Anayasa Mahkemesi 399 sayılı KHK
Anayasa Mahkemesi 399 sayılı KHK kapsamında kamuda sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin işe alınma koşullarında 2018 yılında değişiklik yapılmış; buna göre
KHK’nın 7. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (f) bendi ile güvenlik soruşturması/arşiv araştırmasının olumlu olması zorunlu hale getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi (AYM) 19.2.2020 tarih ve E:2018/91; K:2020/10 sayılı kararıyla söz konusu hükmü iptal etmiştir. Böylece mevcut durum itibarıyla 399 sayılı KHK kapsamında sözleşmeli personel alımlarında güvenlik soruşturması şartı aranmayacaktır. AYM’nin bu kararı daha önceki kararlarıyla da uyumludur. Zira aynı gerekçelerle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki hükmü de iptal etmiş ve memurlar bakımından da artık güvenlik soruşturması yapılamaz hale gelmiştir. Öte yandan AYM, güvenlik soruşturmasının dayanağı olan 4045 sayılı Yasanın ilgili maddesini de geçtiğimiz günlerde iptal ederek konuyu daha ileri bir seviyeye taşımıştır.
İlginizi Çekebilir: Kötüniyet Tazminatı
Anayasa Mahkemesi 399 sayılı KHK yı iptal ederken şu gerekçeleri ileri sürmüştür:
“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir. Kural, kamu mercilerine bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerinin alınması, kaydedilmesi ve kullanılması imkânı tanıması nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir.
Anayasa’nın 20. maddesine göre kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Anayasa’nın 13. maddesinde de temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Söz konusu Anayasa maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması şarttır.
Kamu görevine alınmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kural kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir.
İlginizi Çekebilir: Güvence Hesabı Nedir
Kuralda güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin ne suretle ve ne kadar süre ile saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir kanuni güvencelere yer verilmemiştir.
Güvence ve temel ilkeleri kanunla belirlenmeksizin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine izin verilmesinin Anayasa ile bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kuralın olağan dönemde Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan tespit, kuralın olağanüstü dönemde Anayasa’ya aykırı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirmeyi kapsamamaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’nın 13. ve 20 maddelerine aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARININ MEVCUT DAVALARA ETKİSİ
AYM’nin bu kararı mevcut davaları doğrudan etkileyecektir. Bu davalar hangi aşamada olursa olsun yargı organları AYM’nin bu kararını dikkate alarak karar vereceklerdir. Zira müstakar Danıştay içtihatlarında, AYM’nin iptal kararlarının mevcut davalarda hüküm ve sonuç doğuracağı, bunun hukuk devleti ve anayasanın üstünlüğü ilkesinin bir sonucu olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla idare mahkemesi aşamasında ise iptal, istinaf aşamasında ise istinaf talebinin kabul edilmesi, Danıştay aşamasında mahkeme kararının bozulması sonuçlarını doğurur. 657 sayılı Yasa bakımından iptal sonrasında gerek idare mahkemeleri gerekse bölge idare mahkemeleri devam eden davalar bakımından davacılar lehine karar vermişlerdir.
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARININ SÜRESİ İÇİNDE DAVA AÇMAYANLAR YA DA AÇILIP DA SÜREDEN REDDEDİLEN KİŞİLERE ETKİSİ
İdari yargıda genel dava açma süresi 60 gündür. Bu süre geçirildikten sonra açılan davalar, süre aşımı nedeniyle reddedilmektedir. Ancak yeni bir hukuki durumun doğması halinde bireylerin idareye başvurarak bu doğrultuda yeni karar verilmesini isteme hakkı bulunmaktadır. Danıştay içtihatlarında da bu durum kabul edilmektedir. İdare tarafından yeniden tesis edilecek işlem üzerine 60 gün içinde yeni bir dava açılması mümkündür. İdare açıkça bu talebi reddedebileceği gibi, 60 gün boyunca cevap vermeyerek zımnen de reddedebilir.
Kural olarak Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümemektedir. Ancak bu ilke hukuk düzeni ve güvenliğinin bozulmaması için getirilmiş olup hak yaratan durumlar bakımında iptal kararları geriye yürümektedir.
Yukarıdaki iki paragraftan şu sonuca varılabilir; Anayasa Mahkemesinin 399 sayılı KHK’nın ilgili maddesini iptal etmesi sonucu artık yeni bir hukuki durum bulunmaktadır. Geçmişte bu madde nedeniyle kamu hizmetine giremeyen kişiler bu iptal kararı üzerine idareye başvurup işe alınma talebinde bulunabilir ve bu talebin reddi üzerine 60 gün içinde yeni bir dava açabilir.
TBMM BU KONUDA YENİ BİR YASA YAPAR MI ?
AYM verdiği iptal kararında güvenlik soruşturmasının hiç yapılmamasını değil yapılması usulünü hukuka aykırı bulmuştur. Dolayısıyla TBMM bu konuda iptal kararında belirtilen eksiklikleri giderecek yeni bir yasal düzenleme yapabilir. Bu yasanın mevcut davalar bakımından etkisinin olup olamayacağı ise ancak yasanın incelenmesi sonucu anlaşılabilir.
İDARELER GÜVENLİK SORUŞTURMASI YAPABİLİR Mİ ?
İdareler 399 sayılı KHK kapsamında personel istihdam ederken artık bu iptali gözetmek zorunda olup güvenlik soruşturması yapamazlar. Güvenlik soruşturması/arşiv araştırması yapılarak tesis edilen bir işlem hem idari yargıda iptal edilecek hem de ilgili kamu görevlilerinin hukuki ve cezai sorumlulukları ortaya çıkaracaktır.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.