Muris Nedir? Kök Muris Nedir?
Kökeni Arapça ’ya dayanan bu kelime halihazırda miras hukuku kapsamında düzenlense de TMK’da “muris” ifadesi kullanılmamış, bunun yerine kelimenin Türkçe karşılığı olan “miras bırakan” ifadesi kullanılmıştır. Aynı zamanda tam olarak bu kelimeyle aynı anlama gelmemekle birlikte, yakın anlamda kullanılan birçok kelime de mevcuttur:
Ölen anlamında kullanılan müteveffa, müverris, vefat eden veya vasiyetçi gibi kelimeler bu kullanıma örnek verilebilir.
Yukarıda değindiğimiz bu kavramı detaylıca incelemek gerekir. Muris, yani miras bırakan ölüm dolayısıyla, hak ve borçlarını, hukuki olarak başkalarına aktaran , GERÇEK KİŞİDİR.
Bu bağlamda;
1-) Ölüm dışında bir nedenle (örneğin bağışlama, hatır veya ödenek) kişinin sağ iken hak ve borçlarını başkasına aktarması durumunda diğer tüm şartlar sağlanmış olsa da bu kişiye muris denmez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuken ölüm sonucu doğuran hallerde de kişi muris sıfatına haizdir. Bknz: gaiplik.
2-) Külli halefiyet ilkesi gereğince miras bırakan, haklarının ve alacaklarının yanı sıra borçlarını da bir bütün olarak miras bırakabilmektedir. Mirasçılar mirası kabul ettiklerinde borçları da üstlenmiş olur.
3-) Hak ve borçların aktarılması hukuki zeminde olmalıdır.
4-) Muris olmanın belki de en önemli unsuru gerçek kişi olmasıdır. Zira ölüm ve hak ehliyeti yalnızca gerçek kişilere özgüdür.
KÖK MURİS NEDİR?
Kök içinde halefiyet söz konusu olduğunda gündeme gelir. Kavramı irdeleyelim; Kök: Miras paylaşımında, mirasçıların hangi soydan geldiğini ifade eder.
Kök muris, Bir mirasçının kendisinden önce vefat etmiş ve miras payının altsoyuna devredildiği atasıdır. Bir nevi kişinin murisinin murisine denir.
Neden kök zümre kavramına ihtiyaç duyuyoruz?
1. Zümre Sisteminde hakkaniyetli dağılım için: Mirasçılarda esas olan birinci zümredir. Eğer birinci zümreden kimse yoksa, ikinci zümreye geçilir.
2. Taksim: Bir kök murisin altsoyunda birden fazla kişi mirasçı olmaya uygunsa, o köke düşen miras payı bu kişiler arasında eşit olarak paylaştırılır.
MURİSTEN KALAN MİRASA NASIL HAK KAZANILIR?
Mirasçılık hakkı, miras bırakanın ölümüyle birlikte kendiliğinden doğar. Ancak mirasçılık için bazı şartlar aranır:
1. Miras bırakanın ölüm anında sağ ve hak ehliyetine sahip olmak.
2. Hukuki Bağ: (Kan bağı, evlat edinme veya evlilik bağı olabilir).
3. Mirasa hak kazanmaya engel bir durum olmaması:
• Mirasçılıktan Çıkarılmamış Olmak (cezai: TMK m.510, koruyucu: TMK m. 513)
• Mirasçılıktan Yoksunluk: Murisi öldürme, mirasçıya karşı ağır suç işleme gibi durumlarda uygulanır.
• Mirasın Reddedilmesi
Mirasa Hak Kazanmak İçin Yapılması Gerekenler
1. Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı): Mirasçılık belgesi alınarak hak talebi yapılır. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne veya notere başvurarak alınır.
2. Tereke Tespiti: İhtiyari bir davadır.
MURİSİ EVVEL
Murisi evvel, miras paylaşımında ölen kişinin altsoyunun haklarını korumak için önemli bir kavramdır. Özetle muristen daha önce hayatını kaybedenlerdir ve bir miras bırakanın ölümünden önce, mirasçılarından birinin vefat etmiş olması durumunda, o kişiyi tanımlamak için kullanılır. Bu kişi, kendi altsoyunun mirasa hak kazanmasını sağlar. Altsoy, murisi evvelin miras payını temsil yoluyla eşit olarak devralır. Bu sistem, zümre esasına göre mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar.
MİRAS HUKUKU VE MURİS KAVRAMI ARASINDAKİ İLİŞKİ
- Miras Hukukunun Temelini Muris Oluşturduğu gibi Murisin ölümü de miras hukuku kurallarının devreye girmesini sağlar.
- Murisin ölümüyle birlikte miras hukuku işlemleri başlar.
- Tereke (Murisin ölümünden sonra geride bıraktığı tüm malvarlığı), mirasçılara murisin vasiyeti veya yasal mirasçılık kurallarına göre devredilir.
- Muris vasiyetname veya miras sözleşmesi yaparak mirasçılık türlerini belirleyebilir
- Külli halefiyet ilkesi gereği murisin sadece malvarlığı değil, borçları da mirasçılara geçer.
- Mirasçılar isterlerse mirası reddedebilir.
- Murisin malvarlığı, mirasçılarına kanuni düzenlemelere veya murisin iradesine göre geçer.
- Miras hukuku, murisin tasarrufunun sınırlarını belirler.
MİRASIN PAYLAŞIMI VE MURİS İRADESİ
Kural olarak murisin mal varlığı TMK’ya göre yasal mirasçılar (genellikle sağ kalan eş, çocuk, anne baba) arasında eşit olarak dağıtılır. Buna karşılık ölen kişi henüz sağ iken vasiyetname veya miras sözleşmesi düzenleyerek mirasçıları farklı şekilde belirleyebilir ve mal varlığını yasal sınırlar içerisinde istediği gibi dağıtabilir. Burada karşımıza saklı pay çıkmaktadır.
Yasal miras payı Türk Medeni Kanunu’na göre zümre esasına dayanır:
• Birinci Zümre (Altsoy): Çocuklar eşit pay alır. Çocuklardan biri ölmüşse, onun payı kendi altsoyuna geçer.
• İkinci Zümre (Üstsoy): Anne, baba ve onların altsoyu (kardeşler, yeğenler)
• Sağ kalan Eş: eşin payı 1. Ve 2. Zümrenin varlığına göre değişkenlik gösterir. Eş birinci zümre varsa mirasın 1/4’ünü, ikinci zümre varsa 1/2’sini alır.
Saklı paylar:
• Çocuklar için: Yasal miras payının 1/2’si.
• Eş için: Yasal miras payının 1/4’ü.
• Anne ve baba için: Yasal miras payının 1/4’ü.
Şayet saklı paylı mirasçının aleyhine tasarrufta bulunmuşsa tenkis davası söz konusu olur.
MİRAS DAVALARI VE MURİS HAKLARI
Muris Hakları
- Malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi (bağışlama, satış gibi)
- Vasiyetname düzenleme hakkı
Miras Davaları
- Mirasın Taksimi Davası: Mirasçıların anlaşmazlık durumunda mal paylaşımı için açılır.
- Tenkis Davası: Saklı paylı mirasçının haklarının ihlali durumunda açılan dava.
- Muris Muvazaası (Mirasçıdan Mal Kaçırma) Davası
- Vasiyetnamenin İptali Davası: Vasiyetnamenin şekil veya irade bozuklukları sebebiyle geçersiz sayılması için açılır.
- Denklik davası: Mirasın eşit paylaşımı için açılır.
- Reddi Miras Davası
MURİS MUVAZAASINA BAĞLI TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
Nam-ı değer mirastan mal kaçırma. Muris bazen mirasçıların miras hakkından yoksun kalması amacıyla muvazaalı yollara başvurabilmektedir. Örneğin murisin ölmeden önce yaptığı karşılıksız kazandırmayı satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak göstermesi durumunda tenkis davası açılmasının önüne geçilmiş olur. Aksinin ispatı gerekir bu da genellikle zordur.
Mirastan mal kaçırma sonucu çıkan uyuşmazlıklar dava ile çözümlenebileceği gibi Alternatif çözüm yolları (arabuluculuk vb.) ile taraflar arasında uzlaşma sağlanması da mümkündür.
- Dava Açma Hakkı: Saklı paylı mirasçılar (örneğin, çocuklar, eş, anne-baba). Davacı: Hakkı ihlal edilen mirasçılar.
- Davalı: Tapuda taşınmazı devralan kişi (genelde üçüncü kişi ya da mirasçı).
- Davanın Konusu: Muvazaa yoluyla yapılan işlemin iptali ve taşınmazın miras bırakan adına tescili.
- Taşınmazın Tenkisi: Saklı pay oranı kadar hak talep edilmesi.
- İspat Yükü: muvazaa iddiasında bulunan davacı ispatla yükümlüdür.
- İspat Araçları: Resmi kayıtlar, tarafların gerçek iradesine ilişkin Tanık beyanları, Murisin niyetine ilişkin yazılı belgeler…
- Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre: Muris muvazaasına dayalı davalar, murisin ölümünden sonra açılabilir. Bu tür davalar için zamanaşımı süresi yoktur.
- Karar ve Sonuç: Mahkeme muvazaa olduğunu tespit ederse tapu iptali ve tescile karar verir, saklı pay oranı korunur.
Yargıtay Kararlarında Kriterler
• Murisin yaşı ve akıl sağlığı durumu
• Taşınmazın devri sırasında mirasçılar arasındaki ilişkiler
• İşlemin ekonomik gerçeklerle bağdaşmaması
SONUÇ
Muris ölümünden sonra mal varlığını bırakacak kişidir ve mirasçılar bu mirası alırken belirli yasal süreçlere tabi olurlar. TMK’ya göre murisin malvarlığı vasiyetname ya da yasal mirasçıların hakları doğrultusunda devredilir. Ölümden sonra mirasın nasıl yönetileceği, mirasçılarla ilişkisi ve mirasçıların hakları TMK içerisinde düzenlenmiştir. Bu nedenle miras hukuku konusunda profesyonel hukuki danışmanlık almak önemlidir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.