Miras Hukuku Nedir?

Miras hukuku, vatandaşların ölümü halinde malvarlığının nasıl dağıtılacağını ve mirasçıların haklarını düzenleyen hukuk alanıdır. Bu hukuki düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu gibi yasalarla belirlenmektedir. Miras hukuku, bir kişinin vefatından sonra mirasın paylaşımını, mirasçıların belirlenmesini, mirasın devri gibi konularda düzen sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir alandır. Miras hukuku, miras bırakan kişinin vasiyeti varsa vasiyetin geçerliliğini, mirasın paylaşılmasını ve mirasçıların haklarını belirler. Yasal düzenlemeler, mirasın hangi oranda yasal mirasçılara gideceğini ve hangi durumlarda bir kişinin vasiyetinin geçerli olacağını belirler. 

Aynı zamanda miras hukuku ile ölüme bağlı tasarrufların ve miras bırakanının gaipliğine karar verilmesinden sonra ya da ölüm karinesinin varlığı halinde mirasa konu malların mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağının yanı sıra borçlarının nasıl ve hangi sırayla ödeneceğini de inceleyen özel hukuk dalıdır. Miras hukukunun temelinde ise mülkiyet hakkı ve devamlılığı yer almaktadır. Anayasa’nın 35. Maddesine göre; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bunlar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabilir.” 

Miras hukukunda vasiyetname lehine yorum ilkesi geçerlidir. Bunun sebebi ise miras bırakanın son arzularının mümkün olduğunca ayakta tutulması ve yeterince açıklık bulunmayan hallerde ise miras bırakanın son arzularını gerçekleştirmeye imkân verecek şekilde yorum yapılması ile ölen miras bırakanın bir daha iradesini beyan edemeyecek olması sebebiyle son arzularını yerine getirmektir. Miras hukuku medeni hukukun bir parçasıdır ve sürekli olarak değişen ve güncellenen bir alan olduğu için süreci yürütürken hak kaybına uğramamak adına alanında uzman bir avukattan yardım almak çok önemlidir.

Miras Hukuku Nedir?

Miras hukuku, bir kişinin ölümüyle malvarlığının ne şekilde dağıtılacağını düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, ölen kişinin malvarlığının, mirasçıları arasında nasıl paylaşılacağını, mirasın kimlere geçeceğini, mirasın paylaşımı sırasında hangi kuralların geçerli olacağını belirler. Miras hukukunun temelinde mülkiyet hakkı ve devamlılığı yer alır. Ölümle beraber mülkiyet hakkı sona erseydi ve miras bırakanın malvarlığı devlete kalsaydı bu durumda mülkiyet hakkından söz edilemezdi. Malvarlığının bırakılabileceği bir mirasçı kalmaması durumunda ve miras bırakan da mirasçı atamadıysa malvarlığı devlete kalır ancak bu mülkiyet hakkının kısıtlandığı anlamına gelmez.

Miras hukuku alanında açılan davalara değinmek gerekirse bunlar; mirasçıların pay ve oranlarına ilişkin davalar, vasiyetnamenin iptali davası, tenkis davası, muris muvazaası davaları, terekenin tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davası, mirasın denkleştirilmesi davası, mirasçılıktan çıkarma iptal davaları, miras sözleşmesinin iptaline ilişkin davalar, mirasın reddi kararının iptaline ilişkin davalar, reddi miras davaları ve terekenin tespitine ilişkin davalar olarak örnek niteliğinde sayabiliriz. Mirasçı yasal mirasçı olabileceği gibi miras bırakan tarafından atanmış mirasçılar da olabilmektedir. Miras bırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesini istediği şeyleri belirtmek için gerçekleştirdiği hukuki işlemler olan ölüme bağlı tasarruflara örnek olarak vasiyetnameler ve miras sözleşmeleri gösterilebilir. 

Miras Hukuku Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Miras hukukunda mal paylaşımından bahsetmeden önce yasal mirasçıların kimler olduğuna değineceğiz. Öncelikli olarak yasal mirasçılar miras bırakanın alt soyu olmakla birlikte alt soyunun olmaması halinde üst soyu da yasal mirasçı olabilmektedir. Alt soydan kasıt miras bırakanın çocukları, çocuklar ölmüş ise torunlarıdır. Üst soy ise miras bırakanın anne ve babası, ölmüş olmaları halinde büyük anne ve büyük babasıdır. Bunlar dışında sağ kalan eş de her zümre ile birlikte yasal miras payına sahiptir fakat bu pay hangi zümre ile mirasçı olduğuna göre değişmektedir.

Eş mirasbırakanın alt soyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte biri, mirasbırakanın ana ve babası ile birlikte mirasçı olursa mirasın yarısını, mirasbırakanın büyükanne ve büyükbabası ile birlikte mirasçı olursa birasın dörtte üçü ve kendisi dışında mirasçı kalmaması halinde mirasın tamamına sahip olur. Bunlar dışında evlat edinilen kişi de mirasbırakanın mirasçısı olmaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun500. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.” Mirasbırakanın ölümü anında hiç mirasçı bulunmaması halinde ölenin malvarlığı devlete geçmektedir.

Miras hukukunda miras paylarının bir kısmı kanun tarafından korunmaktadır. Mirasbırakan bu payları engelleyecek şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamamaktadır. Bu payları engelleyecek işlemler ise tenkise tabi olmaktadır. Saklı payları ifade edecek olursak; ölenin alt soyunun miras hakkının yarısı, anne ve babanın miras payının yarısı, ölen kişinin eşinin 1. Ve 2. Zümre ile birlikte mirasçı olması halinde miras hakkının tamamı, 3. Zümre ile birlikte mirasçı olması halinde ise dörtte üçü saklı payı olacaktır. Tenkis davası açılabilmesi için saklı paylı mirasçının saklı payının ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tenkis talebinde bulunması gerekecektir. 

İslamda Miras Hukuku

Tarafımıza gelen sorulardan biri de islama göre miras paylaşımının nasıl olması gerektiği sorusudur. Biz, mirasın hukuki alanıyla ilgilenmekle ve bu alanda uzman olmakla birlikte merak edilen konulardan biri olması sebebiyle bilinen kadarıyla burada bu konuda bilgi vereceğiz. Bu konuya Nisa Suresnin 11. Ayetinde yer verilmiştir. 

11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli gibi (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (ölünün) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. (Mirasçı) tek bir (kadın) ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana babasından her birinin mirastan altıda bir payı vardır. Çocuğu yok da ana babası ona mirasçı olmuş ise annesine üçte bir (düşer). Ölenin kardeşleri varsa, annesine altıda bir (düşer. Bütün bu paylar, ölenin daha önce yapmış olduğu) vasiyetten ve/veya borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınız(dan) hangisinin size yarar bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. (Bunlar) Allah tarafından belirlenmiş paylar olarak (böyledir). Şüphesiz ki Allah bilendir, doğru hüküm verendir.

Miras Hukuku Avukatı

Miras hukuku avukatları, miras konularıyla ilgili hukuki danışmanlık ve temsil hizmeti sunan avukatlardır. Miras hukuku, kişilerin ölümü sonrasında malvarlığının nasıl dağıtılacağına dair kuralları içerir. Miras avukatları, mirasın paylaşımı, vasiyetnamelerin geçerliliği, mirasçıların hakları ve borçları gibi konularda danışmanlık yaparlar. Ayrıca, miras davalarında vekili bulunduğu tarafı temsil ederler. Miras davaları, genellikle mirasın paylaşımı, vasiyetin geçerliliği, mirasçıların haklarının korunması, tenkise tabi bir işlemde tenkis talebi gibi konuları içermektedir.

Bu tür davalarda avukatlar, yaşanan anlaşmazlıkları çözmek için yürütülen hukuki süreçte vekili olduğu mirasçının haklarını korumak için mirasçıyı vekaleten temsil eder. Miras paylaşımı sürecinde yaşanan uyuşmazlıklarda hak kaybına uğramamak ve süreci sağlıklı yürütebilmek için alanında uzman bir avukattan yardım alınması önem teşkil eder.

Yorum yapın

Call Now Button