Aile Hukuku, Hukuki Makaleler, Yabancılar Hukuku

Yabancı Mahkeme Kararlarını Tanıma ve Tenfiz Davası

Yabancı Mahkeme Kararlarını Tanıma ve Tenfiz Davası- tahanci.av.tr

Yabancı mahkeme kararlarını tanıma ve tenfiz davası, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde, yabancı ülkede verilmiş bir mahkeme hükmünün Türkiye’de geçerlilik ve/veya icra kabiliyeti kazanması için izlenen hukuki prosedürü ifade eder. Başka bir deyişle, bir karara “tanıma” verilmesi onun kesin hüküm/ kesin delil etkisinin Türkiye’de kabul edilmesini; “tenfiz” ise kararın zorla icra edilebilir hâle gelmesini sağlar. Uygulamada boşanma, nafaka, velayet, tazminat, mal rejimi ve alacak uyuşmazlıkları başta olmak üzere, yabancı kararların Türk hukuk düzeninde sonuç doğurması çoğu zaman bu iki mekanizmanın doğru seçimi ve usulüne uygun yürütülmesine bağlıdır. Bu nedenle, tanıma mı, tenfiz mi gerektiği; ön koşullar, esas şartlar, kamu düzeni ve savunma hakkına riayet gibi hususlar, sürecin başarıyla tamamlanması bakımından kritik önemdedir.

Tanıma Kararı Ne Demek?

Tanıma kararı, yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş hükmün kesin hüküm veya kesin delil etkisinin Türk hukukunda da kabul edilmesi anlamına gelir. Burada önemli olan nokta, kararın icra edilebilirlik özelliği bulunmasa dahi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türkiye’de yeniden yargılama konusu yapılamamasıdır.

Sayfa İçeriği

Örneğin, yabancı bir mahkemenin verdiği boşanma kararı tanındığında, bu kararın tarafların medeni halleri bakımından Türkiye’de de geçerli olması sağlanır. Ancak kararın ferileri olan nafaka, velayet ya da tazminat hükümleri icra kabiliyeti taşıdığından, bunlar için ayrıca tenfiz kararı alınması gerekir.

Dolayısıyla, tanıma, yabancı bir kararın sadece kesin hüküm kuvvetini Türk hukukuna taşır; cebri icra yetkisi vermez. Bu özelliğiyle, özellikle inşai kararlar (örneğin evliliğin sona erdirilmesi) ve tespit kararları için yeterli olan hukuki mekanizmadır.

Tenfiz Kararı Ne Demek?

Tenfiz kararı, yabancı bir mahkeme hükmünün Türkiye’de icra edilebilirlik kazanması anlamına gelir. Başka bir ifadeyle, yabancı bir kararın yalnızca kesin hüküm kuvveti değil, aynı zamanda zorla icra edilebilme niteliği de Türk hukukunda kabul edilmiş olur.

Tenfiz, özellikle eda kararları için zorunludur. Eda kararları, bir şeyin verilmesine, yapılmasına veya yapılmamasına yönelik hükümlerdir. Örneğin; nafaka, tazminat, velayet veya mal paylaşımı gibi kararların Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için mutlaka tenfiz edilmesi gerekir.

Tenfiz kararı sayesinde yabancı mahkeme hükmü, Türk mahkemelerinden verilmiş bir karar gibi değerlendirilir ve icra daireleri aracılığıyla cebri icra yoluna başvurulabilir. Böylece, yabancı mahkeme ilamına dayanarak borçlunun malvarlığına el konulması, nafakanın tahsili veya velayet düzenlemesinin uygulanması mümkün olur.

Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Fark Nedir?

Tanıma ve tenfiz kavramları çoğu zaman birlikte anılsa da, hukuki etkileri açısından birbirinden ayrılır:

  • Tanıma, yabancı mahkeme kararının sadece kesin hüküm veya kesin delil etkisini Türkiye’de kabul eder. Bu durumda karar, Türk hukukunda yeniden yargılama yapılmasına engel olur, ancak cebri icra yoluna başvurulamaz.
  • Tenfiz ise yabancı mahkeme kararına icra edilebilirlik gücü kazandırır. Yani karar, yalnızca kesin hüküm kuvvetiyle değil, aynı zamanda Türk icra organları aracılığıyla fiilen uygulanabilir hale gelir.

Örneğin:

  • Yabancı bir boşanma kararı için tanıma yeterlidir; tarafların medeni halleri Türkiye’de geçerli olur.
  • Ancak aynı kararın içindeki nafaka, tazminat veya mal paylaşımı hükümleri için tenfiz kararı gereklidir. Çünkü bu hükümler cebri icra yoluyla yerine getirilebilecek niteliktedir.

