Ceza Hukuku, Hukuki Makaleler

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu TCK 156

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu TCK 156 - tahanci.av.tr

Bedelsiz senet kullanma suçu TCK m. 156’da malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında düzenlenmiştir. Bu suçla aslında bedeli ödenmiş veya ödenmesine gerek kalmamış olan senedin fail tarafından, yeniden ödenmeyi sağlamak amacıyla resmi makamlar önünde kullanılmasına yönelik fiiler cezalandırılmaktadır. 

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu Nedir? (TCK 156)

Bedelsiz senedi kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 156. maddesinde (TCK 156) düzenlenmiş olup, malvarlığına karşı suçlar arasında yer alır. Bu suç, borçlunun borcunu tamamen veya kısmen ödemesine rağmen, alacaklının senedi hukuka aykırı olarak kullanmaya devam etmesiyle oluşur. Yani, artık geçerliliğini yitirmiş bir senedin, “senedin hükmü kalmadı” denecek bir durumda olmasına rağmen tahsile koyulması, icra takibine verilmesi, başkasına ciro edilmesi gibi fiiller suçun maddi unsurunu oluşturur.

Bir başka ifadeyle, senet bedelinin ödenmesi veya borcun başka bir nedenle ortadan kalkmasına rağmen, senet sanki hâlâ geçerliymiş gibi kullanılırsa, bu durum bedelsiz senedi kullanma suçu olarak kabul edilir. Bu suç, özel hukuk ile ceza hukuku sınırında yer aldığı için ispat açısından da özel kurallara tabidir.

TCK 156/1 hükmüne göre:

“Kısmen veya tamamen bedelsiz kalmış olan bir senedi kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.”

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçunun Unsurları ve Cezası (TCK 156)

Suçun maddi unsuru – “kullanma” fiili: TCK 156/1 uyarınca korunan malvarlığı değeridir. Bedeli tamamen veya kısmen ödenmiş ya da takas/mahsup nedeniyle “senedin hükmü kalmadı” denecek duruma gelen bir senedin kullanılması gerekir. Uygulamada “kullanma”;

  • İcra takibine koyma,
  • Alacak davası açma,
  • Ciro ederek devretme,
  • Bankaya/protestoya verme
    gibi işlemlerle gerçekleşir. Sırf iade etmeme tek başına yeterli değildir; bedelsiz senedi kullanma fiili icra edildiğinde suç tamamlanır.

Manevi unsur – kast: Fail, senedin bedelsiz kaldığını bilerek ve buna rağmen kullanmalıdır. Bedelsizliği bilmeyen alacaklı açısından kast yoksa suç oluşmaz; ancak kısmen ödenmiş senedi tamamı için takibe koymak gibi açık taşkınlıklar kastın göstergesidir.

Konu ve belge türü: Suça konu senet; çek, bono, poliçe gibi kambiyo senetleri olabileceği gibi, borç ilişkisini ispatlayan özel senetler de olabilir. Önemli olan, borç ilişkisinin tamamen/kısmen sona ermesi nedeniyle bedelin artık talep edilememesidir (bedelsiz senet nedir sorusunun ceza hukuku açısından karşılığı).

İspat rejimi (özel ispat): Ceza yargılamasında genel kural serbest delil olsa da bu suçta özel hukuk ispat kuralları devreye girer. Yargısal içtihatlarda (bkz. bedelsiz senedi kullanma suçu Yargıtay kararları) bedelsizliğin kural olarak yazılı delille ispatı aranır; salt tanık anlatımları çoğu kez yeterli görülmez. Bu özellik, suçu “özel ispat” gerektiren nadir tiplerden biri yapar.

Cezanın tür ve miktarı: TCK 156 gereğince yaptırım 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Buradaki “ve” bağlacı önemlidir: Mahkeme her iki cezayı birlikte kurar; bu nedenle hapis cezasının tamamının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Uygun koşullarda HAGB ve erteleme değerlendirilebilir. Suç, uygulamada kimi zaman “karşılıksız senet cezası” ile karıştırılsa da kavram farklıdır: karşılıksızlık bankada karşılığın bulunmamasını, bedelsizlik ise borcun ifa/takas gibi nedenlerle sona ermesini ifade eder.

Şikâyet ve uzlaşma bilgisi (özet): Suç şikâyete tabidir ve şikâyet süresi mağdurun kullanmayı öğrendiği tarihten itibaren 6 aydır; ayrıca uzlaşma kapsamındadır. Ayrıntılar, aşağıdaki “Bedelsiz senedi kullanma suçu şikayet süresi ve uzlaşma” başlığında açılacaktır.

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçunun İspatı

Bedelsiz senedi kullanma suçu, ceza hukukunda istisnai nitelikte bir suçtur; çünkü özel ispat kuralları uygulanır. Normalde ceza yargılamasında serbest delil sistemi geçerli olsa da, bu suçta Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre, bedelsizliğin yazılı delille ispatı zorunludur.

Yani, mağdur olan borçlu kişi “senedin bedelsiz kaldığını” iddia ediyorsa, bunu tanık beyanı ile değil, belge ile kanıtlamalıdır. Zira senet, yazılı bir delil niteliği taşır ve buna karşı ancak yazılı bir delille ispat mümkündür. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “senede karşı senetle ispat” ilkesinden kaynaklanmaktadır.

Örneğin, borçlu kişi borcunu ödediğini iddia ediyorsa, bunu makbuz, banka dekontu veya yazılı bir belgeyle ispatlamalıdır. Aksi halde, yalnızca tanık anlatımlarıyla bedelsizliğin ispatı mümkün değildir.

Yargıtay kararları, bu konuda oldukça nettir:

Ceza mahkemesi, bedelsizliğin ispatında hukuk mahkemelerinde uygulanan ispat kurallarını esas almalıdır. Aksi halde, aynı olay hakkında hukuk mahkemesi ile ceza mahkemesi farklı sonuçlara ulaşabilir ve bu da adalet duygusunu zedeler.

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçunun Cezası

TCK 156. madde uyarınca bedelsiz senedi kullanma suçu, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kanun koyucunun “ve” bağlacını kullanmasıdır. Bu nedenle mahkeme fail hakkında hem hapis hem de adli para cezası verir; iki cezanın birlikte uygulanması esastır.

Bu suçta hükmedilen hapis cezası tek başına adli para cezasına çevrilemez, çünkü yasa açıkça iki yaptırımın birlikte uygulanacağını öngörmektedir. Ancak bazı durumlarda, cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi mümkündür.

Cezanın Belirlenmesinde Etkili Unsurlar

  • Senedin tamamen veya kısmen bedelsiz kalmış olması: Kısmen ödenmiş senedin tamamı için kullanılması hâlinde suç oluşur.
  • Failin kastı: Fail senedin bedelsiz kaldığını bilerek kullanmış olmalıdır.
  • Zararın giderilmesi: Fail, zararı giderirse ceza indirimi veya HAGB olasılığı artar.

Şahsi Cezasızlık ve Ceza İndirimi Hâlleri

TCK 167 hükmüne göre, suçun belirli yakın akrabalara karşı işlenmesi durumunda ceza verilmez veya cezada indirim yapılır.

  • Eş, üstsoy, altsoy, evlatlık veya kardeş aleyhine işlenirse fail hakkında cezaya hükmolunmaz.
  • Ayrı yaşayan eş veya ikinci derece akrabalar aleyhine işlenirse ceza yarı oranında indirilir.

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçunda Şahsi Cezasızlık Hali (TCK 167)

Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesi, bazı malvarlığına karşı suçlarda olduğu gibi bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından da şahsi cezasızlık ve cezada indirim hükümleri öngörmektedir. Bu düzenleme, fail ile mağdur arasındaki yakın aile bağları nedeniyle ceza verilmemesini veya cezada indirime gidilmesini sağlar.

Cezasızlık Halleri

TCK 167/1 hükmüne göre, aşağıda sayılan kişilere karşı bedelsiz senedi kullanma suçu işlendiğinde cezaya hükmolunmaz:

  • Eşlerden biri (haklarında ayrılık kararı bulunmayan),
  • Üstsoy veya altsoy,
  • Bu derecede kayın hısımları,
  • Evlat edinen veya evlatlık,
  • Aynı konutta birlikte yaşayan kardeş.

Bu kişiler arasında gerçekleşen fiillerde, kanun aile içi ilişkilerin korunması amacıyla cezalandırmayı ortadan kaldırmıştır.

Ceza İndirimi Halleri

TCK 167/2 hükmüne göre ise, suçun;

  • Haklarında ayrılık kararı verilmiş eşlerden biri,
  • Aynı konutta yaşamayan kardeş,
  • Amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derece kayın hısımları
    aleyhine işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında indirilir.

Bu düzenleme, fail ile mağdur arasındaki yakınlık derecesine göre cezayı hafifletici bir etki yaratır.

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu Görevli Mahkeme

Bedelsiz senedi kullanma suçu yargılamasında görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Çünkü bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer almakta olup, alt sınırı 6 ay, üst sınırı 2 yıl hapis cezası olan bir suçtur.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, sulh ceza mahkemeleri yalnızca kabahat veya daha düşük nitelikteki suçlara bakarken, asliye ceza mahkemeleri, kanunda açıkça ağır ceza mahkemesine bırakılmamış tüm suçlara bakmakla görevlidir. Bu kapsamda, TCK 156 kapsamında düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçu da asliye ceza mahkemelerinin görev alanındadır.

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu Korunan Hukuki Değer

Bu suçla esasen kişilerin ticari hayattaki işlemlerini güven içerisinde yapabilmeleri korunur. 

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu Unsurları

Bu başlık altında; suçun hukuki konusu, fail, mağdur, eylem unsurlarına değinilecektir. 

Suçun Hukuki Konusu: Suçun hukuki konusunu “bedelsiz senet” oluşturmaktadır. Buradaki bedelsizlik, senette yazılı meblağın ödenmesi veya ödeme yerine geçen herhangi bir hukuki sebebin ortaya çıkması nedeniyle senette yazılı bedelin artık borçluya karşı ileri sürülememesidir. Senedin kim tarafından ödenmiş olduğunun önemi yoktur. 

Fail: Fail bakımından herhangi bir özellik arz etmez. Suçun faili herkes olabilir. 

Mağdur: Suçun mağduru, bedelsiz kalan senedin borçlusu görünen kişidir. Suçun mağduru herhangi birisi olabilir.

Eylem: Suçun maddi unsurunu oluşturan hareket, bedelsiz kalmış bir senedin kullanılmasıdır. Bu hareket, söz konusu senedin yeniden ödenmesini talep etme veya senet ile icra takibi başlatma şeklinde ortaya çıkabilir. 

SUÇUN HUKUKİ AYKIRILIK UNSURU: Hukuka aykırılık, failin fiilinin bütününün hukuk düzenine aykırı olmasını ifade eder. Eğer ki; failin fiilini hukuka uygun hale getiren bir durum varsa, bu fiil artık suç olmaktan çıkar. TCK’da düzenlenen hukuka uygunluk nedenleri; kanun hükmünü icra, meşru savunma, hakkın korunması ve ilgilinin rızası olarak sayılabilir. Bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından ise suçu hukuka uygun hale getiren herhangi bir sebebin varlığı halinde suç hukuka aykırı olmaktan çıkar. 

SUÇUN MANEVİ UNSURU: Suçun manevi unsurunu genel kast oluşturmaktadır. Suçun taksirli hali kanunda düzenlenmemiş olduğundan, suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Failin, senedin daha önceden bedelsiz kaldığını biliyor olması gerekir. 

Zorunluluk hali bu suç bakımından kusurluluğu kaldıran bir sebep olarak düzenlenmiştir.

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu Özel Görünüş Biçimleri

Bu başlık altında; teşebbüs, iştirak, içtima konularına değinilecektir. 

Teşebbüs: Bedelsiz senedin kullanılması suçu “sırf hareket suçudur.” Failin mutlaka senet bedelini tahsil etmiş olması gerekmez. Mağdurun veya başkasının zarara uğraması da gerekmez. Failin bedelsiz senedi kullanmaya yönelik elverişli hareketlerle suça icraya başlamasına rağmen elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamaması halinde suça teşebbüs söz konusu olabilir. 

İştirak: Bir suç, birden fazla kişi tarafından işlendiği takdirde suça iştirak hükümleri uygulama alanı bulur. TCK’daki düzenlemeye göre; suça iştirak, yardım etme veya azmettirme şeklinde olabilir. Yardım eden, suçun icrasına maddi manevi destek olan kişi, azmettiren ise; aklında suç işleme düşüncesi olmayan kişiye suç işleme kararı verdirerek suç işlemesini sağlayan kişidir. Bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından ise, suça iştirakin her türlüsü mümkündür. 

İçtima: Ceza kanunumuzda kural olarak ne kadar suç varsa o kadar ceza verilir. Ancak içtima hükümleri gereğince birden fazla suç işlenen bazı durumlarda birden çok suç bir suçta toplanmış olabilir. Fail bu durumda suçların içtimaı esasına göre cezalandırılır.  Bu suçların hepsinin ayrı ayrı cezalandırılması öngörülüyorsa burada gerçek içtima vardır. Bir fiille birden çok suçun meydana gelmesine sebebiyet veren kişi, bu suçlardan en çok cezayı gerektirenle cezalandırılır. Bu duruma fikri içtima denir. Bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından ise, suç aynı zamandan zamanda belgede sahtecilik oluşturan fiilere de yol açmışsa gerçek içtima hükümlerine göre, her fiil ayrı ayrı cezalandırılır. 

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangi Mahkemedir ?

Suçun işlendiği yer asliye ceza mahkemesidir.

Bedelsiz Senet Kullanma Suçunda Zamanaşımı Süresi Kaç Yıldır?

Bedelsiz senedi kullanma suçunda zamanaşımı süresi 8yıldır.

SUÇTA MUHAKEME USULLERİ: Suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlanmıştır. Şikayet hakkına sahip olan kişi, bedelsiz kalmış senedi ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya kalmış olan kişidir. 

ŞİKAYET SÜRESİ NE KADARDIR ? Kanunumuzda şikayete tabi olan suçlarda şikayet süresi 6 ay olarak belirlenmiştir. Bu süre içerisinde şikayet edilmediğinde şikayet hakkı sona erer.

SUÇUN CEZASI NE KADARDIR : Bu suçu işleyen kişiye verilecek olan ceza kanunda 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası olarak düzenlenmiştir. Suçun yaptırımı olarak hem adli para cezası hem de hapis cezası olarak belirtilmiştir. Bu nedenle bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen hapis cezası bir yıl veya altında olsa dahi hapis cezası adli para cezasına çevrilmeyecektir.

SUÇTA UZLAŞTIRMA USULÜ: Uzlaştırma kurumu CMK m. 253’de düzenlenmiştir. Uzlaşma; suçun mağdurunun suç şüphelisiyle anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Bedelsiz senedi kullanma suçu uzlaştırma hükümlerine tabidir. Uzlaştırmaya tabi olan suçlar soruşturma aşamasında savcı tarafından, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından uzlaştırma bürosuna gönderilir. 

Bedelsiz Senet Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas: 2023/5392 Karar: 2023/6366 Katılanın, sanığa ait İtimat Ticaret isimli işyerinden senet karşılığı toplam 880 TL bedelli menkul eşya satın aldığı, alışveriş bedelini vadeli olarak müşteri kartı üzerinden aylık taksitler halinde ödemesi sonrasında, bakiye 80 TL’lik son taksit zamanının vadesi gelmeden önce sanığın, işyerini tasfiye ettikleri ve suça konu 880 TL bedelsiz kalmış bonoyu mahsuplaşma aracı olarak beyaza ciro ile … devredilen senedi … 7. İcra Müdürlüğünün 2009/23555 esas sayılı dosyası üzerinden vekili aracılığıyla icra takibi başlatmak suretiyle bedelsiz senedin kullanılması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığa yüklenen ve TCK 156. maddede düzenlenen “bedelsiz senedi kullanma” suçunun takibinin şikayete bağlı bulunduğu, TCK 73. maddesinde de şikayet süresinin “fiil ve failin öğrenildiği günden itibaren 6 ay” olduğu ve şikayetin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının yargılama şartı olarak kabul edildiği, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suça konu senedin 07/09/2009 tarihli ödeme emrinin 20/11/2009 tarihinde tebliğ edilerek katılandan tahsil edilmeye çalışıldığı gözönüne alındığında, katılanın, altı aylık şikayet süresi geçtikten sonra, 23/11/2010 tarihinde sanık hakkında şikayetçi olduğu anlaşıldığından, şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam etmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,”

YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas:2021/5156 Karar:2021/5887 “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08/06/2020 tarihli ve 2017/31201 esas, 2020/5056 karar sayılı ilâmında yer alan ” Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.” şeklindeki açıklamalar ile … ve … firmaları arasında görülmekte olan kıymetli evraktan kaynaklı menfi tespit davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2018/1003 esas, 2020/304 sayılı kararı ile, … firmasının şüphelilerin yetkilisi olduğu … firmasına 50.000,00 Türk lirası bedelli 10 adet senetten ve 195.000,00 Türk lirası bedelli 25 adet senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ve aynı zamanda … firması tarafından … firması aleyhine başlatılan İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2019/11062 esas sayılı takip dosyasına yatırılan 97.000,00 Türk lirasının istirdaten … firmasına iadesine karar verildiği nazara alındığında, şüphelilerin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının net bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla taraflar arasındaki bahse konu hukuk mahkemesi dava dosyası ile icra takip dosyalarının onaylı suretlerinin ve olayın aydınlatılmasına yarar tüm bilgi ve belgelerin dosyaya temin edilmesinden sonra yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas: 2023/2099 Karar: 2023/4378 “Sanığa yüklenen “bedelsiz senedi kullanma” suçu nedeniyle açılan kamu davası üzerine verilen hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddelerinde düzenleme yapıldığı gözetilerek, yeni düzenlemeye göre uzlaştırma işlemleri yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,”

YARGITAY 9.Ceza Dairesi Esas:2020/8705 Karar: 2023/1125 “Sanığa isnat edilen bedelsiz senedi kullanma suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, TCK’nın 73/1. maddesine göre soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimsenin altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı, aynı Kanun’un 73/2. maddesinde de zamanaşımını geçmemek koşuluyla altı aylık şikayet süresinin şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacağının belirtildiği, dosya kapsamına göre suça konu eylemin 2012 tarihinde gerçekleştiği, yasal süresinde yapılmayan şikayet nedeni ile bedelsiz senedi kullanma suçundan açılan davanın şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar verilmesi yerine sanığın beraatine karar verilmesi, ”YARGITAY 15.Ceza Dairesi Esas: 2017/34035 Karar:2021/1467 “Sanıkların, mali sıkıntı yaşayan katılana yardımcı olmak amacıyla taraflar arasında düzenlenen 2 adet protokol gereğince, katılan tarafından toplam 610.000 TL. bedelli 8 adet çekin sanık …’a verildiği, söz konusu protokollerde bu çeklerin “hatır amaçlı” ve “finansman sağlamak amacıyla” verildiğinin belirtildiği, ancak, sanıkların bahse konu bedelsiz çekleri, mal veya para karşılığı elde edilmiş gibi gösterilerek başkalarına ciro etmek suretiyle kullandıkları ve 3. şahıslar tarafından katılan aleyhine icra takibi yapıldığı, bu suretle sanıkların bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanıkların savunması, katılan beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; TTK. 795. maddesindeki çekin niteliğine ilişkin düzenlemeler dikkate alındığında bahse konu çeklerin hukuken geçerli olduğu, bedelsiz kalmadıkları, bankaya ibrazı durumunda ödenmesinin zorunlu olduğu, aynı şekilde tedavül kabiliyeti niteliğinde başkalarına ciro edilmesinde de bir sakınca bulunmadığı, sanıklar tarafından bahse konu çeklerin taraflar arasındaki anlaşma dışında kullanılması ancak sözleşme nedeniyle belirlenen hususlara riayet edilmemesi sebebiyle tazminat, alacak, menfi tespit gibi davalarla ilgili olabilecek hukuki ihtilafa neden olacağı, bu nedenle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir