Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği, Dava Dilekçesi
Menfi tespit davası dilekçe örneği, kişilerin gerçekte borçlu olmadıkları bir alacak nedeniyle aleyhlerine başlatılan icra takibine karşı başvurdukları hukuki bir yoldur. Bu davada amaç, borcun mevcut olmadığının mahkeme kararıyla tespit edilmesi ve haksız yere yapılan icra işlemlerinin önlenmesidir. Dilekçe hazırlanırken usul hukuku kurallarına uyulması, gerekli belgelerin eklenmesi ve taleplerin net bir şekilde ifade edilmesi son derece önemlidir.
Hazırlanacak dilekçe, her somut olayın kendine özgü koşullarına göre düzenlenmelidir. Bu nedenle, dilekçe örnekleri yalnızca taslak niteliğinde olup, birebir kullanılmamalıdır. Yanlış veya eksik dilekçe düzenlenmesi durumunda dava reddedilebilir. Bu sebeple, menfi tespit davası dilekçesi hazırlanırken bir hukukçudan destek almak hak kayıplarının önüne geçecektir.
Menfi Tespit Davası Nedir?
Tespit davalarına gelince, bu davalar yoluyla mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açan kişinin, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. (HMK; m. 106)
Yukarıda vermiş olduğumuz tanımda tespit davalarının esas itibariyle bir hukukî ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespitine yönelik olarak açıldığını ifade etmiştik. Bu açıdan tespit davaları, konusunda göre olumlu (müsbet) ve olumsuz (menfî) tespit davaları olarak ikiye ayrılır. Olumlu (müsbet) tespit davaları, davacının bir kişi ile aralarında hukuki bir ilişki bulunduğunu mahkeme kararı ile saptanması için açtığı dava türü iken, olumsuz (menfi) tespit davaları ise, bir kimsenin bir başka kişi ile aralarında hukuki bir ilişki bulunmadığının saptanmasını talep ettiği dava türüdür.
Görüldüğü üzere menfi tespit davasının konusu, yokluğu tespit edilmek istenen her türlü hukukî ilişki olabilir. Bu sebeple belli tür ilişkilere hasredilemez, sınırlanamaz. Bununla birlikte bu dava türünün en yaygın biçimi cebri icra takibi sürecinde ortaya çıkan menfi tespit davasıdır.
Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği
Aşağıda verilen menfi tespit davası dilekçe örnekleri, yalnızca bir taslak niteliği taşımaktadır. Her davanın kendine özgü koşulları bulunduğundan, dilekçelerin somut olaya uyarlanarak hazırlanması gerekir. Usul hukukuna aykırı ya da eksik düzenlenen dilekçeler, davanın reddi sonucunu doğurabilir. Bu nedenle, dava açmadan önce mutlaka uzman bir hukukçudan destek alınması tavsiye edilmektedir.
Dilekçe Örneği – 1
İSTANBUL (…) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR.
İCRA DOSYA NO :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
KONU:Ankara ….. İcra Dairesi’nin ……/…….. E. sayılı ilamlı icra takibinin, takip dayanağı olarak gösterilen ilama ilişkin para alacağının takip açılış tarihinden önce alacaklı tarafa ödenmiş olmasından dolayı; öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız ve yahut Sayın Mahkemeniz tarafından mağduriyetimize yol açmayacak uygun görülecek bir teminat karşılığında tedbir yoluyla durdurulması, müvekkilin davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile usul ve yasaya aykırı takibin iptali ve % 20’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesi talepli menfi tespit davasıdır.
TEBLİĞ TARİHİ: İcra Takibi ……. tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiş olup yasal süresi içinde dava açılmaktadır.
AÇIKLAMALAR:
İcra ve İflas Kanunu madde 72/8′ göre; “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” Ankara Adliyesi İcra Müdürlükleri nezdinde icra takibi başlatıldığından işbu uyuşmazlığın çözümünde Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkili ve görevlidir.
Ankara… İcra Dairesi’nin …./…… E. sayılı dosyasına binaen Örnek No:4-5* icra emri düzenlenmiş olup söz konusu takip 13.01.2023 tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir. Bahsi geçen icra emri, ilamların yerine getirilmesine ilişkin olup, takip dayanağı ilam niteliğinde belge olarak da Sigorta Tahkim Komisyonunun …… / ……. (Dosya) esas ve / karar sayılı ………. karar tarihli ilamı gösterilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu ……E……, K-……sayılı dosya ……. tarihinde karara çıkmış olup, söz konusu karar kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmiştir. Söz konusu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında Sigorta Şirketi lehine …… -TL vekalet ücretine hükmedilmiş, bu vekalet ücreti …….. tarihinde Sigorta Şirketi hesabına ödenmiştir. (EK-1) Fakat Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı tarafımızca itiraz yoluna gidilmiş ve yapmış olduğumuz itiraz haklı bulunarak Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı kaldırılmıştır.(EK-2) Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılması ile yeniden hüküm tesis edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti ……………….. dosyasında Sigorta Şirketi lehine …… -TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Söz konusu karara binaen Sigorta Şirketi vekili ofisi aranmış ve saat …..’te ……..adresine “…TL tutarın tarafımıza iadesini veya …..-TL vekalet ücreti mahsup edildikten sonra iade edilmesini talep ederiz…” şeklinde ekte sunduğumuz mail gönderilmiştir. Sigorta Şirketi vekilini dosya hakkında bilgilendirmiş ve mail iletilmiş olduğu halde saat ….’te Ankara …. İcra Dairesi’nin ……. E. Dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. (EK-3)
Sigorta Şirketine karşı ödememiz gereken bir vekalet ücreti olmadığı gibi Sigorta Şirketinden ……-TL fazla ödenen vekalet ücreti alacağımız olduğu bildirilmiş ve bunun üzerine Sigorta Şirketi vekili de durumu onaylar bir mail göndermiş ve ….. saat ……..tarafımıza fazla ödenen ……-TL vekalet ücreti iadesi gerçekleştirilmiştir. (EK-4) YANİ SİGORTA ŞİRKETİ SÖZ KONUSU İCRAYA KONU OLAN ÖDEMEYİ MAHSUP EDİP, TARAFIMIZA ÖDEME GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. Dolayısıyla davalı şirkete herhangi bir borcumuz bulunmamaktadır.
Hal böyle iken ……. Sigorta Anonim Şirketi Vekili ……. tarafından …….. tarihindeSigorta Tahkim Komisyonunun ……… (Dosya) esas ve / karar sayılı …….. karar tarihli ilamına ilişkin ……. TL alacağına binaen tarafımıza Ankara …. İcra Dairesi’nin …… E. Sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatılmıştır. Söz konusu icra takibi daha önce ödenmiş olan bir alacağa binaen başlatılmış olduğundan Sayın Mahkemenizden müvekkilin davalı şahsa borcu olmadığının tespiti ile birlikte icra takibinin iptalini talep etme zarureti hasıl olmuştur.
Sayın Mahkeme tarafından söz konusu icra dosyasından alacaklıya ödeme yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davalı, icra dosyasından kötüniyetli bir şekilde paralarını tahsil etme yoluna gideceklerdir. Söz konusu icra takibi daha önce ödenmiş olan bir alacağa binaen başlatılmış olduğundan, müvekkilin davalı şahsa borcu olmadığının tespiti ile birlikte dava sonuçlanıncaya kadar mağduriyetimize yol açmayacak uygun görülecek teminat karşılığında ve yahut teminatsız olarak; İİK 72.maddesi gereğince ilgili icra dosyasının alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebimizden ibarettir.
HUKUKİ DELİLLER : …….
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ve mahkemenizce resen gözetilecek sebeplerle;
1-Talebimizin kabulü ile davalı şahıs ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir borç ilişkisinin bulunmadığının TESPİTİNE,
2-Mahkemenizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ÖDENMEMESİNE,
3-Neticeten Ankara …. İcra Dairesi’nin ….. Esas sayılı haksız icra takibinin DURDURULMASINA ve akabinde İPTALİNE,
4-Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğumuz zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile VERİLMESİNE,
5-Vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya YÜKLETİLMESİNE, karar verilmesini vekaleten talep ederiz. 28.08.2024
Davacı
Vekili
Av…….
Dilekçe Örneği – 2
-İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR-
…………… NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil No, Adres, UETS No (Avukat varsa doldurulacaktır)
DAVALI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
KONU: Borçlu olunmadığının tespiti ve ihtiyati tedbir talebi.
AÇIKLAMALAR:
Müvekkil aleyhine, … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden … TL tutarında takip başlatılmıştır. Ancak, bu takibin dayanağı olan senet müvekkile ait değildir ve üzerindeki imza da müvekkil tarafından atılmamıştır.
Bu sebeple, davalı hakkında sahtecilik nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştur. Müvekkilin davalıya herhangi bir borcu bulunmamaktadır.
İİK m.72/2 gereğince, dava sonuçlanıncaya kadar takip konusu alacağın ödenmemesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmektedir.
HUKUKİ DELİLLER: … İcra Müdürlüğü dosyası, bilirkişi incelemesi, tanık beyanları ve sair deliller.
HUKUKİ SEBEPLER: İİK m.72, HMK ve ilgili mevzuat.
NETİCE-İ TALEP: Açıklanan nedenlerle, davacının borçlu olmadığının tespitine, takip konusu bedelin icra veznesine yatırılmasına rağmen davalıya ödenmemesine karar verilmesini, ayrıca kötü niyetli takip nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
İsim – Soyisim
İmza
Dilekçe Örneği – 3
-İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR-
…………… NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DAVACI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil No, Adres, UETS No
DAVALI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
KONU: Menfi tespit davası ve çek iptali talebi.
AÇIKLAMALAR:
Müvekkil tarafından mal karşılığında verilen bir çek, malın ayıplı çıkmasına rağmen davalı tarafından iade edilmemiştir. Numunelerin laboratuvar incelemeleri sonucunda ayıplı olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen, davalı çekin iadesinden kaçınmıştır.
Bu çekin tahsili halinde müvekkil haksız bir borç ödemek zorunda kalacaktır. Bu nedenle, çekin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti için menfi tespit davası açılmıştır.
HUKUKİ DELİLLER: Sözleşme, çek, laboratuvar raporları, yazışmalar, arabuluculuk dosyası.
HUKUKİ SEBEPLER: İİK m.72, TTK m.5/A, HMK ve sair mevzuat.
NETİCE-İ TALEP: Çekin iptali ile müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava sonuna kadar çekin ödenmemesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ederim.
İsim – Soyisim
İmza
Dilekçe Örneği – 4
…………… NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DAVACI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil No, Adres, UETS No
DAVALI: İsim-Soyisim, T.C. Kimlik No, Adres
KONU: Menfi tespit davası.
AÇIKLAMALAR:
Müvekkil aleyhine, … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılmıştır. Takibin dayanağı olan bonolardan biri, zorunlu unsurlar sonradan doldurulduğu için geçerli değildir. Diğerinde ise bedel tahrif edilmiştir.
Bu nedenle, takip konusu senetlerin geçersiz olduğunun tespiti ve davacının borçlu olmadığının hükme bağlanması gerekmektedir. Ayrıca, davalı hakkında özel belgede sahtecilik ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçları nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştur.
HUKUKİ DELİLLER: İcra dosyası, kriminal rapor, bilirkişi incelemesi, savcılık soruşturma dosyası.
HUKUKİ SEBEPLER: İİK, TTK, HMK, TCK m.207 ve m.209.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin durdurulmasına, kötü niyetli takip nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.
İsim – Soyisim
İmza
Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği Yazılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Menfi tespit davası dilekçesi hazırlanırken her somut olayın özellikleri dikkate alınmalıdır. Hazır dilekçe örnekleri yalnızca yol gösterici niteliğinde olup, birebir kullanılması çoğu zaman eksik veya hatalı başvurulara yol açabilir. Bu nedenle, dava dilekçesinin hazırlanmasında aşağıdaki hususlara özen gösterilmelidir:
- Görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi: İcra takibinin niteliğine göre Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olabilir. Yanlış mahkemede dava açılması davanın usulden reddine sebep olur.
- Zorunlu unsurların eksiksiz yazılması: HMK’da öngörülen davacı, davalı, konu, talep ve açıklamalar gibi bölümlerin açık ve net bir şekilde dilekçede yer alması gerekir.
- Hukuki delillerin belirtilmesi: Senet, icra dosyası, laboratuvar raporu, yazışmalar, bilirkişi incelemesi gibi iddiayı destekleyen tüm deliller dilekçede gösterilmelidir.
- Netice-i talebin açık yazılması: Borcun mevcut olmadığının tespiti, icra veznesine yatırılan paranın ödenmemesi, ihtiyati tedbir, kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri gibi talepler net bir şekilde ifade edilmelidir.
- Hak düşürücü süre ve zamanaşımı: Menfi tespit davasında dava açma süreleri ve zamanaşımı kuralları titizlikle takip edilmelidir. Süresi içinde açılmayan davalar reddedilir.
- Arabuluculuk şartı: Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında, 6102 sayılı TTK m.5/A gereğince dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmalıdır.
- Harç ve masrafların yatırılması: Dava açılırken gerekli yargılama harçları ve gider avansları yatırılmalı, aksi halde dava usulden reddedilebilir.
Bu noktalara dikkat edilmesi, davanın kabul edilme ihtimalini artıracak ve olası hak kayıplarının önüne geçecektir.
Kaçak Elektrik Menfi Tespit Davası
Elektrik aboneliği bulunan ve uyuşmazlık konusu yer konut ise bu uyuşmazlık tüketici işlemi niteliğindedir. Bu durumda, değeri 149.000 TL’nin altında olan uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetine başvuru zorunludur. Bu parasal sınırın üzerindeki uyuşmazlıklarda ise Tüketici Mahkemesinde dava açılır. Tüketici Hakem Heyeti kararına rağmen sorun çözülemezse Tüketici Mahkemesine başvurulabilir. Ayrıca Tüketici Mahkemelerinde görülecek uyuşmazlıklarda kural olarak dava şartı arabuluculuk uygulanır; ancak hakem heyeti görev alanına giren uyuşmazlıklarda arabuluculuk şartı aranmaz.
Elektrik abonesi bir işletme ise izlenecek yol farklıdır. Uyuşmazlık ticari nitelikteyse görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup dava şartı arabuluculuk zorunludur. Ticari nitelik taşımayan, fakat tüketici kapsamında da değerlendirilmeyen işyerleri için görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bankaya Karşı Açılan Menfi Tespit Davasında Görevli Mahkeme
Menfi tespit davasının bir kişinin kendisine karşı ileri sürülen bir borcun olmadığının tespiti için açılan bir dava olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Bu durumda bankaya karşı açılan menfi tespit davası da bankanın kendisine ait olmayan bir borcun tahsili için yaptığı işlemleri durdurmak amacıyla açtığı bir davadır. Burada kısaca bankaya karşı menfi tespit davasının hangi durumlarda açılabileceğinden bahsedecek olursak; banka bir kişinin hesabına yanlışlıkla borç kaydetmiş olabilir, banka kişinin hesabına borç kaydederken hatalı işlem yapmış olabilir, banka kişinin hesabını başka bir kişinin borcu için bloke etmiş olabilir.
Bankaya karşı açılacak menfi tespit davasında görevli mahkeme, uyuşmazlığın niteliğine göre değişir.
- Uyuşmazlık tüketici işlemi niteliğindeyse (örneğin tüketici kredisi, kredi kartı borcu), görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Ayrıca dava şartı olarak arabuluculuk uygulanır. Hakem heyeti sınırının altındaki uyuşmazlıklarda ise önce Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılmalıdır.
- Uyuşmazlık ticari nitelikteyse (örneğin tacir ile banka arasındaki bankacılık hizmetlerinden doğan alacak), görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir ve yine dava şartı arabuluculuk geçerlidir.
- Tüketici veya ticari nitelik taşımayan istisnai hallerde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olabilir.
Burada kişinin kendisine karşı ileri sürülen borcun olmadığını ispat etmesi gerekmektedir.
Menfi Tespit Davası Görevli Mahkeme
Menfi tespit davalarının tamamı için geçerli tek bir görev düzenlemesi yoktur. Bu sebeple görevli mahkeme, varlığı ya da yokluğu tespit edilmek istenen hukukî ilişkinin mahiyetine göre belirlenecektir. Bununla birlikte HMK 2 nci maddesi uyarınca genel görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu da açıktır.
“Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” (HMK; m. 2)
Bununla birlikte HMK 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda görevli olan mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan, kira ilişkisinin yokluğunun tespitini talep eden menfî tespit davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Diğer uyuşmazlık türlerinde de mahiyetine göre Asliye Hukuk ya da Asliye Ticaret Mahkemesi olabilir. Mesela hizmet tespitine yönelik davalar İş Mahkemesi’nde açılacaktır. Özetle menfi tespit davalarında görev davanın mahiyetine göre belirlenmelidir.
Yetkili mahkeme ise; genel hükümler saklı kalmak kaydı ile davalının yerleşim yeri mahkemesi veya takibe başlandıktan sonra menfi tespit davası açılmışsa takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir (İİK; m. 72/VIII).
Ankara İş Mahkemesi Nerede? | İletişim | Adres | Telefon No | Kat Planı
Menfi Tespit Davası Açma Süresi
“Menfi tespit davası” kavramının oldukça geniş bir kavram olduğunu ifade etmiştik. Bu yüzden bu dava türü bakımından genel bir süreden söz etmek hatalı olabilir. Bu sebeple açıklamalarımızı cebri icra takiplerindeki menfi tespit davaları ile sınırlı olarak yapacağız.
Diyelim ki birisi sizden alacaklı olduğunu ve bu sebeple icra yoluna başvuracağını söylüyor. Bu durumda ne yapabilirsiniz? Ya o kişi henüz icra takibine girişmeden evvel menfi tespit davası açarsınız ve bu kişi ile aranızda bir hukukî ilişki bulunmadığını tespit ettirirsiniz, zira bunda hukukî bir yararınız mevcuttur. Yahut da beklersiniz, o kişi icra yoluna başvurduktan sonra (takip hukukuna ilişkin itirazlarınız saklı kalmak üzere) menfi tespit davası açarsınız. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki menfi tespit davaları borçlunun alacaklıya olan borcunu ödemeden açtığı bir dava türüdür. Borçlu bu dava aracılığıyla alacaklı ile arasında bir hukukî ilişki bulunmadığını tespit ettirme gayreti içerisindedir. Eğer bu tespit yapılırsa borçlu bu karar sayesinde takibi iptal ettirebilecektir.
Bu sebeple icra takiplerinde menfi tespit davası, takip başlatılmadan önce açılabileceği gibi takip başlatıldıktan sonra da açılabilir (İİK 72/I).
Takipten önce açılan menfi tespit davaları, takip yapılmasına engel değildir. Bu aşamada davacı, alacağın en az %15’i oranında teminat yatırmak suretiyle mahkemeden ihtiyati tedbir kararı aldırabilir. Uygulamada mahkemeler somut olaya göre bu oranı %15’in üzerinde de belirleyebilmektedir.
“İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir” (İİK 72/II).
Takipten sonra açılan menfî tespit davalarında ise ihtiyati tedbir aldırılmak suretiyle takip durdurulmaz. Sadece teminat yatırılmak suretiyle icra veznesindeki paranın alacaklıya teslimi engellenebilir. İlgili madde hükmü şöyledir:
“İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” (İİK; m. 72/III-V)
Ancak şayet menfi tespit davası sahtelik iddiasına dayalı olarak açılıyorsa, HMK 209/1 dikkate alınır.
“Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” (HMK; 209/I)
Buna göre sahteliği iddia olunan senede dayanılarak yürütülen tüm işlemler gibi de bu senede dayanarak başlatılan icra takibi de durur.
Menfi Tespit Davası Zamanaşımı
Yasada menfi tespit davasına özgü bir zamanaşımı süresi söz konusu değildir. Davanın konusunu teşkil eden hukuki ilişki her ne ise, zamanaşımı da bu ilişkiye göre belirlenecektir.
Menfi Tespit ve İstirdat Davası Birlikte Açılır mı?
Menfi tespit davaları ile istirdat davalarının konuları birbirinden farklı olduğu gibi zamansal açıdan da farklılık gösterirler. İstirdat davası bir eda davasıdır ve icra takibi neticesinde alacaklıya ödenen paranın geri alınması talebine yöneliktir. Menfi tespit davası ise hukuki bir ilişkinin yokluğunun tespiti talebi ile açılmış bir davadır. Eğer para alacaklıya ödenmiş ise menfi tespit davası açılamaz zira davacının bu davayı açmak bakımından hukuki bir yararı kalmamıştır.
Bununla birlikte cebri icra takip süreci menfi tespit davasından bağımsız olarak sürdüğünden dolayı, kimi durumlarda henüz menfi tespit davası sonuçlanmadan paranın alacaklıya ödenmesi sözkonusu olabilir. İşte bu gibi durumlarda menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmektedir.
“Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” (İİK; m. 72/VI)
Menfi Tespit Davası Dilekçesi
……. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR
İcra Dosya No: 2025/… E.
Davacı: Ad–Soyad, T.C. Kimlik No, Adres
Vekili: Ad–Soyad, Baro Sicil No, T.C. Kimlik No, Adres, UETS
Davalı: Ad–Soyad, T.C. Kimlik No, Adres
DAVA KONUSU : Menfi Tespit Davası
AÇIKLAMALAR :
- Bu kısımda alacaklının hangi hukuki işleme dayanarak cebri icra takibi başlattığı, bu hukuki ilişkinin neden mevcut ve geçerli olmadığı, delilleri ile izah edilecek –varsa- bu hususta alacaklı tarafın dayandığı/dayanması muhtemel delillerin neden geçerli olmadığı, gerçeği yansıtmadığı açıklanacaktır.
Ayrıca talebin haksızlığı ve bu sebeple gerekli tedbirler alınmadığı takdirde meydana gelmesi kaçınılmaz olan zararlardan bahsedilerek uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilecektir.
HUKUKİ NEDENLER : İİK, HMK, TBK, ve sair ilgili mevzuat.
DELİLLER : Bu kısımda menfi tespit davasını haklı gösterici nitelikteki tüm delil ve sair ispat vasıtaları sıralanacaktır.
NETİCE VE TALEP :
Yukarıda arz ve izah edilen sebepler neticesinde;
- Talebimizin kabulü ile davalı……..ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir ………. (hukuki ilişkinin) bulunmadığının TESPİTİNE,
- Mahkemenizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ……. ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ÖDENMEMESİNE,
- Neticeten ……. Sayılı haksız icra takibinin DURDURULMASINA,
- Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğumuz zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile VERİLMESİNE,
- Vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya YÜKLETİLMESİNE,
Karar verilmesi hususunda;
Gereğini bilvekale arz talep ederiz…../…../……
Davacı Vekili
EKLER:
Sıkça Sorulan Sorular:
Menfi tespit davası nedir?
Menfi tespit davaları , bir kimsenin bir başka kişi ile aralarında hukuki bir ilişki bulunmadığının saptanmasını talep ettiği dava türüdür.
Menfi tespit ve istirdat davası birlikte açılır mı?
“Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” (İİK; m. 72/VI)
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.