Yargıtay: Yetiştirme, Hasat ve Alım Sözleşmesi – Ürün Zayi – Tazminat Davası

Ankara Avukat | Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yetiştirme, hasat ve alım sözleşmesi çerçevesinde zamanında hasat yapması gereken davalının hasatı zamanında yapmamasından dolayı ürünlerin zayi olması sebebiyle davalının davacıya tazminat ödemesi gerektiği yönündeki emsal kararını paylaştık.

11. Hukuk Dairesi         2019/1746 E.  ,  2019/7942 K.
(Yargıtay: Yetiştirme, Hasat ve Alım Sözleşmesi – Ürün Zayi – Tazminat Davası)

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 23/10/2018 tarih ve 2016/319-2018/425 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


Davacı vekili, taraflar arasında “Dane Bezelye Yetiştirme ve Alım” sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre, müvekkilinin taraflarca belirlenen bir taşınmazda bezelye yetiştireceğini, olgunlaşan bezelyelerin ise davalı şirkete ait hasat makinesiyle hasat edilerek teslim edileceğini, davalı şirketin sözleşmeyle belirlenen takvimde hasadı gerçekleştirmemesi sebebiyle ürünün zayi olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın davadan önce yaptırılan delil tespitiyle 14.726,88 TL olarak tespit edildiğini, zararın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine yaptıkları takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.


Davalı vekili, müvekkiline ait hasat makinesinin başka üreticilere ait tarlalarda hasat yapıldığı esnada hasarlandığını, müvekkilinin vakit kaybetmeksizin yeni bir hasat makinesi temin ettiğini ancak o tarihlerde meydana gelen yağışlar sebebiyle davacı ürününün hasadının bir süre daha gerçekleştirilemediğini, sözleşmenin 4. maddesine göre, söz konusu durumun mücbir sebep niteliğinde olduğunu, davacının tarlada kalan ürünü tohum olarak değerlendirdiğini ve gelir elde ettiğini, hesaplama yapılırken bu yolla elde edilen gelirin mahsubu gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.


Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılanma sonucunda, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca hasadın davalının yükümlülüğünde olduğu, toplanan delillerden, davalı şirketin hasadı yapmaması sebebiyle davacının zarara uğradığının anlaşıldığı ve bu nedenle uğradığı zararın 14.726,881 TL olduğu, ancak hasadın yapılamaması sebebiyle kuru halen gelen bezelyenin ekonomik değeri olduğu, bu değerin uğranılan zarardan mahsubu gerektiği, gerekli mahsup yapıldığında davacın talep edebileceği miktarın 5.522,58 TL olarak belirlendiği, alacak likit olmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabülü ile, itirazın kısmen iptaline, takibin 5.522,58 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.


1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı yanca, her ne kadar hasadın mücbir sebeplerle zamanında yapılamadığı savunulmuşsa da, menfi durumun bizatihi davalının kusurundan kaynaklanmış olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.


2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, mahkemece, zamanında hasat edilememesi sebebiyle konservelik olarak kullanılmasına imkan bulunmayan ürünün tohumluk olarak ekonomik değeri bulunduğu gerekçesiyle, hasardan
sovtaj indirimi yapılmışsa da, davacı yanca davadan önce yaptırılan delil tespiti neticesinde ibraz edilen bilirkişi raporunda, tarlada kalan ürünün tohumluk olarak dahi kullanamayacak halde olduğu mütala edilmiştir. Nitekim, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, yörede tohumluk olarak bezelye yetiştirilmediği belirtilerek, ürünün bu yöntemle değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, bilirkişi raporlarındaki aksi yöndeki tespite rağmen herhangi bir gerekçe ortaya konulmaksızın hasardan belirtilen şekilde sovtaj indirimi yapılması doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum yapın

Call Now Button