Hukuki Makaleler

Türk Vatandaşlık Başvurusunun Reddine İtiraz ve İptal Davası

Vatandaşlık Başvurusunun Reddine İtiraz - tahanci.av.tr

Türk vatandaşlığı, daha önce detaylıca açıkladığımız üzere doğum dışında, kanunla belirlenmiş koşulları taşıyan kişilere yetkili makamların kararıyla verilebilen bir statüdür. Bu süreç, Türk Vatandaşlık Kanunu (5901 sayılı TVK) kapsamında düzenlenmiş olup, vatandaşlığa başvuru ve değerlendirme süreçleri ayrıntılı bir prosedür gerektirmektedir. Yazımızın devamında Türk Vatandaşlığı almak için nasıl başvuru yapılması gerektiğini, yapılan bu başvuruların değerlendirilmesi sürecini ve başvurunun reddedilmesi halinde ne yapabileceğinizi detaylıca anlattık.

Özet Bilgi

  • Başvuru süreci, 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde yürütülmektedir.
  • Türk vatandaşlığına başvuru için gerekli belgeler: kimlik bilgileri, ikamet belgeleri, gelir durumu belgeleri, adli sicil kaydı, sağlık raporu.
  • 5 yıl kesintisiz Türkiye'de ikamet etme şartı, başvuru tarihinden geriye doğru geçerli olup, bu süre zarfında ikamet izninin sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir.
  • Başvurunun reddine yol açabilecek sebepler: hatalı veya eksik belge sunumu, genel güvenlik tehdidi, yetersiz ekonomik durum, dil bilme şartının sağlanamaması.

Türk vatandaşlığı başvuruları, belirli şartların sağlanması ve başvuru sürecinin ilgili mevzuata uygun şekilde yürütülmesi koşuluyla sonuçlandırılmaktadır. Vatandaşlık başvurularının değerlendirilmesi, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ve bu Kanun’un Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu süreçte kişinin Türk vatandaşlığını kazanma amacıyla sunduğu belgelerin doğruluğu, başvuru sahibinin genel güvenlik ve kamu düzenine etkisi gibi kriterler dikkate alınır. Türk vatandaşlığını kazanma yolları arasında doğum, ikamet, evlilik, istisnai durumlar ve yeniden vatandaşlık gibi seçenekler yer alır. Her bir başvuru türü için ayrı koşulların sağlanması gereklidir. 

Açıkladığımız üzere Türk vatandaşlığına başvuru prosedürü 5901 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Başvuru süreci ise şu şekilde işlemektedir: 

Öncelikle başvuruyu yapacağınız makamı belirlemek gerekir. Başvurular; Türkiye’de ikamet edilen yerin valiliğine, Yurt dışında ise Türk konsolosluklarına yapılmaktadır. 

Başvuru sırasında; kimlik bilgileri, ikamet belgeleri, gelir durumunu gösteren belgeler, adli sicil kaydı, sağlık raporu gibi belgelerin ibraz edilmesi gerekir. 

Başvuru yapıldıktan sonra başvuru dosyası sırasıyla şu aşamalardan geçer: 

  • 1. Başvuran kişinin güvenlik soruşturması İl Emniyet Müdürlüğünce yapılır. 
  • 2. Vatandaşlık Başvurularını İnceleme Komisyonu, başvuran kişinin gereken koşulları taşıyıp taşımadığını inceler. 
  • 3. Komisyonun uygun bulduğu dosya, valilik onayı ile valilik üzerinden İçişleri Bakanlığı’na iletilir. 
  • 4. Başvuru sahibinin milli güvenlik ve kamu düzeni açısından uygunluğu ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğünce değerlendirilir. 
  • 5. Son olarak, İçişleri Bakanlığı başvuru hakkında bir karar verir. Başvuru şartlarını sağlayan kişilere Türk vatandaşlığı kararı verilir. 

Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Sebepleri 

Türk vatandaşlığı başvuruları, başvuru sahibinin şartları sağlayamaması, eksik veya yanlış beyan sunması, genel güvenlik ve kamu düzenine tehdit oluşturduğu yönünde tespit yapılması gibi çeşitli sebeplerle reddedilebilir. Reddi gerekçeleri, vatandaşlık türüne göre değişkenlik gösterebilir. Ancak temel sebepleri şu şekilde sayabiliriz: 

1. Hatalı veya eksik belge sunumu: Başvuru sırasında sunulan belgelerin eksik, sahte ya da hatalı olması başvurunun reddedilmesine neden olabilir. 

2. Genel güvenlik ve kamu düzenine tehdit: Kişinin adli sicil kaydı, terör örgütleriyle bağlantısı veya kamu düzenini tehdit eden faaliyetlerde bulunması halinde başvuru reddedilir. 

