Etkin Pişmanlık Nedir?

Hakkında bir ceza soruşturması yürütülen yahut kamu davası açılmış olan vatandaşlarımızın aklına etkin pişmanlık nedir ve etkin pişmanlıktan nasıl faydalanılır gibi sorular gelmektedir. Bu yazımızda bu soruları cevaplandırmaya çalışacağız.

Etkili pişmanlık, bireyin kendi özgür iradesiyle daha sonra suç işlediği eylemden pişmanlık duyması, suçun yarattığı olumsuz sonuçları düzeltmesi ve ceza adaletine olumlu katkılar sağlaması durumunda atıfet hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kavramıdır. 

Halk arasında bu kavram genellikle etkin pişmanlık yasası olarak da adlandırılır. Başka bir deyişle, etkin pişmanlık, bir bireyin belirli bir zaman dilimi sonra işlediği suçtan dolayı içtenlikle pişmanlık duymasıdır. 

Suçlu, suç teşkil eden belirli bir eylemin yarattığı olumsuzlukları giderdiği ya dayargılama sürecine olumlu bir şekilde katkıda bulunduğunda pişmanlığını gösterir. Etkin pişmanlık ile ilgiler 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168. Maddesinde düzenlenmektedir.

ETKİN PİŞMANLIK NEDİR?

Neticeli suçlarda, failin tamamladığı eylemin sonuçlarını kendi isteğiyle önlemesi durumuna “etkin pişmanlık” denir. Yasal tanıma göre, TCK’nın 168. maddesi etkin pişmanlığı düzenlemektedir. Maddede belirtildiği üzere, “Suç tamamlandıktan sonra kişi pişmanlık gösterebilir. Bu durumda, işlenmiş ve tamamlanmış olan suç işlenmemiş hâle artık döndürülemez. Ancak, suç tamamlandıktan sonra, pişmanlık duyarak, gerçekleştirilen haksızlığın neticeleri mümkün olduğunca ortadan kaldırılabilir.”

Bu bağlamda, etkin pişmanlık; hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma gibi suçlarda cezada indirime neden olan kişisel bir sebep olarak kabul edilmiştir. Bazı suç tipleri için etkin pişmanlık sebebi, cezanın tamamen ortadan kalkacağı kabul edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184/5. maddesi buna örnek verilebilir.

Etkin pişmanlık durumunda, eylemin hukuka aykırılığının ortadan kalkmamasının yasal sonucu, fail hakkında “beraat kararı” değil, “ceza kararı verilmesine yer olmadığı” kararıdır. Ancak, bu durumun gerçekleşmesi için, etkin pişmanlığın cezayı hafifleten bir neden değil, cezayı ortadan kaldıran bir kişisel sebep olarak düzenlenmiş olması gerekmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 171. maddesi ise, henüz soruşturma aşamasında koşulların gerçekleşmesi durumunda Cumhuriyet Savcısı tarafından “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararının verilebileceğini belirtmektedir.

ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİ

5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesi, hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık gibi suçlar işlendikten sonra pişmanlık gösterilmesi halinde cezada indirim öngören hükümleri içermektedir. Bu madde, adaletin sağlanması ve suç işleyenlerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla hayata geçirilmiştir.

Suç işlenmesiyle birlikte, failin veya suça iştirak eden diğer kişilerin, henüz kovuşturma başlamadan önce, mağdurun zararını geri verme veya tazmin etme suretiyle pişmanlık göstermeleri durumunda, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Kovuşturma başladıktan sonra ve ancak hüküm verilmeden önce pişmanlık gösterilmesi halinde ise, cezanın yarısına kadarı indirilir. Yağma suçundan dolayı pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, hırsızlık gibi suçlarda olduğu gibi, indirimi farklı oranlarda belirlenmiştir.

Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, kısmen geri verme veya tazminat yapılması durumunda mağdurun rızasının alınması gerekmektedir. Ayrıca, karşılıksız yararlanma suçunda, failin veya diğer suç ortaklarının zararı tamamen tazmin etmesi durumunda kamu davası açılmaz veya verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak, bu hükümden fazla sayıda yararlanılamaz.

Türk Ceza Kanunu’nun etkin pişmanlık hükümleri, suç işleyenlerin suçlarından dönmeleri ve mağdurların zararlarının telafi edilmesi yoluyla ceza adaletinin sağlanmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu hükümler, suçun sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmayı ve toplumda huzurun ve güvenin sağlanmasını desteklemeyi hedefler.

TCK 188/3 ETKİN PİŞMANLIK

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 192. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretide baskın görüşlere göre aşağıdaki şartların bir arada gerçekleşmesi gereklidir:

i. Failin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188 ve 191. maddelerinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olması gerekmektedir.

ii. Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.

iii. Hizmet ve yardım soruşturma veya kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.

iv. Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158. maddesinde belirtilen suçlarla ilgili olarak soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.

v. Fail, kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalıdır. Bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.

vi. Failin verdiği bilgiler doğru olmalı, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.

Bu şartların tamamının bir arada gerçekleşmesi durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun 192. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Bu şartların tamamının sağlanması, suçlunun pişmanlığının gerçek ve etkili olduğunu ve ceza adaletine katkı sağladığını gösterir.

Konu ile alakalı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararını örnek vermemiz gerekirse:

‘’Failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerekmektedir. Suç ortakları kavramı uyuşturucu madde suçuna katılan ya da başka bir uyuşturucu madde ile ilgili suç işleyen kimse olarak anlaşılmalı; “yakalanması” sözcüğü de“suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi” olarak kabul edilmelidir. Fail suç ortağının, uyuşturucu maddeyi satın aldığı veya sattığı kişinin ya da başka bir uyuşturucu madde suçu işleyen kişinin yakalanmasına ya da kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunduğunda indirimden yararlanacaktır. Failin kendi suçunun ya da suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması da gerekmektedir. Buna göre, yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için bir neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hâllerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması hâlinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.’’

HIRSIZLIK ETKİN PİŞMANLIK

Hırsızlık suçu, yağma (gasp) suçunun daha hafif bir şeklidir. Yağma suçundan farklı olarak, hırsızlık suçunda fail, başkasına ait malı alma eylemi sırasında mağdura zorla ve şiddet kullanmamaktadır. Ancak, malvarlığı değerlerini hedefleyen bu suç nedeniyle, zararın tazmin edilmesi durumunda faile ceza indirimi uygulanır.

Hırsızlık suçuyla ilgili zararın giderilmesi durumunda ceza indirimi şu şekilde uygulanır:

Suçu işleyen, azmettiren veya yardım eden kişi, dava açılmadan önce, yani savcılık aşamasında mağdurun zararını tazmin ederse, suçla ilgili cezada 2/3 oranında indirim yapılır.

Suçu işleyen, azmettiren veya yardım eden kişi, dava açıldıktan sonra, ancak henüz hüküm verilmeden önce mağdurun zararını tazmin ederse, kendi cezasında 1/2 oranına kadar indirim yapılır.

Örneğin, nitelikli hırsızlık suçuyla suçlanan bir sanık, mahkeme tarafından dava açıldıktan sonra ancak henüz hüküm verilmeden önce mağdurun zararını giderirse, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir ve cezasında 1/2 oranında indirim yapılırsa, takdiri indirimle birlikte cezası toplamda 10 aya kadar düşebilir.

Hırsızlık suçunda, çalınan malın değerinin düşük olması veya suçu işleyenin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla işlenmiş olması durumunda, failin cezasında indirim yapılabilir veya ceza verilmeyebilir. Ayrıca, hırsızlık suçuyla ilgili olarak, suçu işleyenin mal üzerindeki ortaklığı veya alacak tahsil etme amacı gibi durumlarda, ceza indirimi uygulanabilir ve hapis cezası 2 aydan 1 yıla kadar veya adli para cezası verilebilir.

TCK 142/2-H ETKİN PİŞMANLIK

TCK 142/2-H olarak bilinen madde hırsızlık suçunun nitelikli halini düzenleyen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesinin 2. Fıkrasının h bendini ifade etmektedir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir:

Nitelikli hırsızlık

Madde 142 – 

(2) Suçun;

b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,

h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 Md.Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.

Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesi, nitelikli hırsızlık suçunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre, nitelikli hırsızlık suçu, çeşitli koşullar altında işlenen hırsızlık fiillerini kapsar ve ciddi cezai yaptırımlar öngörür.

Suçun işlenmesi, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle veya özel beceri kullanılarak gerçekleştirilmiş olabilir. Ayrıca, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmış ancak kilitlenmiş olan veya bina veya eklerinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınması da nitelikli hırsızlık suçunu oluşturur.

Nitelikli hırsızlık suçu işlendiğinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Ancak, suçun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan birine karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılabilir.

Bu hüküm, hırsızlık suçunun daha ciddi bir şeklini oluşturan ve toplumda güvenlik açısından önemli bir tehdit olarak kabul edilen durumları kapsar. Özellikle, kilitli bir alanda muhafaza altına alınmış eşyanın çalınması, suçun nitelikli hırsızlık olarak değerlendirilmesine neden olur ve daha ağır cezai yaptırımları gerektirir.

Nitelikli hırsızlık suçuyla mücadelede, adalet sisteminin suçluları caydırmak ve toplumun güvenliğini sağlamak için etkili bir şekilde çalışması önemlidir. Bu nedenle, nitelikli hırsızlık suçunun işlenmesi durumunda, gerekli cezai yaptırımların uygulanması ve suçluların adalet önünde hesap vermesi sağlanmalıdır. Bu, toplumda huzur ve güvenliğin korunması açısından hayati öneme sahiptir.

Etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyor ve telafisi imkansız zararlardan kaçınmak istiyorsanız ceza hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almanızı biz TAHANCI HUKUK BÜROSU olarak muhakkak öneririz. 

Yorum yapın

Call Now Button