Miras Davası Nasıl Açılır?
Miras Davası Nasıl Açılır? Bu yazımızda halk içinde sıkça karşımıza çıkan miras konusu ele alınacaktır. Miras davasının açılması sürecinin nasıl işlediğini, aşamalarını kapsamlı bir şekilde açıklanacaktır. Söz konusu dava, kişini vefat etmesiyle arkasında bıraktığı mal varlıklarından kaynaklı ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümü için açılır.
Çünkü bu durumda birden çok mirasçının ortaya çıkmasıyla miras ortaklığından bahsedilir. Ortaklığın getirdiği anlaşmazlıklar için de miras davalarının açılabileceği düzenlenmiştir. Miras davasının nasıl açılacağı sorusundan önce miras davasının ne olduğuyla ilgili kısaca bilgi verilmesi faydalı olacaktır. Yazımızın devamında da davanın niteliklerini, aşamalarını ve ilgili bazı başkaca bilgiler sunulmuştur.
MİRAS DAVASI NEDİR?
Kişinin ölmesi durumunda veya gaipliği durumunda mal varlığının yasal mirasçılar arasında paylaşılması hususunda açılan davalara miras davası denir. Hak talep edebilecek mirasçılar kanunda düzenlenmiştir: murisin anne ve babası, eşi ve çocukları, kardeşleri, torunları ayrıca mirasbırakan tarafından atanabilecek atanmış mirasçılardır. Bu kişiler miras paylamışımı konusunda yaşadıkları uyuşmazlıkların çözülmesi amacıyla miras davası açabilmektedirler.
Tapu iptal davası, tenkis davası, istihkak davası, verasetin iptali davası, izaleyi şuyu davası, miras sözleşmesnin iptali gibi durumun özelliklerine göre farklı davalarda uyuşmazlıklar çözüme kavuşturulur. TMK m.514 vd. ölüme bağlı tasarruflar düzenlenmiş olup, açılabilecek olan davalara da ilgili hükümlere de yer verilmiştir. Davanın türüne göre mirasbırakanın yerleşim yerindeki sulh ya da asliye hukukta dava açılacaktır.
MİRAS DAVASI NASIL AÇILIR?
Davanın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemenin neresinin olduğu belirlendikten sonra hazırlanan dilekçe ve gerekli belgelerle birlikte ilgili mahkemeye davası açılır. Dava açılmadan önce mirasçıların kim olduğunun net olarak belirlenmesi gerekir. Özellikle yargılamanın sorunsuz ilerlemesi için dava dilekçesinin tüm taraflara tebliğ edilmesi elzemdir. Bu nedenle tarafların ve doğru adreslerin tespiti ile dava süreci daha hızlı ilerleyecektir.
Dava açılmadan önce gerekli bazı belgeleri hazırlamak gereklidir. Bunlar: vefat belgesi, tapu kayıtları, banka hesap bilgileri, mirasçılık belgesi gibi belgeledir. Davanın niteliğine göre dilekçeye eklenmesi gereken belgeler değişebilir. Sunulacak belgelerin doğruluğu, davadaki belirli yasal sürelerin bilinmesi hak kaybı yaşanmaması için dikkat edilmelidir. Hazırlanan dava dilekçesinin ilgili mahkemeye sunulmasıyla süreç başlatılmış olur. Fakat davayı başlatmakla o şekilde bırakılmamalıdır. Bundan sonraki sürecin takip edilmesi son derece önemlidir.
MİRAS PAYLAŞIMI DAVASI NASIL AÇILIR?
Yasal mirasçı ya da atanmış mirasçı olup olmadığı fark etmeksizin birden çok mirasçının bulunması halinde miras bölünene kadar muristen kalan malvarlığına ortaklık, miras ortaklığını oluşturur. Bu ortaklık, elbirliğiyle ortaklık olarak adlandırılır. Mirasın paylaşılmasına kadar ortaklık devam eder, mirasçılar teredeki tüm hak ve borçlardan ortak olarak sorumlu tutulur. Paylaşmada mirasçıların iradeleri aynı noktada buluşmadığı zaman ortaklığın giderilmesi davası açılır. Halk arasında miras paylaşımı davası olarak da bilinen ortaklığın giderilmesi davası, mirasın paylaşılmasında tarafların iradeleri uyuşmadığı zamanbaşvurulan dava türüdür. Murisin malvarlığına elbirliği ile mülkiyetle ortak olan mirasçılar kendi aralarında paylaşmayı yapamadıklarında ortaklığın paylı mülkiyete dönüşmesiyle giderilmesi için izaleyi şuyu davası açmaları gerekecektir.
AİLE İÇİ MİRAS DAVASI
Aslında Miras Hukukunda ayrıca aile içi miras davası şeklinde bir dava türü yoktur. Aile içi miras davasında kastedilen, mirasçıların çocuk ve eşten oluştuğu durumdur. Diğer açılan miras davalarından nitelik itibariyle bir farklılık yoktur. Bu davalarda, mirasçı olduğu belirlenen kişilere tebligat yapıldıktan sonra yargılama aşaması başlar. Bu süreçte davanın uzamaması için öenmli olan , davaya taraf olan tüm mirasçılara tebligat yapılmasıdır. Eğer mirasa taraf olan kişilerden birinin ölümü söz konusu olursa ölen kişinin mirasçılarının her birine tebligat yapılır. Bu durumda miras davası aile içinde kalmamış olur ve taraf sayısında artış gözükür. Aile içi miras davası olarak kalsa idi kişi sayısının azlığı nedeniyle tebligat süresi kısalır. Böylelikle davanın sonuçlanmasıda dieğr miras davalarına oranla daha kısa sürebilmektedir.
MİRAS DAVASI NE KADAR SÜRER?
Miras davasının türüne gör davanın ne kadar sürebileceğinin cevabı değişkenlik göstermektedir. Uygulamada miras paylaşım davası ortalama 2 yıl, tapu iptal ve tescil davası ortalama 1,5 yıl, veraset ilamının iptali davsı ortalama 1 yıl, tenkis davası ortalama 1,5 yıl, miras nedeniyle istihkak davası ortalama 2 yıl, muris muvazaası davası ortalama 4 yıl, miras sebebiyle alacak davası ortalama 1 yıl sürdüğü söylenebilir. Ayrıca davaların sonuçlanması başka sebeplerden ötürü de uzayabilir. Mahkemelerin yoğunluğu; tarafların arasındaki uyuşmazlığa, dosyanın karmaşıklığına ve de delil toplama süreçlerine göre de yaklaşık olarak belirttiğimiz sürelerde uzamalar görülebilir. Tam olarak kaç ay süreceğiyle ilgili kesin bir zaman belirtmek doğru olmayacaktır. Tebligatların yapılması ve miras ortaklığında bulunan kişilerinin adreslerinin tespiti de etkileyen noktalardan biridir.
MİRAS PAYLAŞIMI DAVASI NE KADAR SÜRER?
Yukarıda değinildiği gibi miras paylaşımı davasında da süreyi etkileyen birçok etmen vardır. Ortalama 2 yıl sürdüğünü söylenilebilir. Miras paylaşımı yapılmadığı takdirde tüm mirasçılar ortak olmaya devam ederler. Mirasçılar bu ortaklığı sonlandırmak için miras paylaşımı davası (ortaklığın giderilmesi) açmaları gerekir. Anlaşmaya varılamaması halimde uzun sürme olasılığı da yüksektir. Miras ortaklığı belirlenen kişilerin adres tespiti, tebligatların ne kadar süre içerisinde yapıldığı, Davanın görüldüğü mahkemenin iş yoğunluğuna göre davanın süresi değişkenlik gösterir. Dolayısıyla her miras paylaşımı davası farklı sürelerde görülür.
REDDİ MİRAS DAVASI
Miras reddi olarak de bilinen reddi miras, yasal veya atanmış mirasçıların ölenin tüm borçlarıyla oluşan mirası reddetmesidir. Türk Medeni Kanunu m. 605-618 arasında mirasın reddedilmesi düzenlenmiştir. TMK m.605 “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” Külli halefiyet ilkesi gereği, yasal ve atanmış mirasçılar mirasbırakanın ölümüyle birlikte kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanmaktadır.Mirasçının bir irade açıklaması bulunmasına gerek kalmamaktadır. Bundan sonra mirasçı mirasbırakanın terekenin yanında kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu olurlar. Genellikle mirasbırakanın borcunun çok fazla olduğu durumlarda mirasçılar sorumlu olmak istemedikleri için mirası reddetmektedir. Mirasbırakının ölmesi ve mirasın mirasçılara intikalinden sonra ancak mirasın reddi mümkündür. Ölüm gerçekleşmeden miras hakkının temliki veya mirastan feragat sözleşmesi yapılabilir. Mirasın paylaşılması ve reddi müessesi yasal veya atanmış mirasçıları önemli konulardır.
Mirasın reddi talebi mirasın açılacağı yerdeki yani mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılmaktadır. Kural olarak mirasın reddedildikten sonra bundan dönmek mümkün değildir. Yalnıca Borçlar Kanunu uyarınca yanılma, aldatma, korkutma sebebiyle ret beyanında bulunulmuş ise ret beyanının iptali için dava yoluna gidilebilecektir. Bu anlatılan mirasın gerçek reddidir. Mirasın hükmen reddi ise TMK m.605/2 “..Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır...” Hükümdeki şartların sağlanması halinde mirasçının hiçbir irade beyanına gerek kalmazsızın miras reddedilmiş sayılır. Burada mirasın reddi davası açılmamaktadır. Diğer belirttiğimiz durumda mirasın gerçek reddinde, red talebi ile mahkemeye başvurulur. TMK m. 609’ da mirasın reddinin nasıl hazırlanacağı belirtilmiştir:
“Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.
Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.
Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.
Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
Ret talebinde bulunabilmek için 3 aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Mirasçının mirasçı olduğu öğrendiğinden ya da mirasbırakının ölümünden sonra 3 aylık süre içerisinde mirasın reddi talebinde bulunmalıdır.
MİRAS DAVASI AÇMA ÜCRETİ
Temel olarak yargılama masrafları gider avansı,başvurma harcı, vekalet ücretinden oluşmaktadır. Davanın niteliğine göre maktu ya da nispi başvurma harcı çıkmaktadır. Gider avansı dava şartları arasında yer almaktadır. Her yıl Adalet Bakanlığı tarafından yeniden belirlenen gider avansı davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılması gerekir. Miras davasının birçok çeşidi olması ve her davanın da niteliğine göre çıkacak harç ve gider avansı miktarlarına farklılık olması sebebiyle net bir ücretten bahsetmek pek mümkün değildir. Miras davasının türü, konusunun gayrimenkul olup olmamasıne göre ve davanın ne kadar sürebileceğinin kesin olarak öngörülememesinden ötürü kesin bir ücretten söz edilememektedir. Bu kriterlerle birlikte miras davasının ücretinin belirlenmesinde etkilidir.
Avukat Fatih Tahancı, 2015 yılında Hukuk Fakültesini tam burslu, onur öğrencisi olarak Ankara’da tamamlamıştır. Avukatlık stajını Ankara Barosu nezdinde; ceza hukuku, sigorta hukuku, tazminat hukuku, iş hukuku, icra hukuku ve idare hukuku konularına odaklanmış çeşitli avukatlık bürolarında staj yaparak tamamlamıştır. Avukat Fatih Tahancı Çankaya/Ankara’da bulunan Tahancı Hukuk Bürosu’nda avukatlık faaliyeti göstermektedir.