Haksız Arama Suçu TCK M.120
Haksız arama suçu, tck 120 kapsamında, bir kimsenin üstünün veya eşyasının kamu görevlisi tarafından hukuka aykırı biçimde aranmasıyla oluşan, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilen özgü suç tipidir. Düzenleme, Türk Ceza Kanunu madde sistematiği içinde “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alır ve bireyin özel hayatın gizliliği, bedensel dokunulmazlığı ve kişisel güvenliği üzerinde doğrudan etki doğurur. TCK 120 maddesi, arama yetkisinin kaynağına ve sınırlarına uyulmadığında ortaya çıkan usulsüz arama uygulamalarını cezalandırmayı amaçlar. Bu bağlamda, arama işlemi CMK ve ilgili mevzuatta gösterilen şartlara bağlı olup, keyfi müdahaleler “usulsüz arama cezası” ile karşılık bulur.
Suçun koruduğu hukuki değer; özel hayatın gizliliği ile kişinin maddi-manevi varlığıdır. Adli arama ile önleme araması ayrımı ve bunların şartları, TCK 120 madde gerekçesi ve bağlantılı usul hükümleri (örneğin CMK 116 ve devamı) dikkate alınarak değerlendirilir. Turk ceza kanunu 120 madde başlığında, failin yetkisiz şekilde veya yetki sınırlarını aşarak yaptığı her türlü üst/eşya araması suç sayılır; aramanın “ev” ortamında denetimsiz gerçekleştirildiği usulsüz ev araması örnekleri de ayrıca konut dokunulmazlığı bakımından sonuçlar doğurabilir. Kısacası, tck 120 maddesi kamu görevlisinin arama yetkisini belgelendirilmiş ve ölçülü kullanım şartına bağlar; bu şartların dışına çıkıldığında, haksız arama suçu gündeme gelir ve yaptırım uygulanır. Bu makalede, düzenlemenin kapsamını, unsurlarını, usulsüz arama ile usulsüz arama cezası arasındaki ilişkiyi ve TCK 120’nin uygulamadaki görünümünü ayrıntılarıyla ele alacağız.
HAKSIZ ARAMA SUÇU MADDE METNİ
Madde 120- (1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Haksız Arama Suçunun Soruşturulması
Haksız arama suçu yalnızca kamu görevlisi tarafından işlenebildiği için soruşturma sürecinde özel usul hükümleri devreye girer. Temel ayrım, eylemin adli görev sırasında mı yoksa idari görev kapsamında mı işlendiğidir:
- Adli görev sırasında işlenirse: CMK çerçevesinde cumhuriyet savcısı doğrudan soruşturma yürütür (CMK m.161/5 mantığı). Bu durumda hakim/savcı denetimi, delil toplama, ifade alma ve koruma tedbirleri genel hükümlere göre yapılır.
- İdari görev sırasında işlenirse: 4483 sayılı Kanun hükümleri gündeme gelir; ilgili soruşturma izni prosedürü işletilir. İzin merciinin kararı sonrası savcılık süreci ilerler.
Özel güvenlik görevlileri bakımından, 5188 sayılı Kanun m.23 uyarınca görevleriyle bağlantılı suçlarda kamu görevlisi gibi sorumluluk rejimi uygulanır; ancak uygulamada soruşturma, çoğu kez genel hükümlere göre savcılıkça yürütülür. Soruşturma makamları, aramanın adli arama mı yoksa önleme araması mı olduğuna, karar/emir varlığına, yer–zaman–kapsam sınırlarına ve tutanak ile tanık şartlarına özellikle bakar. Bu noktalar, tck 120 madde gerekçesi ve Türk Ceza Kanunu madde sistematiğiyle uyumlu değerlendirilmelidir.
İhbar ve şikâyet: Suç şikâyete tabi değildir; savcılık resen harekete geçebilir. Mağdurun başvurusu, olayın yer–zaman–fail ve işlem belgeleri ile usulsüz arama iddiasını somutlaştırmalıdır (ör. arama saati, yer, eşya/üst kapsamı, yazılı emir/karar bulunup bulunmadığı, tanık/kamera bilgisi). Usulsüz ev araması iddiasında ayrıca konut dokunulmazlığı boyutu delillendirilmelidir.
Haksız Arama Suçunun Cezası (TCK m.120)
Hukuka aykırı şekilde bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisi, TCK 120 uyarınca 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenleme, tck 120 maddesi kapsamında özgü suç niteliğinde olduğundan ceza yalnızca kamu görevlisi fail hakkında uygulanır. Uygulamada temel esaslar şöyledir:
- Yaptırımın türü ve sınırı: Alt sınır 3 ay, üst sınır 1 yıl hapistir. Somut olayda hukuka aykırılığın ağırlığı, kasıt yoğunluğu, mağdur üzerindeki etki, yer–zaman–kapsam bakımından ihlalin derecesi ceza tayininde dikkate alınır.
- Seçenek yaptırımlar: Kısa süreli hapis cezaları için hâkim, koşulları varsa adli para cezasına çevirme veya erteleme kurumlarını değerlendirebilir. Böylece usulsüz arama cezası bazı dosyalarda adli para cezasına dönüşebilir.
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB): Sanık hakkında şartları gerçekleşmişse, HAGB uygulanabilir. Denetim süresi sorunsuz tamamlanırsa hüküm sonuç doğurmaz.
- Tekerrür ve zincirleme: Aynı mağdura veya farklı kişilere karşı birden çok usulsüz arama yapılıp yapılmadığı, tekerrür ve zincirleme suç hükümleri yönünden ayrıca incelenir.
- Bağlantılı suçlar: Eylem konuta taşmışsa konut dokunulmazlığını ihlal, zor kullanma varsa cebir, özgürlüğün sınırlandırılması söz konusuysa kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi ayrıca değerlendirilmesi gereken suç tipleri gündeme gelebilir. Bu hallerde turk ceza kanunu 120 madde dışındaki hükümlerle birlikte içtima kuralları uygulanır.
- Takdiri indirim–artırım nedenleri: Failin görev konumu, olayın şartları, pişmanlık, zararın giderilmesi gibi hususlar TCK m.62 (takdiri indirim) yönünden gözetilebilir; buna karşılık kamu görevine duyulan güvenin sarsılması gibi etkenler cezanın belirlenmesinde aleyhe değerlendirme doğurabilir.
Özetle, tck 120 ihlallerinde mahkeme; hukuka aykırılığın kaynağını (karar/emir yokluğu, kapsam aşımı, usule aykırılık), manevi unsuru (kast) ve mağdur üzerindeki etkileri birlikte tartarak 3 ay–1 yıl hapis bandında ceza belirler; koşulları varsa HAGB, erteleme veya adli para cezasına çevirme gibi sonuçlar doğabilir. Bu yönleriyle TCK 120 hem caydırıcılık sağlar hem de arama yetkisinin kanuni sınırlar içinde kullanılmasını teminat altına alır.
Haksız Arama Suçunun Şikâyet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma
Şikâyet koşulu: Haksız arama suçu şikâyete tabi değildir. Savcılık, olay öğrenildiğinde re’sen soruşturma başlatabilir. Mağdur başvurusu; yer–zaman, işlemi yapan görevli, arama kapsamı (üst/eşya/araç/konut), yazılı emir/karar bulunup bulunmadığı ve tanık–kamera bilgileriyle somutlaştırılmalıdır. Usulsüz arama konuta sirayet etmişse, ayrıca konut dokunulmazlığı boyutu delillendirilmelidir.
Uzlaşma: Uzlaşma kapsamında değildir. Bu nedenle taraflar uzlaşsa dahi kamu davası üzerinde düşürücü etki doğurmaz. Uzlaşma teklifi yapılmaz, yapılsa da sonuç doğurmaz.
Dava zamanaşımı: Genel hükümler uyarınca 8 yıl dava zamanaşımı süresi uygulanır. Süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Zamanaşımı dolduğunda kamu davası düşer; dolmadan savcılığa ihbar/başvuru yapılması mümkündür.
Mağdurun şikâyetten vazgeçmesi: Şikâyete tabi suç olmadığı için vazgeçme yargılamayı düşürmez. Delillerin toplanmasına ve kamu davasına engeli yoktur.
Haksız Arama Suçunun Unsurları
Haksız arama suçu; yalnızca kamu görevlisi tarafından işlenebilen, kişinin üstü veya eşyası üzerinde hukuka aykırı arama yapılmasıyla oluşan özgü suç tipidir. Düzenleme, türk ceza kanunu madde sistematiğinde “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alır ve bireyin özel hayatın gizliliği ile kişi hürriyeti ve güvenliğini korur.
1) Fail – Kamu Görevlisi
Fiilin faili, arama yetkisini kanundan alan kamu görevlisidir. Yetkisiz kişi tarafından yapılan kontrol, “arama” niteliği taşımıyorsa TCK 120 kapsamında değerlendirilmez; ancak kamu görevlisinin belgesiz, yetkisiz veya sınırı aşan müdahalesi, arama halini alır ve tipikliği sağlar.
2) Mağdur ve Konu
Mağdur, üstü veya eşyası aranan gerçek kişidir. Konu; giysi cepleri, çanta, valiz, araç içi/bagaj gibi eşya kapsamını da içerir. Konut içine taşan denetimler usulsüz ev araması sorununu doğurur ve ayrıca konut dokunulmazlığı bakımından sonuçlar doğurabilir.
3) Hukuka Aykırılık – Tipik Hareket
Tipiklik, hukuka aykırı arama ile gerçekleşir. Hukuka aykırılık şu hallerde ortaya çıkar:
- Yetki kaynağının yokluğu: Hakim kararı, CMK’ya uygun yazılı emir veya açık kanuni dayanak bulunmaması.
- Yetki sınırının aşılması: Yer, kişi, zaman bakımından karar/emrin kapsamı dışında hareket edilmesi.
- Usule aykırılık: CMK 116–119’daki şekli şartlara, tanık ve tutanak kurallarına uyulmaması.
- Ölçüsüzlük: Arama amacını aşan ve orantısız müdahale.
4) Manevi Unsur – Kast
Suç kasten işlenir. Failin, yetkisinin bulunmadığını veya sınırı bildiği hâlde aramaya yönelmesi gerekir. Taksir yeterli değildir; örneğin yanlış kişiye sehven arama uygulanması kural olarak TCK 120 kapsamına girmez.
5) Hukuka Uygunluk Nedenleri
- Adli arama: Somut suç şüphesi üzerine, CMK 116 ve devamındaki koşullarla yapılır.
- Önleme araması: Suçun işlenmesini önleme amacıyla, açık kanuni dayanak ve belirli yer–zaman–kapsam sınırlarıyla yürütülür.
- Rıza: Tek başına kanuni şekil şartlarının yerine geçmez; usul eksikliği rızayla giderilemez.
6) Seçimlik Hareketler
i) Üstün aranması, ii) Eşyanın aranması. Bu iki hareketten herhangi biri hukuka aykırı gerçekleştirildiğinde suç oluşur. Toplu etkinliklerde “genel ve belirsiz” emirlerle yapılan taramalar usulsüz arama niteliği taşır.
7) Korunan Hukuki Değer
Özel hayatın gizliliği, maddi–manevi bütünlük, hukuka bağlı idare ilkesi ve kişi güvenliği. Bu değerlerin ihlali halinde usulsüz arama cezası gündeme gelir.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ HALLERİ
1.Suça Teşebbüs
Haksız arama suçu, hukuka aykırı olarak arama işlemine başlanmasıyla tamamlanır, aramanın bitmesiyle sona erer. Bu niteliğiyle haksız arama suçu, ani ve sırf hareket suçudur. Sırf hareket suçu olduğundan dolayı bu suçun teşebbüse elverişli olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır.
2. Suça İştirak
Hukuka aykırı arama fiili birden fazla kişi ile gerçekleştirilmişse haksız arama suçuna iştirak söz konusu olacaktır. Haksız arama suçu sadece kamu görevlisi tarafından işlenebildiği için bu suçun özgü bir suç olduğunu yukarıda belirtmiştik. Dolayısıyla bu suça iştirak eden kişi eğer kamu görevlisiyse fail sıfatına haiz olabilir, kamu görevlisi değil ise bu suçtan azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilir.
3. İçtima
Haksız arama suçu, TCK m.257’ de düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma suçunun özel bir halidir. Haksız arama suçunu işleyen kamu görevlisi aynı zamanda görevi kötüye kullanma suçunu da işlemiş olacaktır. Ancak haksız arama suçu kanunda ayrıca düzenlendiğinden özel norm niteliğinde olup haksız arama suçunu işleyen fail ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmaz.
Kamu görevlisinin hukuka aykırı arama sırasında ayrıca suç teşkil eden bir fiil de gerçekleştirmiş ise, bu fiilden dolayı da sorumlu olacak ve fikri içtima kuralları gereğince cezalandırılacaktır.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Haksız Arama Suçunun cezasının miktarı üç aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğu için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Haksız Arama Suçunda yetkili mahkeme haksız arama fiilinin işlendiği yer mahkemesidir.
HAKSIZ ARAMA SUÇU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI
YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2020/ 318 E. 2023 / 384 K.
“Sanıklar ile inceleme dışı sanık …’in içinde bulunduğu aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünür yerlerinden olmayan motor kapağı altındaki kısmında yapılan arama işleminin, PVSK’nın 4/A maddesi kapsamında gerçekleştirilen bir kontrol olarak adlandırılmasının mümkün olmaması, 06.12.2009 tarihli olay tutanağında ve bu tutanağı mahkemede doğrulayan tutanak düzenleyici tanıkların beyanlarında; … içinden yoğun bir esrar kokusunun geldiğinin ve aracın trafik kayıt bilgileri ile sanıkların kimlik bilgilerinin uyuşmadığının belirtilmesi karşısında, uyuşturucu maddenin ele geçirilmesinden önce sanıklarla ilgili olarak suç şüphesinin ve emarelerinin ortaya çıktığının anlaşılması, bu durumda görevlilerce, 5271 sayılı CMK’nın 2/e, 161 ve 2559 sayılı PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca derhal Cumhuriyet savcısına olayın haber verilip Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmesi ve CMK’nın 116 ve 119. maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri veya mahkemeden alınacak adli arama kararı uyarınca araçta arama yapılması gerekirken, usulüne uygun olarak verilmiş bir adli arama kararı ya da yazılı arama emri bulunmaksızın araçta arama yapılıp hava filtresinin üzerinde bulunan poşet içindeki esrarın ele geçirildiğinin ve arama işleminin bitirilip uyuşturucu maddenin görevlilerce muhafaza altına alınmasından sonra Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinin anlaşılması, görevlilerce istenmesi üzerine, arama işlemenin yapılabilmesi amacıyla sanık … tarafından aracın motor kapağının açılmış olmasının, adli arama kararı veya yazılı arama emri alınması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı ve yapılan bu işleme hukuki geçerlilik kazandırmadığı, yine aynı şekilde uyuşturucu maddenin ele geçirilip muhafaza altına alınmasından saatler sonra, mahkemeden alınmış adli arama kararının ve bu karara istinaden … İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Amirliğinde yapılmış olan arama işleminin, adli arama kararı ya da yazılı arama emri olmaksızın gerçekleştirilen ilk arama işlemini hukuken geçerli hâle getirmesinin mümkün olmaması birlikte değerlendirildiğinde; usulüne uygun verilmiş bir yazılı arama emri veya adli arama kararı bulunmaksızın sanıkların içinde bulunduğu araçta yapılan arama işleminin açıkça hukuka aykırı olduğu, bu arama sonucu ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde bulunması nedeniyle, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası ve 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı kabul edilmelidir.”
YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2019/ 569 E. 2023 / 10 K.
22.07.2013 tarihinde emniyet görevlilerinin daha önce hakkında kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan işlem yapılması nedeniyle simaen tanıdıkları sanığı, yol kenarında elinde bulunan ve dışarıdan poşetlerle beklerken görmeleri üzerine, sanığın kimliğini kontrol ettikten sonra poşetlerde ne olduğunu sordukları, sanığın da aksi ispat edilemeyen tutanak içeriğine göre bakılınca içinde ne olduğu görülmeyen sigara olduğunu söylemesi üzerine yapılan kontrolde 69 karton J&J marka kaçak sigaranın poşetler içerisinde ele geçirildiği olayda; suçüstü hâlinin varlığından söz edilemeyeceği, bu suretle 5271 sayılı CMK’nın 2/e, 161 ve 2559 sayılı PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca derhâl Cumhuriyet savcısına olayın haber verilip Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmesi ve CMK’nın 116 ve 119. maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri veya mahkemeden alınacak adli arama kararı uyarınca sanığın üzeri ve eşyası aranması gerekirken sanığın elinde bulunan suç eşyası niteliğindeki poşetlere ilişkin gerçekleştirilen arama işleminin usulüne uygun verilmiş bir yazılı arama emri veya adli arama kararı bulunmaksızın gerçekleştirildiği, bu durumun açıkça hukuka aykırı olduğu, suç konusu kaçak sigaraların hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde bulunması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası ve 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2019/ 526 E. 2021 / 556 K.
CMK’nın 160 ve devamı maddeleri uyarınca kolluk görevlilerine nöbetçi Cumhuriyet savcısınca verilmiş yazılı veya sözlü bir talimat olmaksızın ve sanığın kaçak sigara satmaya yönelik iradesini ortaya koyan bir tespitin de bulunmadığı aşamada doğrudan “Prestige” marka sigara satın almak istediklerini söylemek suretiyle, bir anlamda sanığı suça teşvik ederek elde ettikleri bir karton kaçak sigaranın ele geçirilme şeklinin hukuka uygun olmadığı ve elde edilen delilin yasak delil niteliğini taşıdığı, bu delilden hareketle kolluk görevlilerinin sanıktan sigaraları sakladığı yeri göstermesini istemeleri üzerine sanığın dava konusu sigara ve içkileri depoladığı yere kolluk görevlileriyle giderek dava konusu eşyayı göstermesi ve teslim etmesi şeklindeki olayda da CMK’nın 119. maddesi uyarınca usulüne uygun verilmiş bir yazılı arama emri veya adli arama kararı bulunmaması nedeniyle elde edilen suç konusu eşyanın da hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde bulunduğu, bu anılan delillerin Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2019/ 342 E. 2021 / 414 K.
Sanığa ait olduğu anlaşılan ve içinde yirmi dokuz paket uyuşturucu madde ele geçirilen cep telefonu kutusunda yapılan arama işleminin, PVSK’ nın 4/A maddesi anlamında gerçekleştirilen önleyici bir tedbir, diğer bir anlatımla arama işlemi olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan yoklama biçiminde gerçekleştirilen bir kontrol olarak adlandırılması mümkün değildir. Aksinin kabulü keyfi ve ölçüsüz uygulamalara sebebiyet verip temel hak ve özgürlüklerin ihlâli sonucu doğuracaktır. Dosya kapsamı itibarıyla derhâl işlem yapılmadığı takdirde işlendiği iddia edilen suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolacağına dair, diğer bir anlatımla gecikmesinde sakınca bulunduğuna ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin de bulunmadığı sabittir. Üzerinde yoklama şeklinde kontrol yapılan sanığın yanında bulunan cep telefonu kutusunda gerçekleştirilecek arama işlemi için, CMK’nın 116 ve devamı maddeleri uyarınca hâkimden karar veya Cumhuriyet savcısından yazılı emir alınması ya da PVSK’ nın 9. maddesi gereğince usulüne uygun olarak alınmış bir önleme araması kararının varlığı gereklidir. Ancak dosya kapsamında bu tür bir arama kararı ya da yazılı arama emrinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla cep telefonu kutusunda yapılan arama işleminin açıkça hukuka aykırı olduğu, bu arama sonucunda ele geçirilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde olması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı kabul edilmelidir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Ben İşyeri hekimi olarak bazı fabrikaların revirlerine giderek mesleğini yapan bir uzman doktorum. Çok nadirde olsa bazı atölye firma tarzı işyerinde girişte özel güvenlik görevlisi olarak çalışan, aracın altını ayna ile dıştan ve ayrica kapalı bagaj kısmını kendileri açıp gözle kontrol ederek veya iş çantamı kendilerini FBI ajanı gibi arama yapmak istemeleri Yasalmidir hakları varmıdır. Yoksa 5237/120 md. Göre haksız arama suçuna mı girer?