ceza mahkemesi görev alanına girer.
Eylem bir kamu görevlisi tarafından işlenmişse, yine asliye ceza mahkemesi yetkilidir; ancak suçun niteliği gereği bazen ağır ceza mahkemesi değerlendirmesi yapılabilir (örneğin zincirleme şekilde veya örgüt faaliyeti kapsamında işlenmişse).

4. Suçun Soruşturulması ve Delillendirilmesi

Savcılık, suçun işlendiğine dair somut delillere ulaşmak zorundadır.
Delil olarak; belge üzerinde yapılan tahrifatlar, tanık beyanları, bilirkişi raporları, kurum kayıtları ve dijital log kayıtları değerlendirilebilir.
Özellikle elektronik belgelerin gizlenmesi veya silinmesi durumlarında bilişim uzmanı bilirkişiler devreye girer.

SUÇLA KORUNAN HUKUKİ DEĞER

​Resmi belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi suçunun işlenmesiyle o belgenin fonksiyonlarını yerine getirebilme imkanı ortadan kalkmış olur. Böylece kamunun varlığına güvendiği ve çeşitli hukuki sonuçlar bağlanan belgenin kaybı ile kamusal güven sarsılmış olur. 

İlgili Makale: Resmi Bir Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyanda Bulunma Suçu TCK 206

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

​Hakkın kullanılması vey kanun hükmünün icrası şeklinde gerçekleştirilen fiiler suç teşkil etmeyecektir. Bu duruma örnek vermek gerekirse karşılığını ödediği senedi alacaklıdan teslim alan borçlu artık o senedi yok edebilir. Zira artık mülkiyeti kendisinde olan bu senet üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilme hakkı  vardır. Ayrıca bu suç bakımından kanun hükmünün yerine getirilmesi de suçu hukuka uygun hale getiren bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. 

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

Bu başlık altında; teşebbüs, iştirak, içtima konularına değinilecektir. 

a. Teşebbüs: Teşebbüs TCK’nın 35. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili hükme göre, Madde 35- (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. 

(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

​Suçun tamamlanabilmesi için failin belgeyi yok etmiş, bozmuş veya gizlemiş olması gerekmektedir. Fail henüz belgeyi yok edemeden veya bozamadan engel bir sebebin ortaya çıkmış olması halinde suçun teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü gerekir. Yargıtay, yırtılmış olan belgenin sonradan yapıştırılarak bir araya getirilmesi halinde suçun teşebbüs aşamasında kaldığını kabul etmektedir. Suç resmi belgenin gizlenmesi şeklinde gerçekleşmişse eğer ve gizlenen belge aramalar sonucu bulunursa suç teşebbüs aşamasında kalmış sayılmaz artık suç tamamlanmıştır.

b. İştirak: Bir suç, birden fazla kişi tarafından işlendiği takdirde suça iştirak hükümleri uygulama alanı bulur. TCK’daki düzenlemeye göre; suça iştirak, yardım etme veya azmettirme şeklinde olabilir. Yardım eden, suçun icrasına maddi manevi destek olan kişi, azmettiren ise; aklında suç işleme düşüncesi olmayan kişiye suç işleme kararı verdirerek suç işlemesini sağlayan kişidir. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımından ise, iştirak yönünden genel hükümler uygulanır. Suça azmettirme ve yardım etme mümkündür. 

c. İçtima: Ceza kanunumuzda kural olarak ne kadar suç varsa o kadar ceza verilir. Ancak içtima hükümleri gereğince birden fazla suç işlenen bazı durumlarda birden çok suç bir suçta toplanmış olabilir. Fail bu durumda suçların içtimaı esasına göre cezalandırılır.  Bu suçların hepsinin ayrı ayrı cezalandırılması öngörülüyorsa burada gerçek içtima vardır. Bir fiille birden çok suçun meydana gelmesine sebebiyet veren kişi, bu suçlardan en çok cezayı gerektirenle cezalandırılır. Bu duruma fikri içtima denir. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımından iseincelenmesi gereken TCK m. 281’de düzenlenen “Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme” suçuyla arasındaki içtima ilişkisi üzerinde durulmalıdır. Somut olay nezdinde değerlendirme yapılırken, failin tek bir fiili ile her iki suçun unsurlarını da gerçekleştirmiş ise fikri içtima ilişkisinin bulunduğu söylenmelidir. 

SUÇTA MUHAKEME USULÜ 

​Suçun soruşturması ve kovuşturması re’sen yapılır. Bu bağlamda suç şikayete tabi değildir. Bir takip şartı bulunmadığı halde, suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde soruşturma izninin alınması gerekecektir. 

SUÇUN ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ

​Adli para cezası, işlenen suça karşılık olarak hapis cezasıyla birlikte veya ek başına verilebilem bir yaptırım türüdür. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımdan verilen hapis cezası miktarı adli para cezasına çevrilemeyecektir. 

SUÇTA CEZANIN ERTELENMESİ

​Cezanın ertelenmesi genel olarak, mahkeme tarafından verilen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme süresi boyunca başkaca bir suç işlenmemesi halinde ceza infaz edilmiş sayılacaktır. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımından cezanın ertelenmesi hükümlerinin uygulanması mümkündür. 

SUÇTA UZLAŞMA HÜKÜMLERİ

​Uzlaşma; CMK’nın 253. Maddesinde düzenlenmektedir. Uzlaştırmaya tabi suçlar ilgili kanun maddesinde belirtilmiştir. Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu uzlaşma hükümlerine tabi değildir. ​

Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Yargıtay Kararları

YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas:2017/4095 Karar:2017/9350“5327 sayılı TCK’nın 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir.

Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır. 

Somut olayda sanığın, eniştesi olan mağdur … ve ablası …’ye ait evlilik cüzdanını haberleri olmaksızın, daha önceki tartışmalarından dolayı kızgınlıkla alıp soruşturma aşamasında teslim etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin, belgenin niteliği de dikkate alındığında hak sahiplerinin belgeden yararlanma olanağını ortadan kaldırmadığı ve sanığında bu amaçla hareket etmediği anlaşılmakla, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA”

YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas: 2017/4894 Karar: 2017/8843 “5327 sayılı TCK’nın 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilerek ondan faydalanma olanağının engellenmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek hak sahibinin ondan yararlanmasının engellenmesi gerekmektedir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir.

Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Somut olayda; a)Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/172 Esas sayılı dosyasına ait duruşma davetiyesinin sanığa tebliğ amaçlı verilen tebliğ alındısı olduğu, söz konusu tebligatın 21.01.2009 tarihinde resmi posta ile kurum evrak kayıt servisine intikal ederek sanığa havale edilip imza karşılığı 22.01.2009 tarihinde sanık tarafından zimmetle evrakın teslim alındığı, tebliğ alındısının bir örneğinin dava dosyasına iade edilmesi nedeniyle belgenin hukuki sonuç doğurduğunun anlaşılması karşısında; sanığın elinde bulunan tebligatın muhatapta kalan kısmının suç oluşturmayacağı gözetilerek bu fiilden dolayı beraat kararı verilmesi gerekirken zincirleme suç kapsamında değerlendirilmesi, 

b) Sanığın, kendisine tevdi edilen resmi niteliği haiz evrakın havale bölümünü ve sözleşmeli avukatlara teslim edilen dava dosyalarına ilişkin tutanak ve çizelgeleri yırttığı iddia ve kabul edilmiş ise de; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, suça konu belgelerin asıllarının katılan kurumda veya elektronik ortamda mevcut olup olmadığı tespit edilip, belge asıllarının mevcudiyeti halinde eylemin suç oluşturmayacağı, mevcut olmaması halinde ise elde bulunan parçaların bir araya getirilmesi halinde teşebbüs aşamasında kalıp kalmayacağının belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA”

​ YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas: 2023/83 Karar: 2023/5186 “Müdürü olarak görev yapan sanığın, … ve … isimli öğrencinin velisi olan …’a ait dilekçeleri, okulun gelen evrak kayıt defterinde tahrifat yapmak suretiyle geçmiş tarihli olarak kaydettiği ve bu şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; suça konu gelen evrak kayıt defteri aslı üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde, 147. sayfanın 271. sırasında bulunan …’e ait gerçek kaydın altına, yalnızca “…” isminin yazıldığı, önceki kaydın silinmediği ve başkaca herhangi bir tahrifat da yapılmadığından, sahteciliğe konu bir belge oluşturulmadığı, 126. sayfanın 131. sırasında bulunan kaydın ise …’e ait olmasına karşın, üzerinin daksillenerek …’nın isminin yazıldığı, ancak yapılan bu tahrifatın ilk bakışta kolaylıkla fark edildiği, mevcut haliyle aldatma niteliğinin bulunmadığı ve gerçek kaydın kime ait olduğu da tespit edildiğinden; sanığın eyleminin TCK’nin 205. maddesinde düzenlenen “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçuna vücut vereceği ve bu suçun da teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, sanık hakkında zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA”

YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas:2017/12640 Karar:2019/7511 “5237 sayılı TCK’nin 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ya da belgenin tamamen yok edilmesi gerekeceği, somut olayda sanığın nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orjinal fotoğraf üzerine farklı fotoğraf yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde; 5237 sayılı TCK’nin 205. maddesinde düzenlenen suçun değil, unsurlarının oluşması halinde aynı Yasanın 204/1. maddesindeki suçun oluşacağı, dosya arasında bulunan suça konu belge aslının heyetimizce incelenmesinde nüfus cüzdanındaki fotoğraf değişikliğinin ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekecek nitelikte olması nedeni ile, aldatma kabiliyetinin olmadığının anlaşılması karşısında unsurları itibariyle oluşmayan “resmi belgede sahtecilik” suçundan beraati yerine, “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçundan mahkumiyetine hükmolunması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA

YARGITAY 11. Ceza Dairesi Esas:2015/5851 Karar:2016/7709 “Sanığın aralarındaki ticari ilişkiye istinaden katılana verdiği senedi yırtmak suretiyle yok ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, senetlerin bedelini ödediğini ve bu sebeple de senetleri yırtıp attığını beyan etmesine karşın, senet bedellerinin ödediğine dair herhangi bir yazılı delil sunamadığı gibi tanık da gösteremediği, katılan …‘ın başlangıçtan beri tutarlılık arzeden anlatımlarında, olay günü sanığın borcunu ödeyeceğini söyleyerek senedi istemesi üzerine, oğlu … ile birlikte senedi gönderdiğini, sanığın inceleme bahanesiyle eline aldığı senedi yırttığını bildirdiği, katılanın anlatımlarının oğlu … ve olay esnasında olay yerinde bulunan tanık … tarafından doğrulandığı anlaşılmakla, senedin Türk Ticaret Kanunu‘nda yazılı unsurlarının tam olması durumunda eylemin ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek‘, unsurlarının tam olmaması durumunda ise, belgenin özel belge niteliğinde kabul edilmesi gerektiğinin bir sonucu olarak, eylemin ‘özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek“ suçunu oluşturacağı cihetle, senedin üzerinde keşideci ad ve soyadı ile imzası dışında herhangi bir kayıt bulunmadığı hususunun katılan ve tanık beyanları ile tespit edildiği nazara alınarak, sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK’nun 208. maddesi kapsamında “özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA

Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek veya Gizlemek Suçu TCK 205” Makalemize 1 Yorum Yapıldı:

  1. Orhan lşık dedi ki:

    Taha bey merhaba benim hakkımda açılan bir davayla ilgili sorularım olacak .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir