Sigorta ve Tazminat Hukuku

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı - tahanci.av.tr

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama içeriğimizdesiniz. Uygulamada destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bir çok soru gelmekte ve bu konuda pek çok tereddütün bulunduğu gözlenmektedir. Biz de bu yazımızda destekten yoksun kalma tazminatını uygulamada tereddüde en çok yol açan boyutlarıyla ele almaya çalışacağız. Yazı içeriğini Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama Nedir Yargıtay Kararları – destekten yoksun kalma tazminatı örnek bilirkişi raporu başlıkları oluşturmaktadır.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir?

Destekten yoksun kalma tazminatı; “Ölüm sonucunda bu kişinin ölümünden dolayı destekten yoksun kalan kimselerin ölüme neden olan kişiden tazminat istemeleri” olarak tanımlanabilir. (Ejder YILMAZ; Hukuk Sözlüğü, 2005, s. 162)

Bir haksız fiil neticesinde ölüm gerçekleştiğinde ölüm hadisesinin tek mağduru müteveffa (vefat eden kişi) değildir. Bu kişinin eşi, bakmakla yükümlü olduğu çocukları vs. de bu ölüm hadisesinden dolayı zarara uğramaktadırlar.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Haksız Fiil” sorumluluğunu düzenleyen 49’ uncu maddesi hükmü şu şekildedir.

Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” (m. 49)

Öyleyse eğer bir kişinin hukuka aykırı bir eylemi neticesinde kusuruyla sebebiyet vermiş olduğu zararları tazmin yükümlülüğü bulunmaktadır. Ölüm hâli de elbette bu zararlardan birisidir. Peki ölüm sebebiyle ne tür zararlar ortaya çıkmaktadır?

Aynı Kanun’un “Ölüm” başlıklı 53’ üncü maddesi hükmü ölüm sebebiyle uğranılan zararlara açıklık getirmektedir. Anılan madde incelendiğinde, kanun koyucunun ölenin desteğinden yoksun kalan kimselerin bu sebeple uğramış oldukları zararları da “ölüm hâlinde uğranan zararlar” arasında saydığı görülmektedir:

Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

  1. Cenaze giderleri.
  2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” (m. 53)

Bu zararlar ölüm sebebiyle maruz kalınan maddi zararlardır. Bu zararın yanı sıra ölenin yakınları ayrıca ölüm sebebiyle acı ve elem duymaktadır. İşte kanun koyucu bu acı ve elemi manevi zarar kapsamında değerlendirerek müteveffanın yakınlarına bir de manevi tazminat talep etme hakkı tanımıştır.

TBK’nın “Manevi tazminat” başlıklı 56’ ncı maddesi

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” (m. 56/2) hükmünü içermektedir.

destekten Yoksun Kalma Tazminatı Şartları

​Destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin ölmeden önce maddi manevi yardımcı olduğu kişilerin, ölüm nedeniyle bu yardımlardan mahrum kalmasına binaen istenen tazminattır. Bu tazminat kişilerin mahrum kaldığı yardım dolayısıyla hayat standartlarının kötüleşmemesi adına düzenlenmiştir. Zira 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 maddesinde de bu husus “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” olarak tanımlanmıştır. 

​Destekten yoksun kalma tazminatının şartları temel olarak haksız fiil ile paraleldir. Bundan çıkarımla, ilk olarak ölüm bir haksız fiil neticesinde oluşmalıdır. Kişinin kendi kusuruyla yahut eceliyle ölmesi halinde bu tazminat talep edilemeyecektir. Tazminata konu olan zararlar maddi olabileceği gibi manevi de olabilecektir. Yine ölüm ile oluşan zararlar arasında illiyet bağının olması şarttır. Bir diğer deyişle kişilerin maruz kaldığı zararlar ölüm nedeniyle ortaya çıkmış olmalıdır. Bu tazminatı talep edecek kişiler mutlaka yardıma muhtaç kişiler olmalıdır. Son olarak ölen kişinin yaptığı yardımlar sağ olduğu dönem sürekli ve düzenli olarak devam etmiş olmalıdır, bir defaya mahsus yardımlar dolayısıyla bu tazminat talep edilemeyecektir. 

​Bu tazminatı sağlığında yardım alan herkes talep edebilecektir. Ancak bu kişilerin yardım aldıklarını ispat etmesi gerekmektedir. Bunun için akrabalık şartı aranmaz. Eş, çocuk, ana-baba olan kişiler ise ispata gerek duymadan bu tazminatı talep edebilecektir. Zira bu kişilerin sağlıklarında birbirlerine sürekli bir destek sağladığı karine olarak kabul edilir. Bir diğer deyişle bu karinenin aksini karşı taraf ispat etmedikçe bu karine bu şekilde geçerli olacaktır.

​Bu dava kişinin ölümüyle başlayıp 2 yıl içinde ve her halde 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar ve bu süreden sonra dava edilemeyecektir. Ancak mevcut ölüm bir ceza davasına da konu olacak nitelikte ise ceza zamanaşımı içerisinde de dava edilebilecektir. 

Resmi Nikahı Bulunmayanların Tazminat Hakkı Var mı?

​Destekten yoksun kalma tazminatını talep için yukarıda da bahsettiğimiz gibi herhangi bir akrabalık şartı aranmamakta, sadece bu kişilerin böyle bir destek olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Kanun lafzından ve Yargıtay’ın da kararlarından görüleceği gibi resmi nikahlı olmayan kişiler de ispat ettikleri sürece destekten yoksun kılma tazminatı talep edebilecektir.

Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdirSomut olayda; davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde davalıya trafik sigortalı aracının davacının resmi nikah olmadan birlikte yaşadığı eşi H. S.’yaçarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacıyla müteveffa arasında desteklik ilişkisi kanıtlanamadığından talebin reddine karar verilmiş ise de; karar gerekçesinde de açıklandığı üzere, desteklik ilişkisi için resmi evlilik şartı bulunmayıp, tazminat talep edenle desteğinin eylemli ve düzenli olarak karı-koca gibi birlikte yaşamaları, hayatlarını birleştirmelerinin yeterli olduğu açıktır.(YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2014/10266 K. 2015/5025 T. 30.3.2015)

İMAM NİKAHLI EŞİN MANEVİ TAZMİNAT HAKKI YARGITAY KARARLARI, EMSAL KARAR

“Davacılar vekili, dava dışı M.A.’nın sürücüsü ve davalı şirketin işleteni olduğu kamyonet ile dava dışı F. Ö.’in sürücüsü ve işleteni olduğu motorsikletin çarpışması sonucunda meydana gelen kazada, motorsiklette yolcu olarak bulunan davacının imam nikahlı eşi D.Ö.’in vefat ettiğini, kazada davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, yolcu olan desteğin kusuru olmadığını, küçük G.’ın kazadan kısa bir süre sonra 20.06.2010 tarihinde doğduğunu ve babasız dünyaya geldiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; imam nikahlı eş H.ve kızı G. için ayrı ayrı 2.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile imam nikahlı eş H.için 25.000,00 TL ve küçük G. için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüyle davacı imam nikahlı eş Hülya için 80.000,00 TL, davacı küçük G. için 45.200,10 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline; manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle davacı imam nikahlı eş H.için 15.000,00 TL ve küçük çocuk G. için 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir…”(YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2014/4811 K. 2015/12693 T. 25.11.2015)

Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava ve ıslah dilekçesinin kısmen kabulüyle davacı … için kendisinin sürekli işgöremezlikzararından dolayı 84.178,37 TL, gelir kaybından dolayı 4.500,00 TL, tedavi için gereken yol masraflarından dolayı 400,00 TL, imam nikahlı eşinin desteğinden mahrum kalmasından dolayı ise 86.066,22 TL olmak üzere toplam 175.144,59 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp belirtilen davacıya verilmesine, hükmedilen bu bedele davalı -gerçek kişiler yönünden olay tarihi olan 06/03/2011 tarihinden itibaren, davalı … Anonim Şirketi yönünden ise dava tarihi olan 03/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacı … için kendisinin yaralanmasından dolayı 15.000,00 TL, imam nikahlı eşini kaybetmesinden dolayı ise 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/03/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp belirtilen davacıya verilmesine, davacı … için annesinin ölümünden dolayı 15.000,00 TL, kendisinin yaralanmasından dolayı ise 2.000,00 TL olmak üzere toplam 17.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/03/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp belirtilen davacıya verilmesine, davacı …’un annesini kaybından dolayı 18.360,34 TL destekten yoksunluk zararının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp bu davacıya verilmesine, hükmedilen bu bedele davalı gerçek kişiler yönünden olay tarihi olan 06/03/2011 tarihinden itibaren, davalı … şirketi yönünden ise dava tarihi olan 03/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacı … için kendisinin yaralanmasından dolayı 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/03/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp belirtilen davacıya verilmesine karar verilmiş…” (YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2015/13406 K. 2018/6738 T. 4.7.2018)

ERKEK ÇOCUĞUN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

​Hayatın olağan akışına göre çocuklar reşit olana kadar anne babanın gözetimi altındadır. Bunun sonucunda şayet anne baba ölürse çocuklar da destekten yoksun kalma tazminatı ispata gerek olmadan talep edilebilecektir. 

KIZ ÇOCUĞUN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

​Hayatın olağan akışına göre çocuklar reşit olana kadar anne babanın gözetimi altındadır. Bunun sonucunda şayet anne baba ölürse çocuklar da destekten yoksun kalma tazminatı ispata gerek olmadan talep edilebilecektir.

​Kaç yaşına kadar destek alacağı hususunda kanuni bir düzenleme olmadığında bu karışıklığa bu husus Yargıtay kararlarıyla kapatılmaya çalışılmıştır. Şöyle ki Yargıtay 10. Hukuk Dairesindeki bir kararda, Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin kalan ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, sigortalının kalan ömrü ile sınırlı olup çocuklardan erkeğin 18, ortaöğretimde 20, yüksek öğretim durumunda 25 yaşını doldurduğu tarih itibarıyla gelirden çıkacağı kabul edilmeli, evlenme tarihine kadar gelire hak kazanacağı belirgin bulunan kızın, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik duruma, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre evlenme yaşı değişkenlik arz ettiğinden bu konuda Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre hazırlanan istatistiklerden yararlanılmalıdırBu ilkeler çerçevesinde somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi hesap raporu doğrultusunda, davacı …’nün üniversite eğitimine devam etmesi nedeniyle 25 yaşının ikmaline kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerekirken, 22 yaşını ikmal ettiği tarihin esas alınması nedeniyle işlemiş kazanç dönemine ilişkin olarak yapılan hesaplamalar hatalı olmuştur. Davacının karşılanmayan zararlarının tazmin edilmesi gerektiğinden, bakiye alacak hesabı için denetime elverişli ek hesap raporu tanzimi ile sonuca gidilmelidir. şeklinde hüküm kurmuştur. 

KARDEŞ DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?

​Hukukumuzda kural olarak kardeşin kardeşe bakma yükümlülüğü yoktur. Ancak bir kardeşin, diğer kardeşe düzenli ve sürekli olarak yardım etmesi destek olarak nitelendirilir. Bunun sonucunda bu yardım ilişkisi nedeniyle hayatta kalan kardeş destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunabilir. Görüldüğü gibi önem arz eden desteğin düzenli ve sürekli olmasıdır. Bu iki şart varsa destekten söz edilebilecektir. 

​Ancak burada eş ve çocuklardan farklı olarak, sağ olan kardeş, diğer kardeşin ölümü halinde desteğin kesilmesi dolayısıyla yoksulluğa düşeceğini ve hayat standartlarının önem arz edecek miktarda olumsuz şekilde değişeceğini ispat etmesi gerekecektir. Ayrıca ölenin de yaşamında refah düzeyine sahip olduğunu ispat etmelidir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Özellikleri

Destekten yoksun kalma tazminatının özellikleri 4 şekildedir. Bunlar;

  1. Destekten yoksun kalma tazminatı kanundan doğar ve bağımsız niteliktedir.

Bu tazminatın bağımsız nitelikte olması demek ölenden miras yolu ile intikal etmemesi, ölenin malvarlığı ile ilgisinin olmaması demektir. Bu tazminata sebep olan zarar doğrudan doğruya ölenin yakınlarının şahsında doğmaktadır.

  1. Destekten yoksun kalma tazminatı istisnai niteliktedir.

Borçlar hukukunda kural olan bir eylemden doğrudan zarar gören kişinin zararının giderilmesidir. Dolaylı olarak zarar görenlerin zararlarının giderilmesi ise istisnâi mahiyettedir. Bu açıdan söz konusu tazminatın istisnai nitelikte bulunduğu ifade edilebilir.

  1. Destekten yoksun kalma tazminatına esas teşkil eden zarar maddi zarardır.

Manevi zararlar bu kapsamda kalmaz, onlar ayrıca manevi tazminat talebinin konusunu oluşturabilirler.

  1. Destekten yoksun kalma tazminatı haczedilemez.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi caiz olmıyan mallar ve haklar” başlıklı düzenlemesi şu şekildedir:

Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:

11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar” (İİK; m. 82/I-11)

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Kusur

Destekten yoksun kalma tazminatı, haksız fiil neticesinde ortaya çıkan ölümden kaynaklanan bir zarara ilişkindir. Bu sebeple haksız fiil sorumluluğuna ilişkin temel kurallarla sıkı bir ilişki içerisindedir.

Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” (m. 49/I)

Anılan düzenlemeye göre haksız fiillerde ortaya çıkan zarardan ve bu kapsamda anılan tazminata konu zarardan sorumlu tutulabilmek için kural olarak failin kusurlu olması şarttır. Ayrıca:

Borçlar Hukukumuzun haksız fiillerde ispat yükümlülüğünü düzenleyen 50’ nci maddesi hükmü şu şekildedir:

Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” (m. 50/I)

Buna göre ölüme sebebiyet veren eylem sebebiyle failin kusurlu olduğunu ispat yükümlülüğü zarar gören kişilerde olmaktadır.

Ancak hukukumuzda adına “kusursuz sorumluluk halleri” denen bir kısım sorumluluk sebepleri de vardır ki, bu gibi durumlarda haksız eylem ile ortaya çıkan zarar arasında nedensellik bağının bulunması yeterli olup, ayrıca failin kusurlu olması aranmamaktadır. (Bkz. TBK m. 65-71, TMK m. 369.)

Ancak kimi durumlarda vefat eden kişi (destek) kendi kusuru ile ölüme sebebiyet vermiş olabilir. Örneğin intihar maksadıyla aracın önüne atlamak ya da kusurlu davranışı sonucu kendisini tehlikeye sokmak gibi. Bu gibi durumlarda tazminatın indirilmesi ya da bütünüyle kaldırılması söz konusu olabilir.

Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.

Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” (m. 52)

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Kimler İsteyebilir?

Destek olma yükümlülüğü aynı zamanda kanunî bir yükümlülüktür. Bu sebeple bir kimsenin kimlere destek olmakla yükümlü olduğu öncelikle ilgili yasa hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmelidir.

  1. Sağ kalan eşler ve çocuklar

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, eşlerin birbirine yardım etme ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine birlikte özen gösterme yükümlülüğünü açıkça düzenlemektedir.

Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK; m. 185/III)

Sağ kalan eş ve çocuklar, ölüm sebebiyle bu destekten yoksun kalmakta ve dolayısıyla tazminat bakımından hak sahibi olmaktadırlar.

  1. Anne ve baba

Ölüm sebebiyle evlatlarını kaybeden anne ve babalar da destekten yoksun kalmaktadırlar. Dolayısıyla anne ve babalar da duruma göre bu tazminatı talep etmek bakımından hak sahibidirler. Çocuğun ölüm öncesinde mutlaka fiilen destekte bulunuyor olması şart değildir.Şartlara göre ölen çocuğun ileride destek sağlayabileceği belirlenebiliyorsa farazi desteğin mevcudiyeti kabul edilerek anne ve baba destekten yoksun kalma tazminatına hükmolunur.

  1. Kardeşler

Ölen kişi, ölüm hadisesinin gerçekleşmesinden önce kardeşlerine düzenli ve sürekli olarak destek oluyorsa, bu durumda ölüm sebebiyle destekten yoksun kalan kardeşler destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerdir.

  1. Nişanlı

Nişanlılar birbirlerine fiilen destekte bulunuyorlarsa evleneceği kişinin müstakbel desteğini kaybeden nişanlının da destekten yoksun kalma tazminatına hak sahibi olduğu kabul edilmektedir.

Tek Taraflı Trafik Kazası Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Yargıtay, tek taraflı trafik kazalarında ölenin kazada tam kusurlu olması hâlinde dahi, yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı hükmolunabileceğine karar vermiştir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama (Destekten yoksun kalma tazminatı örnek bilirkişi raporu)

Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması son derece teknik bir konudur. Zira tazminata konu zararın belirlenmesi birçok parametrenin bir arada değerlendirilmesini (vefat eden kişinin yaşı, kusuru, medeni hali, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin durumları vs.) gerektirir. Bu tazminat alanında uzman bilirkişiler tarafından hesaplanmaktadır.

Destekten yoksun kalma tazminatı zamanaşımı

Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” (TBK; m. 72/I)

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Yargıtay Kararları

Yargıtay’ın bu konuda vermiş olduğu kararlardan bir kısmı aşağıda sunulmuştur:

  1. Çocuğun ölümü sebebiyle anne ve babanın yoksun kaldığı desteğin ispatı için SGK’dan gelir bağlanması şartı aranmaz. Bu destek karineten mevcut kabul edilir.

1. Anne-babanın, çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir bağlanması şartının aranmayacağına 22.06.2018 günlü ikinci oturumda esas hakkında oy birliği,

2. Anne-babanın çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, çocukların anne-babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiğine 22.06.2018 günlü ikinci oturumda esas hakkında 2/3 oy çokluğuyla, karar verilmiştir.” (Yargıtay İBBGK; 22.06.2018 tarih; E. 2016/5, K. 2018/6)

2- Anne babaya destek yükümlülüğüne ilişkin

Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükarda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olmayacağı kabul edilemez.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 12/06/2008 tarih ve 2008/312 E., 2008/8103 K. sayılı kararı)

3- Motorlu araç işletilmesi sebebiyle gerçekleşen kazalarda sigorta şirketleri aleyhine açılacak destekten yoksun kalma taminatına ilişkin davalarda ölenin tam kusurlu olması

Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması hâlinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında Karayolları Trafik Kanunu’na göre düzenlenen ZMMS poliçesine istinaden davalı … şirketinin zarar görenlere karşı sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde ve gerçek zararla sınırlı olarak poliçe limitlerine kadar olduğu, sigortalı araç sürücüsünün halefi durumunda olan davacıların desteklerinin ölümü nedeniyle davalı … şirketine karşı destekten yoksun kalan üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceklerini, davacıların esasen mirasçıları olmaları nedeni ile söz konusu poliçeye istinaden hak talep ettikleri, işletenin hukuki sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğu, tehlike sorumluluğunun da mevcudiyeti için illiyet bağının mevcudiyetinin şart olduğu, zorunlu trafik sigortasının işletenin sorumluluğunu üstlendiği, işletenin sorumlu olmadığı bir konuda aracın sigorta şirketine de başvurulamayacağı, zarar gören sürücünün tam ve ağır kusurlu olduğu hâllerde davacıların zarar gören sürücünün ölümüne dayalı tazminat istediklerinin bu kişinin ağır kusuru illiyet bağını kestiğinden, işletenin kendi ölümü nedeni ile davalı … şirketinin sorumlu tutulması da düşünülemeyeceğinden yerel mahkeme kararının onanması gerektiği yönünde ileri sürülen görüşler Kurul çoğunluğunca yukarıda açıklanan nedenlerle kabul edilmemiştir.
O hâlde mahkemece; davacıların davalı … karşısında üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek davacıların destekten yoksun kalma zararının bulunup bulunmadığı usulünce tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.


S O N U Ç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince
BOZULMASINA…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 14.03.2019 tarih, E. 2017/17-1089, K. 2019/294 sayılı kararı)

4- Destekten yoksun kalma tazminatının bağımsız nitelikte oluşuna ilişkin olarak;

Uyuşmazlık işçinin meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın giderimi için dava açtıktan sonra ve lehine hüküm aldıktan sonra ölümü üzerine hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminat davası açıp açmayacağı noktasında toplanmaktadır. … Kesinleşen dava, Borçlar Kanunun 41.maddesine dayanan haksız fiil sonucu uğranılan zararın giderimine yönelik olup, Borçlar Kanunun 45.maddesine dayanılarak açılan destekten yoksun kalma tazminat davasını olumsuz yönde etkilemeyeceği giderek, bu tür tazminat davasının açılmasına engel olmayacağı açıktır. Yargıtay‟ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri bu doğrultudadır.” (Yargıtay 21.HD., 22.02.2000 tarih, E. 2000/1050, K. 2000/1381 sayılı kararı)

  1. Maddi destek kavramının fiili durumu ifade etmesi

Maddi destek kavramı hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu ifade eder. Ne hısımlığa, ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır. Medeni Yasa uyarınca evlilik bağı kurulmasa bile karı-koca olarak bir araya gelerek bu amaç ve duygu ile yaşamın sürdürülmesi karşısında, kadınlar için fiilen ve düzenli olarak onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi gelecekte de bu yardımı sağlayacak bakım yükümlülüğünü yerine getiren erkeğin destek sayılması gerekir. Bu nedenle, nikâhsız eşin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü nedeniyle destekten yoksun kalmaya dayalı olarak maddi tazminat davası açma hakkı vardır.” (Yargıtay 21.HD., 25.09.2014 tarih, E. 2014/8509, K. 2014/18671 sayılı karar)

  1. Tazminatın hesaplanmasında esas alınacak kriterlere ilişkin

Destekten yoksun kalma zararının hesabında, vefat edenin gelir elde edeceği dönemlerin ve elde edeceği gelir miktarının belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmiş (asker, polis vb. gibi) kişiler dışında 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 16.11.2011 tarihli maddi tazminat hesap raporunda, desteğin bakiye ömür süresinin 2027 yılı sonu olduğu kabul edilmiş, aktif yaşam süresi olarak kabul edilen 2016 yılı sonuna kadar işleyecek evre (aktif devre) için davacı eş yararına tazminat hesabı yapılmış, 2016-2027 yılları arasındaki pasif devre için hesaplama yapılmamıştır. Oysa, yukarıda ifade olunan nedenlerle, destek eşin 60 yaşına kadar aktif dönemde, sonrası için pasif dönemde olacağı, her iki dönemde de davacı eşine destek sağlayacağı kabul edilerek, davacı eş lehine tazminat hesabı yapılması gerekirken, desteğin pasif devresi için davacı eş lehine tazminat hesabı yapılmayışı hatalı olup, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.” (Yargıtay 17.HD, 16.01.2017 tarih, E. 14760, K. 2017/84 sayılı karar)

İlginizi çekebilir: VASİ TAYİNİ

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama” Makalemize 9 Yorum Yapıldı:

  1. Recep Arslan dedi ki:

    Eşim bir otelin havuzunda fenalaşarak hayatını kaybetti. Otopsi raporu kalp krizi tazminat talep edilebilir mi? Karşı taraftan

  2. hacer dedi ki:

    Anne babaya yuksek çocuklara ise daha çıkması ironik 18 yasını doldurdu diye başının çaresine bakın mantığı 70 yaş üstüne yüklü tazminat erkek çocuklarına ise 18 e kadar eğitim dershane vs bunlar hiçe sayılıyor

  3. Zeynep sertkaya dedi ki:

    Eşim 2019 temmuz ayında kazadan vefat etti dosyalarda çift taraflı yazıyo kime gösterdiysem olmaz dediler hata eşinindir diye tek taraflı oluyormuş olmaz dediler bize yardımcı olurmusunuz

    1. Merhaba,
      0 312 220 36 30 arayarak danışma hizmeti alabilirsiniz.
      Saygılarımızla

      1. Halil murat yıldızlı dedi ki:

        merhabalar benim abim tır şoförüy dü ukranyadan yük alıp ırak a gidiyor du Şırnak’ta tırın devrilmesi sonucu tek taraflı kaza geçirip hayatını kaybetti 4 çocuğu var sigortadan tazminat alabilirler mi

  4. Mehmet dedi ki:

    Çok başarılı , sade özet niteliğinde bilgi. Elinize emeğinize sağlık

    1. Kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederiz.

      1. Eray dedi ki:

        Detekden yoksun kalma tazminati kalkdi diyorlar bu dogrumu peki

        1. Bunu kim diyorsa kocaman bir YALAN söylemiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir