Çocukların Cinsel İstismarı Suçu TCK 103

Çocukların Cinsel İstismarı TCK 103, Çocuk istismarı cezası makalemizle sizlerleyiz. Öncelikle bu makalemize konu olan çocukların cinsel istismarı suçunun mağduru olarak ele alacağımız “çocuk” kavramına bakarsak, hukukumuzda bu kavram 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununda tanımlanmış olup yapılan tanımlara göre “henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi” çocuk olarak tanımlanmaktadır.

Cinsel istismar genel olarak, bir çocuğa rızası dışında veyahut iradesi sakata uğratılarak rızasının alınması ile ya da çocuğun cebir ve tehdit altında bırakılması sonucu çocuğa karşı yapılan her türlü cinsel içerikli temaslı fiilerdir.

Tahancı Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimizin ve kamuoyunun bilgisine sunmak üzere web sitemiz üzerinden mesleki makaleler paylaşıyoruz. Bu yazımızda da Türk Ceza Kanunun 103. maddesinde düzenlenmiş olan Çocukların Cinsel İstismarı suçu , şartlarını ve cezasını anlattık.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu TCK 103

Çocukların Cinsel İstismarı suçuna 5237 sayılı TCK’da “Kişilere Karşı Suçlar” ksımının, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” bölümündeki 103. Maddesinde yer verilmiştir. Anılan kanun hükmüne göre;

TCK m.103 fıkra 1’e göre “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar

deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir

nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.” 

Yukarıda görüldüğü üzere, bu fıkrada daha az ceza ile düzenlenmiş olan sarkıntılık suçu ve çocuğun cinsel istismarı suçunun basit hali düzenlenmiştir.

Maddenin 2. fıkrasında suçun nitelikli hallerini oluşturan eylemlere yer verilmiş olup hüküm; “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.” şeklindedir.

Maddenin 3. ve 4. Fıkralarında diğer nitelikli haller düzenlenmiş olup bunlar; 

(3) “Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmes hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.” Şeklindedir.

Maddenin 5. fıkrasında ise gerçek içtima hükmü düzenlenmiş olup bunlar;

“Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”şeklindedir.

Maddenin 6. fıkrasında ise,  son olarak netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükmü yer almaktadır.

“Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”

15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI CEZASI 

​Çocukların cinsel istismarı suçu Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddenin 1. Fıkrasına göre Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” Cinsel istismar deyiminden anlaşılması gereken “15 yaşından küçük çocuğa veya 15 yaşından büyük olmasına rağmen işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak durumda olan çocuklara karşı işlenen her türlü cinsel davranıştır.”  Bu kapsamda 15 yaşından küçük çocuğun cinsel yönden istismar edilmesi halinde 8-15 yıl hapis cezasına hükmolunmaktadır. Cinsel istismar sarkıntılık düzeyinde kaldığı takdirde sanığa verilecek olan ceza 3-8 yıl hapis cezasıdır. Cinsel istismar suçu eğer ki vücuda organ veya sair herhangi bir cisim sokmak suretiyle gerçekleşmişse bu durum nitelikli cinsel istismar suçuna vücut verir ve verilecek olan ceza 16 yıldan aşağı olmamak üzere belirlenir. 

15 YAŞINDAN BÜYÜK ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI CEZASI

​Kanunumuz cinsel istismar suçları bakımından çocuk kavramını farklı şekillerde ele almaktadır. 15 yaşından büyük çocuklar bu bağlamda 2 farklı şekilde değerlendirilmeye tabi tutulacaktır. Birincisi 15 yaşından büyük olmasına rağmen kendisine yöneltilen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacak düzeyde olan çocuğa karşı işlenmesi halidir. Bu yaş grubundaki çocuklara karşı işlenen cinsel her türlü davranış cinsel istismar olarak değerlendirilmektedir. İkincisi 15-18 yaş grubundaki çocuğa karşı cebi, tehdit veya iradesini etkileyen başkaca halerin varlığı halinde çocuğa karşı işlenen her türlü cinsel davranış cinsel istismar  olarak değerlendirilmektedir. Bu iki halin varlığı halinde işlenen suçun cezası 8-15 yıl hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Cinsel istismar sarkıntılık düzeyinde kaldığı takdirde sanığa verilecek olan ceza 3-8 yıl hapis cezasıdır.  Cinsel istismar suçu eğer ki vücuda organ veya sair herhangi bir cisim sokmak suretiyle gerçekleşmişse bu durum nitelikli cinsel istismar suçuna vücut verir ve verilecek olan ceza 16 yıldan aşağı olmamak üzere belirlenir

12 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI CEZASI 

​Kanunumuzda cinsel istismar suçu 15 yaş altındaki kız – erkek fark etmeksizin her çocuğa karşı işlenebilen bir fiil olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda 12 yaşından küçük çocuğa karşı cinsel yönden işlenen her türlü fiil cinsel istismar olarak değerlendirlecektir. Ancak kanunumuz 12 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçunu daha ağır yaptırımlara tabi tutmuştur. Bu kapsamda 15 yaşından küçük çocuğun cinsel yönden istismar edilmesi halinde 8-15 yıl hapis cezasına hükmolunmaktadır. Cinsel istismar sarkıntılık düzeyinde kaldığı takdirde sanığa verilecek olan ceza 3-8 yıl hapis cezasıdır. Cinsel istismar suçu eğer ki vücuda organ veya sair herhangi bir cisim sokmak suretiyle gerçekleşmişse bu durum nitelikli cinsel istismar suçuna vücut verir ve verilecek olan ceza 16 yıldan aşağı olmamak üzere belirlenir. Kanunun 103. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.” On iki yaşından küçk çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçunun cezası on yıldan, fiil sarkıntılık düzeyinde kalmışsa beş yıldan az olamayacaktır.

ÇOCUĞUN NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARI CEZASI

​Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun cezası TCK’nın 103. maddesinin 2. Fıkrasında “ cinsel istismarın vücuda organ veya sair cisim sokmak suretiyle işlenmesi” hali olarak düzenlenmiştir. Söz konusu halin varlığı halinde çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar suçu işlenmiş olacaktır. Bu bağlamda çocuğun vücuduna organ veya sair organ sokma eyleminin mutlaka cinsel duyguları tatmin amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmemektedir. Eylemlerin salt meydana gelmesi bile suçun işlenmesi için yeterlidir. Çocuğun nitelikli cinsel istismarının cezası ilgili kanun maddesine göre; Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz. Bu bağlamda çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçununcezası 16 yıldan, eğer ki çocuk 12 yaşından küçükse 18 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasıdır. 

CİNSEL İSTİSMARDA ŞİKAYET SÜRESİ

​Cinsel istismar suçu temel haliyle şikayete tabi bir suç değildir. Suçun resen soruşturması ve kovuşturması yapılır. Şikayete tabi cinsel istismar sadece sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar fiilinin failinin on iki yaşından küçük olması durumunda ortaya çıkmaktadır. TCK’nın 103. Maddesinin birinci fıkrasına göre : Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. İlgili kanun hükmüne göre, cinsel istismar fiili eğer ki sarkıntılık düzeyinde kalmışsa ve faili on iki yaşından küçükse cinsel istismar fiilinin soruşturmasının yapılabilmesi için mağdurun velisinin veya vasisinin şikayette bulunması gerekir. Şikayet hakkı  suçun işlenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanılmalıdır. Aksi takdirde şiakyet hakkı düşer.

Suçla Korunan Hukuki Değer

Hukukumuzda yer alan diğer cinsel suçlarda olduğu gibi bu suçtada genel anlamıyla cinsel özgürlüğün korunması amaçlanmıştır.Ancak özellikle kanun koyucu  çocukları daha nitelikli bir şekkilde korumayı hedeflemiş, hem psikolojik yönden hem fiziki yapıları yönünden onları erken cinsel deneyimlerden uzak tutabilmeyi hedeflemiştir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Unsurları

SUÇUN MADDİ UNSURLARI

Ceza kanunumuzda yer alan suçun maddi unsurları, haksızlığı oluşturan unsurlardır. Bu unsurlar, suçun konusu, fail ve mağdur, fiil, fiil ile netice arasındaki nedensellik bağı ve son olarak nitelikli hallerde bu suçun maddi unsurları arasında yer almaktadır.

SUÇUN KONUSU

İşlenen hukuka aykırı fiil nedeniyle suçta korunmak istenen  menfaatler zarara uğramaktadır. Suçun konusunu da korunmak istenen bu menfaatler oluşturur. Bu açıklamalar ışığında makale konumuzu oluşturan suçun konusunu üzerinde cinsel eylemler gerçekleştirilen çocuğun bedeni ve cinsel bütünlüğüdür.

FAİL VE MAĞDUR

Kanun hükmünde faile dair herhangi bir niteleme yapılmamasından kaynaklı olarak bu suçun faili her yaştan, cinsiyetten herkes olabilmektedir. Ancak suçun düzenlendiği maddenin 3. Fıkrasında failin belli özellikler taşıması halinde suçun nitelikli hale dönüşmesi ile cezanın arttırımına gidilmiştir. Buna göre fail;

  1. “Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
  2. Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, 
  3. Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle” işlenmesi halinde bu kişilere verilecek ceza, yarı oranında arttırılacaktır. Bahse konu kişilerin mağdurla arasında olan nitelikli ilişkilerinden dolayı suçta fail olarak yer almıştır. Bu tür hallerde “özgü suç” mevzu bahis olmaktadır.

Suçun mağduru konusunda ise kanun koyucu failde olduğu gibi mağdurda da herhangi bir ayrıma gitmemiş olup, makalenin başında açıklandığı üzere 18 yaş altındaki kız ya da erkek çocuklar bu suçun mağduru olabilmektedir. Bunun yanında bahse konu suçun oluşumunda kanun koyucu çocukların 15 yaşında olmalarına göre belirli ayrımlara gitmiştir. Yapılan ayrımlara bakarsak;

On beş yaşını tamamlamamış çocuklara”, 

“On beş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara” 

“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan başka bir nedene dayalı olarak, on beş yaşını tamamlamış ve kendisine yönelik cinsel eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocuklara” karşı cinsel nitelikli eylemlerin gerçekleşmesi ile çocukların cinsel istismarı suçu oluşmuş olacaktır. 

Yapılan ayrımın en önemli nedeni öncelikle cinsel istismar suçunu oluşturacak eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarının mağdur tarafından anlaşılabilir olup olmamasından kaynaklanmaktadır. 

Kanun koyucu 15 yaşını tamamlamamış çocukların tartışmasız olarak bu tarz eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak edebileceklerini düşünmemiş olup, 15 yaşını tamamlamış çocuklarda ise bu durumun ayrıca incelenmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Bunun yanında hem 15 yaşını tamamlamış hem de kendisine yönelen cinsel eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarına mutabık olan çocuklar için cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan başka bir nedene dayalı olarak iradesinin sakatlanması ile kendisine karşı yapılan eylemleri kabul etse dahi irade sakatlığından dolayı suçun eylemlerini icra eden kişilerin bu suçu işlediği kabul edilmektedir.

Burada önemle belirtmekte fayda var, 15 yaşını tamamlamış çocuk ile tehdit,cebir ve hile olmaksızın yani çocuğun iradesi sakatlanmadan çocukla cinsel ilişkide bulunulması halinde TCK madde 103 maddesinde düzenlenen “Çocukların Cinsel İstismarı Suçu” oluşmamakta, TCK madde 104’ de düzenlenen “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu” oluşmaktadır.

Bununla beraber 15 yaşını doldurmuş ve aynı zamanda kendisine yönelik cinsel içerikli fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını anlayabilecek olan çocukların kendi istekleri dahilinde kendilerine gerçekleştirilen cinsel birliktelik ile sonuçlanmayan eylemler hiçbir suç oluşturmamaktadır.

FİİL

Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Basit Hali

Kanun maddesinin ilk fıkrasına bakıldığında, fiil bakımından kanun koyucu eylemleri ikiye ayırmıştır. Maddede ilk olarak basit cinsel istismar suçu düzenlenmiş olup ikinci olarak sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar düzenlenmiştir.

Sarkıntılık düzeyinde kalan eylemler yoğunluk farkı nedeniyle basit cinsel istismar suçundan ayrılmaktadır. Bu eylemlere örnek olarak sarılma, dokunma, öpme, yoğunluğu basit cinsel istismara girmeyecek şekilde olmak koşulu ile okşama sayılabilmektedir. Görüldüğü üzere bu eylemler ani,kısa, süreksiz ve kesintili eylemlerdir.

Kanun hükmünde ikinci olarak düzenlenen basit cinsel istismar suçunun eylemleri ise yoğunluk olarak sarkıntılık düzeyini aşmakta ancak cinsel birliktelik seviyesine ulaşmamaktadır. Bu eylemlere örnek olarak failin cinsel organını çocuğa sürtmesi, çocuğu çeşitli yerlerinden öperken aynı zamanda vücudunun okşanması, uzun bir süre failin çıplak vücudunu çocuğa değdirmesi verilebilmektedir. Verilen örneklerden anlaşıldığı üzere çocuğa yönelik gerçekleşen yakın temasların tümü ve sarkıntılık düzeyinin üstüne çıkmış, ancak cinsel birlikteliğe ulaşmamış eylemler TCK madde 103/1’de yer alan basit cinsel istismar suçunu oluşturacaktır.

Sarkıntılık ile ilgili yargıtay karaları;

Konuyla ilgili Yargıtay 14. CD. 2019/ 4093E., 2019 / 11862K., 22.10.2019 tarihli kararında, “Mağdurenin aşamalardaki samimi anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamına göre olay günü sanığın aynı işyerinde çalışan on yedi yaşındaki mağdurenin göğüslerine dokunup, yanağından öpmek ve kalçasını okşamak şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani, kesintili olması ve fiilin kendiliğinden sonlandırılması da göz önüne alındığında eylemin sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alınarak ilk derece mahkemesince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi” hakkında konunun altını çizmiştir.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi E. 2023/24456 K. 2023/9461 T. 30.11.2021 tarihli kararında; Olay tarihinden önce arkadaş olduğu on beş yaşından küçük mağdureyle birlikte okul bahçesine giden suça sürüklenen çocuğun, yanında oturan mağdureyi dudağından öpmesi şeklindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alınarak 5237 Sayılı TCK’nın 103/1-c. 2. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 103/1-c.1. maddesiyle hüküm kurulması” şeklinde karar vermiştir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nitelikli Halleri

1)TCK madde 103/2’ye göre “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.”

Bu madde ile, çocuğun basit cinsel istismarından ayrı olarak bu suçun işlenebilmesi için çocuğun vücuduna organ veya sair cisimlerin sokulması aranmış olup, bu şekilde işlenen eylemlerin suçun nitelikli halini oluşturduğuna yer verilmiştir.

2)CEZANIN ARTIRILMASINI GEREKTİREN DİĞER NİTELİKLİ HALLER

Çocukların cinsel istismarı suçunu ağırlaştıran diğer hallere baktığımızda bunlar TCK madde 103’ün 3. ve 4. Fıkrasında düzenlenmekte olup bu haller; 

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesidir. Bu hallerin varlığı hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Maddenin bu fıkrasında belirtilen silahlar TCK madde 6/1-f bendinde belirtilmiş olup bunlar, ateşli silahlar, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, patlayıcı maddeler, yakıcı, yaralayıcı, aşındırıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddelerdir. 

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Halleri

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kavramı öğretide, failin kasten işlediği bir suçta kasti eylemi ile bağlantılı olarak ortaya  çıkan netice arasında en azından bir nedensellik bağı olup, istenen neticeden daha ağır bir neticenin ortaya çıkması hali olarak yer almaktadır. Başka bir anlatımla failin istediği netice yerine eylemleri nedeniyle daha ağır bir neticenin ortaya çıkmasına neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç denilmektedir.Bu durumlarda TCK’da yer alan hükümlere göre ceza arttırımı yoluna gidilmektedir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu bakımından da bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali TCK madde 103/6 hükmünde yer almaktadır. Buna göre; “Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” 

TCK madde 23. Maddesine göre, failinin ağırlaşmış neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmesi gerekir. Bu nedenle fail cinsel içerikli eylemleri sonucunda çocuğun ölmesine ya da bitkisel hayata girmesinden dolayı sorumlu olabilmesi için bu sonuçlara sebebiyet veren eylemleri en azından taksirle gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Manevi Unsurları

Fail tarafınfan gerçekleşen bir eylemin faile isnat eden bir suç olabilmesi için yukarıda sayılan maddi unsurların yanında aşağıda açıklanacak manevi unsurlarıda içermesi gerekmektedir. Buna göre suçun manevi unsurları genel anlamıyla kast ve taksirden oluşmaktadır. 

Çocukların Cinsel İstismarı suçu kasten işlenebilen veyahutta olası kastla işlenen bir suçtur.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Özel Görünüş Halleri

5)A. TEŞEBBÜS

TCK m.35/1’de teşebbüs hükmü yer almakta olup bu hükme göre, “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” 

Fail, çocuğa karşı cinsel istismar suçunun eylemlerine doğrudan doğruya kasten başlaması ile elinde olmayan sebeplerle eylemine devam edememesi halinde bu suça teşebbüs etmiş olacaktır. Örneğin, çocuğa karşı cinsel organını ya da sair bir cismi sokmaya çalışırken 3. bir kişinin müdehalesi sonucu bu eylemini tamamlayamayan faile teşebbüs hükümleri uygulanacaktır.

5) B. İÇTİMA

TCK’nın 103/ 5. fıkrasında “Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde, içtima düzenlemesi yer almaktadır. 

Kanun maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere failin cinsel istismar kastı ile çocuğa uygulamış olduğu cebir ve şiddet nedeniyle, çocukata kasten yaralama suçunun ağır neticeleri oluşması halinde fail hem çocuğa kaşı cinsel istismar suçundan hem de kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerden yargılanacaktır. 

Bunun yanından madde hükmünde yer alan cebir ve şiddet her ne kadar TCK hükümlerinde ayrı bir suç olarak düzenlenmiş olsada, çocukların cinsel istismarının nitelikli halinde yer alması nedeniyle faile ayrıca cebir ve tehdit suçundan ceza verilmeyecektir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Davası Zamanaşımı

TCK m.66/6’ya göre, “Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.”

Buna göre, cinsel istismar suçunun üstsoy ve bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenmekteyse dava zaman aşımına ilişkin süre 18 yaşını tamamlaması ile başlamaktadır. 

TCK m.103/1’de yer alan basit cinsel istismar suçunda dava zamanaşımı süresi,

-18 yaşını tamamlamış failler bakımından olağan zamanaşımı süresi 20 yıl, kesintili zamanaşımı süresi 30 yıl

– 15-18 yaş gurubundaki suça sürüklenen çocuklar bakımından olağan zamanaşımı süresi 13 yıl 4 ay, kesintili zamanaşımı süresi 20 yıl

– 12-15 yaş gurubundaki suça sürüklenen çocuklar bakımından olağan zamanaşımı süresi 10 yıl, kesintili zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme

Kural olarak çocuğun cinsel istismarı suçu re’sen soruşturması ve kovuşturulması yapılan bir suç olsada, mağdurun çocuk olması nedeniyle suçun soruşturması ve kovuşturulması vasi ya da velisinin şikayetine bağlanmıştır.

Hukukumuzda ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili davalarda, ağır ceza mahkemeleri görevli kılınmıştır 

Bu nedenle, 

-TCK 103/1’de yer alan çocukların cinsel istismarı suçunun temel şeklinin yaptırımı 15 yıla kadar hapis cezasını gerektirmesinden dolayı görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.

-Aynı maddenin devamında yer alan sarkıntılık suçunun yaptırımı 8 yıl hapis cezasını gerektiği için görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

– Cinsel istismar suçunda cinsel organ ya da sair cisimlerin sokulması ile gerçekleşmesi ya da suçun daha ağır neticelere neden olacak şekilde gerçekleştirilmesi şeklinde işlenmesi halinde aynı şekilde ağır ceza mahkemesi görevli olacaktır.

Yetkili Mahkeme: TCK madde hükmü gereğince suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili mahkemedir. Teşebbüs halinde son icra hareketinin yapıldığı yer, temadi halinde ise temadinin sona erdiği, zincirleme halinde işlenmişse son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili olacaktır

Uzlaşma Hükümleri

Cinsel istismar suçu uzlaşma hükümleri kapsamında bulunmamaktadır.

Çocukların CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNUN YATARI

Cezanın cinsel istismarı suçunun yatarı cezanın madde hükmünde yer alan yıllara göre infaz edilmesi anlamına gelmektedir. Buna göre, çocuğa cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası, fiillerin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bunun yanında Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

Suçun maddenin 3. Fıkrasında yer alan kişiler tarafından işlenmesi halinde yukarıda açıklanan cezalar yarı oranında arttırılarak verilip, suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki ceza mahkemelerince verilen mahkumiyet kararlarının infazı için bu kararların kesinleşmesi gerekir. Kesinleşmenim gerçekleşmesi sonucunda mahkeme kararlara kesinleşme şerhi işleyerek infaz savcılığına gönderir. 

Verilen mahkumiyet kararları 3 yıldan fazla olması halinde infaz savcılığı sanık hakkında derhal yakalama emri çıkartır. Bunu takiben savcılık tarafından kişinin cezası, ne kadar cezaevinde kalacağı gibi hususların yer aldığı bir müddetname düzenlenerek, sanığa gönderilir.Sanık bu müddetname ile cezaevinden ne zaman çıkacağını, ceza süresine hakim olur. 

7242 sayılı kanuna göre kural olarak koşullu salıverme için infaz oranı cinsel istismar suçlarında ¾ olarak belirlenmiştir. Buna göre yukarıdaki cezaları alan sanıkların tutukluluk ve gözaltı süreleri cezalarından çıkartılarak lehe kanun prensibi ilkesi ile ¾ oranında mahkumiyetini tamamlayıp, geri kalan cezasını denetimli serbest olarak dışarıda tamamlayacaktır.

ADLİ PARA CEZASINA ÇEVİRME, ERTELEME VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Adli para cezası: Alternatif bir yaptırım türü olan adli para cezası, tek başına uygulanabileceği gibi hapis cezası ile de uygulanabilmektedir. Hukukumuza göre kasten işlenebilen suçlarda 1 yıl ya da daha az hapis cezasına hükmedilen durumlarda bu ceza adli para cezasına çevrilebilmektedir. Makale konumuz çocuğun cinsel istismarı suçunun yaptırımları 1 yıldan fazla olmsı nedeniyle adli para cezasına tek başına hükmedilmemektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması: Sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur (CMK md.231) Çocuğun cinsel istismarı suçunun yaptırım süreleri nedeniyle fail bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmamaktadır.

Cezanın Ertelenmesi: İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır( TCK 51). Kanun hükmü nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçunda cezanın ertelenmesi hapis cezası süreleri nedeniyle mümkün değildir.

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 27.05.2009 gün 2009/618 – 6448 sayılı kararında “Kendisini metafizik uzmanı olarak tanıtan sanık İbrahim’in hileli yöntemlerle içerisinde uyuşturucu madde bulunan neskafenin mağdure tarafından içilmesini sağlayıp bu şekilde direncini kırarak masaj yapma bahanesiyle, mağdurenin kafasını kendi cinsel organı üzerine bastırıp ağzını üzerinde oynatmak, elleri ve ayakları ile mağdurenin cinsel organına dokunmak, parmaklarını mağdurenin ağzına sokarak dilini okşamak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin kül halinde basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu, sanık Leyla’nın eyleminin ise bu suça yardım niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması”

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2023/24205E. Kararında “Olay günü mağdurenin çalıştığı mobilya mağazasına giden komşu işyerinin sahibi sanığın, gezme bahanesiyle işyerinin üst katına birlikte çıktığı mağdureye arkadan sarılarak göğüslerini tutmasının ardından önden sarılarak omuzlarını sıkması ve daha sonra elini tutarak kıyafeti üzerinden kendi cinsel organına dokundurtması ve mağdurenin ağlayarak tepki vermesi üzerine eylemini sonlandırması şeklindeki fiziksel temas içeren sanığın mağdureye yönelik sabit kabul edilen eyleminin sarkıntılık mı yoksa basit cinsel saldırı mı olduğu hususudur.

Sanığın eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleştiğinin kabulü halinde sarkıntılık suçu oluşacaktır. Sanığın olay anı itibariyle herkese açık bulunmayan ve kimsenin olmadığı yerde mağdureye arkadan sarılarak erojen bölgesini olan göğüslerini tutma, önüne geçerek cinsel amaçla omuzlarını tutma ve devamında sanığın erojen bölgesi olan penisini mağdura tutturması hareketlerinin tek dokunuşlu ani ve kesintili olmadığı gibi herbiri sarıkıntılık olan birden çok hareketin süreklilik arzettiği, sanığın temadi eden eyleminin kendi iradesi değil mağdurenin ağlayarak tepki göstermesi üzerine sonlandırdığı nazara alındığında cinsel arzularını tatmine yönelik eylemin sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçu boyutunu aştığı ve çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.”

“Çocukların Cinsel İstismarı Suçu TCK 103” üzerine 5 yorum

  1. Çok güzel bir makale olmuş, cmk ifadesine gitmeden önce okudum. Çok faydalı oldu. Teşekkür ederim

    Yanıtla

Yorum yapın

Call Now Button