Mühür Bozma Suçu (TCK Madde 203)
Mühür bozma suçu (mühür fekki), TCK m. 203 kapsamında kamu güvenine karşı suçlar arasında düzenlenmiş olup; kanun veya yetkili makamların bir şeyin saklanmasını ya da varlığının aynen korunmasını sağlamak amacıyla koyduğu mührün kaldırılması veya mührün konuluş amacına aykırı hareket edilmesi hâllerinde oluşur. Suç, seçimlik hareketli ve kasten işlenebilen bir yapıya sahiptir; yani fail, ya mührü söker/koparır/bozar ya da mühre hiç dokunmadan örneğin mühürlü inşaata devam etmek gibi gayeye aykırı davranışla suçu işler. Bu nedenle, zararın doğması aranmaz; icrai fiilin gerçekleşmesi yeterlidir. Uygulamada en sık; inşaatların mühürlenmesine rağmen faaliyetin sürdürülmesi, işyerinin mühürlenip açılması, mühür ipinin/telinin koparılması gibi eylemlerle gündeme gelir.
Bu çalışmada kamu güvenine karşı suçlar başlığı altında düzenlenen mühür bozma suçu incelenecektir. Mühür bozma suçu, TCK’nın 203.maddesinde düzenlenmiştir. Suçun mevzuattaki düzenlemesi şu şekildedir;
‘’ Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’
Mühür Bozma Suçu Nedir?
Mühür bozma suçu, TCK m. 203’te düzenlenmiş olup, iki ayrı seçimlik hareketle işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için ya mührün kaldırılması ya da mührün konulma amacına aykırı davranılması yeterlidir. Mühür, kamu otoritesinin yetkisiyle konulduğundan, onun kaldırılması veya işlevsiz bırakılması aynı zamanda kamu otoritesine karşı bir fiil niteliği taşır.
Mühür bozma, yalnızca mührün fiziksel olarak sökülmesi, koparılması, yırtılması, yakılması gibi eylemlerle değil, aynı zamanda mührün amacı hilafına hareket edilmesiyle de ortaya çıkabilir. Örneğin, mühürlü bir inşaatta mührü açmadan çalışmaya devam edilmesi de bu suçu oluşturur. Dolayısıyla, failin hangi sebeple hareket ettiğinin önemi yoktur, önemli olan, mührün kamu otoritesini koruyan işlevine aykırı davranılmasıdır.
Seçimlik hareketli suç olması sebebiyle, bu eylemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir. Yani fail hem mührü kaldırarak hem de mührün konuluş amacına aykırı hareket ederek fiili gerçekleştirse bile tek suç meydana gelir.
Mühür Bozma – Madde 203
Türk Ceza Kanunu’nun 203. maddesi, mühür bozma suçunu açık bir şekilde tanımlamaktadır. İlgili hükme göre:
“Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, mühür bozma suçu yalnızca mührün fiziksel olarak kaldırılmasıyla değil, aynı zamanda mührün amacına aykırı davranılmasıyla da işlenebilmektedir.
- Korunan hukuki değer, devletin ve kamu otoritesinin güvenilirliğidir.
- Fail açısından bir sınırlama yoktur; mühürlü alanla ilgisi olsun ya da olmasın, herkes bu suçu işleyebilir.
- Manevi unsur yönünden ise suç, yalnızca kasten işlenebilir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Ayrıca, yargılamayı yapmaya görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Burada hâkim, suçun ağırlığı ve failin kişisel durumlarını dikkate alarak hapis cezası ya da adli para cezası kararı verebilir.
Mühür Bozma Suçunun Unsurları
Mühür bozma suçu, kanunda tanımlanan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesiyle oluşur. TCK m. 203 uyarınca suçun unsurları şu şekilde özetlenebilir:
- Maddi unsur (fiil):
- Mührün kaldırılması: Mührün sökülmesi, koparılması, yırtılması, bozulması, yakılması gibi eylemler bu kapsamda değerlendirilir.
- Mührün konuluş amacına aykırı davranış: Mühre hiç dokunmadan, mühürlü alanın kullanılmaya devam edilmesi de suçun oluşmasına yol açar.
- Fail:
- Suçun faili herkes olabilir. Mührün muhatabı olan kişi olması şart değildir.
- Örneğin, mühürlü bir işyerini üçüncü bir kişinin açması da suçu oluşturur.
- Mağdur:
- Bu suçta korunan hukuki değer kamu güveni olup mağdur kamunun kendisidir.
- Bunun yanında menfaatleri ihlal edilen gerçek kişiler de suçtan zarar gören sıfatına sahiptir.
- Manevi unsur:
- Suç yalnızca kasten işlenebilir. Failin mührün amacını bilerek ve isteyerek bozması yeterlidir.
- Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
- Hukuka aykırılık:
- Mührün hukuka uygun biçimde konulmuş olması gerekir.
- Yetkisiz makam tarafından yapılan mühürlemeler veya usule aykırı mühürleme işlemleri söz konusu ise, mührün kaldırılması suç oluşturmaz.
Suçun Faili ve Mağduru
Mühür bozma suçu, herkes tarafından işlenebilecek genel bir suçtur. Yani failin mühürlenen eşya, yer veya yapı ile özel bir bağlantısının bulunması şart değildir. Örneğin, mühürlü bir inşaata işçi olarak giren kişi de, müteahhit de, hatta ilgisi olmayan üçüncü bir şahıs da bu suçu işleyebilir.
- Fail:
- Kanunda fail bakımından herhangi bir sınırlama öngörülmemiştir.
- Önemli olan, failin mührü kaldırma veya mührün konulma amacına aykırı davranışta bulunma iradesine sahip olmasıdır.
- Suç kasten işlenebildiğinden, failin eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir.
- Mağdur:
- Bu suçun mağduru doğrudan kamunun kendisidir.
- Çünkü mühürleme işlemi kamu otoritesi adına yapılır ve korunan hukuki değer kamu güvenidir.
- Bununla birlikte, mühürleme sebebiyle menfaatleri korunan kişiler (örneğin mühürlenen yapının komşuları, alacaklılar veya diğer ilgililer) de suçtan zarar gören sıfatına sahip olabilir.
Özetle; mühür bozma suçunda fail herkes olabilir, mağdur ise kamudur. Ama mağduriyetin etkileri özel kişilere de yansıyabilir.
Suçun Fiili
Mühür bozma suçu, kanunda düzenlenen seçimlik hareketlerle işlenebilir. Failin hangi hareketi gerçekleştirdiği önemli olmaksızın, bu hareketlerden birinin varlığı suçun oluşması için yeterlidir.
- Mührün kaldırılması:
- Mührün sökülmesi, koparılması, yırtılması, bozulması, yakılması gibi fiillerle gerçekleşir.
- Mührün yerinden alınması ya da tutucu ip/telin koparılması da bu kapsamda değerlendirilir.
- Mührün konulma amacına aykırı hareket edilmesi:
- Fail mühre dokunmasa bile, mührün koyuluş gayesine aykırı şekilde hareket ettiğinde suç işlenmiş olur.
- Örneğin, mühürlenmiş bir inşaatta müteahhidin çalışmaya devam etmesi, mühürlü işyerinin açılması bu kapsamdadır.
Suçun oluşabilmesi için:
- Mührün kanuna uygun veya yetkili makam emriyle konulmuş olması gerekir.
- Yetkisiz kişilerce yapılan mühürleme işlemleri hukuken geçerli olmadığından, bu tür mühürlerin kaldırılması suç teşkil etmez.
Suçun niteliği:
Failin amacı, saik veya gerekçesi önemli değildir; mühür bozma fiili tek başına suç oluşturur.
Sırf hareket suçudur. Yani bir netice aranmaksızın, yalnızca icrai fiilin gerçekleşmesiyle suç tamamlanır.
Mühür bozma suçu herkes tarafından işlenebilir, ancak mutlaka kasten gerçekleştirilmelidir.
Suçun Manevi Unsuru
Mühür bozma suçu, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Failin eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir. Taksirle mühür bozma hâlinde cezalandırma söz konusu olmaz; ancak ortaya çıkan zararın giderilmesi gerekebilir.
- Genel kast yeterlidir:
Failin özel bir amaca sahip olması aranmaz. Mührün kaldırılması ya da konulma amacına aykırı davranışın bilinçli olarak yapılması, suçun manevi unsurunu oluşturur. - Öngörme ve isteme unsurları:
Fail, mührün kamu otoritesini koruyan bir işlevi olduğunu bilmekte ve buna rağmen eylemi gerçekleştirmektedir. Bu durum, kastın varlığını gösterir. - Saikin önemi yoktur:
Failin kişisel çıkarı, menfaati veya başka bir gerekçesi dikkate alınmaz. Örneğin, işine devam etmek isteyen bir esnafın mührü bozması da, sırf meraktan mührü kaldıran bir kişinin davranışı da aynı suç tipini oluşturur. - Öngörülebilirlik kriteri:
Failin davranışının, makul bir kişi açısından mührün işlevini ortadan kaldıracağı öngörülebilir olmalıdır. Bu husus, kastın değerlendirilmesinde önemli bir ölçüttür.
Sonuç olarak, mühür bozma suçunda genel kastın varlığı yeterlidir; özel kast, saik veya gerekçe aranmaz. Failin, mührün konuluş amacını bilerek ve isteyerek ihlal etmesi suçu tamamlar.
TCK madde 203 Ön ödemeye tabi midir?
Önödeme TCK’nın 75.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde düzenlemesine göre yalnız adli para cezasını gerektiren yahut üst sınırı 6 ayı geçmeyen suçlar önödemeye tabidir. Bahsedilen şartları taşımaması sebebiyle TCK madde 203 önödeme kapsamında değildir.
TCK madde 203 Uzlaştırmaya tabi midir?
CMK madde 253 hükmü uzlaştırma kurumunu düzenlemiştir. İlgili düzenlemeye göre soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı suçlar ile CMK madde 253’te katalog olarak sayılan suçlar uzlaştırmaya tabidir. Buna göre mühürde sahtecilik suçu ilgili şartları taşımaması ve CMK 253’te sayılan katalog suçlardan olmaması sebebiyle uzlaştırmaya tabi değildir.
Özel hukuk tüzel kişisi tarafından konulan mührün bozulmasının TCK madde 203’i oluşturmayacağı yönündeki Yargıtay kararı
‘’Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, elektrik idaresinin ise özelleştirildiği bu sebeple kayıt dışı elektrik kullanımının engellenmesini sağlayan mühürlemenin kamu güvencesine haiz olmadığı, ilgili kanunlarda özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nın 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisinin kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme güvencesinin özelleştirme nedeniyle sona erdiği bu nedenle sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi’’ (Yargıtay 13. Dairesi, 2018/17002 E. , 2019/11537 K. 01.07.2019 T.)
Mühür Bozma Suçunun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu m. 203 hükmüne göre mühür bozma suçunun cezası, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Suç, asliye ceza mahkemesi tarafından yargılanır.
- Seçimlik ceza: Hakim, somut olayın özelliklerine göre hapis cezası ya da adli para cezası verebilir. Ancak aynı anda hem hapis hem adli para cezası birlikte uygulanmaz.
- Adli para cezası hesaplaması: Gün karşılığı olarak belirlenir; en az 180 gün, en fazla 1095 gün adli para cezası öngörülür. Günlük miktar ise failin ekonomik ve sosyal durumuna göre hakim tarafından belirlenir.
- Hapis cezasına ilişkin özel durumlar:
- Hapis cezası verildiğinde bu ceza doğrudan adli para cezasına çevrilemez.
- Ancak cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulanabilir.
- Tutukluluk süresi: CMK m. 102’ye göre, bu suç için öngörülen azami tutukluluk süresi 1 yıldır. Zorunlu hallerde bu süre 6 ay daha uzatılabilir.
Özel indirim veya artırma hükümleri TCK m. 203’te düzenlenmemiştir. Ancak TCK’nın genel hükümlerindeki indirim ve artırma sebepleri (örneğin iyi hal indirimi, tekerrür, yaş küçüklüğü) burada da uygulanabilir.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri
Mühür bozma suçu, ceza hukukunda özel görünüş biçimleri kapsamında da değerlendirilebilir. Bu başlık altında teşebbüs, iştirak ve içtima gibi hususlar ele alınmaktadır.
Teşebbüs
- TCK m. 35’e göre teşebbüs, failin kast ettiği suçu elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması hâlinde gündeme gelir.
- Mühür bozma suçunda fail, mührü kaldırmaya başlamış fakat dışsal engeller nedeniyle fiili tamamlayamamışsa teşebbüs hükümleri uygulanır.
- Örneğin, bir inşaat mührünü koparmaya çalışan failin güvenlik görevlilerince engellenmesi durumunda suç tamamlanmaz, teşebbüs aşamasında kalır.
İştirak
- Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi mümkündür.
- Fail ile birlikte hareket eden kişiler, müşterek fail olarak sorumlu tutulur.
- Örneğin, bir işyerinin mührünü birlikte açan kişiler hakkında iştirak hükümleri uygulanır.
İçtima
- Mühür bozma suçu seçimlik hareketli bir suç olduğundan, fail hem mührü kaldırıp hem de mührün amacına aykırı hareket etse bile tek suç meydana gelir.
- Bunun dışında, mühür bozma eylemi sırasında başka bir suç işlenmişse (örneğin hırsızlık), fikri içtima hükümleri devreye girebilir.
Yetkisiz mühürleme
- Mühürün kanuna aykırı veya yetkisiz makam tarafından konulması hâlinde, mührün kaldırılması suç teşkil etmez.
- Çünkü TCK m. 203 yalnızca hukuka uygun olarak konulmuş mühürlerin bozulmasını cezalandırır.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme, HAGB
Mühür bozma suçu açısından mahkemeler tarafından verilen hapis cezasının sonuçları ve bu cezanın uygulanma biçimleri önem arz etmektedir. TCK ve CMK hükümleri çerçevesinde şu ihtimaller gündeme gelir:
Adli Para Cezası
- Mühür bozma suçunda kanun, hapis cezası veya adli para cezası öngörmektedir.
- Ancak hapis cezası verildiğinde, bu ceza ayrıca adli para cezasına çevrilemez. Çünkü kanun koyucu seçimlik ceza sistemi benimsemiştir.
- Hakim, doğrudan adli para cezası da verebilir. Bu durumda ceza 180 gün ile 1095 gün arasında belirlenir ve günlük miktar failin ekonomik durumuna göre tayin edilir.
Erteleme
- TCK m. 51 kapsamında, belirli şartların varlığı halinde hükmolunan kısa süreli hapis cezaları ertelenebilir.
- Erteleme kararı verilmesi halinde, failin cezası cezaevinde infaz edilmez; belirli bir denetim süresine tabi tutulur.
- Mühür bozma suçundan hüküm giyen kişiler için de erteleme mümkündür.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
- CMK m. 231 uyarınca, sanığa verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezasında HAGB uygulanabilir.
- Bu durumda, belirli koşulların yerine getirilmesiyle, hüküm sonuç doğurmadan ortadan kalkar.
- Mühür bozma suçunda verilen cezanın süresine göre HAGB kararı verilebilir.
Kısacası, mühür bozma suçu bakımından hâkim, somut olayın şartlarına göre ya hapis cezası ya da adli para cezası tayin edebilir. Verilen hapis cezası ise ertelenebilir veya HAGB’ye konu olabilir, ancak ayrıca adli para cezasına çevrilemez.
Mühür Bozma Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi
- Mühür bozma suçu, şikayete bağlı suçlar arasında değildir.
- Bu nedenle savcılık, herhangi bir şikayet beklemeksizin resen soruşturma açar.
- Mağdur veya zarar görenin şikayetçi olup olmaması, soruşturma ve kovuşturmayı etkilemez.
Zamanaşımı
- TCK hükümleri uyarınca, mühür bozma suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- Suçun işlendiği tarihten itibaren bu süre içinde dava açılmamışsa ya da açılan dava sonuçlandırılmamışsa, kamu davası düşer.
- Zamanaşımı süresi dolduktan sonra suç hakkında soruşturma yapılamaz.
Uzlaşma
- CMK m. 253’te uzlaştırmaya tabi suçlar katalog halinde sayılmıştır.
- Mühür bozma suçu bu katalogda yer almadığından, uzlaştırma kapsamında değildir.
- Bu nedenle sanık ile kamu otoritesi arasında uzlaşma prosedürü uygulanmaz.
Etkin Pişmanlık
- Kanunda mühür bozma suçuna özgü etkin pişmanlık düzenlemesi bulunmamaktadır.
- Dolayısıyla failin sonradan zararı gidermesi ya da mührü tekrar yerine koyması cezai sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Görevli Mahkeme
- Mühür bozma suçuna ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
- Yargılama, genel ceza usul hükümlerine göre yürütülür.
Mühür Bozma Suçu Emsal Yargıtay Kararları
Mühür bozma suçu (TCK m. 203) ile ilgili olarak Yargıtay kararları, suçun sınırlarının ve uygulamada nasıl yorumlandığının anlaşılması açısından büyük önem taşır. Aşağıda bazı emsal kararlardan özetler yer almaktadır:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2013/9298 E., 2014/10577 K., 25.04.2014
Mahkeme, dosyada mevcut kanıtları değerlendirerek sanık hakkında mühür bozma ve mühürde sahtecilik suçlarından beraat kararı vermiştir. Yargıtay, mührün hukuka uygun biçimde konulmadığı ve fiilin suçun unsurlarını oluşturmadığı gerekçesiyle beraat kararını onamıştır.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2015/3928 E., 2017/1880 K., 15.03.2017
Kararda, elektrik sayaçlarındaki “bakanlık mührü”nün TCK m. 203 anlamında mühür kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır. Çünkü bu mühür, kamu otoritesi tarafından konulan koruma amacı taşımamakta, yalnızca imalat standardını göstermektedir. Bu nedenle, sanık hakkında mühür bozma suçunun unsurları oluşmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2016/1127 E., 2017/5501 K., 13.09.2017
Yargıtay, mühür bozma suçunun oluşabilmesi için yasaya uygun biçimde konulan bir mührün varlığı gerektiğini belirtmiştir. Elektrik dağıtım şirketi tarafından yapılan mühürleme işlemlerinin yetkisiz olması durumunda, bu mührün kaldırılması suç oluşturmaz. Bu nedenle, sanığın beraatine ilişkin hüküm onaylanmıştır.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.