3. Yeterli ekonomik duruma sahip olmama: Bazı başvuru türlerinde, başvuru sahibinin yeterli ekonomik duruma sahip olması beklenir. Bu haklı beklentiyi karşılamaya yetmeyen başvurular ise reddedilebilir. 

4. Dil bilme şartının sağlanamaması: Başvuru sahibinin Türkçe dil bilgisi seviyesinin yetersiz olması da reddedilme sebeplerinden biridir. Zira kişinin vatandaşlığını istediği ülkenin dilini yeterli seviyede bilmesi gerekir. 

5. Başvuru türüne özgü şartların sağlanamaması: Yukarıda belirttiğimiz üzere her vatandaşlık türü için öngörülen özel şartlar vardır. Bir başka deyişle ret sebepleri tahdidi (sınırlı) değildir. Özel şartların yerine getirilmemesi durumunda da başvurunun kabul edilmemesi gündeme gelebilir. Konunun hacmi gereğince sık karşılaşılan bazı özel ret nedenlerini yazımızın devamında incelemeyi uygun buluyoruz. 

5 Yıl İkamet Yoluyla Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesi, Türk vatandaşlığına başvuru yapan yabancıların, başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl boyunca yasal olarak ikamet etmiş olmalarını şart koşmaktadır. Bu süre, başvuru sahibinin Türkiye’yi bir yaşam alanı olarak benimsediğinin ve burada kalıcı bir yaşam sürdürmek istediğinin göstergesi olarak kabul edilir. Ancak bu beş yıllık süreçte, ikamet izninin sürekliliğini bozacak durumların ortaya çıkması başvurunun reddine yol açabilir. Örneğin, yurt dışında uzun süre kalınması veya ikamet izninin iptali nedeniyle sürekliliğin bozulması, kanunun öngördüğü “kesintisiz ikamet” şartını yerine getirmemek anlamına gelir. Bunun yanı sıra, başvuruların değerlendirilmesinde genel güvenlik ve kamu düzeni de büyük önem taşımaktadır. Başvuru sahibinin terör örgütleriyle bağlantısının bulunması, adli sicilinde ağır suç kayıtlarının yer alması veya toplumsal güvenliği tehdit edici faaliyetlere karışmış olması durumunda, vatandaşlık talebi reddedilir. 

Başvurunun reddine yol açan bir diğer önemli husus ekonomik yeterliliktir. Türkiye’de geçimini sağlayabilecek düzenli bir gelire veya mesleğe sahip olunmaması, vatandaşlık için aranan şartlardan birini eksik bırakmaktadır. Bu bağlamda, başvuru sahiplerinin maddi durumlarının, hem kendilerinin hem de bakmakla yükümlü oldukları kişilerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olduğunun belgelenmesi gerekir. Yeterli gelir veya meslek sahibi olunmadığı tespit edilirse, başvuru olumsuz sonuçlanabilir. Bu tür ret kararları, vatandaşlık başvurularında yalnızca yasal yükümlülüklerin değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik entegrasyona ilişkin kriterlerin de dikkate alındığını göstermektedir. Tüm bu unsurlar, Türk vatandaşlığını kazanmaya yönelik taleplerin titizlikle incelendiğini ve kamu yararına uygunluk açısından değerlendirildiğini ortaya koymaktadır. 

İstisnai Yolla Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

İstisnai yolla Türk vatandaşlığı kazanma başvuruları, Türkiye’ye bilimsel, ekonomik, kültürel veya sportif alanlarda önemli katkılar sunabilecek yabancılar için düzenlenmiş özel bir başvuru yoludur. Ayrıca, ülkeye yerleşmiş ve Türk toplumuyla uyum içinde yaşayan yabancılar da bu haktan faydalanabilir. İstisnai vatandaşlık, genellikle olağan başvuru sürecinde aranan uzun süreli ikamet gibi şartları taşımayan ancak Türkiye için stratejik öneme sahip bireylerin vatandaşlık kazanmasını sağlamayı amaçlar. Ancak yukarıdan beri tekrar ettiğimiz üzere bu tür başvuruların kabul edilmesi, idarenin takdir yetkisine bağlıdır ve başvurunun değerlendirme sürecinde bazı nedenlerle reddedilmesi mümkündür. 

Bu başvuruların reddedilme nedenlerinden en sık karşılaşılan ise başvuru sahibinin ülkeye katkı sağlayamayacağı yönünde yapılan değerlendirmedir. Türkiye’ye ekonomik fayda sağlayacak yatırımlar yapmayan, bilimsel ya da kültürel alanda önemli bir etkisi bulunmayan veya sportif başarı potansiyeli taşımayan bireylerin başvuruları olumsuz sonuçlanabilir. Bu tür katkılar, yalnızca başvuru sahibinin niyetine değil, somut verilerle desteklenmiş bir plan ve performansa dayandırılmalıdır.

Diğer yandan, başvuru sahibinin genel güvenlik veya kamu düzenine tehdit oluşturduğunun tespit edilmesi de ret nedenleri arasında yer alır. Kişinin adli sicil kaydı, terör bağlantısı, organize suç faaliyetlerine katılımı veya kamu düzenini bozabilecek davranışları bu kapsamda incelenir. Ayrıca, başvuru için gerekli belgelerin eksik ya da hatalı sunulması da ret kararı verilmesine yol açabilir. Vatandaşlık sürecinde istenen belgelerin eksiksiz ve doğru şekilde sunulması başvuru sahibinin yükümlülüğüdür. Belgelerde yapılan hatalar ya da yanlış beyanlar, başvurunun geçersiz sayılmasına neden olabilir. 

Görülüyor ki; tüm bu durumlar, istisnai vatandaşlık sürecinin titizlikle ele alınıyor ve yalnızca uygun adaylar bu haktan yararlanabiliyor. 

İkamet Şartı Olmaksızın Yeniden Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

Tarafımıza sıkça sorulan sorulardan biri de, Türk vatandaşlığını kaybetmiş kişilerin ikamet şartı aranmaksızın yeniden vatandaşlık başvurusunda bulunabilme durumudur. 

Yeniden vatandaşlık başvurusu, daha önce Türk vatandaşlığını çeşitli nedenlerle kaybetmiş kişilerin, belirli şartları sağlayarak Türk vatandaşlığını yeniden kazanmak amacıyla yaptığı resmi başvurudur. Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında düzenlenen bu başvuru, iki farklı gruba hitap etmektedir: ikamet şartı aranmaksızın başvuru yapanlar ve ikamet şartına bağlı olarak başvuru yapanlar. 

Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerden bazıları, Türkiye’de belirli bir süre ikamet etme şartı olmaksızın yeniden vatandaşlık başvurusunda bulunabilirler. Bu tür başvurular genellikle, Türk vatandaşlığından çıkma işlemi sırasında yasal onay alınmış kişiler için geçerlidir. Örneğin, başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmek amacıyla Türkiye’den izin alarak Türk vatandaşlığından çıkan kişiler, bu kategoriye girebilir. Bu başvuru, milli güvenlik ve kamu düzeni açısından sakınca bulunmadığı sürece kabul edilebilir. 

Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 13. maddesi, bu konuda başvuru hakkını düzenlemiş olmakla birlikte, bu hakkın sınırsız olmadığı ve belirli ret gerekçelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Kanaatimizce, bu ret nedenlerinin başında milli güvenlik ve kamu düzenine tehdit oluşturma durumu gelmektedir. Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 11. maddesi gereğince, terör örgütü üyeliği, yasa dışı faaliyetlere karışma veya kamu düzenini bozucu nitelikte suç geçmişine sahip olma gibi sebepler, başvurunun reddedilmesine neden olmaktadır. Hal böyle olmakla birlikte, bu değerlendirme tamamen İçişleri Bakanlığı’nın takdir yetkisine bırakılmıştır ve başvuru sahibinin geçmişteki tutum ve davranışları titizlikle incelenmektedir. 

Görülüyor ki, vatandaşlığa yeniden kabul sürecinde sadakat kavramı da büyük önem arz etmektedir. Türk vatandaşlığından çıkarken kötü niyetli bir yaklaşım sergileyen veya Türkiye’nin milli menfaatlerine açıkça aykırı davranışlarda bulunan kişiler için başvuru olumsuz sonuçlanmaktadır. Bu çerçevede, ilgili kanun hükümleri ve uygulama yönetmelikleri uyarınca, milli güvenlik ve kamu düzenine yönelik tehdit değerlendirmesi en kritik ret gerekçelerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeplerle, vatandaşlık başvurusunda bulunmadan önce kişinin geçmiş davranışlarını ve ilgili şartları dikkatlice değerlendirmesi gerektiği tarafımızca ifade edilmektedir. 

İkamet Şartına Bağlı Olarak Yeniden Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

Türk vatandaşlığını kaybetmiş ancak ikamet şartı aranmaksızın başvuru hakkına sahip olmayan kişiler, Türkiye’de belirli bir süre kesintisiz ikamet ettikten sonra yeniden vatandaşlık başvurusu yapabilirler. 

İkamet şartına bağlı yeniden vatandaşlık başvuruları konusunda bu süreçte karşılaşılabilecek ret nedenlerinin neler olduğu başlıca şu şekilde açıklanabilir: Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, vatandaşlık başvurusu yapılabilmesi için Türkiye’de belirli bir süre kesintisiz ikamet edilmesi şartı aranmaktadır. Hal böyleyken ikamet şartını yerine getiremeyen kişilerin başvurularının reddedilmesi kaçınılmazdır. Örneğin, başvuru sahibinin Türkiye’den uzun süre ayrılması ya da izinsiz şekilde yurtdışında bulunması, ikamet şartının ihlali olarak değerlendirilmekte ve başvuru olumsuz sonuçlanmaktadır. Hal böyle olmakla birlikte, bu şart sağlansa dahi vatandaşlık başvurusu başka gerekçelerle de reddedilebilmektedir. 

Açıklandığı üzere ikamet şartına bağlı başvurularda, uyum değerlendirmesi de büyük önem arz etmektedir. Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 13. maddesi gereğince, başvuru sahibinin Türk dili bilgisi, sosyal ve ekonomik yaşama entegrasyonu, toplumsal değerlere uyumu gibi hususlar dikkate alınmaktadır. Örneğin, Türkçe bilmeyen veya Türk toplumuyla yeterli uyumu sağlayamayan kişiler için vatandaşlık başvuruları olumsuz sonuçlanabilmektedir. 

Açıklamışsak da tekrar belirtmekte fayda gördüğümüz husus gereğince ayrıca, milli güvenlik ve kamu düzenine yönelik tehdit unsuru barındıran kişiler açısından, ikamet şartı yerine getirilmiş olsa bile başvurunun reddedilmesi mümkündür. Bu durumlar göz önüne alındığında, yeniden vatandaşlık başvurusu yapmadan önce hukuki danışmanlık alınması gerektiği tarafımızca önemle tavsiye edilmektedir. 

Evlenme Yoluyla Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

Türk vatandaşı ile en az üç yıl evli olan kişiler, vatandaşlık başvurusunda bulunabilir. Ancak başvurunun reddedilmesine neden olabilecek bazı durumlar vardır ki bu durumlar şunlardır: 

1. Evliliğin sırf vatandaşlık kazanma amacıyla yapıldığının tespit edilmesi: Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşlarına atfettiği önemine binaen Türk vatandaşı olmak için bazı şartlar arar. Bu şartlar genelde şeklen anlatılmakla birlikte asıl aranan husus çoğu zaman göz ardı edilir. Sadakat ve güven ilişkisine dayanmayan başvuruların hepsinde olduğu gibi burada da sahte düzenlenen hukuki ilişki korunmayacaktır. Zira kanunun imkan tanıdığı evlilik müessesesi yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma hakkı her durumda geçerli değildir. Evliliğin sırf Türk vatandaşlığını kazanmak için yapıldığının tespiti halinde başvuru reddedilecektir. 

2. Evlilik birliğinin fiilen sona ermiş olması: Kanunun kişilere tanıdığı en az üç yıldır evli olma şartı tek başına Türk vatandaşlığının kazanılması için yeterli değildir. Başvuru esasına dayanan bu kazanma yolunda eşler arasında evlilik birliğinin devamı aranır. Başka deyişle yalnızca kağıt üzerinde kalmış, eşlerin birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediği bir evlilik ilişkisinde evlilik yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması, bu uygulamanın amacına ters düşecektir. Açıklanan nedenlerle evlilik birliği fiilen devam etmiyorsa vatandaşlık başvurusu reddedilecektir. 

3. Genel güvenlik tehditleri: Kişi, Türk vatandaşı ile 3 yıldan beridir ve hatta evlilik birliği gereğince de evli olabilir. Bu şartların sağlanmış olması başvurunun kabulü için tek başına yeterli gelmeyecektir. Vatandaşlık başvurusunda bulunan kişi şayet ülkenin genel güvenliğine karşı tehdit oluşturuyorsa başvurunun reddi kaçınılmazdır. Genel güvenliğin tehdit edildiği durumlar hakkında detaylı açıklamalar için ilgili yazımızın okunmasını tavsiye ederiz. 

Evlat Edinilme Yoluyla Vatandaşlık Başvurusunun Reddi Nedenleri 

Evlat edinilme yoluyla vatandaşlık başvurularının reddi, genellikle kanunda belirtilen şartların yerine getirilmemesinden kaynaklanır. Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun (TVK) 17. ve 18. maddeleri, evlat edinme yoluyla vatandaşlık kazanımını düzenler.

Özellikle evlat edinilen çocuğun fiilen bakımının sağlanması, çocuğun Türk vatandaşı olan evlat edinenin aile birliğine uygun şekilde entegrasyonunun gerçekleşmesi ve başvuru sırasında kamu düzeni ve güvenliğinin ihlal edilmemesi önemli kriterlerdir. Ayrıca, başvuru sırasında sahte belge sunulması veya beyan edilen bilgilerin gerçeği yansıtmadığının tespiti durumunda, vatandaşlık talebi reddedilir. 

Bir diğer önemli ret nedeni, evlat edinme ilişkisinin usulüne uygun olarak gerçekleşmemiş olmasıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca, evlat edinme işlemi mahkeme kararıyla tamamlanmalıdır. Mahkeme kararı olmaksızın yapılan evlat edinme işlemleri, vatandaşlık başvurusu açısından geçersiz sayılır. Ek olarak, başvuru sırasında evlat edinilen çocuğun Türk vatandaşı olmayan ebeveynleri ile bağının kesilmemiş olması veya başvuru şartlarını sağlamadığı gerekçesiyle evlat edinme işleminin hükümsüz olduğunun tespiti, başvurunun reddine neden olabilir. 

Türk vatandaşlığının idare makamlarınca sonradan kazanılması halinde idarenin takdir yetkisinin olduğunu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Fakat evlat edinme yoluyla vatandaşlık kazanılması sırasında idarenin bu takdir yetkisi sınırlı olacaktır. Zira reddin hukuki ve somut nedenlere dayanması zorunludur. 

Vatandaşlık Red Kararına İtiraz

Vatandaşlık başvurusunun reddedilmesi halinde, ilgili kişi bu karara karşı itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz merci, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’dür ve başvuru sahibinin, ret kararının kendisine tebliğinden itibaren 60 gün içinde itiraz etmesi gerekir. Yapılan itiraz, idare tarafından 30 gün içinde değerlendirilerek karara bağlanır.

İtiraz sürecinde Genel Müdürlük, başvurunun reddine ilişkin gerekçeleri inceleyip şu sonuçlara ulaşabilir:

  • İtirazın haklı bulunarak kabul edilmesi,
  • İtirazın haksız bulunarak reddedilmesi,
  • 30 gün boyunca herhangi bir cevap verilmemesi. Bu durumda itiraz, zımnen reddedilmiş sayılır.

Eğer idari itiraz sürecinden olumlu bir sonuç elde edilemezse, kişi idare mahkemesinde iptal davası açarak vatandaşlık red kararının yargı denetiminden geçmesini talep edebilir. Böylece, idari işlem yargı tarafından incelenerek hukuka aykırılık tespiti halinde kararın iptali sağlanabilir. 

Vatandaşlık Başvurusunun Reddine Karşı İptal Davası 

Vatandaşlık başvurusunun reddine itiraz sonucunda olumlu bir sonuç alınamazsa, idari yargıda iptal davası açmak mümkündür. Bu tür bir dava, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) madde 2’ye dayanır. Başvurunun reddi işlemi bir idari işlem olduğundan, başvuru sahibi bu işleme karşı 60 gün içinde iptal davası açabilir. İptal davasında, idarenin ret kararının hukuka aykırılığı ve gerekçelerinin yetersizliği ileri sürülerek, başvurunun yeniden değerlendirilmesi talep edilebilir. 

İptal davası sırasında, idare mahkemesi ret kararını yargısal denetime tabi tutacaktır. Mahkeme, idarenin işlemini hukuk, yetki, sebep, konu ve maksat unsurları açısından inceleyecektir. Özellikle kararın gerekçelendirilmemesi veya hukuka aykırı sebeplerle alınmış olması durumunda mahkeme, ret kararını iptal edebilir. 

Önemle belirtmek gerekir ki; iptal davası açılmadan önce idari başvuru yollarının tüketilmesi gereklidir. Bir başka deyişle itiraz başvurusu yapılmadan doğrudan iptal davası açılması, davanın reddi ile sonuçlanmasına sebep olabilir. 

Vatandaşlık Başvurusunun Reddine Karşı İptal Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme 

2577 sayılı İYUK madde 32’ye göre, idari işlemlere karşı açılan davalarda yetki, işlemin tesis edildiği yer esas alınarak belirlenir. Bu nedenle vatandaşlık başvurusunun reddine karşı açılacak iptal davalarında yetkili ve görevli mahkeme, ret işlemini yapan idarenin bulunduğu yer idare mahkemesidir. 

Bu bağlamda, vatandaşlık başvurusu İçişleri Bakanlığı veya ilgili Valilik tarafından reddedilmişse, bu işlemlere karşı Ankara İdare Mahkemeleri veya ret kararını veren idarenin bulunduğu ildeki idare mahkemesi yetkili olacaktır. 

Görev açısından ise idare mahkemesi, vatandaşlık başvurusu gibi idari işlemlere ilişkin davalarda ilk derece mahkemesi olarak görev yapar. 

Başvuru sahibinin talep türüne ve davanın içeriğine göre, mahkemenin yetki ve görev alanı değişiklik gösterebileceğinden bu süreçte hukuki destek almak son derece önem arz edecektir. 

Vatandaşlık Başvurusunun Reddinden Sonra Yeniden Başvuru 

Türk Vatandaşlığı Kanunu, başvuru sahibine, ret gerekçelerini ortadan kaldırdığı takdirde yeniden başvuru hakkı tanır. Bu durumda, başvuru sahibinin ret gerekçesini dikkatle inceleyerek, eksik belgeleri tamamlaması ve hukuki durumu düzeltmesi gereklidir. Ancak yeniden başvuru sırasında, önceki başvurunun reddine ilişkin ret gerekçelerinin açıkça ortadan kaldırıldığı kanıtlanamazsa, idarenin yeni başvuruyu da reddetme ihtimalinin yüksek olduğu unutulmamalıdır. 

Özetle vatandaşlık başvurusu reddedilen kişiler, red nedenlerini ortadan kaldırdıktan sonra yeniden başvuru yapabilmektedirler. Ancak bu süreçte tekrar aynı sonuçla karşılaşmamak adına önceki başvurunun ret gerekçelerinin tamamen giderildiğine emin olmak önem arz eder. 

Türk Vatandaşlığından Çıkma Başvurusunun Reddine İtiraz ve İptal Davası 

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 25. maddesi, vatandaşlıktan çıkma taleplerine ilişkin düzenlemeleri içerir ve temel şartlar arasında ilgili kişinin diğer bir devlet vatandaşlığını kazanmış olması yer alır. İdare, bu şartın gerçekleşmemiş olması veya diğer başkaca sebeplerle talebi reddedebilir. 

Türk Vatandaşlığından çıkma başvurusunun reddine karşı, önce idari itiraz, ardından iptal davası yoluna başvurulması gerektiğini açıklamıştık. Çıkma başvurularının reddi durumunda da aynı prosedür geçerli olacaktır. 

Vatandaşlık Başvurusu Red Sebepleri

Vatandaşlık başvurusunun reddedilmesinde etkili olabilecek çeşitli hukuki gerekçeler mevcuttur. Bu gerekçeler, başvurulan vatandaşlık kazanma yoluna göre farklılık gösterebilir. 2025’e yakın uygulamalara göre, başvuru reddine neden olabilecek temel sebepleri şöyle sıralamak mümkün:

  • Başvurulan yolun şartlarının eksik olması: Örneğin 5 yıl ikamet şartı, dil yeterliliği, gelir/güvenlik kriterleri gibi kanunda aranan unsurların tamamlanmamış olması
  • Belge eksikliği ya da yanlış/uyumsuz belge sunulması
  • Milli güvenlik ya da kamu düzeni açısından sakıncalı durumların tespit edilmesi
  • Evlilik yoluyla başvurularda evliliğin gerçek olmaması veya sadece vatandaşlık kazanma niyetiyle yapılmış olması
  • Başvurucunun sabıkası veya suç dosyaları, özellikle terör, kaçakçılık, uyuşturucu gibi ağır suçlarla bağlantılı geçmiş
  • Sağlık, akıl sağlığı gibi hususlarda kamu sağlığı açısından risk oluşturma ihtimali
  • Başvuru sürecindeki usul hataları, idari takdir yetkisinin kötü kullanılması

Bu sebeplerden herhangi biri mevcutsa, idare ret kararı verebilir. Ayrıca, red kararının idare tarafından verilmesi takdir yetkisini içerir; ancak bu yetki keyfi ya da gerekçesiz olarak kullanılamaz.

Vatandaşlık Başvurusu Neden Reddedilir?

Türk vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılar için yapılan başvurular, belirli koşulların sağlanıp sağlanmadığının tespiti amacıyla detaylı bir incelemeye tabi tutulur. Bu incelemenin en önemli aşamalarından biri, başvuru sahibine yönelik gerçekleştirilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıdır. Eğer kişi hakkında, millî güvenlik veya kamu düzeni açısından engel oluşturacak bir durum tespit edilirse, vatandaşlık başvurusu reddedilir.

Bunun dışında; başvuruda gerekli şartların yerine getirilmemesi, sahte ya da eksik belge sunulması, evlilik yoluyla başvurularda evliliğin gerçek olmadığının anlaşılması, ciddi suç kayıtlarının bulunması veya kamu düzenine aykırı davranışların tespit edilmesi de başvurunun reddine neden olabilecek diğer önemli gerekçelerdir.

Türk Vatandaşlığının İptali Kararına İtiraz ve İptal Davası 

Türk vatandaşlığının iptali, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 31. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; 

“MADDE 31 – (1) Türk vatandaşlığını kazanma kararı; ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam tarafından iptal edilir.” 

İdare tarafından verilen iptal kararına karşı, burada da öncelikle karara itiraz edilmesi, sonuç alınamadığı takdirde iptal davası açılması yoluna gidilmelidir. Bir başka deyişle öncelikle itiraz başvurusu, işlemi tesis eden makama yapılacaktır. İtirazdan sonuç alınamazsa, ret kararına karşı 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açma yoluna gidilebilecektir. Mahkeme, kararın hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, vatandaşlığın iptali işlemini iptal edecektir

Türk Vatandaşlığının Yeniden Kazanılması Talebinin Reddi İşleminin İptali Davası – Yürütmeyi Durdurma Kararı

T.C.

ANKARA

7. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

İSTEYEN (DAVACI) :

VEKİLİ : ///

Adres

KARŞI TARAF (DAVALI) : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI – ANKARA

VEKİLİ : HUKUKUK MÜŞAVİRİ – (Aynı Adreste)

İSTEMİN ÖZETİ : Davacı tarafından, yeniden Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin 6-2020-129-1 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin; kendisinin Türk soylu olduğu, Türk vatandaşı iken 1990 yılında vatandaşlıktan çıkarıldığı, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olduğu, ailevî sebeplerle de Türkiye’ye dönmediği, ancak kanser hastası olduğu ve ömrünün son yıllarını ailesi ve kardeşleriyle birlikte Türkiye’de geçirmek istediği, adlî sicil kaydının bulunmadığı, hakkında millî güvenliği tehdit edecek nitelikte bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, ancak yeniden vatandaşlığa alınma talebiyle yaptığı başvurunun dava konusu işlemle reddedildiği, işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının mülga 403 sayılı Kanunun 25/ç madde hükmü gereğince 09/11/1990 tarih ve 1990/1167 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığını kaybettiği, yeniden vatandaşlığa dönme istemiyle yaptığı başvuru üzerine hakkında yapılan araştırma neticesinde geçmişte kamu düzenini bozmaya yönelik fiiller içerisinde olduğunun tespiti üzerine tesis olunan davaya konu işlemde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı belirtilerek istemin ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 7. İdare Mahkemesi’nce, dava dosyası incelenerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında işin gereği görüşüldü:

Dava; davacı tarafından, yeniden Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin 6-2020-129-1 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptaline ve yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Kaybettirme” başlıklı 25. maddesinde, “Aşağıdaki kişilerin Türk vatandaşlığını kaybettiklerine Bakanlar Kurulu tarafından karar verilebilir.

ç) Yurt dışında bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak veya Türkiye’de savaş ilanı üzerine, yurt dışında bulunup da, yurt savunmasına katılmak için yetkili kılınmış makamlar tarafından usulen yapılacak çağrıya mazeretsiz olarak üç ay içinde icabet etmeyenler…” hükmü yer almakta idi.

Anılan Kanun hükümlerini ilga eden 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Türk vatandaşlığını kaybedenler veya vatandaşlıktan ıskat edilenler” başlıklı 43.maddesinde, “(1) Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesinin (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş olan kişiler, başvurmaları halinde, millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla, Türkiye’de ikamet etme şartı aranmaksızın Bakanlık kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınabilirler.

(2) Mülga 28/5/1928 tarihli ve 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununa göre vatandaşlıktan ıskat edilmiş kişiler, başvurmaları hâlinde, millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak kaydıyla, Türkiye’de ikamet etme şartı aranmaksızın Bakanlık kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınabilirler.

(3) Millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek hali bulunanların talepleri Bakanlıkça reddedilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının askerlik celp kağıdına uymaması üzerine Mülga 403 sayılı Kanunun 25. maddesinin ç bendi uyarınca Bakanlar Kurulu’nun 09/11/1990 tarih ve 1990/1167 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkarıldığı, Türk vatandaşlığına yeniden alınma talebinin 6-2020-129-1 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işlemi ile reddi üzerine görülmekte olunan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davalı idarece davacının talebi üzerine milli güvenlik yönünden engel bir hali bulunup bulunmadığına yönelik olarak yapılan araştırma neticesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 04/03/2020 tarih ve 1067-40807 sayılı yazısı ile, davacının; Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (CBS) 985/1-1542 Y.M. ve Ankara CBS 986/1-953 sayılı Y.M. ile “Otodan Hırsızlık” suçundan 12 ay 40 gün hapis cezasına, Ankara 1. ACM ve Ankara CBS 981/1-2114, 982/1-1969, 983/1-1873 sayılı Y.M. ile “Otodan Hırsızlık” suçundan 9 ay 39 gün hapis cezasına çarptırıldığının bildirilmesi üzerine dava konusu işlem ile davacının talebinin reddedildiği görülmektedir.

Uyuşmazlık konusu olay ile yukarıda açık metinlerine yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, geçmişte mülga 403 sayılı Kanunun belirli maddelerine istinaden Türk vatandaşlığını kaybeden kimselerin milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halinin olmaması kaydı ile vatandaşlığa geri dönebilmesine imkan tanındığı, bu imkan çerçevesinde davalı idareye takdir yetkisi verildiği, ancak bu yetkinin sınırsız olmadığı, yetkinin sınırının belirlenmesinde ise; kişilerin milli güvenliğe engel hali olup olmadığı hususunun etkili olduğu açık olup, olayda davacı hakkında en günceli 1986 yılına ait olan ve aynı suçun işlendiği gerekçesiyle yürütülen bir kaç soruşturma kapsamında yapılan kovuşturmalar neticesinde “Otodan Hırsızlık” suçu kapsamında mahkumiyet hükmü kurulduğu, işleme esas olarak da sadece bu mahkumiyet hükümlerinin alındığı anlaşılmakla ve anılan suçun kamu düzenini bozar nitelikte olduğu noktasında kuşku bulunmamakla birlikte, yeniden vatandaşlığa alınma taleplerinin değerlendirilmesinde kişilerin geçmişte kamu düzenini bozar eylemlerinin olup olmadığından ziyade, milli güvenlik bakımından engel hallerinin olup olmadığının önem arz etmesinin gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, davacı hakkındaki mahkumiyetlerin milli güvenlikle bir ilgisinin olmadığına, söz konusu kayıtların milli güvenliğe bir zarar verme olasılığının bulunmadığına kanaat getirilmiş olup, salt bu gerekçeye dayanılarak vatandaşlığa alınma talebinin reddine dair davaya konu işleme esas olarak kullanılan takdir yetkisinde hukuki sınırın aşıldığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, dava konusu işlemin uygulanmasına devam olunmasının, davacının şahsı ve ailesi nezdinde telafisi güç zararlara sebebiyet verebileceğinin de kabulü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere, 28/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hukuki Denetim
Fatih Tahancı Denetlenme Tarihi:

Türk Vatandaşlık Başvurusunun Reddine İtiraz ve İptal Davası” Makalemize 9 Yorum Yapıldı:

  1. Mehmet dedi ki:

    Merhaba
    vatandaşlık başvurusu yaptık ama red geldi dava açma süreci bilmediğimizden 60 gün içinde mahkemeye başvurma sürecini geçirdik dava açsak da mahkeme kararı 60 gün geçtiği için red gelirmiş bizim izleyeceğimiz süreç nedir

  2. meryem Hasan dedi ki:

    Vatandaşlık başvurusunun reddi dolayısıyla içişleri bakanlığına açtığımız davayı kazandık, karar bugün tarafımıza tebliğ edildi.

    şimdi yapılması gereken şey karar aslıyla benim tekrar başvurmamızmıdır? kararın kesinleşmesi beklenecek midir?

    teşekkürler, saygılarımla

    1. Merhaba,
      Danışma hizmetimiz ücretlidir.
      0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
      Saygılarımızla

      1. AELINA dedi ki:

        merhaba evlilik yoluyla türk vatandaşligi başvurduk ret karar aldim.iDava açmam için nereye başvurmam lazim

        1. Av. Fatih Tahancı dedi ki:

          Merhaba,
          Detaylı danışma hizmetimiz ücretlidir.
          Mesai saatleri içerisinde 0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
          Saygılarımızla

  3. Yasın Uygur dedi ki:

    Merhaba
    15 Ekim 2019 Yılında ailece İstisnai yoluyla vatandaşlığa muracaat ettik 12 mart 2023 Red duyurusu aldık. 29 Mart bölge idare mahkemesine dava açtık. 23 kasım 2023 duruşmamız oldu, henuz karar çıkmadı . duruşma yapıldıktan kaç gün içinde karar çıkar,

    1. 30 gün içinde karar çıkar.

      1. Yasın Uygur dedi ki:

        Merhaba
        Öncelikle sorumu cevapladığınız için çok teşekkürederim, 20 aralık 2023 Vatandaşlık Red duyurusu ankara 18. İdare mahkemesi tarafından iptal edildiğine dair tebliğat aldım, idare mahkemenin verdiği kararla nufus vatandaşlık genel müdürlüğüne mi başvurmam gerekiyormu? Veya nasil bir yol tutmam lazım, bilgilendirirseniz memnun olurum saygılatımla

        1. Evet, başvuru yapmanız gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir