Memur Atama İptali Davası
Memur atama iptali davası, kamu personelinin mesleğe başlama veya görevini sürdürme süreçlerinde karşılaştığı atama işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu düşündüğü durumlarda açılan idari davalardır. Başka bir deyişle, bir memurun talep ettiği atamanın reddedilmesi, görev yerinin isteği dışında değiştirilmesi veya mevzuata aykırı olarak atanması gibi durumlarda, ilgili memur İdare Mahkemesi nezdinde hukuki haklarını korumak amacıyla bu davayı açabilir.
Bu kapsamda, atama işleminin kanuna, ilgili yönetmeliklere ve kamu hizmeti gereklerine uygun olup olmadığı incelenir. Atama iptali davaları, memurun mağduriyetini önlemek ve idarenin hukuka uygunluğunu denetlemek açısından önemli bir araçtır. Makalemizde, memurların atama taleplerinin reddi, il içinde veya il dışında görev yaptığı yerin dışında atanması ve atama istemlerinin usul ve yasaya uygunluk denetimi ele alınacaktır. Ayrıca yazının sonunda, atama iptali ile ilgili Danıştay kararlarına örnekler sunulacaktır.
Memur Atama İptal Davası Nedir?
Memur atama iptali davaları, kamu görevlilerinin istekleri dışında atanmaları veya talep ettikleri görevlere atanamamaları gibi durumlarda ortaya çıkan hukuki süreçlerdir. Bu davalar, özellikle atama işleminin disiplin soruşturması, hizmet ihtiyacı, rotasyon veya idarenin takdir yetkisine dayalı olarak yapılması gibi farklı sebeplerle açılabilir.
İdare Mahkemesi, atama işlemlerinin kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde yapılıp yapılmadığını denetler. Örneğin:
- Disiplin soruşturmasına dayalı yapılan atamalarda, söz konusu atamanın ikinci bir ceza niteliği taşıyıp taşımadığı incelenir.
- İstek dışı yapılan atamalarda, memurun özür durumu ve bu durumun giderilip giderilmediği kontrol edilir.
- Rotasyon esaslı atamalarda, memurun çalışma süresi, çalışma bölgesi ve hizmet puanlarına uygunluğu değerlendirilir.
- Kurumlar arası atamalarda, memurun atanmak istediği kurumun muvafakati ve mevcut görev yerindeki hizmet gerekliliği incelenir.
- Atama taleplerinin reddi veya alt bölgelere isteksiz atamalarında, emsal personelin atanma durumu dikkate alınır.
Bunun yanı sıra, mevzuata aykırı olarak yapılan işlemler her zaman geri alınabilir ve memurun mağduriyeti ortadan kaldırılabilir. Bu süreçte memurun atama işlemine ilişkin tüm belgeleri ve delilleri mahkemeye sunması önemlidir.
İlgili Makale: Memur Zammı
Memur Atama İptali Davası Yetkili Mahkeme
Memur atama iptali davalarında, atama işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ve işlemin iptali talebi söz konusu olduğunda, mahkeme süreci devreye girer. İdare Mahkemesi, bu davalarda yetkili ve görevli mahkeme konumundadır.
Atama işlemi yapılan yer mahkemesi veya memurun eski görev yeri mahkemesi, davanın açılacağı yetkili mercidir. Eğer atama işlemi hiç gerçekleşmemişse, iptali talep edilen yer mahkemesi dava açmaya yetkilidir. Merkezi idareye bağlı kurumlarda, genellikle Ankara İdare Mahkemeleri görevli olmaktadır.
Davada, atamanın hukuka aykırı olduğuna dair telafisi güç veya imkansız zararların ortaya çıkması durumunda, mahkemeden yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Bu karar, dava süresince atama işleminin geçici olarak askıya alınmasını sağlar ve memurun mağduriyetini önler.
İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, iptal ve tam yargı davaları belirlenen süreler içinde açılmalıdır. Atama işleminin iptali için sürelerin doğru takip edilmesi, davanın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Memur Atama İptali Davası Ne Kadar Süre İçinde Açılmalıdır?
