Hukuki Makaleler

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak Butlan Nedir - tahanci.av.tr

Mutlak butlan, Türk hukuk sisteminde bir hukuki işlemin en ağır şekilde geçersiz sayılması anlamına gelen bir kavramdır. Hukuki işlemin, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olması ya da geçerlilik şartlarının eksikliği halinde ortaya çıkar. Bu durumda işlem baştan itibaren hiç doğmamış kabul edilir ve hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.

Roma hukukundan günümüze kadar gelişen bu kavram, “actus nullus” yani yok hükmünde işlem anlayışına dayanmaktadır. Modern hukuk sistemlerinde mutlak butlan, hukukun temel değerlerini ve kamu yararını korumak amacıyla düzenlenmiş olup, hem özel hukuk hem de kamu hukuku alanında geniş uygulama alanı bulur.

Mutlak butlan kararı verilen bir işlem, tarafların iradesiyle geçerli hale getirilemez ve herkes tarafından ileri sürülebilir. Ayrıca, mahkemeler de bu geçersizliği kendiliğinden (re’sen) dikkate almak zorundadır. Zamanaşımı süresi işlememekte, yani işlem ne kadar zaman geçerse geçsin geçersizliğini korumaktadır.

Bu makalede, mutlak butlanın nedenleri, sonuçları ve farklı hukuk dallarındaki yansımaları ayrıntılı şekilde ele alınacaktır.

Mutlak Butlan Ne Demek?

Mutlak butlan, hukuk sisteminde bir sözleşme veya hukuki işlemin baştan itibaren geçersiz olduğunu ifade eden kavramdır. Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen bu geçersizlik türü, sözleşmenin emredici hukuk kurallarına aykırı olması, ahlaka aykırılık, imkânsız bir konunun sözleşmeye konu edilmesi ya da hukuka aykırı nedenlerle yapılması gibi hallerde ortaya çıkar.

Mutlak butlan ile sakatlanan bir sözleşme, hiçbir şekilde geçerlilik kazanmaz ve baştan itibaren hükümsüz sayılır. Bu tür sözleşmelerde tarafların ayrıca dava açmasına gerek olmaksızın, mahkemeler resen (kendiliğinden) geçersizliği dikkate almak zorundadır.

Güncel hukuk uygulamalarında, mutlak butlan kararları özellikle ticari sözleşmeler, taşınmaz alım-satım işlemleri, miras sözleşmeleri ve aile hukuku sözleşmeleri bakımından önem taşır. Örneğin, resmi şekle tabi bir taşınmaz satış sözleşmesinin yazılı yapılması yerine sözlü olarak yapılması, baştan itibaren geçersizdir ve mutlak butlan hükümleri uygulanır.

Mutlak Butlan Sebepleri

Evlenmenin mutlak butlanına yol açan haller, aynı zamanda kesin evlenme engelleri olarak kabul edilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 145. maddesi, evlenmenin mutlak butlan sebeplerini açıkça düzenlemiştir. Buna göre:

  • Mevcut evlilik: Bir kişi hâlen evli iken ikinci bir evlilik yapamaz. Yapıldığı takdirde ikinci evlilik baştan itibaren geçersizdir.
  • Yasak derecede hısımlık: Kanunda belirlenen derecelerdeki hısımlar arasında evlilik yapılamaz. Bu yasak hem kan hısımlığını hem de kayın hısımlığını kapsar.
  • Ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk: Akıl hastalığı veya benzeri sebeplerle sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olan kişiler geçerli şekilde evlenemez.
  • Evlenmeye engel derecede akıl hastalığı: Kişinin evliliğin gereklerini yerine getirmesine engel olacak ölçüde akıl hastalığı bulunması, evlenmenin mutlak butlan sebebidir.

Bu hallerin varlığında yapılan evlilikler, başlangıçtan itibaren hükümsüz sayılır. Mahkemeler, tarafların başvurusu olmasa dahi bu geçersizlik nedenlerini kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.

Nisbi Butlan Örnekleri

Nisbi butlan, bir sözleşmenin veya evliliğin, taraflardan birinin irade sakatlığı ya da kanunda öngörülen bazı özel nedenler nedeniyle geçersiz sayılabilmesini ifade eder. Mutlak butlandan farklı olarak, nisbi butlan mahkemelerce resen dikkate alınmaz, yalnızca ilgili tarafın açacağı dava ile ileri sürülebilir.

Nisbi butlana örnekler şunlardır:

  • Hata (yanılma) nedeniyle yapılan sözleşmeler: Bir tarafın iradesini yanlış anlam veya bilgiye dayalı olarak açıklaması.
  • Hile (aldatma) sonucu yapılan sözleşmeler: Karşı tarafın aldatıcı davranışlarıyla kandırılan kişinin sözleşme yapması.
  • Korkutma (ikrah) altında yapılan sözleşmeler: Taraflardan birinin tehdit veya baskı altında sözleşme yapmaya zorlanması.
  • Geçici evlenme engelleri: Örneğin, evlenmeye geçici bir engel bulunmasına rağmen yapılan evlilikler.
  • Evlenmede nisbi butlan sebepleri (TMK m.148): Yanılma, aldatma veya korkutma ile yapılan evlilikler nisbi butlan kapsamındadır.

Nisbi butlan durumunda, işlem geçerli sayılmaya devam eder; ancak ilgili kişi dava açarak geçersizliğini ileri sürebilir. Eğer dava açılmazsa sözleşme veya evlilik geçerliliğini sürdürür.

Mutlak Butlan Örnekleri

Mutlak butlan, bir hukuki işlemin baştan itibaren hükümsüz olmasına yol açar ve mahkemeler bu geçersizliği tarafların talebine gerek olmaksızın kendiliğinden dikkate almak zorundadır. Hem borçlar hukuku hem de aile hukuku açısından mutlak butlan örnekleri mevcuttur.

Sözleşmelerde mutlak butlan örnekleri:

  • Kanuna aykırı sözleşmeler: Resmî şekle tabi olan taşınmaz satışının noter huzurunda yapılmaması.
  • Ahlaka aykırı sözleşmeler: Suç işlemek için yapılan anlaşmalar.
  • İmkânsız konular: Başlangıçtan itibaren yerine getirilmesi mümkün olmayan bir edim üzerine yapılan sözleşmeler (örneğin, yok olmuş bir eşyayı satmak).
  • Hukuka aykırı amaç: Kara para aklamak ya da yasa dışı ticaret yapmak amacıyla kurulan sözleşmeler.
  • Ehliyetsizlik halleri: Tam ehliyetsiz bir kişinin yaptığı sözleşmeler.

Evlenmede mutlak butlan örnekleri (TMK m.145):

  • Mevcut evlilik varken yapılan ikinci evlilik (çok eşlilik yasağına aykırılık).
  • Yasak derecede hısımlar arasında evlilik (örneğin, kardeşler arasında evlilik).
  • Ayırt etme gücünden sürekli yoksun olanların evlenmesi.
  • Evlenmeye engel derecede akıl hastalığı bulunanların evlenmesi.

Bu örneklerin ortak noktası, işlemin toplum düzeni ve kamu yararı bakımından baştan itibaren kesin olarak geçersiz kabul edilmesidir. Mutlak butlan hallerinde işlem, tarafların rızasıyla geçerli hale getirilemez.

Emredici Kurallara Aykırılık

Mutlak butlanın en temel nedenlerinden biri emredici hukuk kurallarına aykırılıktır. Hukuk kuralları genel olarak ikiye ayrılır: emredici kurallar ve tamamlayıcı kurallar. Tamamlayıcı kurallara taraflar aksini kararlaştırarak farklı hükümler koyabilirken, emredici kuralların dışına çıkılması mümkün değildir.

Bir hukuki işlem emredici kurallara aykırı olarak yapılmışsa, işlem baştan itibaren hükümsüz kabul edilir. Örneğin:

  • Türk Ceza Kanunu’nda yasaklanan fiillere konu olan sözleşmeler (örneğin uyuşturucu ticaretine ilişkin bir anlaşma) mutlak butlanla geçersizdir.
  • Vergi kaçırmaya yönelik anlaşmalar veya devlet sırlarının ifşasına dair sözleşmeler, kamu düzenine aykırı olduğundan geçersiz sayılır.
  • Rekabet hukukuna aykırı anlaşmalar, piyasa dengesini bozduğu ve kamu yararını zedelediği için mutlak butlan kapsamına girer.

Dolayısıyla, emredici hükümlere aykırı her işlem, tarafların rızası olsa bile geçerli kabul edilmez ve mahkemelerce kendiliğinden geçersiz sayılır. Bu yönüyle mutlak butlan, hukuk düzeninin temel değerlerini koruyan en sert yaptırım niteliğindedir.

Ahlaka Aykırı İşlemler

Mutlak butlanın bir diğer sebebi ahlaka aykırılık durumudur. Hukuk düzeni, yalnızca kanun hükümlerine değil aynı zamanda toplumun genel ahlak anlayışına da aykırı olan işlemleri geçersiz sayar. Bu tür işlemler, kamu düzeni ve toplum değerlerini zedelediği için baştan itibaren yok hükmündedir.

Ahlaka aykırı sözleşmelere örnekler şunlardır:

  • Fuhuş sözleşmeleri veya genelev işletmeye yönelik anlaşmalar,
  • İnsan onurunu zedeleyen, kölelik benzeri koşullar içeren sözleşmeler,
  • Aile yapısını bozmayı hedefleyen sözleşmeler (örneğin evliliği sona erdirmeye teşvik eden anlaşmalar),
  • Çocuk ihmalini veya istismarını teşvik eden işlemler,
  • Rüşvet verilmesini konu alan sözleşmeler.

Bu tür hukuki işlemler, toplumun temel değerlerine açıkça aykırı olduğu için yalnızca tarafların değil, üçüncü kişilerin ve kamu otoritelerinin de müdahalesine açıktır. Mahkemeler, bu işlemleri re’sen geçersiz sayar ve hiçbir şekilde geçerlilik kazanmasına izin vermez.

Ahlaka aykırılık kavramı dinamik bir yapıya sahiptir. Toplumun ahlak anlayışı zamanla değiştiğinden, hangi işlemlerin bu kapsama gireceği de dönemin sosyal değerlerine göre belirlenir. Bu sebeple mutlak butlanın uygulama alanı genişleyebilir veya daralabilir.

Şekil Eksikliği Kritik Sonuçlar Doğuruyor

Hukuk düzeninde bazı işlemler için kanun koyucu tarafından zorunlu şekil şartları öngörülmüştür. Bu şekil şartları yerine getirilmediğinde, yapılan işlem baştan itibaren geçersiz sayılır ve mutlak butlanla malul olur.

Önemli örnekler şunlardır:

  • Gayrimenkul satış sözleşmeleri mutlaka tapu müdürlüğünde resmi şekilde yapılmalıdır. Noter huzurunda veya el yazısıyla yapılan satış sözleşmeleri geçerli değildir.
  • Evlilik akdi, kanunda öngörülen usule uygun şekilde yetkili memur önünde yapılmadığında geçerli kabul edilmez.
  • Şirket kuruluş işlemleri için belirlenen şekil şartlarına uyulmaması, örneğin anonim şirket ana sözleşmesinin noter tarafından onaylanmaması, işlemi geçersiz hale getirir.

Şekil şartlarının konulmasının amacı, hem tarafların iradelerini daha açık ortaya koymalarını sağlamak hem de işlemin güvenilirliğini artırmaktır. Bu nedenle şekle uyulmaması durumunda işlem düzeltilerek geçerli hale getirilemez.

Sonuç olarak, şekil eksikliğine dayalı mutlak butlan durumunda taraflar birbirlerinden edim talep edemez; yalnızca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iade yükümlülüğü doğar.

Ehliyet Eksiklikleri Önemli Sonuçlar Yaratıyor

Hukuki işlemlerin geçerli olabilmesi için tarafların hukuki ehliyete sahip olması gerekir. Ehliyet eksikliği durumunda yapılan işlemler, baştan itibaren mutlak butlanla hükümsüz sayılır.