Sonuç olarak; tanıma, daha çok tarafların hukuki statülerini etkilerken, tenfiz doğrudan icra kabiliyeti olan kararların Türkiye’de uygulanmasını sağlar.

Tanıma ve Tenfiz Arasındaki İlişki Nedir?

Tanıma ve tenfiz kavramları birbirinden farklı olmakla birlikte, aralarında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Tenfiz kararı, aynı zamanda tanıma etkisini de içerir. Çünkü bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilmesi için öncelikle onun kesin hüküm kuvvetinin kabul edilmesi gerekir.

Dolayısıyla, Türk mahkemelerince verilen bir tenfiz kararı, yabancı mahkeme hükmünü hem kesin hüküm hem de icra kabiliyeti bakımından geçerli kılar. Bu sebeple, tenfiz talebi bulunan davalarda ayrıca tanıma kararı verilmesine gerek yoktur.

Ancak sadece kesin hüküm etkisi isteniyorsa, örneğin yabancı bir boşanma kararının tarafların medeni durumunu etkilemesi bakımından Türkiye’de tanınması yeterliyse, bu durumda sadece tanıma davası açılır.

Özetle;

  • Tanıma kararı, tek başına yeterli olabilir.
  • Tenfiz kararı verildiğinde ise, tanıma etkisini de kapsar.

Tenfiz Şartları Nelerdir?

Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümlerine tabidir. Kanun, tanıma ve tenfiz için büyük ölçüde aynı koşulları öngörmüştür; ancak “karşılıklılık” (mütekabiliyet) şartı yalnızca tenfiz için aranır.

Bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tenfiz edilebilmesi için üç aşamalı bir inceleme yapılır:

  1. Ön Şartlar (MÖHUK m. 50)
    • Kararın bir yabancı devlet mahkemesi tarafından verilmiş olması gerekir.
    • Kararın kesinleşmiş olması şarttır.
    • Kararın, özel hukuk ilişkilerine dair bir uyuşmazlığa ilişkin olması gerekir.
  2. Esas Şartlar (MÖHUK m. 54)
    • Türkiye ile kararın verildiği ülke arasında karşılıklılık bulunmalıdır.
    • Karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmemelidir.
    • Yabancı mahkeme, kendisini aşırı yetki ile yetkili görmemelidir.
    • Karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır.
    • Karar, davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olmalıdır.
  3. Tenfiz Engelleri (MÖHUK m. 55/2)
    • Karar kısmen veya tamamen yerine getirilmişse ya da
    • Kararın yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmışsa, tenfiz talebi reddedilebilir.

Mahkemeler bu şartların varlığını re’sen araştırmak zorundadır. Ancak bazı istisnai hallerde (örneğin savunma hakkı ihlali) durumun dikkate alınması davalının itirazına bağlıdır.

Tanıma ve Tenfizin Ön Koşulları Nelerdir?

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tanınması veya tenfiz edilmesi için öncelikle bazı ön koşulların sağlanması gerekir. Bu koşullar, MÖHUK hükümlerinde açıkça belirtilmiştir:

  1. Yabancı Bir Devlet Mahkemesi Tarafından Verilmiş İlam
    • Tanıma veya tenfiz edilecek karar, mutlaka yabancı bir devlet mahkemesi tarafından verilmiş olmalıdır.
    • Kararın mahkeme niteliği taşıyıp taşımadığı, kararın verildiği ülke hukukuna göre belirlenir.
    • Bazı durumlarda, uluslararası anlaşmalar veya özel kanun hükümleri çerçevesinde idari makam kararları da tanıma/tenfiz konusu olabilir.
    • Ancak hakem kararları veya uluslararası yargı organlarının kararları, MÖHUK kapsamında tanıma-tenfize konu edilemez.
  2. Hukuk Davasına İlişkin Olması
    • Kararın, özel hukuk ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlık hakkında verilmiş olması gerekir.
    • Saf idari kararlar, sosyal güvenlik kararları, kartel ve patent kararları, iflas kararları gibi konular tanıma ve tenfize uygun değildir.
  3. Kesinleşmiş Karar Olması
    • Yabancı mahkeme kararının hem şekli hem de maddi anlamda kesinleşmiş olması gerekir.
    • Geçici nitelikteki ihtiyati tedbir veya geçici haciz kararları tanıma veya tenfiz edilmez.
    • Kesinleşme, kararın verildiği ülke hukukuna göre belirlenir ve bu durum dava dilekçesine eklenen kesinleşme şerhi veya onaylı belge ile ispatlanır.

Bu ön koşullar sağlanmadığı sürece, mahkemenin tanıma veya tenfiz talebini kabul etmesi mümkün değildir.

Tanıma ve Tenfizin Esas Koşulları Nelerdir?