Memur atama iptali davaları, idari yargıda sıkça karşılaşılan dava türlerinden biridir. Atama işleminin veya talep reddi kararının tebliğ edilmesinden itibaren 60 gün içinde yetkili İdare Mahkemesine açılması gerekir.
Dava açmadan önce memur, isteğe bağlı olarak atamayı gerçekleştiren idareye başvurarak itiraz dilekçesi verebilir. Ancak bu başvuru zorunlu değildir ve dava açma hakkını engellemez.
Sürelerin kısa ve kesin olması nedeniyle, memurların hukuki süreçleri uzman avukatlar aracılığıyla takip etmeleri önemlidir. Bu sayede, hak kayıplarının önüne geçilir ve atama iptali talebi zamanında mahkemeye iletilmiş olur.
Memur Atama İptali Davasında Yürütme Durdurma Talep Edilebilir mi?
Memur atama iptali davalarında, dava konusu atama işleminin uygulanmasını geçici olarak durdurmak için yürütme durdurma talebi yapılabilir. Yürütme durdurma kararı, işlemin icrailiğini askıya alır ve dava süresince atama işleminin hiç yapılmamış gibi ortadan kalkmasını sağlar.
Yürütme durdurma talebinin kabulü için iki temel şart aranmaktadır:
- İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması,
- İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması.
Bu şartlar birlikte gerçekleşirse, mahkeme yürütme durdurma kararı verir ve idare bu kararı 30 gün içinde uygulamak zorundadır. Genellikle karar, 2–3 ay içinde mahkeme tarafından sonuçlandırılır ve dava sürecinin güvenli şekilde yürütülmesine katkı sağlar.
Atama İptal Davasında Duruşma Yapılır mı?
İdari yargıda, atama iptali davaları genellikle duruşmasız olarak yürütülür. Ancak taraflar, davanın duruşmalı olarak yapılmasını talep edebilir. Bu talep, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca dava dilekçesi veya cevap savunmaları sırasında yapılabilir.
Duruşma talebinde bulunulması halinde, taraflar durumlarını mahkemede sözlü olarak izah etme ve iddialarını çürütme imkânına sahip olur. Duruşma talepleri, mahkeme tarafından dikkate alınır, fakat istinaf ve temyiz aşamalarında mahkemeler taleple bağlı değildir.
Taraflar duruşma talebinde bulunursa, duruşma harcını ödemek zorundadırlar. Bu süreç, tarafların idari işlemin hukuka uygunluğunu doğrudan mahkemeye sunmalarını ve savunmalarını güçlendirir.
Atama İptal Davasında Deliller
İdari yargılamada, genel olarak delil serbestisi ilkesi geçerlidir; ancak atama iptali davalarında bazı deliller kabul edilmemektedir.
Kabul edilmeyen deliller arasında:
- Tanık delili,
- Yemin delili,
- Hukuka aykırı şekilde elde edilmiş bilgiler,
- Gizli nitelikteki belge ve bilgiler yer almaktadır.
Bu nedenle, atama iptali davalarında tanık dinletilmesi mümkün değildir. Memurun, idari işlemle ilgili mağduriyetini ve taleplerini desteklemek için dosyaya sunabileceği diğer yazılı delil ve belgeler önem taşır.
Atama İptal Davasında Harç ve Masraflar
Memur atama iptali davalarında, mahkeme harç ve masraflarının ödenmesi zorunludur. Bu giderler, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılır.
Giderlerin ödenmemesi halinde, mahkeme taraflara kesin süre vererek eksik harç ve masrafların tamamlanmasını talep eder. Süre içinde ödenmezse dava reddedilebilir. Davayı kazanan taraf, ödediği harç ve masrafları davalı idareden talep edebilir.
2025 yılı için bazı idari yargı giderleri şunlardır:
İdari Yargı Posta Masrafları:
- Yeni dava açılış posta masrafı: 4.025,00 TL
- Duruşma istemli yeni dava: 5.481,30 TL
- Yürütmeyi durdurma istemli dava: 3.174,70 TL
- Duruşma ve yürütmeyi durdurma istemli dava: 6.495,20 TL
İdare Mahkemesi Harçları:
- Başvuru harcı: 615,40 TL
- Karar harcı: 615,40 TL
- Yürütmeyi durdurma harcı: 1.013,90 TL
- Delil tespiti harcı: 704,50 TL
- Vekâlet harcı: 87,50 TL
- Vekâlet pulu: 138,00 TL
Naklen Atama ve Atama İptali Davası
Naklen atama, memurların görev yerlerinin kendi iradeleri dışında değiştirilmesi anlamına gelir. Bu tür atamalarda, idarenin işlemi siyasal ayrımcılık, keyfi uygulama veya kişisel kayırma amacıyla yapmaması gerekir.
İdari yargı, naklen atamaların yetki, şekil, konu, sebep ve amaç unsurları açısından hukuka uygunluğunu denetler. Ancak İdare Mahkemeleri, idarenin yerine geçerek yeni atama kararı veremez; sadece mevcut atamanın iptaline veya hukuka aykırılığına karar verebilir.
Kurumlar, memurları görev ve unvan eşitliği gözeterek, kadro derecelerine uygun olarak atayabilir. Memurlar, istekleri doğrultusunda kurumlarında kazandıkları hak derecelerinin üç derece altına kadar atanabilirler. Daha alt derecelere yapılan atamalarda, memurların eski derecelerine dönüş hakkı saklıdır.
Memur Atama İptali Davasında Sıklıkla Görülen Hukuka Aykırılıklar
Memur atama iptali davalarında en çok karşılaşılan hukuka aykırılıklar şunlardır:
- Atama yönergelerinin kanuna uygun olmaması,
- Eş durumu, çocukların eğitim durumu, sağlık ve aile birliği gibi temel ilkelerin göz ardı edilmesi,
- İdarenin takdir yetkisini hukuka aykırı kullanması,
- Tercih dışı atamalarda memurun özür durumunun korunmaması,
- Kurumlar arası atamalarda muvafaket verilmemesi,
- Emsal personele benzer şekilde atama yapılmaması,
- Disiplin soruşturması veya başarısızlık sebebiyle hukuka aykırı atama yapılması; disiplin cezası uygulanmamışsa, bu durum ikinci bir ceza niteliği taşır,
- Atama talebinin hukuka aykırı şekilde reddedilmesi,
- Garnizon süresinin tamamlanmadan atama yapılması,
- Atamada kadro ve sıra esası ilkesine uyulmaması,
- İdari ve zaruri nedenlerle yapılan atamaların gerekçesiz olması,
- Atama işlemlerinde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyulmaması,
- Sağlık durumunun atama işleminde dikkate alınmaması,
- Kadro ihtiyacı sebebiyle hukuka aykırı atamalar yapılması,
- Geçici görevlendirmenin süreklilik göstererek atama gibi sürdürülmesi.
Bu hukuka aykırılıkların tespiti, memurun dava açarak hak kaybını önlemesini sağlar ve idare işlemlerinin denetlenmesine olanak verir.
Memur Atama İptali Davasının Sonuçları
Atama iptali davasının mahkeme kararıyla sonuçlanması durumunda, ilgili idari işlem iptal edilir ve atama işlemi ortadan kalkar. Mahkeme, idarenin bu atamayı geri almasına karar verir.
Bunun yanı sıra, iptal edilen atama nedeniyle memurun maddi zarar görmesi halinde, mahkeme aynı zamanda tazminat ödenmesine hükmedebilir. Memurun tazminat talebini destekleyecek delilleri dava dilekçesinde sunması, kararın olumlu sonuçlanması açısından önemlidir.
İptal kararının uygulanması, idarenin yükümlülüğüdür. İdare, mahkeme kararına uyarak atama işlemini ortadan kaldırmalı ve oluşan sonuçları geri almalıdır. Çoğu zaman idareler, verilen atama iptali kararlarına karşı itiraz yoluna başvurabilir, bu nedenle hukuki süreç uzman bir avukat eşliğinde yürütülmelidir.
Atamanın İptali Dilekçesi Örneği
Aşağıda, memur atama iptali davası için örnek dilekçe sunulmuştur. Bu şablon, doğrudan kullanıma uygun olacak şekilde hazırlanmıştır.
… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Yürütmenin Durdurulması İstemlidir.
Duruşma Talebidir.
Davacı: İsim Soyisim (T.C. Kimlik No) – Adres
Vekili: Av. … – Adres
Davalı: Kurum Adı – Adres
Tebliğ Tarihi: …
Davanın Konusu:
… görevinden … görevine atanmama ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığım parasal hakların yasal faiziyle birlikte tarafıma ödenmesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların önlenmesi amacıyla yürütmenin durdurulması talebidir.
Olay ve Hukuki Açıklama:
… olarak görev yapmaktayım. Sicillerim iyi ve çok iyi olup herhangi bir disiplin cezam bulunmamaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca, kurumlar memurları görev ve unvan eşitliği gözetmeden atayabilir; ancak bu yetki kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlıdır.
Yasal Deliller:
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
- İlgili yönetmelikler ve mevzuat
Sonuç ve İstem:
Açıklanan nedenlerle, … görevinden … görevine atanmama ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin İPTALİNE, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulmasına, ayrıca dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığım parasal hakların yasal faiziyle birlikte tarafıma ödenmesine, ileride avukat tutmam halinde avukatlık giderleri ve yargılama masraflarının davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederim.
Tarih
İsim Soyisim
Vekili: Av. …
Ekler:
- Dava konusu işlem
- Başvurular
- Diğer deliller
- Emsal kararlar
Disiplin Soruşturmasına Dayalı Atamalar
Memurun adli veya idari soruşturma geçirmesi nedeniyle kurumun yapmış olduğu disiplin soruşturması yapılması sonucunda o yerde kalmasında sakınca görülmesine karar verilen memurun hizmet bölgelerindeki ve/veya hizmet alanlarındaki zorunlu çalışma sürelerini tamamlamadan ve yer değiştirme suretiyle atanma dönemi beklenmeksizin hizmetin gereği olarak yer değiştirme suretiyle ataması Yönetmeliğin 11. Maddesinin 1. Fıkrası gereği yapılabilir. Soruşturma nedeniyle yapılan atama, hizmet gereği atama olarak değerlendirilmektedir.
Ataması yapılan memurun ayrıldığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri aynı hizmet bölgesi içindeki başka bir hizmet alanında tamamlattırılır. Memurun görev yaptığı hizmet bölgesinde ihtiyaç bulunmaması halinde diğer hizmet bölgelerine de ataması yapılabilir. Bu şekilde ataması yapılan memurun ayrıldığı hizmet bölgesindeki eksik hizmetleri daha sonra tamamlattırılır.
Belirli olan disiplin suçları için atama yapılacağı kanun veya yönetmelikte belirtilmeyip disiplin soruşturması sonucunda memurun atamasının yapılıp yapılmayacağı tamamen idarenin taktirindedir. İdarenin disiplin soruşturması sonucu vermiş olduğu ceza haricinde atamasının da yapılması işlemi ayrı bir karar olduğundan atama işlemine karşı ayrı iptal davası açılmaktadır.
İstek Dışı Atamalar
Memurun görev yerinde zorunlu hizmet süresini tamamlaması halinde yer değiştirme suretiyle ataması yapılmaktadır. İstek dışı atamalar, memurun isteğine bağlı atamalar Yönetmeliğin Sağlık Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Can Güvenliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Engellilik Durumuna Bağlı Yer Değişikliği şeklinde sayılan durumlar haricinde disiplin soruşturması sonucu verilen kararla veya hizmet gereği olarak yer değiştirme şeklinde ya da olağanüstü durumlarda yapılan her yılın Ocak, Haziran ve Eylül aylarında, istisnai durumlarda Mart ve Ekim ayında da yapılan zorunlu atamalardır.
Rotasyona Bağlı Atamalar
Personel eksikliği nedeniyle aynı statüdeki memurların geçici süreyle yer değişikliğinin yapılmasıdır. Rotasyon genelde yatay hiyerarşide veya eş pozisyon kademelerinde yapılır. Uygulanan departman ya da görev değişiklikleri terfi olarak nitelendirilmez. Rotasyon süresiz değildir. Rotasyonun geçici ve belirli bir süreyi kapsaması gerekir
İlgili Makale: Memur Disiplin Cezaları, 657 Disiplin Cezaları (Kınama, Yurtdışı) Yönetmeliği
Kurumlar Arası Atamalar
Memurların kurumlar arası atamaları kanunun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup belirtilen hususlar dışında atamaları yapılmamaktadır. Memurların devlet memurları kanununa tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır. Aşağı dereceye atananların eski derecelerine tekrar atanmaları caizdir. Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartıyle) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.
Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Aşağı dereceye atananların eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.
Atama İstemlerinin Reddi Veya Alt Bölgelere Atamalar
Yönetmeliğe göre memurlar, istekleri ve kurumlarının uygun görmesi üzerine bulundukları hizmet bölgesinden daha alt hizmet bölgesine atanabilirler. Bu takdirde alt hizmet bölgesinde geçen hizmet süreleri ayrıldıkları bölge hizmetinden sayılır. Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Aşağı dereceye atananların eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.
Memurun; Sağlık Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Can Güvenliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği, Engellilik Durumuna Bağlı Yer Değişikliği gibi isteğe bağlı atamalar idareden talep edilmektedir. Talebin reddi halinde yukarıda açıkladığımız üzere idare mahkemesinde iptal davası açılabilmektedir.
İlgili Makale: Devlet Memurları Geçici Görevlendirme Yönetmeliği
Yürütmeyi Durdurma Kararı Verilme Şartları
Yürütmeyi durdurmanın şartları, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. Maddesinde iki şart şeklinde düzenlenmiştir. Ancak belirtilen şartlar somut ve belirli olmadığından her somut olayın durumuna göre mahkeme hakimi değerlendirmektedir.
Birinci şartı idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması olup genel de il değişikliği şeklindeki atamalarda maddi külfet yüklemektedir. Ailesi olan memurun atamasının yapılmasında aile birliğini etkilediği için telafisi güç olarak değerlendirilmektedir.
İkinci işlem ise idari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır. İşlemin hukuka aykırılığı yukarıda belirttiğimiz kanun ve yönetmeliğin belirlediği şartlara uygun olup olmadığının denetlenmesi sonucu tespit edilmektedir. Her iki şartın birlikte olması halinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmektedir.
Memur Atama İptal Davasında Duruşma Yapılır Mı?
İdare mahkemelerinde açılan iptal davalarında genel olarak Kanunun 17. Maddesinde belirtildiği üzere istem halinde duruşmalı olarak görülmektedir.
Naklen Atama İptali Nedir?
Memurların naklen atanmalarına ilişkin anılan mevzuattaki usul ve esaslar daha çok “kamu yararı” ve “hizmetin gerekleri” kriterleri bakımından idarenin takdir yetkisi ile yapılmaktadır. Naklen atama; zorunlu yer değiştirme suretiyle, kurumlar arası, sınıf değişikliği suretiyle, karşılıklı olarak yer değiştirme, can güvenliği vs. nedeniyle yapılan istek dışı şeklinde idarenin kamu görevlilerinin yerini değiştirmesi şeklindedir.
Memur Atama İptali Davasıyla İlgili Danıştay Kararları
Danıştay 16. DAİRE Esas : 2015/17504 Karar : 2016/482 sayılı, 15.02.2016 tarihli kararına göre: “17.07.2009 tarihinde A İline atanan ve 13.08.2009 tarihinde göreve başlayan davacının, altı yıllık zorunlu hizmet süresinden önce atanmasını gerektiren bir sebebin varlığı ortaya konulmadan sadece takdir yetkisine dayalı olarak K İl Emniyet Müdürlüğü emrine naklen atanmasına ilişkin işlemde dava konusu işlemde bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” VE,
Danıştay 5. DAİRE Esas : 2015/4910 Karar : 2015/10432 sayılı, 15.12.2015 tarihli kararına göre: “Zonguldak İli, .. Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma merkezinde hemşire olarak görev yapan davacının, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı, Halk Sağlığı Müdürlüğü bünyesinde bir göreve atama istemine muvafakat verilmemesine ilişkin 27.10.2014 tarih ve 12090 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereğince, kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir yerde çalışmalarının kamu yararına uygun düşeceği, bu halin davacının maddi ve manevi varlığının gelişmesine olumlu yönde katkı yapacağı, bu durumunda kamu hizmetinden beklenen faydayı arttıracağı ve davacının kamu çalışanı olan eşinin Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı .. Aile Sağlığı Merkezi’nde aile hekimi olarak görev yaptığı anlaşıldığından, bu hususlar göz önüne alınmaksızın, davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğundan bahisle muvafakat talebinin reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda İdare Mahkemesi’nce verilen kararın, temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir. Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar verilmiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2011/1065 Karar : 2014/5119 sayılı, 28.05.2014 tarihli kararına göre:“Dava konusu atama işleminin dayanağı durumundaki ..günlü,.. sayılı Soruşturma Raporu incelenerek, işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekirken, bu şekilde bir inceleme yapılmaksızın verilen Mahkeme kararında, hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2015/4545 Karar : 2016/1494 sayılı 05.04.2016 tarihli kararına göre: “Davacının eşinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı İzmir İş Teftiş Grup Başkanlığı’nda, Adana, Ankara, Bursa, İstanbul ve İzmir dışındaki iller de görev yapamayacak olması karşısında Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca eş durumu nedeniyle İzmir iline atanmak istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesi ile Yönetmeliğin 14/c maddesinde açıkça belirtildiği şekilde kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle her iki kurumun da öncelikli hizmet ihtiyacının bulunduğu yere atamanın yapılmasını sağlayacak şekilde sonuçlandırılması gerekirken, 657 sayılı Kanunun 72. maddesine aykırı olarak tesis edilen işlemde ve davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2008/802 Karar : 2008/3663 sayılı, 22.09.2008 tarihli kararına göre: “Dava; O. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde İlköğretim Müfettişi olarak görev yapan davacının, K. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne İlköğretim Müfettişi olarak naklen atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinde aranan ve beş bölgedeki zorunlu çalışma sürelerinin toplamına denk düşen 21 yıllık hizmet süresini doldurmadığı açık olan davacının zorunlu atama kapsamında tutulup, hizmet süresinin eksik olduğu 1. ve 2. bölgede tercih ettiği illere atanmasının imkansız olduğu hususu göz önüne alınarak 2. bölgeden olan K. İli’ne elektronik ortamda objektif bir biçimde bilgisayar kurası ile atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2013/6604 Karar : 2016/1471 sayılı, 31.03.2016 tarihli kararına göre: “ Olayda, değinilen yönetmelik kuralında belirtildiği üzere, il içinde ve iller arasında yapılacak eş durumu özrüne bağlı yer değiştirmelere ilişkin duyuru ve başvuruların birlikte alınarak tercihler ve hizmet puanı üstünlüğü esas alınmak suretiyle atamaların gerçekleştirilmesi gerekmekteyken il sınırları dahilinde yapılan başvurularda boş norm kadrosu bulunan ancak il dışına açık olarak gösterilmeyen boş normların, il dışından atanmak isteyenlerin başvuru ekranlarına da açılmak suretiyle değerlendirilmesi gerekirken, bu şekilde bir değerlendirme yapılmadığı görülmekte olup; davacının 27/08/2012 tarihli başvurusu üzerine merkezdeki açık bulunan tüm okulların illere ihtiyaç olarak yansıtılması halinde hizmet puanı esasları çerçevesinde tekrar değerlendirme yapılması ve bu doğrultuda atamaların gerçekleştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, değinilen yönetmelik kurallarında belirtilen usule riayet edilerek, özür durumuna bağlı yer değiştirme talebi bulunan öğretmenlerin özür gereklerinin karşılanabilmesi bakımından öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarının tamamının il milli eğitim müdürlüklerince elektronik başvuru sayfasına yansıtılarak değerlendirilmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2020/1992 Karar : 2020/3093 sayılı 21.10.2020 tarihli kararına göre: “Bozma kararına aynen uyulmak suretiyle verilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; memurların görev ve görev yerlerinin değiştirilmesi hususunda, idarenin takdir yetkisi bulunduğu açık ise de, Danıştayın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu; takdir yetkisine istinaden tesis edilen idari işlemlerin de, muhakkak surette gerçek ve hukuken geçerli sebeplere dayanması gerektiği; takdir yetkisine dayalı idari işlemlerin dava konusu edilmesi durumunda, idarece işlemin tesisi için somut bir sebep gösterilememesi, sebep olarak gösterilen olay ve nedenlerin gerçeği yansıtmaması veya işlemin tesisi için yeterli bulunmaması veyahut takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının tespit edilmesi halinde, dava konusu idari işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalinin gerekeceğinin yerleşik yargı içtihatlarıyla kabul edildiği; bu durumda, davacı hakkında açılmış bir disiplin soruşturması ve akabinde verilmiş bir disiplin cezasının bulunmadığı, keza, daire başkanlığı görevini yerine getiremediğine veya başarısız olduğuna ilişkin olarak herhangi bir somut bilgi ve belge sunulamadığı gibi, hizmetlerinden verim alınamadığı hususunun da davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde kurulan davaya konu işlemlerde kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmiştir. Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2016/10725 Karar : 2020/541 sayılı, 04.02.2020 tarihli kararına göre: “Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının, eşinin 399 sayılı KHK kapsamında sözleşmeli memur statüsünde, aynı yerde bulunan … ilçesinde görev yaptığı, anılan yerde görev yapmakta iken, kendi isteği doğrultusunda atamasının … PTT Başmüdürlüğüne yapıldığı; bu haliyle davacının eşi tarafından aile birliğinin bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının eşinin kendi tercihi ve iradesiyle eş durumunu dikkate almaksızın mevcut görevine atanmış olması, mevcut görev yerinde hizmetine ihtiyaç duyulması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda mevzuata uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.” VE,
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2016/13036, Karar : 2019/7395 sayılı, 19.12.2019 tarihli kararına göre: “Anadolu Lisesinde “Matematik Öğretmeni” olarak görev yapan davacının, … yılı Ocak ayı il dışı özür grubu atamalarında, eşinin …. ili, … Üniversitesinde “Öğretim Görevlisi” olarak çalıştığından bahisle, -eş durumu özrü nedeniyle- … iline tayin olma isteğiyle yaptığı … tarihli atama başvurusunun elektronik ortamda reddedilmesine ilişkin … tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Bu durumda, eşi anılan Yönetmelik maddesinde belirtilen sınıflar arasında sayılmayan ve Matematik Öğretmeni olarak görev yapan davacının, … iline -eş durumu özrü nedeniyle- atanma talebinin, mer’i mevzuat uyarınca kadro durumuna bakılarak ve hizmet puanı sıralamasına göre yerine getirilmesi gerekeceğinden, davalı idare işleminde hukuka aykırılık, işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında ise hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Danıştay 2. DAİRE Esas : 2016/5260, Karar : 2019/7195 sayılı, 17.12.2019 tarihli kararına göre: “Bu hukuki çerçevede 16/08/2014 tarihinden sonra, stratejik personelin eş durumu mazereti nedeniyle nakil talebinde bulunma hakkının mevcut olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, davacı eşinin, 02/06/2010 tarihinden itibaren sosyal güvenlik primi ödenmek suretiyle İstanbul ilinde … Telekomünikasyon A.Ş. ve … Bilişim Teknoloji Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de çalıştığının anlaşılması karşısında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.”
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.