Anlaşmalı Boşanma Nedir? Anlaşmalı Boşanma Nasıl Olur?
Anlaşmalı Boşanma Nedir?;Anlaşmalı boşanma, evlilik birliği içerisinde olan eşlerin hür iradeleri ile boşanmada ve boşanmanın tüm hukuki ve mali sonuçları üzerinde anlaşmaları anlamına gelmektedir. Fakat eşlerin boşanmanın tüm hususlarında mutabık olmaları anlaşmalı boşanma için tek başına yeterli değildir. Ayrı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 166. Maddesinin 3. Fıkrasında anlaşmalı boşanma şartların da sağlanmış olması gerekmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Nedir?
TMK 163. Maddenin 3. Fıkrasında şöyle denmektedir : ”Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”
Burada ilk belirtilmesi gereken husus, anlaşmalı boşanmak isteyen eşlerin hangi mahkemeye dava açmaları gerektiği hususudur. Boşanma davalarında görevli mahkemeler eğer davanın açılacağı ilde mevcutsa Aile Mahkemeleri, değilse de Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Kişiler boşanma davası açmak istedikleri durumlarda yetkili mahkemeye boşanma dilekçelerini sunarlar. Boşanma davalarında yetkili mahkemeler, eşlerin son altı ay içerisinde birlikte ikamet ettikleri yerdeki Aile Mahkemesi ya da Asliye Hukuk Mahkemesidir. Eşlerin altı aydan daha uzun süredir farklı yerlerde ikamet etmesi durumunda ise dava, eşlerden birinin ikamet ettiği yerdeki mahkemede açılmalıdır.
Yukarıda verilen kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesinin ilk şartı mevcut evliliğin en az bir yıl sürmüş olmasıdır. Evlilik akdinin kurulmasının üzerinden en az bir yıl geçmediği taktirde eşler, boşanma davası açamamaktadır.
Anlaşmalı boşanmanın ikinci şartı, eşlerin birlikte dava açması veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesidir. İlk durum, eşlerin birlikte karar alarak hazırlamış oldukları dilekçeyi ve Anlaşmalı Boşanma Protokolü mahkemeye sunmasıdır. İkincisi ise eşlerden biri anlaşmalı boşanma veya başka bir boşanma sebebine dayanarak dava açarsa ve diğer eş de bu davayı kabul ederse meydana gelir. Bu iki durumda da anlaşmalı boşanma söz konusu olur.
Bir diğer koşul ise evlilik birliğini sonlandırmak isteyen eşlerin, boşanmanın mali ve hukuki sonuçları konusunda anlaşmış olmalarıdır. Eşler ilk olarak, bu hususları barındıran anlaşmalı boşanma davası dilekçesini ve protokolünü hakimin inclemesi için mahkemeye sunarlar. Eşlerin hâkime yazılı ya da sözlü olarak sunduğu bu protokol içerisinde varsa müşterek çocuğun velayeti, evlilik içerisinde edinilmiş malların paylaşılması ve nafaka gibi hususlarda uzlaşma içerisinde olduklarını beyan ederler.
Eşlerin sunmuş olduğu anlaşmalı boşanma dilekçesi ve protokolü, hakimin onayına sunulur. Hakim, eğer varsa müşterek çocukların ve tarafların menfaatlerini göz önünde bulundurarak söz konusu protokolü onaylar. Ek olarak belirtmek gerekir ki özellikle çocukların menfaatini gözetmek adına hakimin, boşanmak isteyen eşlerin kendisine sunmuş olduğu anlaşmalı boşanma protokolünde gerekli gördüğü taktirde birtakım değişiklikler yapma seçeneği mevcuttur. Fakat bu değişiklikler boşanma kararı alan eşler tarafından da kabul edilmelidir.
Anlaşmalı boşanma durumunda mevcut olması gereken son şart ise tarafların hâkim huzurunda dinlenmesidir. Boşanma davalarında taraflar, davayı kendileri yürütebileceği gibi bir avukat eşliğinde de yürütebilmektedirler. Fakat kanuna göre anlaşmalı boşanma durumu söz konusu ise taraflar, boşanma davası sürecini avukat ile beraber takip ediyor olsa bile duruşmaya iştirak etmekle yükümlüdür.
Belirtmek gerekir ki bu sayılan şartların hepsinin birlikte gerçekleşmesi durumunda, anlaşmalı boşanma davası hukuki sonuç doğurur. Sayılan şartlar kümülatif olarak gerçekleşmelidir aksi taktirde boşanma davası usulden reddolunur.
Anlaşmalı Boşanma Ne Kadar Sürer
Tarafların hazırlamış oldukları anlaşmalı boşanma protokolü ve dava dilekçesi, yetkili mahkemeye sunulduktan sonra gerekli harç ve masrafların ödenmesi gerekemktedir. Bu aşamadan sonra duruşma tarihinin ve diğer bazı hususları içeren bir tensip zaptı düzenlenir ve taraflara tebliğ edilir. Taraflar, duruşma gününde duruşmaya bizzat iştirak ederek protokolde düzenledikleri hususları onayladıklarını sözlü olarak bildirirler. Daha sonra mahkeme tarafından anlaşmalı boşanma hükmü tayin edilir. Son aşamada ise hakim tarafından verilmiş olan karar, gerekçelendirilerek taraflara tebliğ edilir ve kararın kesinleştirilir.
Görüldüğü üzere Anlaşmalı boşanma davası süreci, birçok komplike süreci ihtiva eden çekişmeli boşanma davası sürecine göre daha net ve daha kısa sürmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar hem boşanma konusunda hem de boşanmanın doğuracağı nafaka, velayet ve tazminat gibi sonuçlar üzerinde uzlaşı sağlamış olduklarından dava, oldukça kısa sürede sonuçlanabilmektedir. Kesin olmamakla birlikte anlaşmalı boşanma davaları uygulamada ortalama 1 ile 3 aylık bir süre içerisinde sonuçlanabilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Dilekçesi Örneği
ANKARA ( ). AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI: Ad- Soyad (T.C. Kimlik Numarası) – ADRES
DAVALI: Ad- Soyad (T.C. Kimlik Numarası) – ADRES
KONU: Anlaşmalı boşanma dava dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Çiftler …/…/… tarihinde evlenmiş olup bu evliliklerinden … doğumlu …. isimli çocukları bulunmaktadır.
2-) Taraflar evliliklerini devam ettiremeyecek durumda olduklarından evlilik birliğini sonlandırmak istemişlerdir.
3-) Çiftlerin …/…/… tarihinde imzalamış oldukları anlaşmalı boşanma sözleşmesi ektedir.
Netice-i Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, çiftlerin imzalamış oldukları …/…/… tarihli anlaşmalı boşanma anlaşması gereği boşanmaları yönünde karar verilmesini mahkemenizden saygılarımızla talep ederiz. …/…/2023
Davacı Vekili
Av. Ad Soyad
İmza
Anlaşmalı Boşanma Davasını Kim Açabilir?
Anlaşmalı boşanma davasını eşlerden herhangi biri açabilmektedir. Ancak bu durumda diğer eş tarafından davanın kabul edilmesi gerekir. Bununla birlikte eşler aynı dilekçeyi imzalayarak da bu davayı açabilirler. Hatta Türk Medeni Kanunu’nda eşlerin birlikte başvurmasından bahsedilmiş olsa da uygulamada birlikte başvurmak şart değildir. Bu sebeple diğer eş tarafından kabul edilmesi halinde anlaşmalı boşanma davasının eşlerden biri tarafından açılması yeterlidir. Diğer eşin davayı kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma davası görülecektir.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı
Anlaşmalı boşanma davası boşanmak isteyen çiftin kendi içlerinde nafaka, mal paylaşımı, çocuğun velayeti gibi önemli hususlarda anlaşmaları ve bunu protokol çerçevesinde düzenleyerek mahkemeye başvurdukları bir dava türüdür. Anlaşmalı boşanma davası Türk Medeni Kanunu Evlilik Birliğinin Sarsılması başlıklı 166. Maddesinde düzenlenmiştir.
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Madde 166-
…
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
…
Maddeden de anlaşılacağı üzere tarafların anlaşmaları ve hakimin gözetimi altında anlaşmalı boşanma davası sonuçlandırılmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları
1. Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Evliliğin bir yıldan az sürmüş olması halinde eşler çekişmeli boşanma davası ile boşanabilmektedir.
2. Boşanma ve boşanmaya bağlı tüm sonuçlar üzerine anlaşılmış olması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, tazminat, velayet, mal paylaşımı, ziynet alacağı gibi konularda anlaşılması gerekmektedir.
3. Eşlerin boşanmak için mahkemeye birlikte başvurması ya da birinin başvurusunun ardından diğer eşin davayı kabul etmesi gerekmektedir.
4. Anlaşmalı boşanmada taraflar hakim tarafından bizzat dinlenmeli ve iradelerini serbestçe açıkladıklarına hakim tarafından kanaat getirmelidir.
5. Tarafların hazırlayıp imzaladıkları anlaşmalı boşanma protokolünü hakimin uygun bulması gerekmektedir.
Anlaşmalı Boşanmada Boşanmanın Ferileri
Boşanma davasının ferileri velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminattır. Tarafların aralarında anlaşmalı boşanma kararı alarak protokol hazırlamaları halinde bu protokole boşanmanın ferilerine ilişkin hüküm eklenebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında boşanma protokolüne taraflar boşanmanın ferilerine ilişkin hüküm ekleyebilmektedirler. Ancak bu hükümler kamu düzeni ve hukuk kuralları dahilinde eklenebilir. Burada taraflar her ne kadar boşanmanın ferilerine ilişkin protokole hüküm eklemiş olsa da hâkim somut olaya göre gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Hâkimin yaptığı değişiklikleri tarafların kabul etmeleri halinde anlaşmalı boşanmanın önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Ancak taraflar yapılan değişiklikleri kabul etmezlerse anlaşmalı boşanma gerçekleşemez.
Anlaşmalı Boşanmada Müşterek Çocukların Velayeti
Yukarıdaki başlıklarımızda da bahsettiğimiz üzere anlaşmalı boşanma davası tarafların iradelerinin esas alındığı bir dava türüdür. Dolayısıyla anlaşmalı boşanmada hâkimin takdir yetkisi oldukça kısıtlıdır. Hâkimin anlaşmalı boşanma davasında taktir yetkisini kullanabileceği hususlardan biri de çocuğun velayetidir. Çünkü burada çocuğun velayetinde esas olan çocuğun üstün menfaatidir. Taraflar anlaşma sağlamış olsa da hâkim çocuğun üstün menfaatini göz önünde bulundurarak tarafların bu konudaki anlaşmalarını değerlendirir.
Velayet hususu boşanmanın gerçekleşmesi ve hükmün kesinleşmesi sonrasında müşterek çocuğun eğitim, bakım, barınma vb. ihtiyaçlarından kimin sorumlu olacağını belirlemektedir. Taraflar her ne kadar anlaşmalı boşanma protokolüne ortak velayet yazsa da bu husus tartışmalıdır. Türk Medeni Kanunu’muzda kural olarak ortak velayet söz konusu değildir. Hukuken ortak velayetin mümkün olup olmaması tartışmalı olmakla birlikte anlaşmalı boşanma protokolüne yazılması bazı aile mahkemesi hakimleri tarafından kabul edilmemektedir. Ancak tarafların anlaşma iradelerinin ortadan kalkma riskine karşı ortak velayet ibaresini kabul eden aile mahkemesi hakimleri de bulunmaktadır.
Anlaşmalı Boşanmada Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Kararı
Boşanmada çocukla kişisel ilişki kurulması hususu Türk Medeni Kanunu 182. Maddesinde düzenlenmiştir.
VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları
1. Hâkimin takdir yetkisi
Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
Boşanmanın sonucu olarak ergin olmayan çocuğun velayeti ayrılan eşlerden birine verilmektedir. Kendisine velayet verilmemiş olan ebeveynin belirli zamanlarda müşterek çocuk ile ilişki kurmasına kişisel ilişki denmektedir. Kişisel ilişkinin çocuğun psikolojik, sosyal, pedagojik, ruhsal vb. açılardan gelişiminde önemli bir husus olması nedeniyle kanunda düzenlenmiş olan bir husustur. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolüne çocukla ebeveynin kuracağı kişisel ilişki üzerine de hüküm ekleyebilirler. Eklenmemesi halinde ise hakim tarafından eklenmektedir. Çünkü müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişki yalnızca ebeveynler için değil çocuğun üstün yararı için de önem arz etmektedir ve dolayısıyla kamu düzenine ilişkindir.
Anlaşmalı Boşanmada Nafaka
Anlaşmalı boşanma davası protokolünde nafakaya ilişkin düzenleme bulunmaması halinde boşanma gerçekleşemeyecektir. Nafaka, Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş olan koşulların varlığı halinde mahkeme kararıyla bir eşin diğer bir eşe ödemekle yükümlü olduğu paradır. En baştan anlaşmalı boşanma davası tercih edilmesi halinde iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası şeklinde ayrım yapmak gerekecektir. Boşanma protokolünde eşe verilen nafaka türü olan yoksulluk nafakası hususunda anlaşılmış olunması halinde nafakaya hükmolunacaktır. Ancak burada tarafların yoksulluk nafakasından açıkça vazgeçmiş olmaları ya da protokol gereği tarafların nafaka taleplerinin olmadığının anlaşılması halinde sonradan yoksulluk nafakasına hükmedilememektedir. Anlaşmalı boşanma aşamasında kararlaştırılan hususların sonradan dava yolu ile talep edilmesi de mümkün değildir.
Anlaşmalı Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere anlaşmalı boşanmada tarafların boşanma ve sonuçlarına ilişkin Anlaşmalı Boşanma Protokolü yapılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar tazminat talep etmedikleri, bu hususta anlaşmadıkları taktirde tazminat haklarından feragat etmiş kabul edilmektedirler. Ancak eşlerden biri maddi veya manevi tazminat talebinde bulunup diğer eş bu talebi ve talep edilen bedeli kabul ederse tazminata hükmedilecektir. Anlaşmalı boşanmada kusur şartı aranmadığından hakim tazminata ilişkin hüküm kurarken kusur tespitinde bulunmayacaktır. Tazminat esasında eşlerin kusuruna dayanarak talep edilmektedir. Genel kural boşanmaya dayalı maddi ve manevi tazminat talebinde tarafların kusurlarının boşanma davası sürecinde değerlendirilmesi sonucu karara bağlanmasıdır. Ancak anlaşmalı boşanmada taraflar birbirlerine kusur isnat etmeksizin imzaladıkları prosedür ve irade beyanları doğrultusunda karar verilmesidir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere anlaşmalı boşanmada eşler kendi aralarında anlaşır ve boşanma protokolü imzalarlar. Bu sebeple anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı da tarafların özgür iradesinde olup istedikleri şekilde paylaşabilirler. Eşler burada malları yarı yarıya paylaşmayı tercih edebilecekleri gibi farklı bir oranlarda paylaşmayı da tercih edebilirler. Yine boşanma protokolüyle eşlerden herhangi biri mal paylaşımına dair tüm haklarından feragat edebilir. Ancak bu hususun boşanma protokolüne ayrıca ve açıkça yazılması gerekmektedir. Aksi taktirde boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin herhangi bir hususun bulunmaması, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık dava zamanaşımı süresi içinde boşanmada mal paylaşımı davası açılabilmesi hakkını doğuracaktır. Bu haliyle anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı hususu maddi ve manevi tazminat talebi hususundan ayrılmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Eşyaların Durumu
Anlaşmalı boşanma davalarında mahkemeye sunulan boşanma protokolünde eşyaların nasıl paylaşılacağının belirlenmesi gerekmektedir. Taraflar eşyaları paylaştıklarına ya da ne şekilde paylaşacaklarına dair hususu protokolde usule ve esasa uygun olacak şekilde düzenlemelidirler. Boşanmada ev eşyalarının paylaşılması aşamasında aynen ya da nakden paylaşım gerçekleşebilmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere anlaşmalı boşanmada taraf iradeleri ön plandadır. Bu sebeple taraflar kendileri belirlemektedirler.
Ancak belirlenmemesi durumunda taraflardan herhangi birinin hak kaybı yaşama ihtimali yüksektir. Ziynet eşyalarının paylaşımında ise belli başlı istisnalar haricinde ziynet eşyalarının kadına bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Ancak bu durum son zamanlarda çıkan kararlarla değişmeye başlamıştır. Ziynet eşyalarından kasıt düğünde takılan bilezik, altın vb. dir. Ziynet eşyalarına ilişkin boşanma protokolünde açıkça hüküm bulunmaması ve tarafların ziynet eşyalarından açıkça feragat etmiş olmamaları halinde sonradan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava açılabilecektir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Ziynet Eşyaları
Ziynet eşyaları yargıtay içtihatlarında düğünde damada ve geline verilen hediyeler, süs eşyaları olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak yargıtay kararları ziynet eşyalarının özellikle düğünde takılan takıların kadına ait olacağı yönünde karar vermiş olsa da son günlerde bu durumda değişiklik gözlenmektedir. Bir takı sadece kadına ya da sadece erkeğe özgü ise bu durumda kendisine özgü olan tarafa verileceği, aksi taktirde düğünde kimin üstüne takıldıysa o kişiye verileceği yönünde kararlar verilmeye başlanmıştır. Anlaşmalı boşanmada ise ziynet eşyalarının paylaşımına ilişkin boşanma protokolünde infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde düzenlenebilir. Anlaşmalı boşanmada protokolde konuya ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmaması halinde ise taraflar ziynet eşyalarından açıkça feragat etmiş olmadıkça ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava açarak talep edebileceklerdir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli Mahkeme
Aile hukukundan doğan davalarda 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca Aile Mahkemeleri yetkilidir. Ancak aile mahkemesi bulunmayan bir yerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaktadır. Burada Asliye Hukuk Mahkemesi bu davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakmaktadır. Aile mahkemeleri evlilik birliğinin sonra erdirilmesine ilişkin davalara, velayet, nafaka, aile içi şiddet mağdurlarına yönelik koruma tedbirleri, boşanma sonrası maddi ve manevi tazminat davaları ile nafaka talepleri, evlilik birliğinin sona ermesinin ardından mal paylaşımına ilişkin davalara bakmakla görevlidir. Davanın görevsiz mahkemede açılması belli başlı sorunları ya da zaman kaybını beraberinde getirebileceğinden dikkat edilmesinde fayda vardır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
Boşanma davalarında yetkiye ilişkin düzenleme Türk Medeni Kanunu 168. Maddesinde yapılmıştır.
II. Yetki Madde
168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Görüleceği üzere boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri ya da davadan önce son altı ay içerisinde birlikte oturdukları yerde açılabilmektedir. Ancak anlaşmalı boşanmada tarafların birlikte davayı açıyor olması nedeniyle ortak belirledikleri yerde bu davayı yürütmelerinin önünde herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır. Çünkü tarafların anlaşarak ortak bir yerde açmış olması durumunda, yetki itirazı yapılmayacak dolayısıyla dava görülecektir.
Anlaşmalı Boşanma Kararı Nasıl Kesinleştirilir?
Anlaşmalı boşanma davalarında karşılıklı anlaşma durumu söz konusudur. Bu sebeple eşler verilen kararda herhangi bir yanlışlık görmedikleri sürece dava sürecinin en kısa sürede tamamlanmasını beklemektedirler. Burada asgari müşterekte buluşmuş olan eşlerin2 haftalık istinaf süresini beklemeden istinaf kanun yolundan feragat etme dilekçesini mahkemeye sunarak bu yoldan vazgeçmeleri mümkündür. Aksi taktirde gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi beklenmeli, ardından 2 haftalık istinaf kanunu yolu süresinin dolmasının beklenmesi gerekecektir. Burada kesinleşmiş olan kararın nüfus idaresine gönderilmesiyle birlikte kişiler gerekli değişiklikleri kolaylıkla gerçekleştirebilecektir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokol Nasıl Hazırlanır?
Tarafların anlaşmalı boşanmaya karar vermeleri halinde mahkemeye sundukları anlaşmaya boşanma protokolü denmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünde maddi ve manevi tazminata ilişkin taraflardan herhangi birinin talebi varsa ve bu konuda anlaşma sağlandıysa bu husus mutlaka yazılmalıdır. Bununla birlikte yoksulluk nafakası, çocukların velayeti, velayet kendinde bulunmayan tarafın çocukla kişisel ilişkisine ilişkin düzenlemeler protokolde mutlaka bulunmalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı ve iştirak nafakasına ilişkin düzenleme bulunmaması halinde ayrı dava ile talep edilebilecektir. Ancak maddi ve manevi tazminata ilişkin talep anlaşmalı boşanma sağlandıktan sonra talep edilemeyecektir. Protokol maddeleri şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü hakimin de uygun bulması halinde aynen geçerli olmakla ilam hükmünde olmaktadır. Bu sebeple kesinleşmesinden itibaren mahkeme kararından bir farkı kalmamakta ve bağlayıcı olmaktadır.
Avukatsız Anlaşmalı Boşanma Nasıl Olur?
Tercihen taraflar boşanma sürecini avukat ile yürütmek isteyebileceği gibi ekonomik kaygılar ve benzeri sebeplerle avukatsız yürütmek de isteyebilmektedirler. Öncelikle anlaşmalı boşanmada tarafların evlilik birliğini sonlandırma konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bu anlaşma mal paylaşımı, nafaka ve varsa çocukların velayeti gibi konuları kapsamaktadır. Taraflar anlaşmalı boşanma dilekçesi hazırlarlar. Bu dilekçede tarafların kimlik bilgileri, evliliğin ne zaman ve nerede gerçekleştiği, boşanma sebebi ve anlaşma sağlandığı gibi detaylara yer verilmelidir. Bu şekilde hazırlanmış dilekçe ekleri ile birlikte aile mahkemesine sunulur. Sonrasında mahkeme tarafları duruşmaya çağırır. Burada hakim tarafların boşanma konusunda net bir şekilde karar verip vermediklerini, boşanmaya bağlı hususlarda anlaşıp anlaşamadıklarını kontrol eder. Tarafların şartlara uymaları, her iki tarafın da rızasının bulunması, hakimin boşanma protokolünü uygun bulması halinde boşanma kararı verilir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.