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi için yalnızca ön koşullar yeterli değildir. Bunun yanında, MÖHUK m. 54’te düzenlenen esas şartların da yerine getirilmiş olması gerekir. Bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:

  1. Kararın Verildiği Ülke ile Türkiye Arasında Karşılıklılık (Mütekabiliyet) Bulunmalıdır
    • Türkiye ile kararın verildiği devlet arasında akdi, fiili veya hukuki karşılıklılık bulunması gerekir.
    • Bunlardan birinin varlığı, şartın sağlanması için yeterlidir.
  2. Karar Türk Mahkemelerinin Münhasır Yetkisine Girmemelidir
    • Türk hukukuna göre yalnızca Türk mahkemelerinin bakabileceği davalara ilişkin yabancı kararlar tanınıp tenfiz edilemez.
    • Örneğin, taşınmazın aynından doğan davalar, iflas kararları veya vesayet işlerinde Türk mahkemeleri münhasır yetkilidir.
  3. Yabancı Mahkeme Aşırı Yetki Kullanmış Olmamalıdır
    • Eğer yabancı mahkeme, milletlerarası yetki kurallarına aykırı biçimde kendini yetkili görmüşse, bu kararın tanınması veya tenfizi mümkün olmaz.
  4. Karar Türk Kamu Düzenine Açıkça Aykırı Olmamalıdır
    • Yabancı kararın, Türk hukuk sisteminin temel ilkelerine, anayasal düzenine veya toplumun genel ahlak anlayışına aykırı olmaması gerekir.
    • Kamu düzenine aykırılık, hâkimin takdirine bağlıdır.
  5. Davalının Savunma Hakları İhlal Edilmemiş Olmalıdır
    • Yabancı mahkemede görülen davada taraflara adil yargılanma hakkı tanınmış olmalıdır.
    • Tarafın usulüne uygun biçimde davet edilmemesi, savunma yapmasına imkân verilmemesi halinde karar Türkiye’de geçerli sayılmaz.

Bu şartlar birlikte değerlendirildiğinde, Türk mahkemesi yabancı kararın hukuk düzeninde uygulanabilir olup olmadığını denetler. Esas şartlardan biri eksikse, tanıma ve tenfiz talebi reddedilir.

Tanıma ve Tenfize Engel Diğer Sebepler Nelerdir?

Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, bazı özel durumlarda engellerle karşılaşabilir. Bu engeller MÖHUK m. 55’te düzenlenmiştir. Başlıca sebepler şunlardır:

  1. Yabancı Kararın Kısmen veya Tamamen Yerine Getirilmiş Olması
    • Eğer yabancı ilamın hükmettiği alacak ya da yükümlülük zaten ifa edilmişse, bu kararın ayrıca tanınması veya tenfizi için hukuki yarar kalmaz.
    • Örneğin, yabancı mahkeme tarafından hükmedilen bir tazminat ödenmişse, bu kararın tenfizi mümkün değildir.
  2. Kararın Yerine Getirilmesine Engel Bir Sebebin Ortaya Çıkmış Olması
    • Bazı hukuki durumlar, yabancı kararın icrasını imkânsız hale getirebilir.
    • Örneğin, borçlunun ibrası, alacağın zamanaşımına uğraması veya kararın hükümsüz hale gelmesi tenfize engel teşkil eder.
    • Buna karşılık, borçlunun ekonomik güçsüzlüğü gibi fiili sebepler engel olarak kabul edilmez.
  3. Kamu Düzeni İhlali Riski
    • Yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurması halinde mahkeme, tanıma veya tenfiz talebini reddeder.
  4. Savunma Haklarının İhlali
    • Taraflardan birinin usule uygun davet edilmemesi veya kendini savunmasına fırsat verilmemesi, tenfize engel bir sebep sayılabilir.

Bu haller, mahkemenin tanıma veya tenfiz talebini tamamen veya kısmen reddetmesine yol açabilir. Ancak reddedilen karar, Türk mahkemelerinde tamamen geçersiz hale gelmez; sadece “takdiri delil” olarak kullanılabilir.

Tanıma ve Tenfiz Nasıl Yapılır?

Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, usulüne uygun olarak açılacak bir dava ile mümkündür. Bu süreç, Türk hukukunda belirli adımlar izlenerek yürütülür:

  1. Dava Açma Yoluyla Tenfiz Talebi
    • Yabancı mahkeme kararının tenfizi için açılacak dava, yetkili mahkemeye sunulacak dilekçe ile başlatılır.
    • Dilekçe tevzi bürosuna verilir, harç ve gider avansı yatırılır.
    • Dosya ilgili mahkemeye gönderilir ve esas numarası alınarak yargılama süreci başlar.
  2. Karşı Dava Yoluyla Tenfiz Talebi
    • Hâlen görülmekte olan bir davada, taraflardan biri cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava açarak tenfiz talebinde bulunabilir.
    • Karşı dava ile tenfiz talebinin, asıl dava ile bağlantılı olması gerekir.
  3. Boşanma Kararlarının İdari Tescili
    • 2017’de yapılan değişiklikle birlikte, yabancı boşanma kararlarının dava açılmadan nüfus kütüğüne tescili mümkün hale gelmiştir.
    • Bunun için kararın verildiği ülkedeki Türk konsoloslukları veya Türkiye’deki il nüfus müdürlüklerine başvuru yapılabilir.
    • Ancak bu yöntem sadece boşanma kararları için geçerlidir; nafaka, velayet veya mal paylaşımı hükümleri idari tescil kapsamına girmez.

Önemli Nokta: Boşanma kararının tanınması idari yoldan yapılabilse de, bu kararın nafaka, velayet, tazminat gibi ferileri için ayrıca mahkemede tenfiz davası açılması gerekir.

Boşanmanın İdari Makamlarda Tescili

2017 yılında Nüfus Hizmetleri Kanunu’na eklenen 27/A maddesi ile, yabancı ülke makamlarınca verilen boşanma kararlarının dava açılmaksızın idari yoldan nüfus kütüğüne tescili mümkün hale gelmiştir. Bu düzenleme, tarafların süreci daha hızlı ve pratik şekilde tamamlamalarını sağlamaktadır.

İdari Tescilin Şartları

Boşanma kararının idari yoldan tanınabilmesi için bazı koşullar aranır:

  • Karar, yabancı bir adli veya idari makam tarafından verilmiş olmalıdır.
  • Karar, usulüne uygun şekilde kesinleşmiş olmalıdır.
  • Kararın konusu evlilik ve boşanma ile sınırlı olmalıdır.
  • Karar, Türk kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
  • İlgili kişiler tarafından başvuru yapılmış olmalıdır.

Başvurunun Yapılabileceği Merciler

  • Kararın verildiği ülkedeki Türk dış temsilcilikleri (konsolosluklar),
  • Taraflardan birinin yerleşim yeri il nüfus müdürlüğü,
  • Türkiye’de yerleşim yeri yoksa, kanunda sayılan belirli büyükşehirlerdeki il nüfus müdürlükleri (ör. Ankara, İstanbul, İzmir vb.).

Gerekli Belgeler

İdari tescil için genellikle şu belgeler istenir:

  • Başvuru formu,
  • Onaylı ve apostil şerhli yabancı kararın aslı ve noter onaylı Türkçe tercümesi,
  • Kararın kesinleştiğini gösterir belge,
  • Kimlik veya pasaport fotokopileri (yabancı uyruklular için tercümeleriyle birlikte),
  • Vekâletname ile başvuru yapılacaksa noter tasdikli özel vekâletname.

Bu yöntem yalnızca boşanma kararları için geçerli olup, nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi fer’i hükümler için ayrıca mahkeme kararıyla tenfiz süreci yürütülmek zorundadır.

Tanıma ve Tenfiz İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi için açılacak davalarda, dava dilekçesine bazı belgelerin mutlaka eklenmesi gerekir. Bu belgeler, MÖHUK m. 53’te açıkça düzenlenmiştir ve dava şartı niteliğindedir. Eksik olmaları halinde mahkeme davayı reddedebilir.

Zorunlu Belgeler

  • Yabancı mahkeme ilamının onaylı aslı veya onaylı örneği
  • Kararın kesinleştiğini gösterir belge veya kesinleşme şerhi
  • Apostil şerhi veya ilgili ülke makamlarınca onaylanmış resmi tasdik
  • Türkçe tercüme (yeminli tercüman tarafından yapılmış ve noter onaylı)

Mahkeme Uygulaması

  • Belgeler dava dilekçesiyle birlikte dosyaya sunulmalıdır.
  • Eğer eksiklik varsa, mahkeme davacıya kesin süre vererek belgeleri tamamlama imkânı tanır.
  • Belgeler tamamlanmazsa dava dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir.
  • Bu eksiklikler, davanın her aşamasında ileri sürülebilir.

Önemli Nokta

Belgelerin usulüne uygun olmaması ya da eksik sunulması halinde dava sonuçsuz kalabilir. Bu nedenle tanıma ve tenfiz başvurularında belgelerin doğru hazırlanması kritik önem taşır.

Tanıma ve Tenfiz Kararının Etkisi Nedir?

Tanıma kararı, yabancı mahkeme ilamının Türkiye’de kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilmesini sağlar. Böylece aynı uyuşmazlık, Türk mahkemelerinde yeniden dava konusu yapılamaz. Ancak tanıma kararı yalnızca taraflar arasında sonuç doğurur; üçüncü kişiler bakımından doğrudan bağlayıcı değildir.

Tenfiz kararı ise tanımanın etkisini de kapsayarak, yabancı mahkeme hükmüne icra edilebilirlik niteliği kazandırır. Böylece karar, Türk mahkemelerinden verilmiş bir hüküm gibi icra dairelerinde zorla uygulanabilir hale gelir.

Örnek:

  • Yabancı bir boşanma kararı, tarafların medeni halleri bakımından Türkiye’de tanınabilir. Bu durumda taraflar yeniden evlenebilir.
  • Ancak aynı kararın içindeki nafaka, tazminat veya velayet hükümleri tenfiz edilmedikçe Türkiye’de icra kabiliyeti kazanmaz.

İstisna – Velayet Kararları

Yargıtay uygulamasına göre, velayet kararları kesin hüküm teşkil etmez. Çünkü çocuğun üstün yararı gereği, değişen koşullar halinde yeni bir düzenleme yapılabilir. Bu nedenle yabancı bir velayet kararının tanınması, Türk mahkemelerinde yeniden dava açılmasına engel değildir.

Sonuç olarak;

  • Tanıma, yabancı kararın kesin hüküm kuvvetini Türkiye’de geçerli kılar.
  • Tenfiz, bu kuvvetin yanı sıra kararın icra kabiliyeti kazanmasını sağlar.

Hangi Kararlar Tanıma Konusu Yapılır?

Tanıma davası, yabancı mahkeme kararlarının yalnızca kesin hüküm veya kesin delil etkisinin Türkiye’de kabul edilmesi amacıyla açılır. Bu nedenle, icra kabiliyeti bulunmayan bazı kararlar yalnızca tanıma kapsamında değerlendirilebilir.

Tanıma Konusu Olabilecek Kararlar

  • Tespit Kararları: Belirli bir hukuki ilişkinin varlığını ya da yokluğunu ortaya koyan kararlardır. Örneğin, bir sözleşmenin geçersiz olduğuna dair yabancı bir karar tanıma konusu olabilir.
  • İnşai (Yenilik Doğuran) Kararlar: Mevcut bir hukuki durumu değiştiren, ortadan kaldıran veya yeni bir hukuki durum doğuran kararlardır. En tipik örneği boşanma kararlarıdır.

Tanımanın Önemi

  • Yabancı bir boşanma ilamı, Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için tanınmalıdır. Aksi takdirde, taraflar Türk hukukuna göre hâlâ evli kabul edilir.
  • Aynı şekilde isim değişikliği gibi statüye ilişkin yabancı kararların da Türkiye’de geçerlilik kazanması için tanınması gerekir.

İcra Kabiliyeti Olmayan Kararlar

Tanıma davasına konu edilebilecek kararlar, icra edilebilir nitelikte olmayan hükümlerdir. Bu nedenle, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi eda hükümleri tanıma ile sonuç doğurmaz; bunlar için tenfiz davası açılması gerekir.

Boşanma Kararının Tanınması

Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş boşanma kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için tanıma yoluna gidilmesi gerekir. Aksi halde, taraflar Türk hukukuna göre hâlen evli kabul edilir ve evlenme gibi medeni hal değişiklikleri yapılamaz.

Tanıma Davasının Önemi

  • Yabancı mahkemeden alınan boşanma kararının Türkiye’de nüfus kayıtlarına işlenebilmesi için tanıma davası açılmalıdır.
  • Bu süreç tamamlanmadıkça, taraflar Türk hukukunda evli görünmeye devam eder.
  • Tanıma davası sayesinde, boşanmanın doğurduğu medeni hal değişiklikleri Türk hukuk düzeninde de sonuç doğurur.

Dava Açılmadığında Ortaya Çıkacak Sorunlar

  • Boşanma kararının tanınmaması halinde, kişiler yeniden evlenemez.
  • Miras, mal rejimi ve sosyal güvenlik hakları bakımından taraflar evli kabul edilir.
  • Özellikle yurt dışında boşanmış Türk vatandaşlarının, Türkiye’de resmi işlemlerinde ciddi sorunlar yaşaması söz konusu olur.

İdari Tescil İmkânı

2017’de yapılan düzenleme ile, yabancı boşanma kararlarının dava açılmaksızın nüfus müdürlüğünde idari tescili de mümkün hale gelmiştir. Ancak bu yalnızca boşanma kararını kapsar; nafaka, velayet veya tazminat gibi fer’i hükümler için ayrıca tenfiz davası açılması gerekir.

Nüfus Müdürlüğünde Boşanmanın Tanınması

2017 yılında yürürlüğe giren düzenleme ile birlikte, yabancı ülkelerde verilen boşanma kararlarının dava açılmaksızın Türkiye’de nüfus kütüğüne tescil edilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu uygulama, tarafların uzun dava süreçleriyle uğraşmadan medeni halleri üzerinde doğrudan sonuç doğurmasını sağlar.

Başvuru Şekli

  • Taraflardan birinin veya vekilinin il nüfus müdürlüğüne başvurması yeterlidir.
  • Yurt dışında ise başvurular ilgili ülkenin bulunduğu yerdeki Türk konsoloslukları aracılığıyla yapılabilir.
  • Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar için, kanunda sayılan bazı büyükşehirlerdeki (Ankara, İstanbul, İzmir gibi) nüfus müdürlükleri yetkilidir.

Aranan Şartlar

  • Karar, yabancı ülke adli veya idari makamı tarafından verilmiş olmalıdır.
  • Karar, kesinleşmiş olmalıdır.
  • Karar yalnızca evlilik ve boşanmaya ilişkin olmalı, nafaka veya mal paylaşımı gibi fer’i konuları içermemelidir.
  • Karar, Türk kamu düzenine aykırı olmamalıdır.

Gerekli Belgeler

  • Yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı sureti
  • Kararın kesinleşme belgesi
  • Apostil şerhi veya ilgili makam onayı
  • Noter tasdikli Türkçe tercüme
  • Kimlik veya pasaport fotokopisi
  • Vekil aracılığıyla başvuru yapılacaksa noter onaylı özel vekâletname

Bu yöntem, yalnızca boşanmanın nüfus kayıtlarına işlenmesi açısından geçerlidir. Ancak kararın ferileri olan nafaka, velayet, tazminat hükümleri için ayrıca tenfiz davası açılması gerekir.

Hangi Kararlar Tenfiz Konusu Yapılmaktadır?

Tenfiz davası, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de icra edilebilirlik kazanmasını sağlar. Bu nedenle yalnızca eda kararları yani yerine getirilmesi için devletin cebri icra organlarının kullanılmasını gerektiren hükümler tenfiz konusu olabilir.

Tenfiz Konusuna Giren Kararlar

  • Nafaka Kararları: Boşanma sonrası yoksulluk veya iştirak nafakası hükümleri.
  • Velayet Kararları: Çocuğun velayetinin düzenlenmesine ilişkin hükümler (icra kabiliyeti taşıyan kısımlar).
  • Tazminat Kararları: Boşanma veya haksız fiil nedeniyle hükmedilen maddi/manevi tazminatlar.
  • Mal Paylaşımı Kararları: Evlilik sonrası mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümler.
  • Alacak Kararları: Bir borcun ödenmesine veya bir malın teslimine yönelik hükümler.

Tanıma ile Farkı

  • Tespit ve inşai kararlar tanıma ile sonuç doğururken,
  • Eda kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için mutlaka tenfiz gerekir.

Örnek

  • Yabancı bir mahkemenin verdiği boşanma kararı, Türkiye’de sonuç doğurması için tanınmalıdır.
  • Ancak aynı kararın içindeki nafaka, tazminat ve velayet hükümleri, cebri icra kabiliyeti taşıdığından mutlaka tenfiz edilmelidir.

Nafaka Kararının Tenfizi

Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş nafaka kararları, Türkiye’de geçerlilik kazanabilmesi için mutlaka tenfiz edilmelidir. Çünkü nafaka, icra edilebilir bir eda hükmü niteliği taşır.

Tenfizin Önemi

  • Yalnızca boşanma kararının tanınması, nafaka yükümlülüğünü Türkiye’de doğurmaz.
  • Nafakanın fiilen ödenebilmesi ve alacaklının icra daireleri aracılığıyla tahsilat yapabilmesi için yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi gerekir.

Uygulama Örneği

  • Yabancı mahkeme, boşanma sonrası eş lehine yoksulluk nafakasına hükmetmişse, bu karar Türkiye’de doğrudan icra edilemez.
  • Alacaklı eşin, Türkiye’de açacağı tenfiz davası sonucunda karar icra kabiliyeti kazanır ve ödenmeyen nafaka, icra takibi ile tahsil edilebilir.

Yargılama Usulü

  • Nafaka kararının tenfizi için açılacak dava, aile mahkemesinde görülür.
  • Mahkeme, kararın MÖHUK’ta düzenlenen tanıma ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığını inceler.
  • Şartlar sağlanmışsa, nafaka kararı Türkiye’de icra edilebilir hale gelir.

Velayet Kararının Tenfizi

Yabancı mahkemelerce verilen velayet kararlarının Türkiye’de icra kabiliyeti kazanabilmesi için tenfiz edilmesi gerekir. Çünkü velayet, doğrudan çocuğun bakımı, eğitimi ve korunmasına ilişkin somut yükümlülükler içerir ve uygulanabilir niteliktedir.

Tenfiz Gerekliliği

  • Yabancı boşanma kararında tarafların medeni halleri için tanıma yeterli olsa da, velayet hükmü ancak tenfiz yoluyla Türkiye’de geçerlilik kazanır.
  • Bu sayede, çocuk teslimi veya velayete ilişkin düzenlemeler Türk icra organları tarafından uygulanabilir hale gelir.

Uygulamada Karşılaşılan Durumlar

  • Uluslararası hukukta genellikle boşanma sonrası ortak velayet anlayışı benimsenir. Böyle bir hüküm yabancı ilamda yer alıyorsa, Türkiye’de de tenfiz edilmesi mümkündür.
  • Ancak eğer karar yalnızca boşanma ile sınırlı ve velayete ilişkin bir düzenleme içermiyorsa, Türk mahkemeleri çocuğun üstün yararını gözeterek re’sen velayet düzenlemesi yapabilir.

İstisnai Nokta

  • Yargıtay kararlarına göre, velayet hükümleri maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Çocuğun menfaati gerektiriyorsa, velayet sonradan yeniden düzenlenebilir. Bu nedenle, yabancı mahkeme kararının tenfizi, Türk mahkemelerinin yeniden inceleme yapmasına engel değildir.

Tanıma Tenfiz Davalarında Revizyon Yasağı

Revizyon yasağı, Türk mahkemelerinin yabancı mahkeme kararlarını tanıma ve tenfiz ederken kararın içeriğini esastan inceleyememesi kuralıdır. Yani, Türk mahkemesi yabancı mahkemenin uyguladığı hukukun doğru olup olmadığını veya kararın esasına ilişkin değerlendirmeleri tekrar gözden geçiremez.

Revizyon Yasağının Amacı

  • Milletlerarası özel hukukta devletler, karşılıklı olarak mahkemelerinin verdiği kararların geçerliliğini kabul eder.
  • Bu sistem, hem uluslararası hukuki güvenliği sağlamak hem de tarafların aynı uyuşmazlık hakkında tekrar yargılama yapılmasının önüne geçmek amacı taşır.

Türk Hukukunda Uygulama

  • Türk mahkemeleri, yabancı mahkeme kararlarını sadece tanıma ve tenfiz şartları bakımından inceler.
  • Kamu düzenine aykırılık, münhasır yetki veya savunma hakkının ihlali gibi hususlar denetlenebilir.
  • Ancak kararın maddi doğruluğu ya da yabancı mahkemenin uyguladığı hukuk esastan tartışılamaz.

Örnek

Bir yabancı mahkeme, boşanma davasında farklı bir ülke hukukunu uygulayarak karar vermiş olabilir. Türk mahkemesi bu uygulamanın doğru olup olmadığını tartışamaz; sadece kararın MÖHUK’taki şartlara uyup uymadığını denetler.

Tanıma ve Tenfiz Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme Nedir?

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli olabilmesi için açılacak tanıma ve tenfiz davalarında görevli ve yetkili mahkemeler kanunda açıkça belirlenmiştir.

Görevli Mahkeme

  • Kural olarak, asliye hukuk mahkemeleri tanıma ve tenfiz davalarına bakmakla görevlidir.
  • Eğer uyuşmazlık aile hukukuna ilişkinse (örneğin boşanma, velayet, nafaka gibi), görevli mahkeme aile mahkemesi olacaktır.
  • Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise davaya asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bakar.

Yetkili Mahkeme

  • Tanıma veya tenfiz davası, davalının Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.
  • Davalının Türkiye’de yerleşim yeri yoksa, dava Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinde açılabilir.
  • Bu düzenleme, davacıya kolaylık sağlamak amacıyla özel olarak tanınmıştır.

Tanıma ve Tenfiz Davaları Hangi Usule Tabidir?

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli olabilmesi için açılan tanıma ve tenfiz davaları, usul açısından belirli kurallara tabidir.

Uygulanan Usul

  • Bu davalarda lex fori ilkesi geçerlidir. Yani, yargılama Türk mahkemelerinde yapıldığından, Türk usul hukuku kuralları uygulanır.
  • Tenfiz davaları, kural olarak basit yargılama usulüne tabidir.
  • Tanıma talepleri de bağımsız dava şeklinde açıldığında aynı usule tabi olur.

Tanıma Talebinin Dava Dışı İleri Sürülmesi

  • Yabancı mahkeme kararının sadece kesin hüküm veya kesin delil etkisinden yararlanmak isteyen taraf, devam eden bir davada tanıma talebinde bulunabilir.
  • Bu durumda ayrı bir dava açmaya gerek yoktur; ilgili mahkemeye yabancı karar sunularak tanıma talep edilir.

Zamanaşımı

  • Tanıma ve tenfiz davaları için 10 yıllık zamanaşımı uygulanır.
  • Bu süre, yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.

Tanıma Tenfiz Davası Ne Kadar Sürer?

Tanıma ve tenfiz davalarının süresi, davanın koşullarına, tarafların bulunduğu ülkeye ve tebligat süreçlerine göre değişiklik gösterebilir.

Ortalama Süre

  • Yurt içinde taraflara yapılacak tebligatlar hızlı ilerlediğinden dava genellikle 6-7 ay içinde sonuçlanabilir.
  • Ancak davalı taraf yurt dışında ikamet ediyorsa, uluslararası tebligat prosedürü devreye girdiğinden süreç uzayabilir. Bu durumda dava süresi bir yıla kadar çıkabilmektedir.

Hızlandırıcı Unsurlar

  • Tarafların davayı bir avukat aracılığıyla takip etmesi, süreci önemli ölçüde hızlandırır. Çünkü bu durumda tebligatlar avukata yapılabilir ve yurt dışına gönderilen evrak beklenmeden işlemler ilerleyebilir.
  • Bu yöntemle davaların birkaç hafta içinde sonuçlandığı uygulamada görülmektedir.

Etkileyen Faktörler

  • Tebligatın hangi ülkeye yapılacağı,
  • Tarafların davaya aktif katılımı,
  • Belgelerin eksiksiz hazırlanıp sunulması,
  • Mahkemenin iş yükü, sürenin uzayıp kısalmasında belirleyici rol oynar.

Tanıma Tenfiz Davasında Duruşmaya Katılmak Zorunlu Mu?

Tanıma ve tenfiz davalarında tarafların bizzat duruşmaya katılma zorunluluğu yoktur. Taraflar, kendilerini bir avukat aracılığıyla temsil ettirdiklerinde, duruşmalara yalnızca vekilleri katılır. Böylece tarafların özellikle yurt dışında bulunmaları halinde Türkiye’ye gelmelerine gerek kalmaz. Bu durum, sürecin hem daha hızlı hem de daha pratik ilerlemesini sağlar.

Tanıma Tenfiz Davası Ücreti Nedir?

Tanıma ve tenfiz davalarında ödenecek ücret; avukatlık ücreti, harçlar ve gider avansı kalemlerinden oluşur.

  • Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, asliye hukuk mahkemelerinde görülen tanıma ve tenfiz davalarında asgari ücret her yıl güncellenir.
  • Baroların yayınladığı tarifelerde ise, uygulamada daha yüksek miktarlar öngörülmektedir.
  • Ayrıca davacı, dava açarken harç ve gider avansını da mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.

Ücretler davanın içeriğine, kapsamına ve avukatın belirlediği serbest mesleki ücrete göre değişkenlik gösterebilir.

Tanıma Tenfiz Dava Dilekçe Örneği

… Aile Mahkemesi’ne

Davacı: … (T.C. Kimlik No: …)
Vekili: Av. …
Davalı: … (T.C. Kimlik No: …)

Konu: Yabancı mahkeme tarafından verilen … tarihli ve … sayılı kararın Türkiye’de tanınması ve tenfizi talebidir.

Açıklamalar:

  1. Davalı ile aramızdaki evliliğe ilişkin … Ülke Mahkemesi’nin … tarihli … sayılı kararı ile boşanmamıza hükmedilmiştir.
  2. Söz konusu karar kesinleşmiş olup, usulüne uygun şekilde onaylı tercümesi ve apostil şerhi dilekçemiz ekinde sunulmaktadır.
  3. Kararın Türkiye’de hüküm doğurabilmesi için tanınması ve tenfizi zorunludur.

Hukuki Sebepler: MÖHUK, HMK ve ilgili mevzuat.
Deliller: Yabancı mahkeme ilamı, kesinleşme şerhi, tercüme ve apostil onayları.
Sonuç ve İstem: Yukarıda açıklanan nedenlerle, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ederim.

Davacı Vekili

İlginizi Çekebilir: Yabancı Çalışma – İkamet İzni Şartları ve Gerekli Evraklar Nelerdir?

Yabancı Mahkeme Kararlarını Tanıma ve Tenfiz Davası” Makalemize 1 Yorum Yapıldı:

  1. Mustafa tosun dedi ki:

    Özbek bir bayanla evlilik yaptım hiç benim ikametimde olduğu halde benim rahat yaşamam lazım ben özgür yaşamak istiyorum ben ayrı yaşarım. sadece vatandaşlık ve oturum için aile birleşimi yapmak istemiyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir