Yetkisini Veya Nüfuzunu Kendisine Veya Başkalarına Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanma Disiplinsizliği

Yetkisini veya Nüfuzunu Kendisine veya Başkalarına Çıkar Sağlamak Amacıyla ya da Kin ve Dostluk Gibi Nedenlerle Kötüye Kullanma Disiplinsizliği içeriğimizle sizlerleyiz.

Yetkisini Veya Nüfuzunu Kendisine Veya Başkalarına Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanma Suçu

Fransızca “discipline” kavramından Türkçe’ye geçen disiplin sözcüğü, kısaca bir yönetimin düzgün ve verimli bir şekilde işleyebilmesi için uyulması gereken kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Disiplin suçu ise, kolluk görevlilerinin statülerine ilişkin hükümlere aykırı hareket etmeleri nedeniyle kurum düzeninin bozulmasına sebep olan eylemlerdir. Bu eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde uygulanan yaptırım ise disiplin cezası olarak karşımıza çıkar.

7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un ilk maddesinde kanunun amacı; Genel Kolluk olarak tanımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personellerine ilişkin disiplinsizlik ve cezalar, disiplin amirleri ve kurulları ile disiplin soruşturma usulü ve sair ilgili hususların düzenlenmesi olarak tanımlanmıştır. 

Kanun’un kapsamına ilişkin 3.maddesinde Emniyet Genel Müdürlüğü personelinden kasıt Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatında çalışan her sınıftan memurlar, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı persononelinden kasıt  ise Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler ile diğer sınıflardaki memurlar olarak belirtilmiştir.

Kanun’da disiplinsizlik “Bu Kanuna göre disiplin cezası ile cezalandırılan fiiller”, disiplin cezası ise “Disiplinsizlik nedeniyle disiplin amirleri veya kurulları tarafından verilen ve bu Kanunda gösterilen yaptırımlar” biçiminde tanımlanmıştır. Kanun’un 3.bölümü Disiplinsizlik ve Cezaları başlığı altında 7.maddede personele verilecek Disiplin cezaları durumun niteliği ve ağırlık derecesine göre; Uyarma,Kınama,Aylıktan Kesme, Kısa Süreli Durdurma,Uzun Süreli Durdurma,Meslekten Çıkarma,Devlet Memurluğundan Çıkarma olmak üzere yedi türdür. Kanun’un 8.maddesinde ise Disiplin Cezası verilecek fiiler her bir disiplin cezasının altına maddelendirilmek suretiyle belirtilmiştir. Maddenin 6.fıkrasında “Meslekten Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiiller” başlığı altında (Ç) bendinde yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak disiplinsizliği düzenlenmiştir. 

Genel Kolluk personeli tarafından yetki veya nüfuzun çıkar sağlamak yahut kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanıldığının saptanması sonucu meslekten çıkarma cezası verilmeden önce, disiplin hukukunun en temel ilkelerinden biri olan savunma hakkının kolluk görevlilerine tanınması gerekir. Zira söz konusu durum Anayasa’nın 129/2. fıkrasında “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” şekinde 7068 Sayılı Kanun’un 31.maddesi Savunma Hakkı başlığı altında ise “Disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından savunma alınmadan disiplin cezası verilemez.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Yetkili Disiplin Kurulu başkanı veya görevlendireceği kural üyesinin ilgili personelden savunma istemesi üzerine ilgili personele en az 7 gün mühdet tanınır. Bu süreçte savunma yapmayan personel savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Meslekten çıkarma cezalarına karşı itiraz müessesi mevcut olmayıp Yüksek Disiplin Kurulları tarafından verilen kararlar kesinleşir.

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki personellerin söz konusu fiili işlemesi neticesinde İl Polis Disiplin Kurulu tarafından verilen meslekten çıkarma cezası, Valinin önerisi, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayı şartlarının gerçekleşmesiyle ; Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu ve eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurulları tarafından verilen meslekten çıkarma cezası ise Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşir. Jandarma teşkilatı bünyesindeki personellerin söz konusu fiili işlemesi neticesinde İl Jandarma Disiplin Kurulu tarafından verilen meslekten çıkarma cezası, Valinin önerisi, Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayı şartlarının gerçekleşmesiyle; Asayiş Kolordu Komutanlıkları, Komando Tugay Komutanlıkları, Komando Alay Komutanlıkları, Jandarma Komando Özel Asayiş ve Kurtarma Tugay Komutanlığı, eğitim tugay ve birlik komutanlıkları disiplin kurulu, Genel Komutanlık Merkez Disiplin Kurulu ile eğitim ve öğretim kurumlarındaki disiplin kurulları tarafından verilen meslekten çıkarma cezası ise Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşir. Sahil Güvenlik Teşkilatı bünyesindeki personellerin söz konusu fiili işlemesi neticesinde Sahil Güvenlik Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayı ile karar kesinleşir.

Kanun’un 8.maddesi meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiler başlığı altında (Ç) bendinde düzenlenen yetkisini ve nüfuzunu çıkar sağlama amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanma fiilinin genel kolluk personelince işlenmesi akabinde durumun disiplin amiri tarafından öğrenildiği tarihten itibaren altı ay ve her halükarda fiilin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca, kesinleşen yetki veya nüfuzun çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanılması disiplinsizliğine karşı kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemelerinde dava açılabilir. Söz konusu disiplin cezasına karşı açılacak davalarda görevli mahkeme, idare mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise, disiplin cezası verilmesine karar veren kurumun bulunduğu yerdeki idare mahkemeleridir. 

Yetkisini Veya Nüfuzunu Kendisine Veya Başkalarına Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanma Yargıtay Kararları

Günlük hayatta sıkça rastalanan yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak disiplinsizliğine ilişkin meslekten çıkarma cezasından yaptırım kurulan kişiler hakkında verilen kararlar aşağıda paylaşılmıştır.

T.C.

DANIŞTAY

2. DAİRE

E. 2023/951

K. 2023/2273

T. 22.6.2021

ÖZET : Dava, Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan davacının “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Davacının suç örgütü liderine yapılacak operasyon hakkında bilgi verdiği ve bu suretle çıkar sağladığına ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına dayanak gösterilen söz konusu eylemleri nedeniyle “örgüte bilerek isteyerek yardım etme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ile suçluyu kayırma” suçundan dolayı yargılandığı davada, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın ayrı ayrı beraatine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Bu durumda, davacının yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullandığı hususu somut delillerle açıkça tespit edilemediğinden, anılan eylemi işlediğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

İSTEMİN KONUSU : Kocaeli 2. İdare Mahkemesince verilen 15/01/2013 günlü, E:2012/509, K:2013/56 Sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem: Dava; Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan davacının, Batman İl Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı dönemde “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 24/04/2012 günlü, 2012/132 Sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 15/01/2013 günlü, E:2012/509, K:2013/56 Sayılı temyize konu kararıyla; davacı hakkında yürütülen ceza ve disiplin soruşturmaları sırasında alınan ifade ve yapılan teknik takip sonucu elde edilen telefon konuşma kayıtlarından; davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediği kanaatine varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, daha önce sürücü kursundan tanıdığı, Ş.A. isimli bayanla olay günü karşılaştığı, telefonunun çalındığı ve bulunması konusunda kendisinden yardım istediği, bunun üzerine yardım edeceğine söz verdiği, daha önce bir polis memurunun çalınan silahını, bu tür hırsızlık olaylarını yaptığını bildiği F.G. isimli şahıs ile kurduğu irtibat sonucu bulduğu için çalınan telefonu da bu şekilde bulacağı inancı ile F.G. ile buluşmak için ikamet ettiği sokağa gittiği, orada F.G.’nin yeğeninin telefonundan F.G. ile konuştuğu, daha sonrada kendisi ile buluştuğu ve kaybolan telefonu bulup getirmesini söylediği, kesinlikle operasyon hakkında bilgi vermediğini, eğer bilgi vermiş olsa idi şüphelilerin hiçbirisinin yakalanmasının mümkün olamayacağı, operasyonda F.G’nin birçok akrabasının yakalandığı, tape kayıtlarının incelenmesi halinde operasyon hakkında bilgi vermediğinin açıkça anlaşılacağı, kendisinin tamamen iyiniyetli olarak tanıdığı birine yardım etmek istediği, bu olayla ilgili herhangi bir menfaatinin olmadığı, nüfuzunu kötüye kullanmadığı, hakkında tesis edilen meslekten çıkarma cezasının ağır bir ceza olduğu, cezada orantılılık ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülerek, temyiz incelemesine konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 Sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE 

MADDİ OLAY :

Davacının Batman İl Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı dönemde, Batman ili başta olmak üzere çevre il ve ilçelerinde çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüt faaliyetleri kapsamında birçok hırsızlık suçu işleyen örgüt lideri ve üyelerinin yakalanması, suç delilleri ve eşyalarının ele geçirilmesi maksadıyla Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünce örgüt mensuplarının Mahkeme kararı ile teknik ve fiziki takibe alındığı, davacının 05/06/2011 günü akşam 20:20 sıralarında örgüt lideri F.G. ile telefonla yapmış olduğu görüşmenin teknik olarak tespit edildiği, aynı gün saat 23:10 sıralarında F.G.’nin buluşma yerine giderek arabasında yalnız oturan davacıyla görüştüğü, 06/06/2011 günü gece 02:00 sıralarında suç örgütüne yönelik yapılan operasyonda örgüt lideri F.G. ve bazı örgüt üyelerinin ele geçirilemediği, ayrıca suç eşyalarının yerlerinin değiştirildiğinin, suç delillerinin yok edildiğinin anlaşılması üzerine operasyonun hemen ardından davacı şüpheli olarak gözaltına alınmış ve hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

Söz konusu soruşturma sonucunda hazırlanan raporda; operasyon öncesi davacı ile F.G.’nin araç içinde yaptıkları görüşme teknik olarak ortam dinlemesiyle tespit edilemediğinden, davacının suç örgütü lideri F.G.’ye operasyon hakkında bilgi verdiği hususunda somut bulgu elde edilemediği, ancak suç örgütü lider ve üyelerine yönelik Mahkeme kararı ile uzun süre teknik ve fiziki takibin yapıldığı, Mahkeme kararı ile 06/06/2011 Pazartesi günü saat 05:00’de icrası planlanan operasyon öncesi operasyon bilgisine vakıf, yeteri kadar mesleki ve operasyon tecrübesine sahip olmasına rağmen davacının gerekli hassasiyeti göstermediği, alınan beyanlarda piknik alanında O.D. ile görüşme ve lojmandan ayrılma saati, Ş.A. ile buluşma ve ayrılma saatiyle kendi beyanlarındaki saat ve zaman dilimleri arasında çelişki ve uyumsuzluk bulunduğu, basit ve ispat açısından herhangi bir fatura-fiş-belge bulunmayan, mevcudiyeti kuşkulu ve sadece Ş.A.’nın anlatımlarına dayalı, savunmasına temel dayanak teşkil ettiği cep telefonunu elde etmek maksadıyla, gerekli hassasiyeti göz ardı ederek suç örgütü lideriyle acil görüşmek üzere operasyon akşamı mahalleye gitmesi, telefonla görüşürken özellikle kimlik ve unvan kullanmaması, F.G’nin hemen gelmemesine rağmen saatlerce meskun bölgeden ayrılmayarak görüşmeyi gerçekleştirmek üzere ısrarla beklemesinin manidar olduğu, araç içinde yapılan görüşmede “yarın mahkemeden karar alır, evlerinizi basarım” şeklindeki sözlerinin planlanan operasyon zamanını işaret ettiği, suç örgütü liderinin bu sözler nedeniyle kuşkulandığı ve beyanında kuşkusunu teyit ettiği, operasyon planında değişiklik yapılarak 02:00 de düzenlenen operasyonda örgüt lideri ve bazı elemanların firar etmesi, bir kısım suç eşyasının ele geçirilememesi nedeniyle davacının operasyonda zaafa neden olduğu, bu suretle “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir.

Söz konusu raporu değerlendiren Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 24/04/2012 günlü, 2012/132 Sayılı kararıyla; davacının raporda belirtilen fiilleri işlemek suretiyle “yetkisini veya nüfusunu kendine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” suçunu işlediğinden bahisle anılan Tüzüğün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine, anılan meslekten çıkarma cezasının iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

Diğer yandan, davacının disiplin cezasına konu fiilleri nedeniyle, “örgüte bilerek isteyerek yardım etme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ile suçluyu kayırma” suçlarından dolayı yargılandığı Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/10/2015 günlü, E:2011/1172, K:2015/1110 sayıl kararı ile “yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın ayrı ayrı beraatine” karar verildiği, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada anılan kararın Yargıtay 4. Ceza Dairesinin E:2020/19878 K:2021/9253 Sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ismiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesinde, “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için; disipline aykırı eylem veya işlemlerinin sübut bulup bulmadığının usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak bu eyleme uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.

Bu bağlamda, yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilebilmesi için, suça esas fiilin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, hukuken geçerli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillere dayanması gerektiği açıktır.

Dava konusu işleme esas soruşturma raporu ile dava dosyasındaki diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde; çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüt faaliyetleri kapsamında birçok hırsızlık suçu işleyen örgüt lideri ve üyelerinin yakalanması, suç delilleri ve eşyalarının ele geçirilmesi maksadıyla yürütülen operasyon esnasında gerçekleştirilen iletişim tespitlerinde davacının, örgüt lideri F.G. ile telefonla yapmış olduğu görüşmenin teknik olarak tespit edildiği, aynı gün saat 23:10 sıralarında F.G.’nin buluşma yerine giderek arabasında yalnız oturan davacıyla görüştüğü anlaşılmakta ise de, davacının suç örgütü lideri F.G.’ye yapılacak operasyon hakkında bilgi verdiği ve bu suretle çıkar sağladığına ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı görülmektedir.

Öte yandan, kararımızın “Maddi Olay” kısmında belirtildiği üzere, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına dayanak gösterilen söz konusu eylemleri nedeniyle “örgüte bilerek isteyerek yardım etme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ile suçluyu kayırma” suçundan dolayı yargılandığı davada, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın ayrı ayrı beraatine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.

Bu durumda, davacının yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullandığı hususu somut delillerle açıkça tespit edilemediğinden, anılan eylemi işlediğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2. Kocaeli 2. İdare Mahkemesince verilen 15/01/2013 günlü, E:2012/509, K:2013/56 Sayılı kararın, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3. Aynı maddenin 3622 Sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,

4. 2577 Sayılı Kanun’un ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

5. DAİRE

E. 2018/3488

K. 2019/3277

T. 7.5.2019

ÖZET : Dava, İl Emniyet Müdürlüğü emrinde komiser yardımcısı olarak görev yapan davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesindeki “Yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” disiplin suçuna istinaden “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına dair Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

Dosyanın incelenmesinden; kaçak olarak yakalanan cep telefonu, hafıza kartları ve bataryalarıyla ilgili olarak eski tarihli tutanak tanzim ederek, bu tutanağı Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden dava dosyasına ve KOM Şube arşivindeki dosyasına dahil edilmesi eyleminin soruşturma konusu edildiği görülmüştür.

Soruşturma raporunda, tutanağın hangi polis memuru tarafından, ne şekilde dava dosyasına ve KOM Şube arşivine dahil edildiği hususunun açıkça ortaya konulmadığı bu sebeple fiilin sübuta erdiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 27/02/2018 tarih ve E:2017/11206, K:2018/461 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü emrinde komiser yardımcısı olarak görev yapan davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesindeki “Yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” disiplin suçuna istinaden “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun 05/04/2016 tarih ve 2016/230 Sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Zonguldak İdare Mahkemesince verilen 31/03/2017 tarih ve E:2016/862, K:2017/722 Sayılı kararda; 07/04/2014 tarihli kaçak eşya ambarı teslim ve tesellüm tutanağını; 06/04/2014 günü yol uygulamasında yakalanan kaçak cep telefonları içerisinden çıkan ve daha sonradan ( 662 ) adet olarak Gümrük Müdürlüğüne teslim edilen hafıza kartları ile ( 1930 ) adet bataryanın Gümrük Müdürlüğüne teslim edilmeden önce, hafıza kartları ile bataryaları örtbas etmek amacıyla polis memuru C.İ ve Ö.Y. ile birlikte Gümrük Müdürlüğünde görevli A.D’ye tutanağı eski tarihli olarak düzenlettirdiği, A.D.’nin ifadesinde söz konusu teslimatın olaydan yaklaşık 3 ay sonra olduğu, ancak tutanak sanki olay günü teslim edilmiş gibi düzenlettirildiğinin beyan edildiği, davacının yetkisini ve nüfuzunu kendisine, başkasına çıkar sağlamak amacıyla kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığı, davacının sübut bulan eylemi nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu; temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY :

Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü emrinde komiser yardımcısı olarak görev yapan davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığı gerekçesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 05/04/2016 tarihli 2016/230 Sayılı kararı ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8. maddesinin 7. fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8. maddesinin 7. fıkrasında; “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davnışlar arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dosyanın incelenmesinden; kaçak olarak yakalanan cep telefonu, hafıza kartları ve bataryalarıyla ilgili olarak eski tarihli tutanak tanzim ederek, bu tutanağı Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden dava dosyasına ve KOM Şube arşivindeki dosyasına dahil edilmesi eyleminin soruşturma konusu edildiği görülmüştür.

Soruşturma raporunda, tutanağın hangi polis memuru tarafından, ne şekilde dava dosyasına ve KOM Şube arşivine dahil edildiği hususunun açıkça ortaya konulmadığı bu sebeple fiilin sübuta erdiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 Sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 27/02/2018 tarih ve E:2017/11206, K:2018/461 Sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 07.05.2019 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Yukarıda mevzubahis disiplinsizlik fiiline ilişkin verilen hukuka aykırı disiplin yaptırımlarından özetle günümüzde kolluk kuvvetleri mensuplarının sıklıkla rastladığı üzerlerine atılı “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak” disiplinsizlik fiiline ilişkin haklarında verilen hakkaniyete aykırı kararların önlenmesi ve hak kaybına uğranmaması için iptal davası sürecinde bir avukattan hukuki yardım alınmasında fayda vardır. 

“Yetkisini Veya Nüfuzunu Kendisine Veya Başkalarına Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanma Disiplinsizliği” üzerine 2 yorum

  1. bu suc tasnifi normal memurlar icinde gecerli mi. mesela belediye baskani suc isleyen memura yakinligi ile bilinmektedir ve onun ceza almamasi icin disiplin sorusturmasini sakatlayacak tarzda yapmistir. bu sucu islemis oldugu seklinde degerlendirilir mi.

    Yanıtla

Yorum yapın

Call Now Button