KDV Genel Tebliği Uyarınca Özel Esaslar Kapsamına (Kod Listesine) Alınma ve İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannamelere Karşı İdari Dava Açma

KDV Genel Tebliği Uyarınca Özel Esaslar Kapsamına (Kod Listesine) Alınma ve İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannamelere Karşı İdari Dava Açma

Ankara Vergi Davası Avukatı | Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği uyarınca “Özel Esaslar” kapsamına alınma korkusuyla verilen İhtirazi Kayıtlı Beyannamelere ilişkin olarak idari dava açılıp açılamayacağı konusu incelenecektir.

Türk vergi sistemi ağırlıklı olarak beyana dayalı tarhiyata dayanmaktadır. Mükellefler kendi beyanları doğrultusunda yapılan tarhiyatlara kural olarak dava açamamaktadır. Ancak ihtirazi kayıtla verilen beyanlara karşı dava açılabileceği öngörülmüştür. Daha önce Danıştay içtihatlarında yer alan bu yaklaşım 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve diğer maddi vergi kanunlarında değil 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile pozitif hukukta kurala bağlanmıştır.  Adı geçen Kanunun 26. maddesinin 4. fıkrasındaki hüküm şöyledir “İşlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.”  Bu hükme göre ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı vergi mahkemelerinde dava açılabilmektedir. Ancak bu kuraldan her durumda verilen ihtirazi kayıtlı beyannamelerin dava konusu edilip edilmediği açık olmadığı için hukuki çerçeve daha çok yargısal içtihatlarla şekillenmektedir. Bu bağlamda vergi idarelerince mükelleflere gönderilen özel esaslara alınma bildirimi nedeniyle yapılan düzeltme beyannamelerinde ihtirazi kayıt konulması halinde de tahakkuk edecek vergiye dava açılıp açılamayacağı tartışma konusu olmuştur. Bu konunun cevabına geçmeden önce Özel Esasların yani vergi yargısındaki adıyla “Kod Listesi” yahut “Olumsuz Mükellef Listesi” ne olduğuna kısaca değinmek gerekmektedir.

Katma değer vergisinin etkin bir şekilde tahsili ve vergi kaçak ve kayıplarının önlenmesi amacıyla 26.04.2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği yayımlanmıştır. Vergi idaresi anılan amacını gerçekleştirebilmek için bu tebliğ yoluyla bir takım önlemler almaktadır. Bunlardan üzerinde duracağımız husus; özel esaslar uygulamasıdır. Bu Tebliğin  “E. Özel Esaslar” başlıklı bölümünün amaç maddesi şöyledir; “Tebliğin bu bölümünde yer alan düzenlemeler, iade edilecek KDV tutarının gerçek olup olmadığının tespit edilmesi suretiyle, Hazine’ye intikal etmemiş ve/veya hayali olarak oluşturulmuş, gerçek bir yüklenime dayanmayan tutarların KDV iadesi çatısı altında yolsuz olarak iadesini önlemeyi amaçlamaktadır.”

Tebliğin E. 1.3. maddesinde “Özel Esaslara Tabi Mükellefler” in kimler olacağı belirtilmiştir.

Buna göre; haklarında, düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin gerçek duruma aykırı olduğuna ilişkin delil ve karineleri içeren rapor veya tespit bulunan aşağıdaki mükellefler iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından özel esaslara tabidir:

  •  213 sayılı Kanunun (153/A) maddesi kapsamına giren mükellefler,
  • Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline iştirak eden mükellefler de dâhil olmak üzere sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma konusunda haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükellefler,
  • Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme konusunda haklarında “olumsuz rapor” bulunan mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları, kanuni temsilcileri, bunların kurdukları veya ortak oldukları mükellefler ile kanuni temsilcisi oldukları mükellefler,
  • Haklarında beyanname vermeme, defter ve belge ibraz etmeme ve adresinde bulunamama konusunda tespit bulunan mükellefler,
  • Haklarında KDV yönünden ihtiyati tahakkuk veya ihtiyati haciz uygulanan mükellefler.

kdv-genel-tebligi-ozel-esaslar-kod-listesi-ihtirazi-kayit-ankara-vergi-avukatiTebliğde yukarıda sayılanlara ilaveten bir grubun daha özel esaslara tabi olacağı hüküm altına alınmıştır. “Yukarıda sayılan “özel esaslara tabi mükellefler” ile kendileri hakkında herhangi bir olumsuzluk bulunmasa dahi bunlardan mal ve/veya hizmet satın alanların iade taleplerinde özel esaslar uygulanır.” Yazımızın konusunu da bu grup oluşturmaktadır. Vergi idaresi uygulamada biraz da işin kolayına kaçarak inceleme yapma gereği duymadan kod listesine girmiş mükelleflerden mal veya hizmet alanların da bu kapsama girebileceği tehdidiyle vergisel işlemler yapabilmektedir. Genelde bu grupta yer alanlara bir bilgilendirme yazısı yazılmakta ve 15 gün içinde alımlara ilişkin işlemlerin gerçekliğini ispat etmesi yahut düzeltme beyannamesi vermesi aksi halde re’sen kod listesine alınacağı belirtilmektedir. Bu durum mükellefleri tedirgin etmektedir çünkü kod listesine girmek mükellefler bakımından ticari itibar başta olmak üzere birçok olumsuzluğa neden olmaktadır. Bu bakımdan kod listesine girmemek yahut vergisel bir cezaya maruz kalmamak bakımından düzeltme beyannameleri verilebilmektedir. Bu düzeltme beyannameleri verilirken ihtirazi kayıtla beyan verilemeyeceği vergi yargısında uzun süredir kabul edilmekteydi. Hatta vergi mahkemeleri, bu durumda verilen ihtirazi kayıtlı beyannamelere karşı açılan davaları işin esasına girmeden doğrudan reddetmekteydi. Ancak Anayasa Mahkemesi bu konuda yapılan bireysel başvuruda mülkiyet hakkının ihlalinden bahisle ihlal kararı vermesi üzerine Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK) da kod listesine girmemek için verilen düzeltme beyannamelerinin de ihtirazi kayıtla verilebileceğini ve bunlara karşı da dava açılabileceğini kabul etmiştir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK) 17/4/2019 tarih ve E:2019/254 K:2019/323 Sayılı Kararı:

Davanın Konusu:

İhtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2012 yılının Nisan, Ağustos, Kasım ve Aralık, 2013 yılının Mart, Haziran ve Temmuz dönemleri ile 2014 yılının Ocak dönemi için tahakkuk eden katma değer vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.

Maddi Olay:

Davalı idare tarafından, özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer alan((kod listesi) mükelleflerden mal ve hizmet alımında bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu alımlar nedeniyle yazının tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde beyanlarını düzeltmesi veya işlemlerin gerçekliğini Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “Özel Esaslar” başlıklı bölümünün “Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar” başlıklı kısmındaki açıklamalara göre ispat etmesi halinde hakkında özel esaslar uygulanmayacağı, konu hakkında yapılacak işlemlere esas teşkil etmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148 ve 256. maddeleri gereğince onbeş gün içinde bilgi verilmesi gerektiği, bilgi verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi halinde “Özel Esaslar” kapsamına alınacağı, mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesileceği ve hakkında re’sen işlem tesis edileceği davacıya bildirilmiştir. Davacı bu bildirim üzerine bu mükelleflere ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri vermiştir.

Vergi Mahkemesi:

tahakkuk eden vergileri, hesaplanan gecikme faizlerini ve kesilen vergi ziyaı cezalarını kaldırmıştır.

Danıştay Üçüncü Dairesi:

Beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığını belirtmiştir. Ayrıca verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, 213 sayılı Kanunun 341. maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceğinin açık olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Vergi Mahkemesi:

İlk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, ihtirazi kayıtlı beyannamenin yasal sürede verilmesi gerektiği gibi bir sınırlamanın söz konusu olmadığı, irade serbestisi içinde yasal süresinde ihtirazi kayıtla verilen beyannameye karşı mükellefe dava hakkı tanıyan bu müessesenin, kanuni süresinden sonra vergi idaresinin uyarı yazısıyla irade serbestisi olmaksızın ihtirazi kayıtla beyanname veren mükellef bakımından evleviyetle uygulanması gerektiği gerekçesiyle ısrar etmiştir.

ankara-vergi-davasi-ihtirazi-kayit-iptal-davasi-kod-listedi-ozel-esaslar-katma-deger-vergisi-genel-tebligiVergi Dava Daireleri Kurulunun Değerlendirmesi:

Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruda bulunulmuştur. Anayasa Mahkemesi, 27/02/2019 tarih ve B.No:2015/15100 sayılı kararında; mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşılmış ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Olayda, davalı idarenin beyanlarının düzeltilmesine ilişkin müeyyideli yazılarına istinaden davacı tarafından verilen düzeltme beyannamelerine konan ihtirazi kaydın dava açma hakkı vereceği yönünde Mahkemece yapılan değerlendirme yukarıda değinilen Anayasa Mahkemesi kararında ortaya konulan ilkelere uygundur. Bu nedenle, temyize konu kararın ihtirazi kayıtla beyan üzerine tahakkuk eden katma değer vergileri, hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı dava açılabileceği yolundaki ısrar hükmü Kurulumuzca uygun bulunmuş olup dilekçede ileri sürülen iddialar kararın bu yönden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Yukarıda yer verilen VDDK içtihadından da anlaşılacağı üzere müeyyideli bildirim sonrası artık ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine de dava açılabilecektir. Özellikle kod listesinden çıkma ve bu liste nedeniyle tesis edilen vergi ve vergi cezaları konusunda uzman bir vergi avukatından yardım almak önem arz etmektedir. Ankara Vergi Davası Avukatı | Tahancı Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sağlamaktan onur duyarız.

Yorum yapın

Call Now Button