Başlıca ehliyet eksiklikleri şunlardır:

  • Hukuki kişiliği bulunmayan varlıklar adına yapılan işlemler geçersizdir. Henüz kurulmamış veya sona ermiş tüzel kişiler adına yapılan sözleşmeler hiçbir hüküm doğurmaz.
  • Ayırt etme gücünden tamamen yoksun kişilerin yaptığı işlemler de geçersizdir. Örneğin, ağır akıl hastalığı sebebiyle fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yapmış olduğu işlemler mutlak butlan kapsamında değerlendirilir.
  • Küçüklerin veya kısıtlıların, kanuni temsilcilerinin onayı olmaksızın yaptığı bazı işlemler de geçersiz olabilir.

Ehliyet eksiklikleri, kişilerin korunması amacıyla düzenlenmiştir. Zira hukuk düzeni, ayırt etme gücünden yoksun kişilerin iradelerini korumak ve kötüye kullanılmalarını önlemek için bu tür işlemleri baştan itibaren geçersiz kabul eder.

Bu nedenle ehliyetsizlik nedeniyle sakatlanan bir işlem, tarafların sonradan onayıyla geçerlilik kazanamaz ve mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır.

Zamanaşımı İşlemiyor

Mutlak butlanın en önemli özelliklerinden biri, bu tür işlemlerde zamanaşımının işlememesidir. Çünkü baştan itibaren geçersiz olan bir hukuki işlem, hiç doğmamış sayılır. Dolayısıyla, aradan uzun yıllar geçmiş olsa bile bu geçersizlik iddiası her zaman ileri sürülebilir.

Bu durumun sonuçları şu şekilde özetlenebilir:

  • Mutlak butlanla sakatlanan bir işlem, süreye bağlı olmaksızın dava konusu yapılabilir.
  • Mahkemeler, taraflar talep etmese bile bu geçersizliği kendiliğinden (re’sen) dikkate almak zorundadır.
  • Tarafların iradesi veya uzun süre sessiz kalması, işlemin geçerli hale gelmesine yol açmaz.

Örneğin, resmi şekilde yapılmayan bir gayrimenkul satış sözleşmesi üzerinden 20 yıl geçse bile, işlem geçersiz kabul edilir ve hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.

Bu yönüyle mutlak butlan, nisbi butlandan ayrılır. Çünkü nisbi butlan hallerinde, belirli süreler içinde dava açılmadığında işlem geçerli hale gelirken, mutlak butlanda böyle bir ihtimal bulunmaz.

Nisbi Butlandan Temel Farklar

Mutlak butlan ile nisbi butlan kavramları çoğu zaman karıştırılsa da aralarında önemli farklar vardır.

  • Geçerlilik açısından: Mutlak butlan, hiçbir şekilde düzeltilemez; işlem baştan itibaren hükümsüzdür. Nisbi butlan ise tarafların onayıyla geçerlilik kazanabilir.
  • İleri sürülme açısından: Mutlak butlanı mahkemeler re’sen dikkate alır, herkes tarafından ileri sürülebilir. Nisbi butlan ise yalnızca menfaati olan tarafça ileri sürülebilir.
  • Zamanaşımı açısından: Mutlak butlanda zamanaşımı işlemez, geçersizlik her zaman gündeme getirilebilir. Nisbi butlan davalarında ise kanunda öngörülen süreler geçtikten sonra işlem geçerli hale gelir.
  • Üçüncü kişiler yönünden: Mutlak butlan, herkese karşı ileri sürülebilir. Nisbi butlanda ise yalnızca taraflar arasında sonuç doğurur, üçüncü kişilere karşı sınırlı etkisi vardır.

Bu farklar, mutlak butlanın neden hukuki işlemler için en ağır geçersizlik türü olduğunu açıkça göstermektedir.

Aile Hukukunda Özel Durumlar

Mutlak butlan, aile hukukunda da önemli sonuçlar doğurur. Özellikle evlilik akdine ilişkin engeller bu kapsamda değerlendirilir. Kanun koyucu, toplum düzenini ve aile kurumunu korumak amacıyla bazı evlilikleri baştan itibaren geçersiz saymıştır.

Mutlak butlanla sakatlanan evlilik hallerine örnekler:

  • Yakın hısımlar arasında evlilik: Kan hısımlığı (örneğin kardeşler arasında), kayın hısımlığı ve süt hısımlığına dayalı evlilikler kesin olarak hükümsüzdür.
  • Evli iken ikinci evlilik yapılması: Mevcut bir evlilik sona ermeden yapılan ikinci evlilik mutlak butlan sebebidir.
  • Yetkisiz makam önünde evlenme: Evlilik akdinin yetkisiz kişiler önünde yapılması da mutlak butlan kapsamına girer.

Bunun dışında, vesayet hukuku kapsamında yetkisiz vesayet makamlarınca verilen kararlar da geçersizlikle sakatlanır.

Miras hukukunda ise, kanunda öngörülen şekil şartlarına aykırı vasiyetnameler geçerli kabul edilmez. Ayrıca, mirastan iskat hükümleri kapsamında belirli suçları işleyen kişilerin miras hakları da düşebilir.

Bu örnekler, mutlak butlanın yalnızca sözleşmelerde değil, aile ve miras hukukunda da geniş bir uygulama alanına sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

İdare Hukukunda Ağır Usul Hataları Etkili

Mutlak butlan yalnızca özel hukuk ilişkilerinde değil, idare hukukunda da önemli sonuçlar doğurur. İdari işlemlerin geçerliliği için hem yetki hem de usul kurallarına uygun şekilde tesis edilmesi gerekir. Aksi halde işlem baştan itibaren hükümsüz sayılır.

Mutlak butlana yol açan idari işlem örnekleri şunlardır:

  • Yetkisiz makam tarafından tesis edilen işlemler: Örneğin, görev ve yetkisi olmayan bir idari merciin karar alması.
  • Kanunda öngörülmeyen türde işlemler: Hukuki dayanağı olmayan bir idari düzenleme yapılması.
  • Suç teşkil eden idari işlemler: Kamu düzenini bozucu ve hukuka aykırı işlemler geçersizdir.
  • Kamu düzenine aykırı idari sözleşmeler: Kamu hizmetini engelleyen veya anayasal değerlere aykırı sözleşmeler mutlak butlan kapsamındadır.

Vergi hukukunda da benzer şekilde, yetkisiz makam tarafından verilen cezalar veya ağır usul hatalarıyla yapılan vergilendirme işlemleri geçersiz kabul edilir.

Bu çerçevede, mutlak butlan kararı verilen idari işlemler, hiç doğmamış sayıldığından, idarenin bunlardan kaynaklı hak talep etmesi mümkün değildir. Mahkemeler bu geçersizliği re’sen dikkate almakla yükümlüdür.

Karşılaştırmalı Hukuk Farklılıklar Gösteriyor

Mutlak butlan kavramı yalnızca Türk hukukunda değil, farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde de düzenlenmiş ve çeşitli yönleriyle uygulanmaktadır. Ancak her hukuk sistemi, kamu düzeni ve toplumsal değerler çerçevesinde kendine özgü yaklaşımlar geliştirmiştir.

  • Fransız Hukuku:Nullité absolue” kavramı, Türk hukukundaki mutlak butlana benzer şekilde, kamu düzenini ilgilendiren konularda uygulanır. Burada belirli işlemler için 30 yıllık bir dava açma süresi öngörülmüştür. Tarafların rızasıyla işlem geçerlilik kazanamaz.
  • Alman Hukuku:Nichtigkeit” kavramı, özellikle kanuna ve ahlaka aykırılık hallerinde ortaya çıkar. Mutlak etkililik esası vardır ve işlem herkes tarafından ileri sürülebilir.
  • İngiliz Hukuku:Void contract” kavramı, equity hukukunun etkisiyle gelişmiştir. İngiliz sisteminde daha esnek bir yaklaşım söz konusu olup, bazı durumlarda tarafların çıkarları gözetilerek işlem sonuçları kısmen korunabilir.

Bu karşılaştırma, mutlak butlanın uluslararası hukuk sistemlerinde ortak bir değer olduğunu, ancak uygulama biçimlerinin her ülkenin hukuk anlayışına göre farklılaştığını göstermektedir.

Vaka Örnekleri Pratik Sonuçlar Gösteriyor

Mutlak butlanın ne anlama geldiğini daha iyi kavrayabilmek için çeşitli uygulama örneklerine bakmak faydalı olacaktır.

  • Yasadışı konuya ilişkin sözleşme: A’nın B’ye yasadışı silah satışı için sözleşme yapması, ceza kanununa aykırıdır. Bu işlem kamu düzenini ilgilendirdiği için baştan itibaren geçersizdir. Taraflardan hiçbiri edimin ifasını talep edemez.
  • Şekil eksikliğinde satış: C, gayrimenkulünü D’ye satmak ister ancak satış tapu müdürlüğünde yapılmaz. Kanuni şekil şartı yerine getirilmediğinden sözleşme geçersizdir. Alınan para sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iade edilir.
  • Ahlaka aykırı sözleşme: E’nin, F’yi rüşvet vermeye teşvik eden bir anlaşma yapması, toplumun genel ahlak anlayışına aykırıdır. Bu sözleşme kamu düzenini bozduğu için mutlak butlan kapsamındadır.

Bu örnekler, mutlak butlanın kamu düzenini, toplum değerlerini ve hukuk sisteminin temel ilkelerini korumak amacıyla nasıl işlediğini açıkça ortaya koymaktadır.

Mutlak Butlan Kararı Çıkarsa Ne Olur?

Bir hukuki işlem hakkında mutlak butlan kararı verilmesi, işlemin baştan itibaren hiç doğmamış sayılması sonucunu doğurur. Bu karar, yalnızca tarafları değil, üçüncü kişileri de bağlar ve işlem hiçbir şekilde geçerlilik kazanamaz.

Mutlak butlan kararının sonuçları şunlardır:

  • İşlem geçersiz olduğundan taraflar arasında herhangi bir hak veya borç doğmaz.
  • Taraflar arasında gerçekleşen edimler, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iade edilir.
  • Mahkeme, bu geçersizliği re’sen dikkate almak zorundadır; tarafların talebi şart değildir.
  • Kararın uygulanabilmesi için istinaf ve temyiz süreçlerinin tamamlanması gerekir. Karar kesinleşmeden, mutlak butlanın sonuçları doğrudan hayata geçmez.
  • Bazı hallerde, yargılama sürecinde düzenin korunması için mahkeme geçici önlemler alabilir, hatta tedbir niteliğinde kayyum ataması yapabilir.

Dolayısıyla mutlak butlan kararı, yalnızca tarafların değil, toplumun tamamını ilgilendiren en ağır geçersizlik yaptırımıdır.

Kayyum Atanabilir mi?

Mutlak butlan kararı verilen işlemlerde, özellikle siyasi partiler veya dernekler gibi tüzel kişilerle ilgili uyuşmazlıklarda, yargılama sürecinde geçici çözümler gündeme gelebilir. Bu bağlamda, mahkemenin kayyum ataması imkânı bulunmaktadır.

Önemli noktalar şunlardır:

  • Kayyum atanması, mutlak bir zorunluluk değildir; tamamen mahkemenin takdirindedir.
  • Atanacak kayyum(lar), ilgili tüzel kişinin üyeleri arasından seçilebilir.
  • Kayyum uygulaması, belediyelerde görülen kayyum uygulamalarından farklıdır; burada amaç yalnızca yargılama süresince tüzel kişinin işleyişini güvence altına almaktır.
  • Mahkeme, tek bir kayyum atayabileceği gibi, gerekli görürse birden fazla kişiyi de kayyum olarak görevlendirebilir.

Bu uygulama, işlemin kesinleşmiş hükümsüzlük sonuçları doğurmasına kadar geçici bir yönetim tedbiri niteliği taşır ve kamu düzeninin korunmasına hizmet eder.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir